• resmi ilanlar

“Beni yıpratmak istiyorlar”

05/10/2012 00:00

Bolu eski Belediye Başkanı Yüksel Ceylan, bu görev için partiden yeniden aday adayı olacağını açıklamasının ardından Bolu Express’e verdiği özel demeçte, Milletvekili Tanju Özcan’ı siyasete kendisinin soktuğunu ve aday adaylığı sürecinde Özcan’dan kesinlikle icazet almayacağını açıkladı. Dün gün boyu parti gündeminin ilk sırasına yerleşen bu açıklamalarının ardından Ceylan yaptığı yeni çıkışta ise, CHP içinde aleyhinde çalışan gruplar bulunduğunu söyledi ve “Beni yıpratmak istiyorlar” sözleriyle parti tabanına seslendi. Ceylan, bu gruplar hakkında; “Ben siyasete 23 yılımı verdim. Dün partiye gelenler beni eleştiremezler” yorumunda bulundu ve parti binasına gitmemesine dair gerekçelerini ilk kez sıraladı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Bolu siyasetinde sosyal demokrat duruşuyla tanınan, 23 yıl boyunca siyasette adından söz ettirmeyi başaran eski Belediye Başkanı Yüksel Ceylan’la yaptığımız ve dün ilk bölümünü yayınladığımız röportajın ikinci bölümünü yayınlıyoruz. Dün gün boyu Bolu kamuoyunda tartışmalara konu olan röportajın son bölümünde öne çıkan ayrıntılar şöyle:

 Sayın Ceylan, belediye başkan aday adaylığı sürecinde diğer isimler arasında sizi öne çıkaracak etkenler nelerdir?

Şu an ki belediye başkanı halka, sivil toplum örgütlerine ve kendisini eleştirenlere karşı takındığı olumsuz tavırlar. Bu bir kere beni öne çıkaracaktır. Ben hiçbir zaman beni eleştirenlere hakaret etmedim. Kötü söz söylemedim. Eleştirilere cevap vermişimdir. Ama şu an da sayın başkan her eleştiriye hakaret içeren yaklaşımlarla karşılık veriyor. Yönetimlerini düşürmeye çalışıyor. Bunlar demokratik olmayan yaklaşımlar.

Şu ana kadar Bolu’da olumlu yapılan çalışmaların yüzde 80’inin projeleri bana aittir. Bir, Gölköy Arıtma. Necdet Gören bu projeyi başlatmıştır, ben devam ettirdim. 22 Milyon Dolarlık kredi buldum ve bu krediyi Bolu Belediyesi’ne hibe olarak kazandırdım. Bakın bu para bugün 40 milyon liraya tekabül etmektedir. Bugün Başkan övünerek açıklıyor; “Bolu’nun su şebekesini yeniliyoruz” diye. O Gölköy Arıtma’nın içinde 300 kilometre uzunluğunda şehir hattının yenilenmesi projesi de var. Bugün gösterilen asbestli borulardan Bolu’yu kurtarma çalışmaları benim dönemimde başlatıldı. Şimdiki başkan seçim dönemi çıktı Gölköy suyunu eleştirdi ve Çele’ye baraj inşa edeceğini söyledi. Sonuç ne oldu? Yine benim projemi gerçekleştirdi. Bunun gibi daha çok projeler var.

Alaaddin Yılmaz’ın seçimlerde iki projesi vardı. Birincisi, Çele Barajı’nı oluşturma, ikincisi de belediye önünden pazaryerine yürüyen merdiven oluşturma çalışmaları. Ama bunlar olmadı. Şimdide Kent Meydanı’na başlamaya hazırlanıyor. O da yoktu ama sonrada oluştu. Bolu’nun ufkunu, geleceğini ben belirledim.

Karaçayır’a park yaptı. Orasıyla ilgili Kültür Park Projesi var dediğimde, bana “Yok öyle bir proje” dedi Başkan Yılmaz. Ben bu projeyi alıp evime mi götürdüm öyleyse?

Ben seçim beyannamelerimde yer alan projelerimin yüzde 90’ını hayata geçirmiş bir belediye başkanlığı dönemi sergiledim. Bunları hayata geçirmekle kalmadım, Bolu’nun ufkunu da açtığıma inanıyorum.

2000 yılında Düzce il oldu. 2000’den 2002 yılı Kasım Ayı’na kadar il kurultayı aracılığıyla ben bu ile milletvekilliği de yaptım. O günün milletvekilleri burada, valileri ve siyasi parti il başkanları yaşıyor. Nasıl çalışmalar yaptığımızı biliyorlar. Biz deprem yaşamış Bolu’nun gelecekteki 25 yılını belirleyecek il danışma planını da hazırladık.

Peki, size göre 2004 yılındaki yerel seçimleri kaybedişinizin nedenleri nelerdi? Belediye başkanlığınız döneminde Necdet Gören’in kadrolarıyla çalıştığınız ve bu çalışmalarda kadro uyuşmazlıkları yaşadığınız ileri sürülüyor. Siz bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

2004 yılındaki AKP rüzgarıyla seçimi kazanamadık. Kadro uyuşmazlığı denilen konu şu; Belediye’de Necdet Gören’in bir ekibi vardı, ardından göreve ben geldim. Ben o ekiple 1989-1994 arasında bir dönem belediye meclis üyeliği de yaptım. 1994 seçimlerinde merkez ilçe başkanı olduğum için belediye meclisine aday olmadım. Canımı sıkan bazı olaylar oldu, sonrasında partiden istifa ettim. Bir yakınım DSP’de ilçe başkanıydı. Beni partiye üye yaptı ama ben partiye falan gitmedim. Ardından bana “Aday ol” dediler, bende oldum. Seçilere belediye başkanı oldum. Bir süre sonra da eski partime CHP’ye döndüm. Yani uyumsuzluk diye bir şey yok. Ben o ekiple belediye meclis üyeliği de yaptım, belediye başkanlığı da. İçinde kafama yatmayan veya tam uyum sağlayamadığım arkadaşlarda olabilirdi. Ama ben uyumsuzluk yaşamadım. Benim o ekiple sağladığım uyumun bir benzerini Alaaddin Yılmaz kendi ekibiyle dahi gösteremedi. Bakar mısınız, kendisi 6 ayda bir başkan yardımcısı değiştiriyor. Benim zamanında böyle değişiklikler olmazdı.

Geriye dönüp baktığımda tek eksik, yaptığımız çalışmaların yeterince anlatılamamış olması bugün karşımıza çıkıyor. Nihayetinde de bir AKP rüzgarıyla seçim kaybettik. Ben yüzde 28 oyla seçildiğim belediye başkanlığından yüzde 39 oy alarak ayrıldım. Bu kolay bir şey değil. O günkü seçim iki kutuplu gerçekleşti; Sağ ve sol olarak. Türkiye’de sağ her zaman güçlüdür. Seçime bu gibi bir kutuplaşmayla girildiğinde sol kaybeder. Bende böyle kaybettim.

Yüksel Ceylan’ın bu şehir için daha idealleri var. Eksik kalan çalışmaları var. Artı, şu anki AKP kadrolarına karşı veya AKP adayına karşı en güçlü şekilde belediyeyi savunabilecek, belediyeciliği bilen, deneyimi olan Yüksel Ceylan’dır. Yüksel Ceylan bu artılarını kullanarak seçimi kazanabilir diye düşünüyorum. Onun içinde adayın Yüksel Ceylan’ın olmasında yarar olabileceğini düşünüyorum. Başkaları aksini düşünebilir.

 Aday adaylığınız gündeme geldiği tarihlerden itibaren parti kamuoyunda, örgütlerden uzak kalmanızdan dolayı hakkınızda yoğun eleştiriler bulunuyor. Siz bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?

Ben henüz aday adaylığımı resmi olarak açıklamadım. Ortada yüzde yüz oranında Yüksel Ceylan desteklenecek diye bir şey yok. Ayrıca partinin siyasetini sadece örgütler belirlemiyor, partinin tabanı bunda etkilidir. Siyasetin seyrini üyeler ve genel merkez belirler. Nezaket gereği, gördüğümüz terbiye gereği biz parti büyükleriyle de görüşeceğim.

Belediye başkanlığından ayrıldıktan sonra hakkımda “partiye gelmedi, gitmedi” şeklinde eleştiriler yapılıyor. Ben 1989’da siyasete başladım. Bugün tarih 2012. Partim beni ne zaman, nereye çağırdıysa ben orada bulundum. Zaman zaman partili arkadaşlarımdan aleyhime duyduğum sözler var. Bunlar beni kırıyor, incitiyor.

 Neler duyuyorsunuz?

Onu söylemek istemiyorum.

 Lütfen…

Tamam. Mesela birini söyleyeyim. Benim partiye gelip gitmemi isteyenler Yüksel Ceylan’ı da şu organizasyona davet edelim diyorlar. Ama bunun karşısında birileri çıkıp, “O bize zarar verir!” diyor. Ben o partiden neredeyse emekli olacağım. O parti üzerinde çok emeğim var. Daha dün partiye üye olup da beni bu şekilde eleştirenlere üzülürüm. Bu partinin her kademesinde çalıştım.

Bakın bu partide bu kadar çok görevde yer almış insanlar çok az çıkar. Siz benimle ilgili olumsuz sözler edeceksiniz, ben bunları duyacağım, sonra da “gelmiyor” diye sözler sarf edeceksiniz. Peki, ben bugüne kadar çağrıldığım nereye gitmedim? Bunu söylesinler! Her yere gittim. Kış gününde ilçelere göreve gönderdiler, gittim. Partim için çalışırım. Ama birilerine şirin görünüp, birbirimize siyaset yapmak için çok da partiye gitmem. Orada birileri birbirlerine bir şeyler anlatarak sadece zaman öldürüyorlar. Çıkalım arazi de çalışalım öyleyse. Beni ne zaman çağırdılar da ben çalışmadım? Ama çağırmadıkları gibi arkamdan da böyle laflar ederlerse de ben buna kırılırım. Bunu belli bir grup yapıyor. Ve ben bu grubu da biliyorum. O partide şu an siyaset yapan her insan üzerinde benim emeğim vardır. Benim kadar o partide seçim bile geçirmemiştir. Onun için bu eleştirileri ben kabul etmem. Bu eleştiriler beni yıpratma amaçlıdır. Dün partiye gelenler beni eleştiremezler. Böyle bir hakları yok. Ben ölünceye kadar bu partideyim.

 CHP’de yerel seçim için üye bazında ön seçim yapılıp, yapılmayacağı tartışmaları hakim. Sizin bu tartışmalardaki tarafınız ne yönde?

Ben bu partide yapılacak ön seçime hazırım. Üye bazındaki ön seçime de, delege bazındaki ön seçime de hazırım. Yok, bunu yapmazlarsa, genel merkezin yapacağı değerlendirmeye de hazırım. Ancak çok demokratik, katılımcı, üyelerimizi ve partililerimizi küstürmeyecek bir aday belirlenecekse üyelerle ön seçim yapılmalı.

 Sizin öneriniz üye bazında ön seçim yani.

Evet, benim önerim bu şekilde. Daha demokratik olur, kırgınlıklar olmaz. Herkes üyenin görüşüne saygı duyar, parti kenetlenir, kucaklaşır ve seçimi bu şekilde kazanırız.

Birileri bunu sopa gibi göstermeye kalkışıyor. Bizim onlardan korkumuz yok. Biz çok seçim yaşadık. Böyle bir yola girdiğimde de çalışırım. Sonuna kadar da mücadelemi yaparım. Beceremezsem, yapamazsam kimseye kırgınlığım da olmaz. Demokratik bir ortam sağlanacaksa belediye başkan adayı ve belediye meclis üyesi adaylar ön seçimle belirlenmeli. Belediye başkan adayına da bazı boşluklarda elbette ki boş bırakılmalı. Bundan da rahatsızlık duymam. Ben her şeye hazırım. Partimiz, örgütlerimiz neye karar verirlerse biz o yarışın içinde olacağız.

 Sayın Ceylan, son açıklamalarınızı öğrenebilir miyim?

Siyasi birikimim, belediyecilik deneyimimle ben tekrar CHP’den aday adayı olacağım. İsimleri gündemde konuşulan diğer aday adayı isimlerin hepsi değerlidir. Ben hepsine bu süreçte başarılar diliyorum. Önemli olan Bolu’da CHP’nin seçimi kazanmasıdır. Bu benimle ya da bir başkasıyla… Hiç fark etmez.

Belediye’nin mülklerini satanlardan, Belediye’yi borca batıranlardan, kafasına göre iş yapıp halkı ciddiye almayanlardan bu kentin bir an önce kurtulması gerekiyor. Onun içinde bu süreçte mücadeleye katılmak üzere aday adayı olacağım. Kamuoyunun ve parti çevrelerinin bu süreçte desteklerini bekliyorum. İnanıyorum ki 27 Ekim 2013’te de gülen taraf biz oluruz. Yarım kalan hizmetlerimize kaldığımız yerden devam ederiz.

Açıklamalarınızdan dolayı teşekkürler Sayın Ceylan.

Ben teşekkür ederim. Bolu Express Gazetesi çalışanlarına başarılı çalışmalarının devamını diliyor, Express okuyucularına da selamlarımı gönderiyorum. 

 

YORUMLAR  (Toplam 4 yorum)

  • İsmail CENNETOĞLU  (07.10.2012 10:28:28)

    Sayın Ceylan, "Dün partiye gelenler beni eleştiremezler. Böyle bir hakları yok." şeklindeki sözlerinizi, sizin adınıza büyük bir talihlsizlik olarak değerlendiriyorum. Deneyimli bir siyasetçi olarak bu sözlerinizle, rakiplerinizin seçilme şansını artırıyorsunuz...

  • CHP li 1  (06.10.2012 11:12:48)

    27 Ekim 2013 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi sandıktan acık ara farkla ön sırada çıkacaktır. Bunu tüm Bolu kamuoyu farkında aday aramaya gerek yok bu konuda Sn. Bolu Chp MV. Tanju Özcan MVliği Bayragını teslim alırken gösterdi, zirvede bıraktı. CHP Bolu kalesi (Belediye) kapıları sonuna acık . Şimdiden Bolumuz için en hayırlısını diliyoruz. Her şey bolu için...

  • PALAVRA  (06.10.2012 07:42:56)

    MECLİS ÜYELİĞİNE KAPAK ATMAK İÇİN BU NUMARALARI KİMSE YEMEZ,CHP YE KAYBETTİREN SİZSİNİZ,BIRAKIN ADAY ADAYLIĞI İÇİN YENİ ADAYLAR ADİLCE YARIŞSIN CHP Yİ KÖTÜLEMEKLE KAZANAMAZSINIZ

  • CHP li  (06.10.2012 00:55:22)

    Sen siyasette 23 yılını vermiş olabilirsin. CHP yi hakaret içeren sözlerle hitam ettiğin günleri, CHP ye İzzet Çetinin baskısı sonucu kabul edildiğin günleri, CHP ye hiç bir şey katmayıp, seçim kaybettirdiğin günleride umarım unutmamışsındır. Senin yüzünden AKP iki dönemdir Bolu belediye başkanlığını kazanıyor. Bir yerde durup azda olsa toplumundan kazandığın saygı değerlerini tamamen yitirme. Senden bu saaten sonra ne politikacı nede belediye başkanı olur. Git büronda Mali müşavirlik mi yapacaksın, evinde torun mu bakacaksın. Artık CHP ye zarar vermeyin,CHP nin sırtından inin.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: