• resmi ilanlar

Belediye çalışanı kişisel gelişim uzmanı oldu

28/11/2013 00:00

Ayşe Atılgan, Bolu Belediyesi’nin sosyal yardımlaşma çalışmalarının yanı sıra yeni bir alanda daha karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Yıllardır “kişisel gelişim” alanında eğitimler alan ve çalışmalar gerçekleştiren Atılgan, artık Bolu’da seminerler düzenliyor, iş hayatında ve sosyal yaşamda başarının formüllerini dileyen herkese aktarmaya hazırlanıyor.

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

 

Neden Ayşe Atılgan?

Ayşe Atılgan, Bolu Belediyesi’nde Halkla İlişkiler bünyesinde çalışan.

Bolulular onu Belediye’nin sosyal çalışmalarında mesai harcadığı aktif görevleriyle tanıyor.

Belediye’nin yardım çalışmalarında en önde görmeye alışık olduğumuz isimler arasında gelen Atılgan, hayvan sever kişiliğiyle de ön plana çıkıyor. Hayvan sevgisini ise Yunus Emre’nin sözleriyle, “Yaradılanı severim, yaradandan ötürü” şeklinde değerlendiriyor.

Atılgan’ı Bolu Express Gazetesi’nin röportaj konuğu yapan konu ise bambaşka. Çünkü o, önümüzdeki günlerde yeni bir yönüyle daha karşımıza çıkacak.

Kişisel Gelişim alanında yıllardır eğitim alan ve çalışmalar gerçekleştiren Atılgan, artık bilgi birikimi ve tecrübelerini dileyen herkese anlatmaya, iş hayatında ve sosyal yaşamda başarının formüllerini aktarmaya hazırlanıyor.

Kişisel Gelişim alanında gerçekleştirdiği çalışmalarının ayrıntılarını öğrenmek üzere Atılgan ile bir araya geldik. Röportajımızın ayrıntıları şöyle:

Seni yıllardır Bolu Belediyesi’nin sosyal yardımlaşma çalışmalarında görürdük. Kişisel gelişim konusuna ne zaman ilgi duymaya başladın? Anlatır mısın?

Yaklaşık 15 yıldır bu konuyla ilgileniyorum. Kitaplar okuyarak ve eğitimler alarak bu alana yoğunlaştım. Reiki ve Sedona eğitimleri aldım. Ayrıca, İstanbul’da Kuantum çalışmalarına katıldım. Daha sonra Ankara’da, hem bilinci, hem de bilinçaltını etkin bir şekilde kullanmak için zihinsel sürecin yeniden yapılandırılması tekniği olan NLP eğitimlerine katıldım. NLP en genel anlamda, zihni kullanma kılavuzu. Bu eğitimler kişiye, evrenle bir bütün olma olgusunu, evrenin bir parçası olmayı kazandırıyor. Pratisyenlik ve uzmanlık anlamında aldığımız eğitimler sonrasında seminer verme hakkı kazanmış oldum.

Bu alana yönelmene kaynaklık eden nedenler neler?

Bir ayet vardır. Allah, Hz. Adem’i yarattı ve meleklerine dedi ki; Secde edin! İnsan neden bu kadar önemli? Melekleri düşündüm, melekler nurani varlıklar. Ve insana baktım, açgözlü, hırslı, asla gözü doymayan… Aslında benim çıkış noktam işte bu ayet olmuştur. Ve daha sonra insanı tanımaya, hayatı tanımaya, evreni tanımaya yönelik kitaplar okudum, eğitimlere katıldım.

Tasavvuf düşüncesinde, yaratanla yaratılanın tek kaynaktan geldiğini ve bir olduğunu savunan Vahdet-i Vücûd yani varlık birliği misyonum. Çünkü evrende var olan her şey aynı bütünün parçasıdır. Vahdet-i Vücûd olgusuna sahip bir insan, bırakın bir insana ya da bir hayvana zarar vermeyi bir taşa bile tekme atamaz. Çünkü insan olarak, tek başımıza bir hiçizdir aslında. Bütünün içinde değerlendirdiğimizde insan anlamlıdır.

Allah’ın isimlerini bünyesinde taşır insan. İlk yaratıldığında melekler insana secde ediyorlar ya, işte melekler aslında bizim bedenimize değil, bizim özümüzde gizli o Allah’ın ismine secde ediyorlar. Sanırım insan bu yüzden önemli. İnsanı daha yakından tanımak ve insana yardımcı olabilmek bu alandaki temel gayem oldu.

Peki, seminer verdin mi Bolu’da?

Evet. İş motivasyonu ve farkındalık üzerine kendi çalıştığım kurumda 17 ayrı seminer verdim. Daha sonra ise, 1 kere halka açık bir seminer düzenledim.

 

Yeni seminerler ne zaman?

Henüz belirlenmiş bir takvim yok. 18 seminer sonrası biraz dinlenmeye zaman ayırdım. Ama yakın bir zamanda halka açık yeni bir organizasyon daha düzenlemeyi planlıyorum. Kurum, kuruluş ya da işyerleri… Başarı ve motivasyonu arttırmak isteyen herkes için bu semineri düzenlemeye hazırım.

 

Peki, çalıştığın kurumda sana geri dönüşler nasıl oldu? Her gün birlikte mesai yaptığın insanlar nasıl karşıladı?

Şaşırdılar elbette ama ben ilk değildim. Çünkü Belediyemiz eğitimlere oldukça önem veren bir kuruluş. Daha öncede bu alanda çalışanlar seminere katılmışlardı. Ama arkadaşlarım kurumdan birinin bu semineri vermesi karşısında çok mutlu oldular. Bana çevremdeki insanlar genelde, “Ne gerek vardı böyle bir çalışmaya? Zaten yoğun bir işin var?” diyerek,  bu çalışmaya başlamamdaki gerekçelerimi sordular. Ama öğrenmenin yaşı ya da bir sınır yoktur. Ve evrende var olan her şey bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. İnsan buna adapte olabiliyorsa, kendini bu yönde geliştirebiliyorsa, gerçekten mutlu bir insan olabiliyor.

Kişisel gelişim konusunda profesyonel çalışmalara Bolu’da çok sık karşılaşmayız. Az önce halka açık bir seminer verdiğini söyledin. İlgi ve tepkiler nasıl oldu?

Kişisel Gelişim ve Farkındalık başlığıyla Necip Fazıl Kültür Merkezi’nde düzenledim halka açık seminerimi. Aslında ben kurumlar, işverenler ve öğrenciler, kendini geliştirmek isteyen herkese bu seminerleri vermek istiyorum. Evet, bu alanda Bolu’da sık karşılaşılan çalışmalar yok. Ama öğrenmek zaten başlı başına bir ihtiyaç değil midir? İşte bu ihtiyaçtan dolayı geri dönüşler mükemmeldi diyebilirim.

 

Seminerde bir araya geldiğin insanlara neler anlatıyorsun?

Başarıya giden yolları, hedef modellerini anlatıyorum. Örneğin bir alana sıfırdan başlamış; ancak çok başarılı olmuş kişileri örnek gösteriyorum. Çeşitli kalıplar var mesela. Başarıya giden yolda bu kalıplarla ilerleyebiliriz, şeklinde telkinlerde bulunuyorum.

Yine benim yoğun ilgi gösterdiğim ve çok severek anlattığım Değer Yargıları bölümü vardır. Diyor ki; “Evet sen başarıp, kazanabilirsin. Ama ailene karşı, toplumda yaşadığın çevreye karşı, dünyaya karşı sorumluluk sahibi olmalısın.” Bu bölüm sadece ben kazanayım düşüncesinden oluşmuyor. “Ben kazanayım ama sende kazan” fikrinden yola çıkıyor.  Bunları seminerlerimde vurguluyorum. Bizler aklı olan özel varlıklarız. Bizim bir tarafımız ilahidir. Çünkü yaradan ruh üfleyerek bizlere can verdi. O nedenle bizlerin bir tarafı ilahidir. Bir tarafımız ise beşeridir. Biz aklımızla istediğimiz hedeflere ulaşabiliriz. Ama bunu yaparken değer yargılarını göz ardı etmemeliyiz. Merhametli olmalıyız, dürüst ve affedici davranmalıyız. Bilgimizi paylaşmalıyız, kazancımızı paylaşmalıyız… Bunun gibi değer yargılarını da insanlara veriyoruz.

 

Seminerlerinde anlattıklarına bakılırsa, İslam dininden de esinlendiğin noktalar var. İnsanın yaradılışı ve insanın merhametli davranması gerektiği noktalarına vurgu yapıyorsun.

Merhametli olmak, dürüst davranmak ve yaradılış. Ayrıca kişi evli ise, eşine karşı sadık olması. Bunlar zaten bir insanda olması gereken özellikler değil midir? İslam’da da bu böyle emredilmemiş midir? O açıdan bakıldığında evet haklısın.

 

Öyleyse bu yaklaşımlarının toplumda kabul görmesi daha da kolaylaşıyor. Değil mi?

Evet. İnsan hem beşeri, hem de ilahi bir varlıktır. Yani biz ilahi tarafımızdan uzaklaşırsak, çok başarılı olabiliriz, belki çok zengin olabiliriz ama mutsuz ve yalnız oluruz. O nedenle ilahi tarafımızı değer yargılarımızla beslememiz gerekiyor.

 

Aileler için seminerlerinde değindiğin noktalar neler?

Ailede değer yargıların bulunması gerektiği üzerinde değerlendirmeler yapıyorum. Bir ailede değer yargılar neler olmalı? Bireylerin birbirlerine karşı sevgi ve saygı dolu, dürüst ve paylaşımcı olmaları konusunda aktarımlarda bulunuyorum. Sadakat noktasına önemle değiniyorum.

 

Peki ya gençler için…

Gençlere öğrencilik yıllarında gelecek planlamalarını yapmalarını öneriyorum. Üniversiteli gençlerimizin çoğunlukla öncelikli hedefleri; Ben okulu bitireyim! Fakat okul bittikten sonra büyük sıkıntılar başlıyor. Yani öğrenciler ne yapmalı? Gençler, öğrencilik yıllarında okul bittikten sonraki hayatlarını planlamalılar. Örneğin Napolyon bir savaşa girmeden önce, “Ben bu savaşı kazandıktan sonra ne yapacağım?” diyerek, planlamalar yaparmış. Gençlerimizin de bunun gibi, gelecek planlamalarını önceden yapmaları gerekir.

Peki, hayatlarının büyük bir bölümünü çalışarak geçirmiş ve artık emeklilik hazırlıkları yapan kişiler için neler öneriyorsun?

Bu konu kadınlar için büyük problemler yaratmıyor. Kadınlar, evleriyle ve çocuklarıyla ilgilenirken bir şekilde bu süreci idare edebiliyorlar. Ama erkeklerde bu durum farklı. Kimi erkekler için ise, bu süreç adeta bir çöküntüyü de beraberinde getirebiliyor. Hiç kahvehaneye gitmeyen ya da çok nadir giden erkek, emeklilik sonrası adeta orası onun ikinci adresi haline geliyor. Ardından sağlık problemleri baş gösteriyor. Erkek adeta kendisini dinlemeye başlıyor. Çünkü yapacağı bir şey yok.

Ben emeklilik hazırlıkları yapanlara, emekli olduktan sonra ne yapacaklarını iyi planlamalarını ve kendilerine hedef koymalarını öneririm. Aksi takdirde kişi boşluğa düşebilir. İnsanlar önce hayallerini kursunlar, ardından hedeflerini belirlesinler ve gerekli teknikleri öğrendikten sonra da harekete geçsinler.

 

Kişisel gelişim konusundaki eğitimlerin kişi de kazanımları neler oluyor?

Bu tür çalışmalar insanın potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor. Çünkü her insan çok güzel bir potansiyelle dünyaya gelir. Ama başından geçenler, yaşananlar bu potansiyelin gerilemesine neden olur. Ama bu tür eğitim ve seminerlerle kişinin kendisinde var olan bu potansiyelini tekrar açığa çıkarmasına yardımcı oluyoruz.

 

Kişisel gelişim seminerlerine devam ediyorsun, seminerlerini takip edeceğiz. Kitap yazdığını öğrendim. Bahseder misin?

Evet. Kitap yazma düşüncem hep vardı. Ama parça parça yazıp, yazıklarımı da bir yere koyuyordum. Daha sonra birdenbire bir ilham geldi. Kalemi elime aldım ve yazmaya başladım. Geçen sene başladım yazmaya. Adeta sular seller gibi aktı gitti.

Yaklaşık 5 ay sürdü kitap hazırlıklarım. 200 sayfa süren, çok enteresan ve ilginç bir kitap oldu. Okuyan kişinin ruh haline göre değişiyor kitap. Eğer okuyucu naif bir kişilikse, kitabı çok naif buluyor. Kimisi kitabı öykü tarzı olarak yorumluyor, kimisi de şiir gibi değerlendiriyor. Kitap, bir kişinin hayattaki yolculuğunu anlatıyor. Ankara’da basılacak. Kitabımın ismi Yolcu. Kitabım önümüzdeki günlerde okuyucularla buluşacak.

 

Peki, kitabında yaşadığın sosyal çevrenden etkilendiğin yönler neler oldu?

Bunlar sürpriz olsun,  ne dersin?

 

Pekala, öyleyse sana yeni alanında başarılar dilerim.

Bolu Express Gazetesi’nde yer ayırdığınız için size ve okuyuculara çok teşekkür ederim.

YORUMLAR  (Toplam 6 yorum)

  • ASYA  (30.11.2013 03:28:58)

    ARKADAŞLAR BEN KATILDIM AYŞE HANIMIN SEMİNERİNE İLK HETAPTA AÇIKCASI GİTMEK İSTEMEDİM SONRA KIRAMAYACAGIM Bİ ARKADAŞIM ISRAR EDİNCE GİTTİM İYİKİ GİTMİŞİMVE OKADAR FAYDASINI GÖRDÜMKİ ŞİMDİ AYŞE HANIMIN TÜM SEMİNERİNE KATILIYORUM SEMİNER ÇIKIŞINDA TERAPİ ALMIŞ GİBİ OLUYORUM AYŞE HANIM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM BAŞARILARINIZ DAİM OLSUN..

  • pınar  (29.11.2013 10:10:16)

    Ayşe hanımın seminerine katıldım. sıradan bir seminer olur diye düşünüyordum. Ama çok farklıydı. Aileme, işçevreme bakışım olumlu anlamda çok değişti. Teşekkürler Ayşe Hanım. Harika bir seminerdi.

  • Aydın YILDIRIM  (29.11.2013 10:01:14)

    Ayşe çıktığın bu yolda Allah yar ve yardımcı olsun.

  • Gülnur YILDIRIM  (29.11.2013 09:59:15)

    Ayşecim seninle konuşmaktan herzaman keyif almışımdır zaten, Ankarada olsa katılmak isterdim bu seminerlerine, seni tebrik ederim yolun açık olsun inşallah..

  • Ece  (29.11.2013 08:12:08)

    Merhaba Ayşeciğim;takdire şayan bir seminer verdiğini duyuyorum katılan yakınlarımdan,yurt dışına çıkmam sebebiyle seminerlerine katılma şansım olmadı,yeni döndüm Boluya yeni seminerinin tarihini sabırsızlıkla bekliyorum,Allah yolunu açık etsin...

  • Şennur Ünal  (29.11.2013 06:02:12)

    Ayşecim seni öncelikle bu başarından dolayı kutluyorum.Maşallah...(Koçum benim.:).))Kitabın çıkmak üzereymiş,hemen okumak isterim.Şimdiye kadar vermiş olduğun emeklerinin karşılığını alabilmen dileğimle..

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: