• resmi ilanlar

Toplumumuzun Özel Eğitime Gereksinimi Olan Bireylere Bakış Açısı

28/11/2011 00:00

Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye özel eğitime gereksinimi olan birey denir..

 

 

HAZIRLAYANLAR: A.İ.B.Ü. ÖZEL EĞİTİM BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ

Ali Can Çolak-Fatih Mutlu-Sedat Kılıç

 

 

Biz normalde eğitim düzeyi düşük bir toplumuz. Fakat bizim şu ana kadar yapmış olduğumuz tesbitlerde gördük ki aydın dediğimiz tabaka da özel eğitime gereksinimi olan bireyleri toplumdan saklıyor. Özel eğitime gereksinimi olan birey bir tanıdığı ile veya akrabası ile dolaşmaktan, toplum içerisine çıkmaktan adeta utanıyor.

- Özellikle toplumun ilgisinden çekiniyor yani bakmasından rahatsız oluyor. Çünkü malesef toplumumuz bir özel eğitime gereksinimi olan birey ile ilgilenmesi gerektiği gibi ilgilenmiyor. Bir özel eğitime gereksinimi olan birey gördüğü zaman dikkatli bir şekilde, üstelik defalarca bakıyor. Bu da normal olarak hem bireyi hem de yanındakileri rahatsız ediyor. Burada oldukça dikkat çekici bir hususu belirtmek istiyorum.

Türkiye'de özel eğitime gereksinimi olan bireyler ile ilgili hukuki hakları genellikle görme yetersizliği olan bireyler almıştır. Bunun da sebebi şudur. Bir görme yetersizliği olan bireylerin önce düşünen bir beyni vardır. İkincisi etrafındaki, karşısındaki insanların ona bakışından rahatsız olmamaktadır. Çünkü onların bakışlarını görmüyor. Mesela  ortopedik açıdan yetersiz bir birey sizin bakışınızın acıyarak mı yoksa kızarak mı olduğunu anlar. Ayrıca görme yetersizliği olan bireyler, eğitim alanında da gerek kendi çabaları ile gerekse devletin katkıları ile bayağı bir başarı elde etmişlerdir. Sosyal alanda eğitim görmüş görme yetersizliği olan bireyler, dolayısıyla toplumun katmanlarıyla daha çok iletişim kurmuşlar ve bu şekilde daha çok hak elde edebilmişlerdir. Toplumun bakış açısı özellikle acıyarak olmaktadır. Yani bu vatandaşların da benim gibi hakları vardır, benim gibi ihtiyaçları vardır, biçiminde değil de acıma hisleri ile özel eğitime gereksinimi olan bireye bakmaktadırlar. Oysa ona acıyarak bakmak yerine onun da ihtiyaçları olduğu düşünülmelidir. Çünkü acımak hiç bir problemi çözmüyor. yüzden insanlarımızın mutlak eğitilmeleri dolayısıyla özel eğitime gereksinimi olan bireyi toplumla ve toplumun da özel eğitime gereksinimi olan birey ile bağının çok iyi kurulması gerekmektedir.

İnsanların durumu böyle düşünmesi lazım.

 

"YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYE YAPILAN YATIRIM, İNSANLIĞIN GELECEĞİNE YAPILAN YATIRIMDIR."

Günlük hayatımızda başımıza geliyor: Yolda giderken arkanızdan ya da önünüzden bağırarak yolu tarif etmeye, sizi yönlendirmeye çalışıyorlar. Sonuç bizim için hiç de iyi olmuyor. Eğer yardım edeceksen kolumdan ya da elimden tutup yardım et. Uzaktan kumandayla yardım olmaz. Çünkü bakış açısı farklı. Mesela ben birkaç gün önce yaşadığım bir olayı anlatayım. Eve gitmek için otobüs durağında beklerken tanımadığım bir vatandaş bana çalışıp çalışmadığımı sordu. Ben de çalışıyorum dedim. Peki kaç yıldır çalışıyorsun, dedi. Yaklaşık yirmi yıldır, dedim. Abi dedi, senin emekliliğin gelmiş, niye emekli olmuyorsun? Ben de ona dedim ki, siz çalışıyor musunuz? Evet, dedi. Kaç yıldır çalışıyorsunuz, dedim. 27-28 yıl da benim oldu, dedi. Ona, siz niye emekli olmuyorsunuz, diye sordum. Dedi ki, benim çoluk çocuk var. Bunlar şimdi okuyorlar, evlilikleri de var, falan filan... Şimdi sen kendi çocuğunu düşünüyorsun, onların okumalarını, evlenmelerini düşünüyorsun da benim çoluk çocuğumun da olabileceğini niye düşünmüyorsun? İşte size temelde insan olarak bakılmadığı için, yani aynı seviyede bir insan olarak görülmediğiniz için size bu tür sorular yöneltebiliyorlar.

Toplumun, özel eğitime gereksinimi olan bireye bakış açısı nasıl?

Yetersizlik konusunda toplumda ciddi bir ayrımcılık var. Ülkemizde de, yasal boyut ve devlet düzeyinde sunulan hizmet dahil, ciddi bir ayrımcılık yaşanıyor. Toplumda yetersizlik, yoksullukla, cahillikle ilintili olarak görülür. Yetersizliğin genetik olduğu gibi yargılar oluşmuş durumda. Biz, şunu söylemek istiyoruz; ‘yetersizlik’ cahillikle, yoksullukla doğrudan ilintili değil. ‘yetersiz’ demek ‘hasta olmak’ demek değildir. Yetersizliğin içinde bir kronik hastalık boyutu var ama genel olarak bir hastalık olarak değerlendirilmemesi gerekiyor.

Ayrımcılığa uğrayanların ifade ettikleri toplumsal yaşamda maruz kaldıkları ayrımcılıkları ise aşağıdaki gibi gruplamak olanaklıdır. Devamı yarınki sayfamızda…

 

A.İ.B.Ü. Özel Eğitim Bölümü öğrencilerinin, Engellilere yönelik tutumların değiştirilmesi adına yapılan aktivitelerden bazıları:

*Empati Projesi – Yer: Kardelen Meydanı – Tarih: 1 Aralık – Saat: 10.00 – 14.00

*Bilgilendirme Projesi – Yer: Yeni Otogar – Tarih: 1 Aralık

*Halı Saha Maçı Etkinliği – Yer: Boluspor Halısahası – Tarih: 2 Aralık – Saat: 15.00

*Kısa film gösterimi, Pandomim, Şiir dinletisi – Yer: A.İ.B.Ü. Kültür Merkezi / Pembe Salon – Tarih: 29 Kasım – Saat: 13.30

(Katılımlar ücretsizdir. Bütün Bolu halkı davetlidir.)

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: