• resmi ilanlar

Röportajlar

GELECEĞİN A TAKIMI – 8. ve SON BÖLÜM

Fatma Marmara

08.06.2014 00:00

 

 

Bolu Gençlik Geliştirme Merkezi (Boluspor altyapısı) ( Bu röportajlar PTT ligi bitmeden 2014 Nisan ayı sonlarında yapılmıştır) yazı dizime kaldığımız yerden devam ediyorum.

-Oyuncuların gereken değerlerini, şansı bulabilmeleri için neler yapılabilir?

 

-Cüneyt Karakuş: Formayı verirsen bu oyuncularda oynar. Ama sabredip, cesaret verecek, güvenecek ve arkasında duracaksın. Mevcut kadro oluştuğunda oyuncular zaten orada yer bulup bulamayacağını kestirebilir. Ona göre çalışır. Sakatlığı var, kırmızı kartı var. Kupalarla 40 maç var. Yani 40 maçı hep bir 14 oynamış nerede görülmüş? Dünya da yok böyle bir şey! İşte o eksiklerde, aralarda bir iki şans bulduğunda, bu çocuklarda değerlerini bulacaktır diye düşünüyorum.

-Oyuncu transferleri ile ilgili çalışmalarınızı ne şekilde yürütüyorsunuz?

-Cüneyt Karakuş: Transferi yaparken ciddi anlamda bir plan yapıp, oyuncularını ona göre belirler, kadronu ona göre yaparsın. Bizim gibi kıt kanaat bütçeli kulüpler için transferler sarsıcı olursa, sonraki seneler içinde sıkıntı olur.

-Çetiner Erdoğan: Başarılı olduğumuz 78-80, 2004 dönemlerinde genç oyuncuları tarıyorduk. Sonraki yıllarda artık daha alt yaş guruplarına inilmeye başlandı.

 

-Selahattin Kontrat: Şimdi aynı pazara süper lig takımları girdi. Aynı oyuncuyu aynı türbinde BJK. da GB. de Boluspor da seyrediyor. Onların o türbinde olmadığı aralığı yakalaman lazım. Yani biraz daha aşağıya iniyorsun. O yakalamadan senin yakalayıp, kazanman lazım. Burada da tahammül aralığı biraz büyüyor. Bak işte gittiniz aldınız ne oldu? Ama ben onlardan iki sene önce aldım! 2 sene bekleyelim bakalım! Hani burada erken tespit etmek gerekiyor. Erken hamle yapmak gerekiyor. Biraz da risk almak gerekiyor. Biz şu anda seyrettiğimiz gruplarda ki beğendiğimiz oyuncuyu aldık aldık, alamadık ondan sonra alma şansımız yok.

-Oyuncuların psikolojisinden de bahsedebilir misiniz?

 

-Yılmaz Özen: Bunlar bir yandan gelişme çağında, ergenliğe girdikleri için değişebiliyorlar.  Bir bakıyorsunuz iyi, bir gün bakıyorsunuz kötü, kendilerini beğenme duyguları, ortamdan etkilenişleri var. Oyuncunun çok fazla zamanı yok. Oyuncu haftanın 5 günü antrenman yapıyor. Bir gün de maç, geriye izinli bir günü kalıyor. Yaz dönemi 15 gün izin kullanır, başka da izni olmaz. Psikolojik olarak oyuncular çok zor ve çok stresli ortamdadır. Dışarıdan göründüğü gibi değil. Futbol çok zor, çok kısa, çok stresli ve çok riskli bir meslektir. Oyuncu kaybetmeyi sevmez, her zaman kazanmak ister.  Oyuncu ben sağlık için kaybedeyim diye düşünmez.

-Ailelerle görüşmeleriniz ne düzeyde, çocuklarını takip ediyorlar mı?

-Cüneyt Karakuş: Aileler memnun çocukları futbolcu olacak diye. Burada kalanların kontrollerini biz yapıyoruz. Anormal bir durum yoksa bizi aramıyor. Bir güven oluşuyor tabi ve Boluspor gibi bir camiaya çocukları girdi, hayatları kurtulacak düşüncesi taşıyor.

-Hedeflerinize ne ölçüde ulaştığınızı düşünüyorsunuz?

 

-Burhan Sucu: Boluspor Kulübü Gençlik Geliştirme Merkezi olarak hedeflerimize ulaştığımızı düşünüyoruz. Ancak asıl sorumluluklarımızın bundan sonra daha büyük olduğunu, yetiştirdiğimiz sporcularımızın buldukları şansları daha iyi değerlendirerek, daha çok çalışmalarının gerekliliklerini bilmekte ve onlara bu konularda Boluspor Gençlik Geliştirme Merkezi Yönetimi, teknik ve idari kadrosu olarak destek olmaktayız.

-Önümüzdeki yıl yapmayı düşündüğünüz planlarınızın birkaç tanesinden bahsedebilir misiniz?

 

-Süreyya Kocadağ:  Önümüzdeki yıl altyapı için sahanın çevresine, diğer takımlarda olduğu gibi reklam almak istiyoruz. Kendi kaynağımızı oluşturma hedefindeyiz. 50 kişilik otobüs düşünüyoruz. Oyuncularımız küçük otobüslerle gidiyorlar. A2 oyuncularımızın fizik yapısı ile 14 yaşındaki çocuğumuzun fizik yapısı bir olmadığından takım çok yorgun gidiyor.

 

-Bolu halkına, taraftarlara söylemek istedikleriniz?

-Süreyya Kocadağ: Bizim amacımız hiç kimseyi kırmak, üzmek değil. Altyapıyı nasıl daha çok işlevsel hale getiririz, altyapı için neler yapabiliriz, benliğini geçmiş yıllardaki gibi nasıl buldururuz; bunun için uğraşıyoruz. Halkımız maça gelmese de spor gazeteleri okumasa da yine de sporla bir şekilde ilgileniyor bu hafta bizim Boluspor yenmiş ya da yenilmiş diyor. Takıma sahip çıkmasalar da bilet almasalar da maçları izlemeseler de yinede bize kızma haklarını kullanıyorlar. Bunun adı taraftarlık işte. Şu da unutulmaması gereken en büyük gerçektir, Bolu’ya Boluspor çok lazım. Bir başka ile gidip final oynadığınızda Bolu’nun adının ne kadar tekrarlanacağını düşünün, bir şehir sadece turizmle, sanayi ile kazanmaz. Takımları da bu şehrin büyümesinde, kendini gösterip tanıtmasında en büyük etkendir sporun içinde de sporun olduğunu gösteriyoruz aslında.

 

-Samet Karakış: . Bolu halkı Karaçayırı seviyor ve kendi çocuğu oynamadığı halde seyretmeye gelen takip eden çok kişi var. Bugüne kadar desteğini eksik etmediler ve yine destek vermeleri inanmaları yeterli. Zaten bunu da yapıyorlar. Biz yönetim olarak bir şeyleri yapmak düzeltmek istiyoruz. Bu taraftarın bu insanların ve Bolu’nun da bunu hak ettiğini düşünüyoruz. Bize inanmaları sabretmeleri bizim için yeterli. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyoruz.

 

Ben de Boluspor Gençlik Geliştirme merkezinde görev yapan ve bu bilgileri benimle paylaşan değerli Asbaşkan, Asbaşkan yrd, Koordinatör, Altyapı Menajeri, Teknik Sorumlusu Hocalar ile yardımcı antrenörlere ayrı ayrı teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: