• resmi ilanlar

Bolu İl Müftülüğü Ramazan Özel Sayfası

26/07/2012 00:00

RABBİMİZİ TANIYALIM

 Müheymin

Gözetici ve koruyucu, doğrulayıcı, tasdik edici ve güvenilir anlamındadır. Kur'an, kendisinden önceki kitapları doğrulayan bir kitaptır.

Tüm evrenin kusursuz bir düzen içerisinde var olmasını sağlayan fizik yasaları, onları meydana getiren Allah'ın, kulları üzerindeki İlahi korumasına da en güzel delilleri oluştururlar.

İnsanların çoğunluğunun doğal karşıladığı pek çok özellik asıl olarak Allah'ın kullarına olan merhametine ve İlahi korumasına işaret eder. Çünkü düzeni ve birliği sağlayan yüzlerce fizik yasasının şu an oldukları şekilleriyle var olmaları için hiçbir zorlayıcı neden yoktur. Allah koruyucuların en hayırlısıdır.

 

*  *  *

KUR’AN DİLİYLE DUA

İbrahim a.s. şöyle dua ederdi: “Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde

beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)

 

PEYGAMBER DİLİYLE DUA

“Allah’ım!Korkaklıktan sana sığınırım. Ömrün en düşük çağının zorluklarından, dünya fitnelerinden ve kabir azabından da sana sığınırım.”(Buhârî, “Cihad”, 25; Tirmizî,“Deavât”,113; Nesâî,“istiâze”,27)

 

 

*  *  *

 

Hz.Peygamber(s.a.s.)'den Ramazan Müjdeleri

 

Haydi… Ramazan bilinciyle müjdelere doğru yürüyelim!

 

Teravih Müjdesi

Ramazan müjdeleri devam ediyor…

Ramazan ayında yatsı namazına ilave olarak, vitirden önce kılınan teravih namazının da insanların günahlarının affına vesile olacağı nebevî müjde ile bildirilmiştir. Müjdeler Peygamberi Fahr-i Kâinât Efendimiz, bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"Bir kimse ramazan-ı şerifin gecelerinde ibadetin sevabına inanarak ve mükâfatını sadece Allah’tan umarak O’nun rızası için teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır… Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için ramazan gecelerini ibadetle geçiren kimsenin geçmiş küçük günahları bağışlanır."

İşte bu da bir büyük ramazan müjdesi… Teravih müjdesi… Bu sebeple olsa gerek ki Müslümanlar teravih için camileri dolduruyorlar..

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgilendirme, www.diyanet.gov.tr

 [email protected]

 

-Şeker hastalarının uyguladıkları insülin iğnesi orucu bozar mı?

İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Şeker hastalarının kullandıkları insülin iğnesi bu nitelikte olmadığı için orucu bozmaz.

-Endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat veya ferçten ultrason çektirmek orucu bozar mı?

Endoskopi veya kolonoskopi yaptırmak; makat veya ferçten ultrason çektirmek; yeme, içme anlamına gelmemekle birlikte, çoğunlukla cihaz içinden su verildiği için oruç bozulur. Ancak söz konusu işlemlerde cihazların kullanımı sırasında sindirim sistemine su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan bir madde girmemesi durumunda endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat veya ferçten ultrason çektirmek orucu bozmaz.

-Kulak damlası ve kulağın yıkattırılması orucu bozar mı?

Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, su veya ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz.

Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, bu miktar oruçta affedilmiştir. Ancak kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulaşması hâlinde oruç bozulur.

-Hemodiyaliz ve diyaliz uygulamalarında oruç bozulur mu?

Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi ve hemodiyaliz olmak üzere iki çeşittir. Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur.

-Merhem ve ilaçlı bant kullanmak orucu bozar mı?

Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu, yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz

-Damardan verilen radyoaktif madde orucu bozar mı?

Bazı hastalıkların teşhisi amacıyla hastalara damar yoluyla besleyici niteliği olmayan radyoaktif maddenin verilmesi orucu bozmaz. Bu şekilde verilen söz konusu madde, besleyici ve vücudu kuvvetlendirici mahiyet taşımamaktadır.

-Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, değerlendirildiğinde, göz damlası orucu bozmaz.

Hidayet Kaynağı Kur’an’dan Bir Ayet Bir Nükte

 

“De ki, Rabbimin rahmet hazineleri sizin elinizde olsaydı,

 onu harcayıp tüketmekten korkar, cimrilik ederdiniz.

Zaten insanda pek cimridir.”

Çok kazanma duygusu ölçülü olduğu , insanı yaradılış gayesinden uzaklaştırmadığı sürece faydalı olabilir. Zira çok kazanan bir Müslümanın, elde ettiği servetle daha çok hayır ve iyilik yapması arzu edilir. İslâmiyet’in verilmesini emrettiği zekât ve sadakayı verebilmek, Allah yolunda sarf edilmesini istediği harcamaları yapabilmek için zengin olmak lazımdır. Zengin olabilmek için de, insanda çalışma ve  kazanma arzusu bulunmalıdır. Ama gönüldeki bu kazanma duygusu ona ahiret hayatını unutturuyorsa, dünya sevgisi onu esir alarak bütün gönlüne el koyuyorsa, o takdirde bu duygu son derece tehlikeli bir hâle gelmiş demektir.

            Şükürler olsun ki, Allah Teâlâ insana zararlı duyguları ve aşırı istekleri frenleme gücü vermiştir. İradesine hakim olan kimsenin bu gibi zaaflarını kontrol altına alması her zaman mümkündür. Dünya malına, dünya zevkine aşırı bağlandığını hissettiği anda Rabbine dönen ve el açıp O’ndan yardım isteyen kuluna Cenab-ı Hakkın yardım edeceğine dair müjdeyi veriyor Efendimiz (s.a.s.) Buyuruyor ki: “İnsanoğlunun  bir dere dolusu altını olsa, bir dere daha ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Ama Allah, tevbe edenin tevbesini kabul eder.”

            İnsanın tevbe etmesini gerektiren kabahatleri, herkesin günah diye bildiği bazı aşırı ve Allah’a karşı  saygısızca yapılmış davranışlardan ibaret değildir. Açgözlülük ve kanaatsizlik de diğer günahlar kadar çirkindir.Sevgili Peygamberimiz bunlardan dolayı da tevbe edilmesi gerektiğini belirtiyor hadisinde bize.

            Bu hadis-i şerifte şöyle bir incelikte sezilmektedir. İnsanoğlu topraktan yaratıldığı için onun tabiatında toprağın özellikleri vardır. Toprak zaman zaman kurur, sıcaktan kavrulur, suya hasret çeker. Onu ancak Allah Teâlâ’nın lutfedeceği bol yağmurlar canlandırabilir. İşte o zaman yeniden hayat bulan toprak gönül okşayan bin bir güzelliğini ortaya çıkarır. İnsan da böyledir.Onu nefsi ve bitip tükenmeyen hırsı esir alıp da insâni özelliklerini kaybettirince, yeniden kendine gelebilmesinin tek yolu Allah’a dönmesi ve O’ndan yardım istemesidir. Yoksa dünya malına olan açlığı artarak devam eder. O zaman da topraktan yaratılan bu varlığın gözünü ancak kabir toprağı doyurur.

            Davut (a.s.) bir gün, o zamanlar çadırlarda yaşayan ümmetinin hali ahvali nicedir diye çadırlarının arasında dolaşırken, bir feryâd figan ile irkilir. Yaşlıca bir kadıncağız ağlıyordur. Hemen yanına gider ve “ Anacığım nedir derdin?” diye sorar. Kadıncağız “Oğlum!” der. “Oğlum vefat etti.Çok genç yaşta vefat etti. Daha yapacak ne çok işi vardı.” deyince, Davut (a.s.) “kaç yaşındaydı oğlun?” diye sorar. Kadın 400 küsür yaşında olduğunu söyleyince, kadıncağıza “Anacığım, ümmetlerin en hayırlısı olan öyle bir ümmet gelecek ki, onların ömürleri sağlıklı sıhhatli 80-90 yıl olacak…” deyiverir. Bunu duyan yaşlı kadın, “ Vay benii vay beniii..  bu kadarcık ömür için bu çadırın ipini bile germeğe değmez.” diye teselli bulur.

            Zenginlik de makam da mevki de bir avuç toprak olacaksa, hayatımızdaki hedeflerimiz büyük olsun; ama hedeflerimiz, amaçlarımız araç olsun İlahi Rızayı kazanmamız için.Vesselam..                                                                

                                                                                           Meral ÖZCAN

 

  İsrâ Sûresi,100

  Buhârî, Rikâk 10; Müslim, Zekât 116-119

  İmam Nevevi, Riyazü’s Salihin, C.I,s.196,197, Erkâm Y.,2001, İst.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: