Üniversiteler siyasi ve toplumsal olaylarda neden suskun kalıyor?

24/08/2012 00:00

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, öğrenci kapasitesi 24 bine ulaşan AİBÜ’nün Bolu’ya yönelik toplumsal hizmetlerinin başında sağlık hizmetleri geldiğini belirterek, “Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ve Diş Hekimliği Fakültesi’nde yılda 260 bin hastaya tedavi hizmeti veriyoruz” dedi. Rektör Coşkun, protokolden arındırılıp halka indirgenemeyişi nedeniyle tartışmalara konu olan İzzet Baysal Şükran Günleri Bilim Kültür, Sanat ve Turizm Festivali’nin organizasyonu hakkında konuştu. Coşkun ayrıca, “Siyasi ve toplumsal olaylarda rektörler neden suskun kalıyor?” sorusuna yanıt verdi.

 

 

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ile yaptığımız röportajımızın ikinci ve son bölümünü bugün yayınlıyoruz. Rektör Coşkun, dün Express’te yayınlanan açıklamalarında 2012-2013 akademik yılında yeni bölümlerin eğitim ve öğretime başlayacağını, bu sayede üniversitedeki öğrenci sayısının 24 bine ulaşacağını belirtmişti. Açıklamalarında ayrıca, AİBÜ’de açılması planlanan Ziraat ve Doğa Bilimleri, Teknoloji ve İletişim fakülteleri ve Yabancı Diller Yüksekokulu hakkında bilgi veren Coşkun, üniversitenin başarı sıralaması hakkında konuşmuş, yanıtı yıllardır tartışılan “Üniversiteli işsizler ordusu nasıl yok edilir?” sorusunu yanıt verdi. Rektör Coşkun bugün yayınlanan açıklamalarında yine çarpıcı ifadeler kullandı. Röportajın devamı şöyle:

 

-Sayın Rektör, AİBÜ’nün Bolu’ya entegrasyonu konusundaki çalışmalarınız ve hizmetleriniz neler?

 

Bu konu geniş tartışılabilecek bir konu. Üniversiteler bulundukları kentlere hizmet etmekle de yükümlüler. Bu sorumluluklarda kanunlarla belirlenmiş bir konu. O sorumluluk çerçevesinde verilen görevlerde eğitim öğretim, bilimsel çalışma ve toplumsal hizmetlerdir.

Eğitim öğretimde sorumluluk zaten bizde ama kentinde bu anlamda desteği önemli. Öğrencilerimiz aynı zamanda şehirle iç içe. Ulaşım konusunda bir ihtiyacımız olduğunda belediyeye iletiriz ve çözüm talep ederiz.

Bilimsel çalışmalar anlamında da, üniversitemizin Bolu’da gerçekleştirilmek üzere önemli projeleri var. Üniversitemizin bilimsel araştırmalarda elde ettiği verileri de zaman içerisinde Bolu’ya yansıyacaktır.

Bolu’ya yönelik toplumsal hizmetlerimizin başında da sağlık hizmetleri gelmektedir. Şu an Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yılda 260 bin hasta başvuruyor. Bizde tedavi hizmetlerini devreye sokuyoruz. Yine Diş hekimliği Fakültemizle de bu hizmeti insanlarımıza sağlıyoruz. Bu hizmetlerimizle insanlarımızın Ankara ve İstanbul’a gitme ihtiyaçlarını da ortadan kaldırıyoruz.

Yine üniversite olarak bilhassa sanayiyle işbirliğine giderek bir teknokent oluşumu var. Bu oluşumda da çekirdek bir oluşumumuz var ve mekânda da belli başlı projeler sürüyor. Burada imkânları daha da genişletme çabası içerisindeyiz. Önümüzdeki aylarda bu çalışmalarımızı da kamuoyuyla paylaşacağız. Teknokentimizi önemli bir konuma getirme hedefimizi sürdürüyoruz diyebilirim.

Öte yandan üniversitenin şehre artılar kazandırması için belediye ile de çalışmalar gerçekleştiren bir üniversiteyiz. Gerek çevre, gerekse de sosyal sorumluluk anlamında öğrencilerimizin Bolu için yapmayı sürdürdükleri projeleri bulunmakta. Bolu’daki neredeyse tüm kamu kuruluşlarıyla çalışmalarımız var ve üniversitenin yöreyle entegrasyonu çalışmalarımız var. Bizim gönlümüzden geçen bunların daha fazla bir şekilde sürdürülmesidir. Yaşanacak kapasite artışıyla Bolu’da önümüzdeki dönemde güzel hareketlilikler bekliyoruz.

- AİBÜ, İzzet Baysal Şükran Günleri Bilim Kültür, Sanat ve Turizm Festivali’ni bu yıla kadar Valilik ve Belediye ile ortaklaşa organize ediyordu. Festivallerin protokolden arındırılıp, halka indirgenememesi tartışmalara konu olmuş, festival organizasyonlarının Kent Konseyi tarafından yapılması gündeme gelmişti. Bu konu hala gündemde. Siz gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

 

Bu konuda yaşanan süreci biliyorum. Ahmet Bey (Baysal) bu hassasiyetlerini açıkladığı anda bende aynı ortamdaydım ve söylediklerini duydum. Sayın Vali, Belediye Başkanı ve ben ha keza açıklamaları destekledik. İstek, tamamen festivali halkın sahiplenmesi ve böylesinin daha güzel olacağı yönünde.

 

Üniversiteyi İzzet Baysal kurdu. Biz bu anlamda üniversiteye ve vakfa şükranımızı bir görev biliriz. Biz bu görevimizi, bize birisi bir şey söylese de söylemese de her zaman yerine getiririz. Bunun için oluşan talepte olumlu bir talep. Umarız ki şükran günleri en güzel şekilde kutlanır.

İzzet Baysal Vakfı ile ilişkiler ne durumda?

Vakıfla ilişkilerimiz geçmişten bugüne hep olumlu bir şekilde gelmiştir ve bu konudaki hassasiyetimizde süreklidir. Üniversite olarak Bolu’ya ve ülkeye böyle bir eser kazandırmış olmaları, sonrasında sağladıkları katkıları başlı başına hayır hizmetidir. Ayrıca sadece üniversite olarak değil, Bolu’ya da yapılmış çok sayıda hayır hizmeti var. Bu hizmetlerin korunması, geliştirilmesi ve daha iyi yerlere getirilmesi noktasında da bize düşen görevler var. Bizde bu görevleri yerine getirmekten memnunuz.

 

Üniversite rektörleri yakın geçmişte siyasi ve toplumsal olaylarda tepkilerini ve değerlendirmelerini açıkça ortaya koyuyorlardı. Son dönemde rektör çevrelerinin tam bir sessizlik içerisinde olması baskı iddialarının doğruluğundan mı, yoksa başka nedenlerle mi?

 

Ben o dönemlerde rektörlük yapmadım. İki buçuk yıllık rektörüm. İzzet Baysal Vakfı Bolu’da güzel bir kuruluş gerçekleştirerek, bir üniversite kurmuş. Benim tüm günüm hem kanunların, hem de anayasanın öngördüğü şekilde çalışmakla ve üniversitenin hizmet alımlarının geliştirilmesi ve her alanda büyütülmesi yönünde çabalar sarf etmekle geçmekte. Dolayısıyla bana ne görev verildiyse ben onu yerine getirmekle görevliyim. Bu konuda da gerekli adımları attığımı düşünüyorum. Çünkü üniversitenin çok sayıda altyapı sıkıntısı var, bakım onarım ihtiyaçları var. Üniversite kurulalı 20 yıl olmuş ve birtakım bakım onarımlarının yapılması gerekiyor. Üniversitemizin gençlerimize iyi bir eğitim ve öğretim vermesi gerekiyor. Ayrıca bilime, teknolojiye katkı sağlaması gerekiyor. Mesaimizin tamamını tüm bunların daha iyi olması için harcıyoruz. Ben rektörlük görevini bu şekilde tanımlıyorum.

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz