• resmi ilanlar

RABBİMİZİ TANIYALIM

13/08/2012 00:00

Hâfid

Aşağıya indiren, alçaltan, değerini azaltan.

Cenab-ı Hak buyuruyor:

"O aşağılatıcı, yücelticidir." (Vakia, 3)

Allah, bu dünyada ve ahirette mü'min kullarını yükselten, inkarcı ve münafıkları da alçaltandır. Allah, dilediği kulunu indirir, dilediğini de yükseltir. Kulların yükselmesi, alçalması, zenginleşmesi ve yoksullaşması Allah'ın elindedir. Bil ki, asıl alçaltılmış kimse; ilâhi başarı ve yardımdan yoksun bırakılandır. Başarısızlık ve ümitsizlik içinde bulunan, nefsinin isteklerine yenilen, Rabb'inden bir iyilik görmeyen, kalbinde Rabb'ine dönme gücü bulmayan, dualarına güvenme hissini kalbinde duymayan kimsedir. Bu kimse terk edilmişlikle ödüllendirilmiştir. Daima meşgul ve sıkıntı içindedir.       

 

*  *   *

Müjdecidir recep heman

Konakçıdır şehr-i şa'ban

Aşık sana ehl-i iman

Ey mah-ı sultan merhaba

 

On bir aya sensin serdar

Kulları afv eder Settar

Mağfur olur vakt-i iftar

Ey mah-ı sultan merhaba

 

Can(a) safa senden gelir

Derde deva senden gelir

Lütf u ata senden gelir

Ey mah-ı sultan merhaba

 

Geldi güzellendi heva

Ehl-i dertler buldu deva

Can bülbülü eyler neva

Ey mah-ı sultan merhaba

 

Bu gece ıyd etti alem

Münafıklar etti matem

Minareler kandil ile

Buldu şerefler dem-be-dem

Amil ÇELEBİOĞLU

 

*  *   *

 

KUR’AN DİLİYLE DUA

Süleyman a.s. şöyle dua ederdi:“Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml,27/19)

 

PEYGAMBER DİLİYLE DUA

“Allah’ım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlâkımı da güzelleştir”

(İbn Hanbel,el-Müsned, I,403)

 

*  *   *

 

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgilendirme, www.diyanet.gov.tr

 [email protected]

*Zekât kimlere verilir?

-Zekât ve fitrenin kimlere verilebileceği Kur'an-ı Kerim'de belirlenmiştir (Tevbe Sûresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri İslam'a ısındırılmak istenen kimselerdir.

 

*Zekât Kimlere Verilmez?

-Zekât ve fitrenin, Tevbe suresinin 60. ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verecek kişi, bu şartları taşısa bile;

1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına,

2) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına,

3) Müslüman olmayanlara,

4) Karı-koca birbirlerine, Zekât veremez..

 

*Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?

-Aldıkları zekât ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe suresinin 60. ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekât ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.

 

*Ücretlilere Zekât Verilebilir mi?

-İslâm'da zekât ve fitrenin, kişilerin sınıf ve meslek gruplarına bakılmaksızın, kimlere verilip verilemeyeceği açıkça belirlenmiştir. Bu itibarla, belli bir geliri olduğu halde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan kişilere zekât verilebilir.

 

*  *   *

 

1AYET 1 NÜKTE

“…Namazı dosdoğru kılın,

 çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.”

Nisâ,4/103

Yüce Allah namaz kılanlara; merhamet (Tevbe,9/71), bağış ve tükenmez rızık (Enfâl,8/3-4), cennet (Ra’d, 13/19,23), büyük mükafat (Nisâ4/162) ve kendi rızasını (Tevbe,9/72) va’detmiş, namaz kılan mü’minlerin müjdelenmesini istemiştir(Hacc,22/34-35). Çünkü namaz, mü’minin hayatına çeki düzen verir; onu her türlü çirkinliklerden, haram ve yasakları işlemekten men eder (Ankebût,29/49).

Kur’an’da namazlarını huşû ile edâ eden (Mü’minun,23/2) ve namazı hayatına hakim kılan mü’min doğru yolu bulmuş ve kurtuluşa eren (Lokmân,31/4-5) kimseler oldukları ifade edilmektedir.

İman, namaz ve diğer ibadetler, kul ile Allah arasında manevi bir ticarettir. Bu ticareti yapanlar, asla zarar etmezler (Fâtır, 3/29-30). İmân edip Salih ameller işleyen, beş vakit namazı dosdoğru kılıp servetinin zekatını verenlerin mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir (Bakara,2/277)

Sevgili Peygamberimiz Veda Hutbesinde: “ Rabb’iniz Allah’a karşı gelmekten sakınınız. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Malınızın zekâtını veriniz. Âmirlerinizin(Allah’a isyan olmayan) emirlerine uyunuz. Rabbinizin cennetine girersiniz” müjdesini vermiştir.(Tirmizi, Ebvâbü’s-Salati,434)

İnsan beşer olması dolayısıyla hatasız ve kusursuz olmaz. Günlük hayatında farkına varmadan madden ve manen, bedenen ve ruhen kirlenir. Şirk (Allah’a ortak koşmak), küfür (Allah’ı ve ayetlerini inkâr etmek), nifak (iki yüzlülük) gibi inançla ilgili veya içki, kumar, zina, hırsızlık, cinayet, yalan söyleme, hile yapma, rüşvet, gıybet, iftira etme…gibi amel ile ilgili olup tövbe etmeyi gerektiren büyük günahlar hariç “namaz”, kusurların ve hataların bağışlanmasına vesile olur(Hûd,11/114)

“İşin başı İslâm, direkleri namaz, en yüksek noktası ise cihattır”(Tirmizi, İman,8) buyuran Sevgili Peygamberimiz(s.a.s.), beş vakit namazını kılan kimseye Allah’ın “cennet” vaad ettiğini, kılmayan kimseye ise bir vaadinin bulunmadığının bildirmiştir.

Yine Efendimiz(s.a.s.) ,beş vakit namazını kılan kimseyi günde beş defa bir nehirde yıkanan kimseye benzetmiştir. “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir ırmak olsa ve burada günde beş defa yıkansa bu kimsede hiç kir kalır mı? (Sahabenin); “Hayır hiçbir kir kalmaz” diye cevap vermeleri üzerine, “İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah, bu sebeple günahlarını temizler, yok eder.”( Bûhari, Mevâkît, 6.I,134.)buyurmuştur. Günde beş vakit namazının kılan , manevi kirlerden temizlendiği gibi dış çevre ile sürekli temas halinde olan organlar günde beş defa yıkandığı için kirlerden ve bulaşıcı mikroplardan temizlenmiş olur.

Vücut elbise ve namaz kılınacak yeri temizlemek namazın şartı olduğu için namaz, kişiyi temiz olmaya mecbur eder. Zekatla malı temizlenen insanın; namaza hazırlıkla bedeni, namazda devamlı olmasıyla da ruhu temizlenmiş olur. Temizlik üzerine kurulan İslâm’ın hedeflediği tertemiz insan olma şerefine böylece erişilebilir.

“Güneşin batıya kaymasından, gecenin karanlığına kadar, belli vakitlerde namaz kıl, özellikle de sabah namazını. Çünkü sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulunur (şahit olurlar). “(İsra Sûresi,17/78) ayeti kerimesinde Cenab-ı Hakkın , kalbin ulvi olan her güzelliğe açık olduğu , en huzurlu vakitte kılınan sabah namazına önem verdiğini ve Yüce Allah’ın kullarına bir nevi taltif ile o nurdan meleklerini, ibadetlerine şahit tuttuğunu öğreniyoruz. Tekbir alıyoruz, melekler şahit; rûkua gidiyoruz, melekler şahit secde anındayız yine melekler şahit. Zikrediyoruz Rabbimizi, salatü selâmlar gönderiyoruz Peygamberimize ve yine melekler yanımızda hazır ve şahit.

Gönül ustası Hazret-i Mevlânâ, insanı ilâhî huzura ulaştıran tekbir, kıyam, rükû, secde, ve dua gibi namaz rükünlerine oldukça düşündürücü mânâlar kazandırır.

             Namaza tekbirle girmek, “İlâhî, biz senin huzurunda kurban olduk” demektir. Tekbir getirerek kurban kesildiği gibi, tekbirle namaza başlamak da “Allah’ım, canımız sana feda olsun” anlamındadır.

         Namazda kıyama durmak, Allah’ın huzurunda kıyametteki muhasebeyi hatırlatır, Kul, biraz sonra hakkıyla yerine getiremediği kulluğundan ve işlediği günahlardan dolayı, utancından ayakta durmaya dermanı kalmaz, rükû’a eğilir.

          Başı rükû’da iken “Hakk’ın suallerine cevap ver!” diye İlâhî ferman gelir. Kul, rükûdan başını mahcup olarak kaldırır. Ayakta duramaz, yüz üstü secdeye kapanır. Tekrar ona “Secdeden başını kaldır! Yapmış olduklarından haber ver!” diye ferman gelir. O, yine mahcup bir halde başını kaldırırsa da, tekrar yüz üstüne kapanır.Ağır yükün tesirinden dizleri üstüne çöker.

Sağa selam verir; peygamberler ve melekler tarafına bakar, onlardan şefaat talep eder. Onlar derler: “Çare ve yardım günü geçti. Çare, ancak dünyada olabilirdi. Orada salih amellerde bulunmadınız, o günler gitti…

            Sola selam verir; akraba ve yakınlarının tarafına bakar. Onlardan da bir fayda göremez…

            Herkesten ümidini kesince, dua için iki elini kaldırır. “Ya Rabbi, herkesten ümidimi kestim. Kuluna merhem ancak Sensin. Senin rahmet ve mağfiretine sınır yoktur.” diye dua eder.

Cenab-ı Hak cümlemizi huşu ile saygı ve kemali edeple namazlarında devamlı olan musallinden eylesin.

                                               Meral ÖZCAN

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: