• resmi ilanlar

SİYASİ DESTEK ŞART

21/11/2013 00:00

Bolu’da yapılan Savunma ve Havacılık sanayi Vizyon Buluşması’na katılan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, savunma sanayinde elde edilen ürünlerin siyasi destek olmadan satışının yapılamadığını söyleyerek, Türkiye’nin lider ülke fonksiyonuyla birlikte Afrika’da, Orta Doğu’da, Türki Cumhuriyetlerde ve Balkanlarda kendi özgün ve yüksek teknolojiye sahip ürünlerini pazarlayabilecek durumda olduğunu söyledi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Bolu Gazelle Otelde yapılan Savunma ve Havacılık sanayi Vizyon Buluşması’nın konuğu oldu. Öğle saatlerinde Bolu’ya gelen Bakan Yılmaz’a Bolu Valisi İbrahim Özçimen eşlik etti. Toplantı arasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan İsmet Yılmaz,

Türkiye’nin son dönemde dünyanın en iyi teknolojisini kullandığını ifade eden Bakan Yılmaz, “Savunma sanayi bir ülkenin olmazsa olmaz sektörüdür. Eğer savunma sanayiniz yoksa tam bağımsız değilsiniz. Savunma sanayiniz yoksa ordunuz güçlü değildir. Eğer savunma sanayiniz yoksa ordunuz güçsüz olduğu gibi devletiniz ve toplumunuz da güçsüz olur. Dolayısıyla savunma sanayini tam bağımsızlığın olmazsa olmaz unsuru kabul ediyoruz. Bunun için de son yılda savunma sanayini olağanüstü bir destek verdik hükümet olarak. Bir ürünü elde edebilmek için en az 5 yıllık, 7 yıllık, 10 yıllık bir çalışmanın sonucunda özgün ürünler çıkıyor. Eğer özgün ürünleri çıkartamazsanız savunma sanayinde varım diyemezsiniz. Hükümetimizin savunma sanayine vermiş olduğu destekle iyi bir noktaya geldik. Yıllık ihracatımız 1 buçuk milyar dolar civarında. Cirosu yaklaşık 4 milyar dolar civarında. Hedefimiz var. Yakalar mıyız? 2023 yılında 500 milyar dolarlık Türkiye’nin genel ihracatı olacak, bu 500 milyar dolarlık ihracat içersinde 25 milyar dolarını da biz savunma ve havacılık sektörüne ayırıyoruz. Biz bunu yakalar mıyız? Yakalarız diye düşünüyoruz. Herkesin çalışması lazım. Hem kamu çalışacak, hem özel sektör çalışacak. Dolayısıyla işbirliği yaparsak biz bunları sağlarız. Savunma sanayinin şu bakımdan da zorluğu var; ürününüzü üretiyordunuz ama siyasi olarak da destek görmediğiniz zaman bunu bir ülkeye satamıyorsunuz. Tek başına teknik yönden yeterli olması da yetmiyor. Dolayısıyla bir de lider ülke fonksiyonunuzun olması lazım. İşte Türkiye bu lider ülke fonksiyonuyla birlikte Afrika’da, Orta Doğu’da, Türki Cumhuriyetlerde ve Balkanlarda inşallah kendi özgün ve yüksek teknolojiye sahip ürünleriyle bu coğrafyada savunma sanayi ürünlerini pazarlayabilecek durumdadır. Pazarlama şu bakımdan önemli; eğer sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Emniyet Genel Müdürlüğü veya Jandarma Genel Komutanlığı’nın ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaparsanız, ihtiyacı karşıladıktan sonra durursunuz. Ancak bu sektörü canlı ve sürdürülebilir kılabilmek için ihracat odaklı olmak lazım. Biz de savunma sanayini canlı kılabilmek için özel sektörümüzle el ele ihracat odaklı çalışıyoruz”

ANKA SERİ ÜRETİME GEÇİYOR

2014 yılında seri üretime geçecek silahlar hakkında da bilgiler veren Bakan İsmet Yılmaz, “Atak helikopterimiz teslim aşamasında. Anka seri üretime geçti, kararı alındı, 2014’te teslime başlar. Şu anda bir tanesi elimizde mevcut Batman’da Silahlı Kuvvetlerimize hizmet eder nitelikte. Milli Piyade tüfeğimiz 2014 yılından itibaren Mehmetçiğimize teslim edilebilecek durumda. İlk etapta silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacı olarak 35 bin sayısı belirlendi. Bunun dışında kendi özel sektörümüzün çalışmaları var. Özellikle kendi Anka insansız hava uçağımız var ama önümüzdeki yılda özel sektörün üretmiş olduğu Anka ile eşdeğerde platformlarda insansız hava araçları da olunca portföyümüzü genişleteceğiz. Bunlarla birlikte de çok daha iyi bir konuma geleceğiz. Hürkuş hem eğitim amaçlı uçak olacak hem de silahlı hale getiriyoruz. Anka’yı hem istihbarat amaçlı, gözetim amaçlı kullanacağız ama aynı zamanda silahlı hale getirmek için de arkadaşlarımızın üzerinde çalışmaları var. 2017 yılından sonra Türkiye savunma sanayi alanında ihtiyacı olan hemen hemen her hususu iyi bir noktaya gelecektir. 2002 yılında yaklaşık ihracat 200 milyon dolar iken şimdiki ihracat 1 buçuk milyar dolar. Türkiye savunma sanayi alanında atağa geçti de denebilir” dedi.

ÇİN İLE GÖRÜŞME BAŞLADI

ABD'den Türkiye'nin uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesiyle ilgili kaygı duyduklarına ilişkin eleştirileri değerlendiren Bakan Yılmaz, “NATO Genel Sekreteri şöyle diyor: Bu karar her ülkenin kendi egemenlik hakkına dayanarak, kendi ulusal gereklerini düşünerek vermiş oldukları bir karardır, saygı duyarız. İsteriz ki alınmış olan bu sistem NATO sistemine de entegre edilebilsin. Biz diyoruz ki biz alacağız ve kendi milli yeteneklerimizi kullanarak da NATO’nun sitemine entegre edebileceğiz. Dolayısıyla bizim açımızdan bir kaygı yoktur. Son durumda da biz sıralamayı koymuştuk birinci sırada Çin, ikinci sırada EUROSAM yani Fransız İtalyan ortaklığı, üçüncü sırada da Patroit yani Amerikan füze sistemi vardı. Birinciyle görüşmelere başladık. Ama fiyatların geçerliliği için teklif süresi vardı. Biz ikinci ve üçüncü sıradakiler için onlara ‘tekliflerinizin süresini uzatın ki, ikinci ve üçüncü alternatiflerimiz de canlı kalabilsin’ dedik. Şu anda istediğimiz husus onların tekliflerinin geçerlilik süresini talep etmemiz. Bunu da talep ettik ancak görüşmelere Çin ile başlanmıştır”

ASELSAN’DA ÇALIŞAN BİR KİŞİ ÖLDÜ

Aselsan tarafından üretilen uçakların dost mu düşman mı olduğunu tanıyan sistemlerin çalışması sırasında, çok sayıda mühendisin kuşkulu ölümleriyle projenin etkilenip etkilenmediği yönünde yöneltilen soruya ise Bakan Yılmaz şu cevabı verdi: “Bu proje ile o çalışan arkadaşların hiçbir ilgisi yoktur. Herkes ölen, öldürülen, intihar eden yada ölümünden kuşku duyulan kardeşlerimizden sadece bir tanesi Aselsan’da doğrudan çalışıyor. Geri kalanların hiçbiri Aselsan’ın çalışanı değil. Diğerleri alt yüklenicilerinde çalışmış ama Aselsan’da çalışan bir kardeşimiz var. Dolayısıyla o kardeşimiz dışında diğer vefat eden kardeşlerimizin bu projeyle bir bağlantısı, yada TÜBİTAK’la da, Aselsan’la da bir bağlantısı yoktur. Sadece bir kardeşimiz Aselsan’da çalışıyor, muhakkak ki her birisi çok değerlidir, ama bu proje ondan bağımsız olarak tamamlanmış durumdadır” dedi.

“BİR İSMET YILMAZ GİDER, BİN İSMET YILMAZ GELİR”

 

Deniz Kuvvetleri'nin Milli Gemi Projesi MİLGEM’in Balyoz davasından etkilendiği söylentilerine de cevap veren Bakan Yılmaz, “Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bu Türkiye çok büyüktür. Bir İsmet Yılmaz gider, bin İsmet Yılmaz gelir. Dolayısıyla onu diyen arkadaşlarımızdan da biri gider, bini gelir. Türkiye kişilerden bağımsız çok güçlüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri yine kişilerden bağımsız yine çok güçlüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri eğer bir ürünü kullanırsa bir silahı kullanırsa bu güven verir. Çünkü bu Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünden geliyor. Dolayısıyla hiç kimse ben olmazsam orası zayıflar gibi düşünmesin. İsmet Yılmaz’ın da eksik olması bu Hükümete bir şey vermez. Silahlı Kuvvetler içersinde çalışan bir arkadaşımızın da emekliliğinin gelmiş olması hiçbir şeye neden olmaz” dedi. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: