“Seçimlerin ertelenmesi, CHP’nin kazanacağı gerçeğini değiştirmez!”

15/11/2012 00:00

CHP İl Örgütü Basın Sözcüsü Mehtap Özcan Mısırlıoğlu, yerel seçim takviminde yaşanan değişikliği Bolu Express’e yorumladı. “Seçimlerin ertelenmesi, CHP’nin kazanacağı gerçeğini değiştirmez!” diyen Mısırlıoğlu, olası aday adaylığı hakkında önümüzdeki günlerde sergileyeceği tavrı açıkladı, ayrıca CHP gündemini yorumladı. Mısırlıoğlu, 2011 Genel Seçimleri’nde Tanju Özcan’ın milletvekili seçilmesine sağladığı katkı sonrası Özcan’ın kendisine tam destek sağlayacağı yönünde bazı çevrelerce savunulan yorumlara da ilk kez karşılık vererek, “Milletvekili seçilmesinin ardından Özcan’la aranızda bu yönde bir akit oluştu mu?” sorusunu yanıtladı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

12 Haziran 2011 Genel Seçimleri’ne CHP 2’nci Sıra Bolu Milletvekili Adayı olarak katılan ve 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Tanju Özcan’ın seçilmesine büyük katkı sağlayan Mehtap Özcan Mısırlıoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızın ilk günkü önemli ayrıntıları şöyle:

 

Sayın Mısırlıoğlu, 2013 yılı Ekim Ayı’nda yapılması öngörülen yerel seçimler için start veren ilk parti CHP idi. Ancak, hükümet kanadı geri adım attı, yerel seçimlerin normal tarihinde, yani 2014 yılı Mart Ayı’nda yapacağını açıkladı. Kamuoyunda belediye başkan aday adaylığınızı açıklamanız beklentileri halen sürüyor. Takvim değişikliği sonrası nasıl bir tavır sergileyeceksiniz?

 

Kamuoyunda 2013 yılının Ekim ya da Kasım ayında yerel seçimlerin yapılacağı bekleniyordu. Ancak Ak Parti yerel seçimlerin öne alınmasını öngören teklifi yeniden Meclis’e getirmeye cesaret edemedi. Ve yerel seçimlerin normal tarihinde, yani 2014’te yapılması artık kesinleşti.

Yerel seçimler için yaklaşık 15 aylık bir süre var. Ben CHP’de il yöneticisi olarak görevimi sürdürüyorum ama şunu açıkça belirtmek istiyorum. Ben partimde bana verilen her görevde çalışmaya hazırım. Tüm partililerime, eş, dost ve çevreme her zaman söylediğim bu. Önemli olan CHP’nin vatandaş tarafından kabul görmesidir. Bu kabul görme esnasında da Mehtap Özcan Mısırlıoğlu nerede olması gerekiyorsa, örgüt onun nerede olmasını isterse de, o noktada da her zaman olur. Yani ben hiçbir zaman görevden kaçan bir insan olmadım. Hangi görev verilirse, onu yerine getirebilmek için yeterli hırs ve azme sahibim.

Aday adaylığı sürecine gelirsek. Biliyorsunuz şu ana kadar CHP’de Cahit Çıngı resmi aday adaylığını açıkladı. Açıklamasını gerçekleştirdiği törene bizleri de davet etti ve katıldık. Öte yandan Yüksel Ceylan da kamuoyuna aday adayı olacağını duyurdu. Sanıyorum yakın zamanda resmi açıklamada da bulunacaktır. Ve davet gelmesi halinde Ceylan’ın da bu açıklamasında yanında bulunacağız.

Bana gelince; Kamuoyunda ‘Aday adayı olacağım’ demediğim halde ismim yoğun şekilde tartışılıyor. Olumlu görüş belirtenler olduğu gibi muhakkak olumsuz düşünenlerde olacaktır. Herkes tek bir aday adayını destekleyecek diye bir şey yok. Bu zaten demokrasinin de bir gereğidir. Kamuoyunda ismimin tartışılması benim için onur vericidir.

Öte yandan ismimin bu denli yüksek sesle tartışılması sanıyorum 2011 Genel Seçimleri’nde milletvekili adayı olmamla da çok alakalı. O dönem çok güzel bir çalışma gerçekleştirdik. Köyleri, mahalleleri, ilçeleri karış karış gezmeye çalıştık. Sonuçta da başarı sağladık ve bir milletvekili çıkarmayı başardık. Bu süreçte bizimde katkımız olduysa ne mutlu bize. Benim için hangi arkadaşımızın milletvekili olduğu önemli değil. Önemli olan bu kişinin CHP’yi ve Bolu’yu doğru temsil etmesidir.

 

CHP’nin yerel seçim takviminin değişmesi ile kazanımları ya da kaybedişleri neler oldu? Ya da siyasi partiler açısından bakarsak, kazananlar ve kaybedenler kimler?

Bence bu takvimin değişmesiyle kazananda, kaybeden de olmadı. Yerel seçimlerin öne alınacağı gündemde iken biz, ‘Yapılan işler bitmesin! Biz de bunlardan nemalanalım’ düşüncesinde zaten değildik. En azından ben değildim. Mevcut belediye şu an pek çok uygulamayı eş zamanlı yapıyor. Bu çalışmaları bitirir ya da bitiremez. Önemli olan burada vatandaşın yaşadığı sorunlar. Yapılanlar vatandaşın hayatını kolaylaştırmış mı, yoksa kolaylaştırmamış mı? Mevcut belediye yapması gereken temel görevleri yerine getirmiş mi, yoksa getirememiş mi? Veya bunları yaparken insanlar mağdur edilmiş mi, yoksa edilmemiş mi? Seçimler 6 ay önce de olsa, sonrada olsa vatandaş mevcut belediye yöneticilerini zaten iki kez denedi.  Artık bunun insanlarda bir tahammülsüzlük noktasına ulaşmışlığı var. O nedenle seçimlerin öne alınması ya da normal tarihinde yapılacak olması, CHP’nin seçimi kazanıp kazanmamasında bir artı veya eksi rol oynamayacaktır diye düşünüyorum.

 

Parti içi belediye başkan adaylığı yarışı tartışmalarında hakkınızda birtakım spekülasyonlar ortaya atılmakta. Bazı çevrelerce deniliyor ki; Mısırlıoğlu 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri’nde Tanju Özcan’ın milletvekili seçilmesine sağladığı katkı sayesinde bu seçimde aday olması mümkün. Milletvekili seçilmesinin ardından Özcan’la aranızda bu yönde bir akit oluştu mu? Özcan, desteğinize karşılık size adaylıkta tam destek vereceğini açıkladı mı?

Ben böyle bir iddiaya katılmıyorum. Bu bir siyaset. Bugün pek çok arkadaşım benim aday olacağımı düşünebilir. Fakat daha sonra başka bir arkadaşımız aday adayı olarak çıkar ve o benden daha da iddialı görülebilir. Siyasette söz olmaz. Siyasette yarın neyin ne olacağı da bugünden planlanmaz. Önemli olan kendini ifade etmektir. Hiçbir şekilde böyle bir anlaşma yok. Milletvekilinin de bu şekilde taraflı davranacağını da düşünmüyorum. Sonuçta aday adayları çıkar, demokratik koşullarda yarışır. Çünkü kendine güvenen her bireyin aday adayı olmaya hakkı vardır. Bu süreçte tek bir kişinin üzerinde yoğunlaşmak bir milletvekilinin yapmaması gereken bir şey. Ben doğrudan taraf olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Adayın kendini ifade edebilme başarısıyla belirlenmesi kanaatindeyim.

 

Biliyorsunuz, İl Kongresi sürecinde Tanju Özcan taraf olduğu gerekçesiyle oldukça büyük eleştirilere konu olmuştu. O nedenle sormak istiyorum, Özcan’dan bu süreç öncesi duyulan beklentileri biraz daha açar mısınız?

Evet, il kongresi sonrası kopmalar, küsmeler oldu ama yaşanan sorunlar giderek onarılmakta. Önümüzdeki süreçte parti içi diyalogların daha da sağlamlaştırılacağını düşünüyorum. Bana kalırsa, bu süreçte Tanju Özcan tüm aday adaylarına eşit mesafe de olmalı ve hangi aday adayı kendisinden bir destek isterse de onun yanında olmalı. Gerektiğinde de Özcan o aday adayıyla saha da çalışmalarda bulunmalıdır.

 

Geçmişte parti örgütlerinde önemli görevlerde bulunmuş, hatta seçilerek önemli görevlere gelmiş isimlerin bugün yeniden basın tarafından CHP gündemine sokma girişimlerini nasıl yorumluyorsunuz?

Yerel seçimlere henüz 15 ay olmasına rağmen kamuoyunda sürekli CHP aday adayları tartışılıyor. AKP’nin ya da MHP’nin aday adayları halen tartışılmamakta. Bunun da aslında CHP için olumlu olduğunu düşünüyorum. Vatandaşın CHP’ye ihtiyaçları olduğuna inanıyorum. Bu nedenle de kamuoyunda CHP ve aday adayları tartışılıyor.

Bence eski ya da yeni fark etmez. Hangi arkadaşımız aday adaylığından adaylığa çıkarsa çıksın, önemli olan CHP’dir ve o adayın halka anlatacaklarıdır. Belediyecilik için konuşuyorum, en can alıcı nokta vatandaşın hayatını kolaylaştırabilmektir. Teknik projeler yapılır, sosyal projeler yapılır. En önemlisi bunlar yapılırken vatandaşın mağdur edilmemesidir. Ben bu süreçte isimleri geçen herkesin bu görev için donanımlı olduklarını düşünüyorum.

 

Parti kulislerindeki değerlendirmelerde zaman zaman yıllarca partinin kapısını açmamış kişiler olarak nitelendirilen isimlerin gündeme gelişi eleştirilere sebep oluyor. Siz bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?

CHP üyeleri ile sürekli istişare halindeyim. Elimden geldiğince her gün partide zaman geçirmeye çalışıyorum. Bu süreçte de üyelerle konuşma ve sohbet etme imkânını elimde buluyorum. Eskiye dönüş yapmak isteyenlerde olduğu gibi mevcut yapının başarılı olduğunu savunanlarda var.

Eğer CHP üye bazında bir önseçim yaparsa, üyelerin takdiri hangi doğrultuda çıkar ise ancak bunu o zaman görebiliriz. Üyelerin sağduyusuna güvenmek zorundayız. Çünkü üyelerimiz hiçbir zaman CHP’nin başarısız olmasını istemez.

 

Peki, basının bu süreçteki değerlendirmelerinden parti kamuoyu etkilendi mi?

Belki yöneticilerde veya parti üyelerinde, ‘Acaba mı?’ sorusu oluşabilir ama ben üyelerin sağduyulu olduğunu ve onların oyuna ipotek konulamayacağını düşünüyorum.

 

  (Röportajın devamı yarın)

 

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz