• resmi ilanlar

Farz namazlarla birlikte kılınan sünnet namazların dayanağı nedir? Kılmak gerekli midir?

23/07/2013 00:00

....

“İslam dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in (s.a.v.) Allah’ın rasûlu olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.”

 

Farz namazlarla birlikte kılınan sünnet namazların dayanağı nedir? Kılmak gerekli midir?

Hz. Peygamber (s.a.s.), bizzat kendisi farz namazlarla birlikte, onlara bitişik olan sünnet namazları da kılmış ve ümmetine de kılmalarını tavsiye etmiştir.   Bir hadislerinde: “Her gün sabah namazından önce iki, öğleden önce dört, sonra iki, akşamdan sonra iki ve yatsıdan sonra iki olmak üzere 12 rekat nafile namaz kılmaya devam eden kişiye, yüce Allah cennette bir köşk inşa eder.” (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 101) buyurmuştur. İkindi namazı ile ilgili olarak da “İkindiden önce dört rekat namaz kılana Allah merhamet etsin” (Ebu Davud, Tatavvu 8) demiştir.   Bir başka hadislerinde de: “Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey farz namazdır. Eğer bu namazı tam olarak yerine getirmişse ne güzel. Aksi halde şöyle denilir: Bakın bakalım, bunun nafile namazı var mıdır? Eğer nafile namazları varsa, farzların eksiği bu nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer farzlar için de aynı şeyler yapılır.” (Ebu Davud, Salat, 145; Tirmizi, Salat, 188) buyurmuştur.

 

 

MÜSLÜMANIN NİŞANI OLAN NAMAZ

 

Dr.Halil TAŞPINAR

İl Müftü Yardımcısı

 

Farsça bir kelime olan namaz, Kur’an’da “salat” kelimesi ile ifade edilmektedir. Arapçası “Salat, çoğulu “salavât” olan bu kelimenin “Dua,  hayırla dua’’ olup, müslümanların yaptıkları, bazı hareketleri de kapsayan bir ibadet türü. Din ıstılahında ise namaz, “Peygamberimizin uyguladığı şekilde yerine getirilen, kalp, dil ve bedenle birlikte yapılan bir ibadettir.” Namaz, tekbir ile başlayıp selâm ile son bulan, belli fiil ve sözleri içine alan bir ibadettir. Allah'a karşı tesbîh, ta'zîm ve şükrün ifadesidir. Namaz, Kur'an'da doksandan fazla ayette zikredilir.  Namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi'rac (İsrâ) gecesinde farz kılınmıştır.  Beş vakit namaz farz kılınmadan önce, Hz. Peygamber'in ibadet tarzı   Cenâb-ı Hakk'ın yaratıklarını düşünmek, Allah'ın yüceliğini tefekkür etmek şeklinde idi. Sabah ve akşam ikişer rekat hâlinde namaz kıldığı da nakledilir. Daha önceki ümmetlerin de namaz ibadeti vardır. Kur’an’da bu hususla ilgili ayetler şunlardır:

‘’Ey Oğulcuğum! Namaz kıl, iyiyi emredip kötüden sakındır, başına gelene sabret; doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdir.’’ (Lokman 31/17)

"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını namazı dosdoğru kılmaları için, senin Beyt-i Haram'ının yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir. Ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler." (İbrahim 14/37)

"Şüphe yok ki ben, ben Allah'ım, benden başka ilâh yoktur. O halde Bana ibadette bulun ve Beni anmak için namaz kıl." (Taha 20/14) örnek verilebilir.

"Şüphesiz namaz, müminlere, vakitle belirlenmiş olarak farz kılınmıştır." (Nisa 4/103)

"Oysa onlar, tevhid inancına yönelerek, dini yalnız Allah'a tahsis ederek O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emr olunmuşlardır. İşte doğru din budur." (Beyyine, 98/5)

Namazla ilgi bazı hadisler şunlardır:

Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattâb (r.a)'ın anlattığına göre, bir adam kendisine: Gazveye çıkmıyor musun?" diye sorar. Abdullah şu cevabı verir: "Ben Hz. Peygamber (sav)'i işittim, şöyle buyurmuştu: "İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak." (Buhârî, İman 1; Müslim, İman 22; Nesâî, İman 13, (9, 107-108); Tirmizî, İman 3, (2612))

Hz. Peygamber (sav), Muaz b. Cebel (r.a)'i Yemen'e gönderirken ona şöyle buyurmuştur: "Sen ehli kitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları ilk önce Allah'a kulluk etmeğe çağır. Allah'ı tanırlarsa, Allah'ın onlara gecede ve gündüzde beş vakit namazı farz kıldığını söyle. Namazı kılanlarsa; Allah’ın onlara, zenginlerinden alınıp yoksullara verilmek üzere zekâtı farz kıldığını söyle. İtaat ederlerse, bunu onlardan al, insanların mallarının en iyisini alma, mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur." (Buhari, Zekat, 41, 63, Meğazi, 60, Tevhid, 1).

 Namaz, bizi yaratan, yaşatan, sayısız nimetleri veren yüce Allah'a karşı bir kulluk görevimizdir. Namaz kılanlar, Allah'ın emrini yerine getirmiş, kulluk borçlarını ödemiş ve Allah'ın hoşnutluğunu kazanmış, dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşmuş olurlar. Ayrıca Namaza Allah’ı hatırlatır, Dinin direğidir, Kendisine verilen nimetlere karşı bir şükrün ifasıdır, İnsana vaktin kıymetini öğretir, Mü’minin miracıdır ve insana cemaat olma şuurunu kazandırır. Cemaatle Kılınan Namaz Yirmi Yedi Derece Daha Üstündür. "Rasûlullah (sav) buyurdular ki: "Cemaatle kılınan namaz  münferid kılınan namazdan  yirmi yedi derece üstündür." -"Yirmi beş derece" diye de rivayet edildi." (Buharî, Ezan 30, 31; Müslim, Mesacid 249, (650); Tirmizî, Salat 161, (215); Nesâî, İmamet 42.)

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki hem ayeti kerimeler hem de hadis-i şerifler ile ilgili gerekli bilgiler verilmiş  ve uyarılar yapılmıştır.

"Nedir sizi Sekar'a (Cehennem'e) sokan? diye (sorulunca); Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksula da yedirmezdik. Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik. Ceza gününü yalanlardık." (Müddessir, 74/42-46)

 “Kulun kıyamet gününde, hesabı ilk önce sorulacak ameli namazdır. Eğer namazı dürüst çıkarsa kurtulmuş ve kazanmıştır. Eğer namazı düzgün çıkmazsa kaybetmiştir.” (Tirmizî, Salât, 305)

 

 

BÜYÜKLERİN SÖZLERİ SÖZLERİN BÜYÜKLERİDİR

Gerçeği her zaman savun, anlayan olmasa bile, vicdanına karşı hesap vermekten kurtulursun. (Wells)

 

 

el-MUSAVVİR

Tasvîr eden, herşey'e bir şekil ve hususiyet veren...

Allah Teâlâ herşey'e bir sûret, bir özellik vermiştir. Herşey'in kendisine göre şekli, dıştan görünüşü vardır ki, başkalarına benzemez.

Meselâ: İnsanlar arasında tamamiyle birbirinin aynı iki insan yoktur.

Bundan daha garibi, parmak uçlarındaki çizgilerdir. Bu çizgiler, insanların sayısı kadar değişik gidiyor ve hiçbiri ötekine uymuyor. Şu halde insanın hiç taklit olunamayacak imzası, bastığı parmak izidir.

İşte bunlar, Allah Teâlâ'nın MUSAVVİR isminin tecellîleridir.

 

el-ĞAFFÂR

Mağfireti pek bol olan...

 

Gafr, örtmek ve sıyânet etmek (korumak) mânâsınadır. Allah mü'minlerin günahlarını örter. Dilediği kullarını da günahlardan sıyânet eder, korur. Bu, onlar için en büyük nimetlerden biridir.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: