• resmi ilanlar

İnsanın olduğu yerde elbette kıskançlık olur

19/09/2013 00:00

Devlet kademesinde görevli olanları vatandaşa tanıtan ve illerden haberler veren Amirler.net Bolu Valisi İbrahim Özçimen ile Valilik görevi ve özel hayatı üzerine bir röportaj yaptı. Gezi olaylarının Bolu’ya yansımasından Boluspor’a kadar Bolu Valisi Özçimen’in işte o röportajı!

Amirler.Net olarak Mülki İdare Amirleri'ni protokol dışındaki yaşam tarzları ve sosyal düşünceleri ile önce tanımak sonra tanıtmak istedik. Röportaj serimizin ilk durağı Bolu oldu. Bolu Valisi İbrahim Özçimen ile Mülki İdare Amirleri'nin nasıl olması gerektiğine, kaymakamlık ile valilik makamı arasındaki ince noktaya kadar bir çok konuda sohbet ettik.

- Gezi eylemleri Bolu’ya nasıl yansıdı?

Beklediğimizden büyük bir yansıması oldu doğrusu. Yaklaşık 4 bin kişilik katılım oldu sakin bir şehir olmamıza rağmen. Gece Twitter’da başladı haberler. Meydanda toplanmaya başladılar. Emniyete geçerek mobeselerden gerekenleri yaptık. Çok şükür bir can yakmadan olayları kontrol altına aldık ve sona erdirdik.

- Gezi Parkı’nda planlanan neydi ?

Yaşananlar için çok şey denildi. Asayişin başı olarak ben Bolu halkına sağ duyulu davranışlarından dolayı teşekkür ederim. Bu eylemlerin Siyasi yönleri var. Kişi ve vatandaş olarak toplulukları doğru bulmuyorum. Manipüle edilmeye müsait oluyor topluluklar. Kalabalıklar birilerinin oyununa çok çabuk geliyor. Manipüle edilmesi kolay oluyor maalesef.

- Emasya protokolü ile Süper Vali mi oldunuz ?

Bizim görev ve yetkilerimizi düzenleyen kanun il idaresi kanunu biliyorsunuz. O kanunda Valilerin yetkileri oldukça iyidir ve kanun hala yürürlükte.

Sonradan çıkan kanunlar, tüzükler, yönetmelikler ile bazı yetkilerimiz alınmaya çalışılıyor. Emasya adı üstünde protokoldür. İlde asayişi sağlamak için geniş yetkilerimiz var aslında, diğer taraftan Emasya protokolüne ihtiyacımız yok bakıldığında. Ben Emasya demek istemiyorum aslında farklı anlamları çağrıştırıyor bir bakıma. Bakanlığın gönderdiği genelge doğrultusunda askerden gerektiğinde takviye alabiliyoruz.

Bu yetkiler belki doğu bölgemiz için düşünülebilir ama gezi olaylarında olduğu gibi batıda bu protokol ve eldeki mevzuat gereği kullanabiliyoruz.

Eylül ve Ekim aylarında planlandığı iddia edilen eylemler için Bolu’da durum ne ?

-Bizim ilimizle ilgili Eylül ve Ekime ait ekstra bir bilgi yok. Zaten öncesinde haberimiz olur ve gereken neyse onu yaparız. Eylül ve Ekim ayında Okul dönemi, Ekim’de Kurban bayramı var. Rutin bir mevsim değişimi her hangi bir durum olacağını düşünüyorum Bolu ilimiz için.

Boluspor ne olacak bu sene? Play Off maçından Süper Lige çıkma durumu olmuyor bir türlü.

Bu soru ile anladım ki Vali Özçimen Futboldan iyi anlayan bir sporseverdi.

-Bu sene daha sağlam gidiyor gibiyiz. Futbol bu ne olacağı belli olmuyor. Sahaya çıkan çocuklar terini son damlasına kadar akıtmalı. Bu sene bu biraz daha farklı gibi. Geçtiğimiz yıla nazarla daha bir gayretli gibiler.

Bu sene bay oluyor biliyorsunuz.(Takımlar PTT 1. Lig'de bir hafta oynayıp diğer hafta boş geçebiliyor sırasıyla)  Bu takımda soğukluğa neden oluyor. Ciddi ivme kazandı gibi bizim arkadaşlar. Takımların bir birinden pek fazla bir farkı yok aslında. Bu sene bizde oynayan diğer taraf, diğer takımdan bize geliyor. Kardeşliği birlikteliği sağlayan kazanıyor. Hocalar mücadele dayanışma ruhunu verdi mi sorun kalmıyor.

Arkadaşlarla sohbet ederken konuşuyoruz. 34 maçlık maratona nefesimiz yetmedi. 75. Dk sonra gol yemişiz. Demek 75 den sonra kondisyonumuz yetmiyor.

Yedekler burada maçı kurtarmalı. Sanki 25. Haftadan sonra kaybetmeye başlıyor gibiyiz. İşte o zaman yedekler ortaya çıkıyor . Takımı onlar kurtaracak. Yedekler kondisyon bakımından her daim hazır olmalılar.

- İbrahim Özçimen nasıl bir çocukluk dönemi geçirdi?

Ben 3 yaşında top oynamaya başlayan birisiyim. Futbol vefasız bir futbol , adaleti olmayan bir oyun. Asla adaleti yok. Okul takımında oynuyordum. Adana Lisesi dünya şampiyonu olmuştu. Adana yaptıysa biz neden yapmayalım dedik. Karşı takımın itirazı nedeniyle kazandığımız maçı hükmen kaybettik.

Bu kadar gaddar bir durum var Futbolda. Sonraki seneye hazırlandık o sene biz lise takımı olarak 2. Lig kategorisinde oynayan Uşakspor’u yeniyorduk.

Önümüze gelene 3-5 gol atıyoruz. Son maça çıktık ama ciddi bir rüzgar var. Tek kale oynuyoruz ama santrafor boş kaleye gol atamıyor. Maçı havada karada yeneceğimiz bir takıma 1-0 kaybettik.

Mesleğe dönünce zaman zaman yine oynadık. Canlı kanlı heyecanlı birisiyim. Askerden bir çok kişi yırtmak ister ben komando olmak istedim.

Olabildiğince aynı heyecanla vatandaşa faydalı olmaya çalışıyoruz. Devletim şuan beni bu makama layık gördü ve bu makamın hakkını vermek için canla başla çalışıyoruz.

- Mülkiye yolu nasıl açıldı?

İstanbul hukuk mezunuyum ben. Hukukta okurken Ünv kalabilir miyiz diye düşünüyorduk. Mezun olacağım sene kaymakam olabileceğimi öğrendik. Mezuniyet sonrası İstanbul Valiliğine giderek takip etmeye çalışıyoruz.

İstanbul Çamlıca’da bir akşam otururken tanıdığım dedi ki “Veysel’e söyle kaymakamlık sınavı var bu hafta” Veysel isminde ki arkadaş bizimle aynı yerde kalıyor. Bu bir tesadüf veya kaderin cilvesi oldu. Ben sınav zamanını öğrenmeye çalışıyorum ama net bilgiyi alamıyorum. Böyle bir arayış içinde bu haber benim dönüm noktam oldu.

Ankara’ya geldim evrakları verdik Perşembe akşamı. Askerlik belgen eksik dediler. Ankara’dan geri döneceğim 81 kasım ayından bahsediyorum. Uşak’a gelip Çivril’de sabah askerlik belgesini alıp ertesi günü son mesai günü 18,00 a kadar teslim etmem gerekiyor.

Ama işler yolunda gitti ve Cuma akşamı mesai bitime 5 kala evrağı teslim ettik.

-Geçmişe dair uhdesi kalan hüzünlendiren anı ne var hatıralarınızda…

Hüzünlü ortamı dağıtmak adına konuyu Vali beyin halı saha maçında sakatlanmasına getiriyorum. “Nasıl oldu sağlığınız sahalara dönecek kadar iyileşti mi?

Sahaya dönecek kadar değil ama Valiliğe devam edecek kadar iyileşti… Uzun bir aranın ardından böyle bir sakatlık yaşadık. İlk 5 dk biz 3-0 öne geçince rakip gençleri soktu oyuna.

Vali Sosyal medyada olmalı mı?

Ben bu halk sayesinde evime çoluk çocuğuma ekmek götürüyorum. Ben bu şehrin baş hizmetkarıyım. Şöyle düşünüyorum yetkim fazla, bir numaralı adamım benim diye bakarsak bu sıkıntı çıkarır.

En uzakta bir köşede inilti varsa onu duymak ve dindirmek zorundayız diyorum kaymakam arkadaşlara. Biz eğer daha az muhtaç ama daha çok bağıranın derdini dindirir ama bağırmadığı halde daha muhtaç olanın iniltisini sonlandırmamız lazım.

Bize gelemeyeni tespit etmemiz lazım. Sosyal Medya bu fırsatı veriyor iyi kullanabilirsen. Sabah 4 te uyandığımda bakarım hesabıma gelen bir haber var mı? Eğer anında müdahale gerekiyorsa hemen yetkilisine haber verir müdahaleye başlarız.

Twitter’a yeni başladığım dönemlerde Kayseri otobüsü kaza geçirmiş. 9 cenazemiz vardı. Hemen harekete geçtik anında müdahale şansımız oldu. Elbette müdahale kamu görevlileri tarafından yapılıyor ama Vali geliyor denildiğinde biraz daha farklı olabiliyor.

Gezi olaylarında bunu gördük. Şehrin baş yetkilisi olarak siz halka gerekli bilgiyi vermezseniz o zaman propagandaya sebebiyet vermiş oluyorsunuz. Vatandaş bize hesabımızdan burada aç ve açık var diye haber veriyor. Tabi her haber doğru çıkacak diye bir şey yok. Ama genele bakıldığında çok istifade ettim. Ben işten ekmek kazanıyorum. Paramı helal etmemin yollarından birisi bu.

Ve sıkıntıyı giderdiğimizde inanın çok seviniyorum. İlla her şey bana geliyor demek istemiyorum kaymakamlarımıza gönderilen haberlerde var. Trafik konusunda mesela ben haberdar etmek için trafiğe çıkanları ve siz anında bunu haberleştirdiniz.

Kaymakamlarda bu konuda hassas mı?

Tabi talimatı ben veriyorum ama asıl çalışan onlar. Halkın doğru ve süratli bilgi edinmesi hakkı. Onlar önemli olan biz aracıyız.

-Bolu Valiliği çözüm süreci başlamadan önce Türkiye’de ilk olan bir projeyi başlatır. Bu proje kapsamında gaziler sırasıyla okullarda öğrencilere hayatlarından geçenleri anlatır ve böylece gençler terörün zararını, devam ettirmenin doğuracağı sıkıntıları ilk ağızdan dinliyor. Bu proje nasıl oldu?

Gazilerimiz kolunu, gözünü vermiş. Gazimiz okulda gösteriyor öncesinde gayet sağlıklı yakışıklı birisi ama sonra gözü veya bir uzvu yok.

Gençler bu proje sırasında sarsıldı, biz nelerle uğraşıyormuşuz meğer diyorlar. Bu vatanın evlatları iyi çocuklar. Bazen gençlik kötüye gidiyor şeklinde düşünceler oluyor ama iletişime geçince çocuklarımızın içindeki uyanışa neden olduk.

Şehit annesi vardı her programa geldi ve bu kolay değil. Irak görüyorsunuz üç parça oldu. Bu vatan nasıl bugünlere geldi? Ekonomik ve kültürel savaş devam ediyor. Milli bilince sahip çıkarak gençliğe yol göstermek önemli. Burada mutfakta çalışan arkadaşlarımız var asıl başarı onların.

Hoş Geldin Bebek projesinde olduğu gibi empati önemli burada. Temiz ve Sağlıklı Toplum Projemiz var, Belediyemizin, özel idaremizin, velilerimizin desteği katkısı oldu. Toplu yaşanan yerlerde temizliği sağlamak kolay değildir.

Mülki İdare Amirleri içinde kıskançlık oluyor mu?

İnsanın olduğu yerde elbette kıskançlık olur. Ama bizim gerçekten kaliteli bir camiamız. MİA bu ülkede ciddi hizmetler verdi. Bir arkadaşıma izin verdiğimde onun yerine bir kişi bakıyor ama izne giden kadar olaylara vakıf değil. Bir kaymakam 2 sene size hizmet ediyor. Sonra bir bakıyorsunuz yeri değişiyor.

MÜLKİ İDARE İÇERİSİNDE SİRKÜLASYONU DOĞRU BULMUYORUM

Mesleğin gerektirdiği şartlar ne yazık ki böyle. Genel idare olarak şunu söyleyebilirim. Bu kadar memurun sirkülasyonunu doğru görmüyorum. Adam kayıracak düşüncesiyle bu kadar askerin, hakim, savcının kaymakamın durmadan tayin olmasını çokta doğru görmüyorum.

Hukuku üstün kıldığımızda adam kayıran ceza aldığında bunun önüne geçmiş olursunuz. Bir sürü harcırah ödeniyor tüm bu tayinler için. Lojman yapmak zorunda kalıyorsun. Gelen sıfırdan başlıyor.

Vali, kaymakam, paşa hepsi öyle gittikleri yere sıfırdan başlamak zorunda kalıyorlar. Hakim yer değiştiriyor dosyalara sıfırdan başlıyor.

Nasıl çözüm bulunur bilemiyorum ama şahsi olarak çokta doğru bulmuyorum. Hizmetler yarım kalıyor.

KAYMAKAMLAR VALİLERİN UÇ BEYLERİDİR

Kaymakamların tayini çıktığında ne düşünüyorsunuz. Bir kaymakam sizin mahiyetinizde onun huyunu suyunu öğrenmişsiniz...

Benim dediklerimin tersi olan işletme körlüğü denilen bir durum daha var. Ben bu kadar sık olmasını doğru bulmuyorum. Kaymakamlarım benim uç beylerim. Benim yapmam gerekenleri onlar yapıyor aracı olarak.

Çaresi olmayan şeye çok üzülerek güçten düşmeye gerek yok. Arkadaşımız giderken iyi olması dileklerimizi söylerken diğer yandan burada başarılı oldu şimdi gittiği yerde halka hizmette ileride olacak diye teselli buluyorum.

Seçim hakkınız olsa, kaymakamlık mı yoksa Valilik makamı mı sizin tercihiniz olur? Valiler başarılı kaymakamlar başarısız mı?

Mülki idareye girişte hedef Valiliktir. Vali olan başarılı olarak kabul edilir. Aslında bu tamamıyla doğru değil. Kaderin bir cilvesi bu. Kader bize bunu nasip etti, kaderin nasip etmediklerini başarısız görmek doğru değil. Sınava girdik 20 kişi içimizden 5 kişi kazandı. Bu onların başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Kaymakam isen vatandaşın suyu akıyor mu, elektriği kesilmiş mi, aç ve açıkta mı ne yapman gerekiyorsa en doğru şekilde yapmalısın.

Geriye baktığımda bu anlamda vazifemi yapmaya çalıştım. Yapılanları halk ve amirler değerlendirecek. Vali yardımcılığını ben daha iyi bir konum gibi görüyorum. Deprem zamanında vali yardımcılığı görevini yürüttüm. Valimiz yetki verdi ve bir vali gibi çalıştık.

Bayram, yılbaşı, tatil yoktu. Kızımı uyurken görebiliyordum. Deprem çamuruyla doluyordu bölgede yaşayan çocuklarımızın. Deprem çamuru normal çamura benzemez. Ama en sonunda vicdanen rahatlıyorsunuz. Biliyorsunuz ki yukarıda sizi kollayan gözeten bir vali var…

Bu kadar yoğun çalışma temposu içinde çocuklarınızı ihmal ettiğinizi düşünüyor musunuz? Onların bu duruma tepkisi ne oluyor ?

Doğarken ana baba seçme, ırkını seçme şansımız yok. Mesleğini seçemiyoruz. Yaratan nasıl takdir etmişse o ailenin çocuğu oluyoruz. Benin evimde doğan çocuk devletin imkanlarından istifade ederken diğer yandan imkanlarını nimetlerini yaşayayım ama külfeti olmasın deme şansı yok. Bu dünyada çile, ayrılık, acı var. Ben Esma’nın ölümüne ilişkin başbakanımızın ağlamasını siyasetten tamamen uzak bir şekilde ağlamasını gayet normal buluyorum. Bir baba olarak ağlamamak mümkün değil.

Baba istediği hayatı çocuğuna veremeyebilir. Önemli olan helal verebilmek. Çocuklarımıza karşı kusurumuz olmuştur ama helallik isteyeceğiz kendilerinden. Ben bu insanların sularını akıtmak, elektriklerini yakmak, yollarını yapmak zorundayım. Bunları yaparken bazen ihmalkarlık olabilir ama büyük kayıp şeklinde değil. Yoğun ilgi ile bunu telafi etmek mümkün olabiliyor.

Dünyada her istediğinizi yapma şansınız yok zaten. Bizi ihmal etme dediklerini onları ihmal etmemek için çaba gösterirsek asıl olan halkı ihmal etmeye başlarız. Halbuki ben halk sayesinde varım. O halde halkı ihmal edemem.

Eve gittiğinizde bu kadar yorgunluğun içinde mutfağa geçtiğiniz oluyor mu?

Sık sık yapma imkanı olmuyor ama zaman zaman mutfağa geçtiğim oluyor. Deprem zamanı eğer ailem bana destek vermeseydi ben tam zamanlı olarak halka hizmet edemezdim. Buradan onların hakkını vermeliyim. Deprem çalışmasının ardından eve geldiğimde eşim ve çocuklarım çok destek oldular. Benden bir şey istemediler. Minnetle bunu anmam lazım. Aksi halde vatandaşa yeterince faydalı olamazdım.

 

Çok sık olmasa da şoför ve koruma almadan yemeğe çıkıp ailecek zaman geçiriyoruz.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: