Başbakanı yargılayacak yiğitler aranıyor

29/06/2013 00:00

Cumhuriyet Halk Partisi Bolu Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Fırat Kaya, Cumhuriyet Başsavcılığına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Duyuruya neden olarak ise Gezi Parkı eylemleri sırasında Başbakan’ın sarf ettiği cümleler gösterildi. Hazırlanan 3 sayfalık dosyada şüpheli sıfatı eklenen Başbakan’ın “%50 polemiği –ayrımcılık-, gezi parkı alanının mahkemelik olmasına rağmen biz kararımızı verdik cümlesi -yargıya müdahale-, çapulcu sözü ise –ayrımcılık- olarak nitelendirildi.

Haber: Nermin KAYA

Cumhuriyet Halk Partisi Bolu gençlik Kolları Başkanı Mehmet Fırat Kaya ve parti üyeleri dün Bolu Adliyesi önünde yaptıkları bir basın açıklaması sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu. Gezi Parkı eylemleri sürecinde Başbakan’ın vatandaşları suça sürüklediğini söyleyen Fırat Kaya, “Başbakan’ı yargılayacak yiğitler arıyoruz” ifadelerine yer verdi. Kaya, suç duyurusunda Başbakan’ın “ayrımcılık, halkı aşağılamak, kin ve nefrete sevk etmek, yargıya baskı yapmak, kanunlara uymamaya teşvik etmek” gibi suçlarda bulunduğunu beyan etti.  Başsavcıya teslim edilen dosyada Başbakan’ın Fas ziyareti dönüşü, havaalanında yaptığı konuşmaların görüntüleri ve sonrasında ki demeçleri ile gazete haberleri delil olarak eklendi.

Fırat Kaya tarihin Başbakan Tayyip Erdoğan’ı diktatör olarak yazacağına vurgu yaparak “Memleketimizin adalet dağıtan kurumlarına çağrımız var. Cumhuriyet Başsavcılığına yargı görevini yapanı etkileme, kanunlara uymamaya tahrik suçlamasıyla yaptığımız başvuruyla Başbakan’ın yargılanmasını talep ediyoruz. Yürekli, onurlu, aydın adalet mensuplarımızın adaletin gereğini yapacağına inanıyoruz. Başbakan Erdoğan’ı yargılayacak yiğitleri arıyoruz” dedi.

Suç duyurusuna anayasanın 112, 113, 8, 10 ve 34. Maddeleri gerekçe gösterilerek şu ifadelere yer verildi:

“Başbakan Erdoğan'ın Osmanlı Arşivleri binasının açılışında yaptığı konuşmada "Taksimde üç proje var. Doğa, tarih ve trafiğin tamamen yerin altına indirilmesi. Taksim'e camide yapacağız. Bunun iznini CHP Genel Başkanından yada bu birkaç çapulcudan alacak değilim." diyerek halkı aşağılamış kin ve düşmanlığı tahrik etmiştir”

Başbakan Erdoğan'ın Fas ziyareti öncesinde havalimanında yaptığı basın toplantısı sırasında, "Şu anda evlerinde zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az %50si var. Biz onlara 'aman sabırlı olun sakın bu oyuna gelmeyin' diyoruz" sözleriyle halkı bölmüş, karşı karşıya getirmiş, kin, düşmanlık, korku ve panik yaratmıştır.

Nitekim Başbakan'ın tüm bu açıklamaları Fas gezisi dönüşü kendisini karşılamaya gelen partililerine yönelik olarak konuşma yaparken kitleni hep bir ağızdan "Yol ver gidelim Taksim'i

ezelim" sloganları ile karşılık bulmuştur. Başbakan'ın bu sloganlara yönelik olarak kitleye kendilerini teskin eden sözlü müdahalede bulunmayarak şikayete konu tutumunda ısrarcı olmuştur.

Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan 02.06.2013 tarihinde Adana Şakir Paşa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada "Biz birkaç çapulcunun yaptıklarını yapmayız. Onlar yakarlar, yıkarlar. Çapulcunun tanımı budur zaten." ifadelerini kullanmıştır.

Başbakan toplumda yaratmaya çalıştığı sosyal ve siyasal bölünmeye ilaveten mezhepsel ayrışma yaratacak şekilde "Reyhanlı'da 52 Sünni yurttaşımız öldü" diyerek bu tutumunu daha açık ve resmi bir hale getirmiştir.

Emniyet güçleri ve kim olukları belli olmayan sivil giyimli eli sopalı kişilerin yaptıkları müdahalelerin neticesinde; Ülkenin meydanları, caddeleri ve sokaklarında ne sebeple bulunursa bulunsun eylemlere katılan, katılmayan, çocuk, genç yaşlı demeden tüm yurttaşlar 20 gün 24 saat sürekli aşırı dozda kullanılan biber gazının etkisi altında bırakılmıştır. Eyleme katılsın, katılmasın o mahallelerde tesadüfen de olsa bulunan günlük yaşamını sürdüren yurttaşlar polisin saldırı ve şiddetine maruz kalmış, biber gazı kapsülleriyle ve gerçek mermi ile hedef alınıp ateş edilerek, cop ve sopalarla fiziki şiddet uygulanarak ve gerçek mermi kullanılarak yurttaşlarımız devletin kanunsuz şiddetine maruz bırakılmıştır. Yapılan bu müdahalelerin sonrasında biri göstericilere müdahale eden bir polis memurunun düşmesi suretiyle, diğer üç yurttaşımız polisin gerçek mermi ile ateş etmesi ve/veya şiddet uygulaması neticesinde sonuç olarak 4 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Sayısı net belli olmayan yurttaşlarımız ise uzuv kaybı, hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmıştır.

Bu ölüm, uzuv kaybı, yaralanma kamu güvenliği ve kamu sağlığının tehlikeye düşürülmesi şüphelinin arz olunan söz ve açıklamalarının sonucu olarak ortaya çıktığından şüphelinin bu konudaki sorumluluğu açıktır.

 

Şüphelinin belirtilen söz ve açıklamaları nedeniyle TCK 214 ve 216. maddeleri kapsamında suç oluşturmaktadır. Bu açıklamaların yer aldığı TV ve Radyo haber kayıtlarının TRT ve diğer ulusal yayın yapan kurumlardan istenilmesini ve internet ve yazılı basında yer alan açıklamaların ilgili siteler ve gazeteler üzerinde inceleme yapılarak kanıtların toplanmasını, hakkında gerekli yasal kovuşturmanın yapılmasını ve suç oluşturan eylemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunarak kamu davası açılmasını saygı ile arz ve talep ediyoruz.”

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz