• resmi ilanlar

Kanlı darbe 100'üncü gününde

10/10/2013 21:00

Mısır'daki askeri darbenin 100’üncü gününde Bolu'da çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla protesto gösterisi düzenlendi. “Kardeşlik bedel ister, gençler darbeye direniyor” yazılı pankart açan grup, İzzet Baysal Caddesi boyunca protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Darbe karşıtı sloganlar atan grup, sıklıkla Mısır’daki darbe karşıtı eylemlerin sembolü haline gelen Rabia işareti yaptı.

 

Haber: Mehmet KORKUSUZ

Mısır'daki askeri darbe, Genç Memur-Sen öncülüğünde Rabia Platformu'nun desteğiyle bir kez daha protesto edildi. Yaklaşık 150 kişilik grup, darbenin 100’üncü gününde, dün saat 12.00’de Belediye Meydanı’nda toplandı. Kalabalık grup, “Kardeşlik bedel ister, gençler darbeye direniyor” yazılı pankart açıp, ellerinde darbe karşıtı dövizlerle İzzet Baysal Caddesi boyunca protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Darbe karşıtı sloganlar atan grup, sıklıkla Mısır’daki darbe karşıtı eylemlerin sembolü haline gelen Rabia işareti yaptı.

Çevredeki bazı vatandaşlarında protestolara alkışlarla ve Rabia işareti yaparak destek verdikleri gözlendi. Becikoğlu AVM önünde son bulan protesto yürüyüşü sonrası grup bir basın açıklaması düzenledi. Genç Memur-Sen İl Temsilciliği, Anadolu Gençlik Derneği Başkanlığı, Milli Türk Talebe Birliği Başkanlığı, Ak Parti Gençlik Kolları Başkanlığı, Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanlığı ve Büyük Birlik Partisi Gençlik Kolları Başkanlığı’nın altına imza attıkları bildiride şu ifadelere yer verildi:

KANLI DARBE 100’ÜNCÜ GÜNÜNDE!

“Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş hükümete ve Cumhurbaşkanına karşı 3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbe, bugün 100’üncü gününü tamamladı. Mısır halkının yılların mücadelesiyle elde ettiği demokrasi, adil seçim ve demokratik oy hakkı; 1 yıl bile dolmadan silah zoruyla rafa kaldırıldı.

Birkaç ülke hariç dünya, demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu hiçe sayan, bu silahla zorbalığa ve zorbalara sessiz kalmakta ısrar ediyor. Menfaatlerini korumak adına darbeye darbe diyemeyenler, darbecilere destek verenler; insan onuruna, insan haklarına ve insanlığın yüzlerce asırlık birikimine hatta bizatihi insana ihanet ettiklerini dahi fark edemiyor.

Darbeciler ve cunta yönetimi, dünyanın sessiz kalmasından, sözüm ona demokrasi beşiği devletlerin yaşananlara seyirci olmasından aldıkları cesaretle, masum bedenleri ölümle tanıştıran vahşetlerine her gün yenisini ekliyor. Mısır, özgürlük isteyenler ve insan onuru mücadelesi verenler için ölüm tarlasına dönüştürüldü. 3 Temmuz’dan bu yana tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar kullanılarak gerçekleştirilen katliamlarda, aralarında gençlerin, çocukların ve hamile kadınların da yer aldığı binlerce sivil öldürüldü. Zorba kurşunlarıyla ölenlerin ve yaralananların sayısı tam olarak bilinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor.”

“MISIR’DA SADECE İNSANLAR DEĞİL, İNSANLIK ÖLDÜRÜLÜYOR”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Darbe yönetimi ve tetikçileri, yönetime el koymakla, bu duruma karşı çıkanları öldürmekle yetinmiyor. Binlerce insanı, darbeye direndiği ve demokraside ısrar ettiği için hukuka aykırı yollarla tutukluyor, işkenceye tabi tutuyor. Mısır’da sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor. Dünya ses çıkarmaz, insanlık vicdanı harekete geçmezse, darbecilerin kirli ellerin ölüm yağdırmaya devam edecek. Demokrasinin yeniden tesisi, insan haklarının ve insan onurunun hüküm sürmesi ihtimalini ortadan kaldırmak adına Hürriyet ve Adalet Partisi’nin ve Müslüman Kardeşler’in teşkilatları kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı, liderleri tutuklandı ve mal varlıklarına el konuldu. Bağımsız medyanın oluşturacağı riski bertaraf etmek için, bütün medya kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticiler atandı. Dünya kamuoyunu etkileme gücüne sahip uluslar arası yayın yapan televizyonlar, gazeteler, ajanslar kapatıldı, temsilcileri tutuklandı. Basın özgürlüğü, tam anlamıyla yok edildi.

Evet, büyük ve kadim bir medeniyetin beşiği Mısır’da; tam 100 gündür kendi insanına ölüm kusan, işkence yapan cuntacıların darbe iklimi hakimdir. Bugün, sadece Mısır’da kanlı darbenin 100’üncü günü değil. Tarihin, insanlığın utanç vesikası olarak kaydedeceği, dünya ülkelerinin sessizliğinin, darbeciler eliyle vahşet ve katliamlara seyirciliğinin de 100’üncü günüdür.

Dünyanın en eski medeniyetlerinden birinin merkezi Mısır’da, hukuka, insan haklarına, adalete ve vicdanlara aykırı cunta, tam 100 gündür keyfi ve zalimane bir yönetim sürdürüyor. Mısır halkı, tam 100 gündür insan olmanın onurunu yaşayamıyor. 3 Temmuz’da Mısır halkının iradesine vurulan darbeye sessiz kalanlar, darbecilerin akıttıkları kana, ölümle tanıştırdıkları binlerce masum cana 100 gündür ısrarla gözlerini kapıyor. Dün Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da ve birçok ülkede sözüm ona demokrasi vaadiyle kan dökmekten geri durmayan Batı, kutsadığı demokrasiyi Mısır’da katleden darbecilere ve vahşetlerine son verecek insani tepki vermekten bile geri duruyor. Demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan Batılı ülkeler, hak, özgürlük ve insan onuru aktivistliğini tekeline alan sözde aydınlar, bağımsız ve tarafsız medya manifestoları kaleme almakta mahir gazeteciler, Mısır’da demokrasinin, sivil halkın katledilmesi karşısında tam 100 gündür ısrarla üç maymunu oynuyorlar.”

“KATLİAMIN SESSİZ TANIKLARI OLMAYACAĞIZ”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Bizler, darbeye karşı direnen gençler olarak; Mısır’da yaşananları, Mısır halkına yaşatılanları, bütün insanlığa karşı tehdit olarak görüyoruz. 3 Temmuz darbesine sessiz kalanları, insanlığın katlinin iştirakçisi olarak kabul ediyoruz.

Darbecileri, cunta yönetimini destekleyenleri, insan onurunun kadim düşmanları olarak ilan ediyoruz. Mısır halkının iradesinin, Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş sivil iradesinin yanında olmayı, insan olmanın gereği olarak görüyoruz. Vicdanı olan, insan olan herkesi darbeye, darbecilere, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, insan hayatına kasteden her türlü eyleme karşı çıkmaya, Mısır halkının direnişine, insanlığın dirilişine katkı sunmaya davet ediyoruz.

Dini, inancı, milleti, mezhebi, ülkesi, ideolojisi ne olursa olsun milletin iradesine kast edenlere ve eylemlerine her zaman karşı olacağımızı, hiçbir zaman sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz.

Dünya gençliğini darbelere karşı sonuna kadar direnmeye, onurlarına ve oylarına, tercihlerine ve seçimlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Herkes için, bütün insanlar ve bütün insanlık için adil, özgür, barışçıl ve inançlara saygılı, her türlü ayrımcılığa ve her türlü ayrıcalığa son verecek ‘yeni bir dünya’ istiyoruz.

Bu yüzden, Rabia-tül Adeviyye Meydanı’nda yapılan katliamın sessiz tanıkları olmayacağız.

Bu yüzden, Mısır’da darbe son buluncaya millet iradesine yeniden hakim oluncaya kadar isyanda olacağız.

Bu yüzden, darbeye itirazlarında, darbecilere isyanlarında Mısır halkının yanında yer alacağız.

Merkezinde insan olan, temeli insan onuru olan ‘yeni bir dünya’ için, ‘Mısır için direniş, insanlık için diriliş’ mücadelesinde kararlı olacağız.

İnanıyoruz ki; kendisini insana ve insanlığa hizmet etmeye adamış gençliğin darbelere karşı direnişi insanlığın direnişiyle sonuçlanacak.”

“İNSANLIĞIN DİRİLİŞİ İÇİN DİRENİYORUZ,

İNSANCA YAŞAMAK İÇİN YENİ BİR DÜNYA İSTİYORUZ”

Açıklama şöyle sonlandırıldı: “İnsanlığa karşı yapılan zulmü sona erdirmeye amaçladığımız bu kutlu sefer, Mısır’da darbeyi sona erdiren soylu bir zaferle taçlanacak. Mısır’da 100 gündür hüküm süren zulme isyanımızla kendisini Rabia Kuşağı olarak adlandıran bizler; Mısır’da darbenin ikinci yüz gününe ulaşmasına izin vermeyeceğiz. Kim olduğuna bakmaksızın mazlumun yanında, kimden geldiğine bakmaksızın zulmün karşısında duracağız. Adaletin, hürriyetin, meşruiyetin, insan haklarının ve insan onurunun savunucusu olacağız. İnsanlığın ortak birikiminin eseri insani değerleri kuşanmış bir gençlik olarak, Mısır balta olmak üzere dünya üzerinde yaşanan bütün mezalimlere son verecek, ‘yeni bir dünyayı’ mutlaka kuracağız. İnsanlığın dirilişi için direniyoruz, insanca yaşamak için “yeni bir dünya” istiyoruz.”

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: