AK Partili siyasiden itiraf!

12/11/2013 00:00

AK Parti Bolu Belediye Başkan Aday Adayı Abdullah Uzun, Alaaddin Yılmaz’ın Bolu’nun altyapısıyla ilgili taahhüt ettiği hizmetleri 100’de 100’e yakın bir oranda tamamladığını, bu başarıyı ise, Ak Parti iktidarının gücü ve imkanlarını kullanarak gerçekleştirdiğini söyledi. Bolu Belediyesi’nin Ak Parti ile yola devam etmesi halinde Bolu’nun gelecekte de adeta nakış nakış dokunacağını ve mevcut hizmetlerin taçlandırılacağını belirten Abdullah Uzun, “Keramet bizde değil, AK Parti iktidarında” dedi.

Abdullah Uzun, açıklamalarında ayrıca, yerel seçimler için oluşturduğu projelerine değindi. Refah Partisi’nde siyaset yaptığı yıllardaki yol arkadaşları ile üniversitede edindiği dostlarının bugün Ak Parti’de ve bürokrasi de önemli görevlerde bulunduklarını ifade eden Uzun, Bolu için oluşturduğu projelere bu uzman kadroların kaynaklık ettiğini açıkladı. Uzun, aday adaylık çalışmalarındaki son bilgileri Bolu Express’e aktardı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

 

AK Partili Abdullah Uzun, 21 Ekim 2013 tarihinde Bolu Belediye Başkan Aday Adaylığını ilan etmesinin ardından siyasi faaliyetlerini tüm hızıyla sürdürüyor. Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, İl Genel Meclisi Başkanı Mücahit Kutlu ve İl Özel İdaresi eski Genel Sekreteri Tahsin Akduman ile birlikte yeni dönem öncesi Ak Parti Bolu Belediye Başkan Adayı olmak üzere yarışa dahil olan Abdullah Uzun ile aday adaylık çalışmaları üzerine konuştuk. Röportajımızın ayrıntıları şöyle:

 

-          Sayın Uzun, aday adaylık çalışmalarınızda şu an nasıl bir yol izliyorsunuz?

Geçtiğimiz Ramazan Ayı’nda, Ak Parti teşkilatlarındaki arkadaşlarımız belediye başkan aday adayı olmamız noktasında tarafımıza kanaatlerini dile getirmişlerdi. Biz de, “Bunu halkla istişare edelim, Bolu’yla istişare edelim, eğer gerçekten bizim için ve memleketimiz için hayırlı olursa, biz her türlü göreve ve hizmete hazırız” demiştik. İstişarelerimiz neticesinde de 21 Ekim günü parti binamızın önünde, kalabalık halk topluluğunun katıldığı törenle aday adaylığımızı açıkladık.

Aday adaylığı öncesi, mahalle toplantıları yaptık, sivil toplum kuruluşlarıyla buluştuk. Meslek örgütleri ve akademisyenlerle bir araya geldik. Bu buluşmalarda hem istişarelerimizi yaptık, hem de Bolu’nun sorunlarını tespit ettik. Örneğin yine bir istişare toplantımızda ilimizdeki turizmcilerle bir araya geldik. “Bolu’da turizm nasıl geliştirebilir, bu sektörü daha fazla nasıl kalkındırabiliriz?” sorusunun yanıtını aradık ve bulduk. Esnaflarımızla buluştuk, onların sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledik. Keza trafik konusundaki sorunları da muhataplarla tespit ettik. Yani bana göre, Bolu’nun sorunu şudur, şeklinde bir tavır sergilemedik. Halk ne istiyorsa, halkın sorunları nelerse, bunları öğrenmek üzere yola koyulduk.

21 Ekim’den sonra ise ekip arkadaşlarımız ile beraber bunları masaya yatırdık, harmanladık. Benzer olanları birleştirdik. Ve bu sorunları bu işlerde uzman kişilere gönderdik. 21 Ekim’den bu yana da genel merkez tarafından yapılacak anketler ve partimizce yapılacak temayülle ilgili ziyaretlerimize devam ediyoruz.

 

-          Geçmişte Ak Parti’ye karşı muhalefet ederken, bugün Ak Parti’den aday adayısınız. Siz bu partide yeni misiniz? Ne diyorsunuz?

Şunu söyleyeyim. Bizim siyasi geçmişimiz, Milli Selamet Partisi’nin kapandığı yıllara, Refah Partisi’nin kurulumuna dayanıyor. O dönemde Sayın Başbakanımız, İstanbul İl Başkanı iken, 90’lı yıllarda bende gençlik kolları üyesiydim. Yani siyasi kökenimiz Başbakanımızla aynı.

HAS Parti’nin Ak Parti’ye katıldığı törende de Başbakanımız şu cümleyi kullandı; ‘Bizler kökleri aynı topraktan beslenen, dalları aynı gök kubbenin altında olan ulu bir çınarın dallarıyız.’ Başbakanımızın bu sözleri, bizim geçmişten bu yana aynı kökten beslendiğimizin bir göstergesi.

Eleştiri konusuna gelince de, yani biz bu kökenden geliyoruz. Bizler bu misyonun içindeyiz. Geçmişte Sayın Başbakanımızla aynı siyasi çizgiden geliyoruz. Geçmişte Saadet Partisi ve HAS Parti gibi partilerde muhalefet yaparken, biz belediye başkanımızla alakalı yanlış bir uygulama gördüğümüzde çıktık, hakaret etmeden, iftira atmadan, yapıcı bir muhalefet tarzıyla, “Sayın Başkanım, bu Bolu için yanlış bir uygulamadır. Bu uygulamayı mevcut şekliyle değil, böyle yapsanız, halkın menfaatine olur” dedik. Bunu biz söylerken, başkanımızla aramız bozulur, hükümetle aramız bozulur, ticari anlamda sıkıntı yaşarız gibi kaygılar düşünmedik. Doğru neyse onu söyledik. Ha, diğer taraftan da yapılan bir hizmet Bolu’nun hayrına ve güzelliğine ise, gerek milletvekilimizi, gerek belediye başkanımı çıktık gazetelerden, televizyonlardan takdir ettik. Yani eğriye eğri, doğruya doğru dedik. Hiç çizgimizden sapmadık. Şu söylendi; “Eski genel başkanınız Numan Kurtulmuş, şu anda Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı. Ama kendisi önceleri, Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz, demişti. E, şimdi siz bu sözü yendiniz mi?”

Numan Bey bu eleştirel soruyu yanıtladı ama bende yanıtlamak istiyorum. “Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz” sözü sadece Ak Parti’de siyaset yapanlar için önemli bir söz değildir. Sadece onları ilgilendirmiyor. Bu, Türkiye’de siyaset yapan herkes için geçerlidir. Sadece siyasi partilerde bulunanlar için değil, sivil toplum kuruluşlarının başındakiler için, derneklerin ve odaların başındaki insanlar için, yöneticiler için, hepimiz için önemli bir sözdür. Bende diyorum ki bugün, o söz bana söylenmişti. Yani ben belediye imkanlarıyla, siyasi imkanlarla hayatımı, yakınlarımı, tanıdıklarımı kalkındırmayacağım. Ben Abdullah Uzun, ticaretle uğraşıyorum. Bolu’da yerim yurdum bellidir. Evim, arabam, işim bellidir. Geçmişim budur, bundan sonra da böyle olacak. Bu söz bizim için söylenmiştir. Ve ben yine bu sözün arkasındayım.

-          Projelerinizin bir kısmını yaklaşık 10 gün önce kamuoyuna açıkladınız. Bu projeleri nasıl tespit ettiniz? Çözümleri üzerine nasıl çalıştınız? Bir ekibiniz var mı?

Az önce de ifade ettiğim gibi mahallelerden, sivil toplum kuruluşlarından ve meslek örgütlerinden tespit ettiğimiz sorunları Bolu’yla harmanlayıp, özellikle Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerinde çalışan daire başkanları, bürokratlar ve teknokratlar ile tespit ettik.

Peki, ben bu kişileri nereden tanıyorum? İfade ettiğim gibi 1990’lı yıllarda Refah Partisi’nin gençlik kollarında siyaset yaparken, o dönemde ki arkadaşlarımın ve üniversitedeki arkadaşlarımın kimi milletvekili, kimi bakan yardımcısı, kimi Ak Partili belediyelerde belediye başkanı, büyükşehir belediyelerinde başkan yardımcısı, daire başkanı, bürokrat… Birçok arkadaşımız bu gibi yerlerde görev yapıyor. İşte belediye başkan aday adayı olduğumuzda, biz varız, dedik. Bu arkadaşlarımıza bugüne kadar Bolu’yu tarif ederken, “İstanbul-Ankara arasında sıkışmış bir şehir” diyorduk. Ama bundan sonra, “Bolu, İstanbul ve Ankara’nın imkanlarından, enerjisinden faydalanan bir şehir olacak” dedik. “Elinizi taşın altına koyacaksınız” dedik. Onlarda, “Üzerimize ne düşüyorsa, bilgi, teknik, tecrübe, imkan, elimizde ne varsa hepsi Bolu’nun emrine amadedir” dediler. Ve bu arkadaşlarımız bugün çalışıyorlar. Bolu için tespit ettiğimiz bir kısım projelerimizin çözümlerini sunuyorlar.

 

-          Mesela bu söylediklerinize örnek neler verirsiniz?

Geçtiğimiz hafta arkadaşlarımız ulaşım sistemi üzerinde çalışma yapmak üzere Bolu’ya geldiler. Sosyal ve kültürel belediyecilik için neler yapabiliriz? Doğumdan ölüme kadar, bir insana hizmet anlamında neler verilebilir? Bu hizmetlerin kaynakları nereden temin edilebilir? Nasıl rantabl olur? İnsanlara daha sağlıklı nasıl ulaşılabilir? Tüm bu soruların yanıtlarını bizlerle paylaşıyorlar. Etkili, yetkili ve ehil olan bu arkadaşlarımızı çalışmalarını bitirdikleri zaman kendilerini Bolu’ya davet edip, basın toplantısıyla, halkımıza ve kamuoyuna çözüm önerilerini sunacağız.

 

-          Peki, Ak Partili mevcut Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın çalışmalarını nasıl buluyorsunuz. Sizce eksik kaldığı hizmetlerin durumu nedir?

Öncelikle şunu ifade etmeliyim, Bolu artık yer altı hizmetlerini tamamlamıştır. Daha önce Bolu’da bir kanalizasyon ağı yoktu. İçme suları eski sistemdi. Arıtmamız yoktu. Kentte parklarımız yoktu. Şunun altını çizerek ifade etmeliyim ki, bu hizmetlerin yapılabilmesi için kişinin adının Ahmet ya da Mehmet olması önemli değil. Önemli olan Ak Parti iktidarında Ak Parti imkanlarıyla bu hizmetlerin yapılmasıdır. Birçok Ak Partili belediye de bu hizmetleri Ak Parti iktidarının gücüyle yapmıştır. Ve övünerek de şunu söyleyebilirim ki, belediye başkanımız Sayın Alaaddin Yılmaz, bu iki dönemde Bolu’nun altyapısıyla ilgili taahhüt ettiği hizmetleri 100’de 100’lere yakın bir oranda tamamlamıştır. Ha, halkımız diyecek ki, eksik kalan hizmetler var. Evet, mesela katlı otopark şu anda açılmıştır ama tamamlanmamıştır. Fakat 1 ya da 2 aya kadar üst düzenlemeler tamamlandıktan sonra Alaaddin başkanımız söz verdiği hizmetleri yerine getirmiş olacaktır. Bundan sonra eğer bu görev bize verilir ve aday olursak, Bolu halkı da bize teveccüh gösterir bizi belediye başkanı olarak seçerse, biz bu hizmetlerin üstüne artı hizmetler yapacağız. Peki, bunu kendi adımıza mı yapacağız? Hayır. Yine Ak Parti iktidarının güçleri ve imkanlarını kullanarak yapacağız. Şehri adeta nakış nakış dokuyacağız. Bu hizmetleri taçlandıracağız. Bolu halkına sosyal ve kültürel belediyecilik hizmetlerini getireceğiz.

 

-          Belediye başkan adayı olup seçilirseniz, Bolu’da nasıl bir belediye başkanı ve belediye göreceğiz?

Şunu ifade edeyim, biz bu işe başlarken “Bolu’da biz varız” dedik. Yani kişi bazlı bir belediye başkanlığı ya da belediye hizmetleri değil, biz. Biz derken de, Bolu’da bacası tüten 140 bin kişiyi kastediyoruz. Bolu’da yaşayan 140 bin kişinin yaşadığı şehirle ilgili söz söyleme hakkı vardır. Bunu yaparken, 140 bin kişinin fikrini nasıl alacağız? Burada da anketler devreye giriyor. Bu noktadaki projelerimizden biri de, İletişim Merkezi (İMER) Projesi. Bu nedir? Mahallelere KİOSK’lar yerleştireceğiz. Yani her mahalleye vatandaşların internet ortamından belediyeye ulaşabilecekleri elektronik cihazlar konulacak. Diyelim ki, Bolu’yla ilgili bir projemiz var. Biz belediye olarak ekibimizle beraber çalıştık. Mesela trambus sistemi. Bu bir toplu taşıma sistemi; ancak yeni bir sistem değil. Bolu ölçekli kentlerde yapılıyor. Avrupa’da 30-40 bin nüfuslu şehirlerde bile yapılıyor. Biz bunun artılarını, eksilerini, çevreye olan katkılarını, maliyetini ifade edeceğiz. 1-2 ay bu konu Bolu’da tartışılacak. Bu projeye karşı olan basın, sivil toplum kuruluşları, odalar, sendikalar, niçin karşı olduklarını belirtecek. Bir taraftan da projeye destek veren odalar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar bunun artı yönlerini söyleyecekler. Nihayetinde bu projenin yapılıp yapılmamasına karar verecek olan halk olacak. Çoğunluk yapılsın yönünde karar verdiği takdirde de bu yapılacaktır. Ama halk rıza göstermez ise, eyvallah deyip, halkın yani patronun dediği yapılacaktır. Çünkü halka rağmen hiçbir şey olmaz. Halk ne istiyorsa, öyle olacak.

Ayrıca, “Bolu’da nasıl bir belediye başkanı ve belediye göreceğiz?” şeklindeki sorunuza da gelince, insana saygı muhakkak olacak. Bolu’da yaşayan 140 bin insanın haklarına saygı, şeffaf, tarafsız, hoşgörülü bir belediye olacak. Ayrıca kurumsallaşmış bir belediye olacak. Ayrıca Belediye olarak, yetkin bir personelle bu hizmetleri halka götüreceğiz.

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz