• resmi ilanlar

Fevzi Saçlı yazdı

18/01/2014 00:00

DÜRÜST OLSAK NE BAĞA BEKÇİ NE KAPIYA ANAHTAR, NE DE ÖLDÜĞÜMÜZDE YIKAMAYA İHTİYAÇ DUYULURDU

             Bu günlerde memleketimizde meydana gelen can sıkıcı olaylar dolayısıyla burnumuzu tutsalar canımız çıkacak bir halde olduğumuzdan yazıma bir temel fıkrasıyla başlamak istiyorum.

            Temel boşanma davası için avukata gider. Evliliğinin artık çekilmez hal aldığını ve boşanmak istediğini söyler. Bunun üzerine avukat şiddetli geçimsizlikten dava açılacağını bildirerek bir dilekçe hazırlar. Sonra Temel’e okur. Temel avukatın hazırladığı dilekçeyi dinleyince, dinledikçe Temel gerildikçe gerilir. Sonra Temel hızla ayağa kalkarak kapıya yönelir.
            Avukat sorar “Dur nereye gidiyorsun.” Temel arkasına bakmadan cevap verir.” Bu karı bana ne eziyetler etmişte farkında değilmişim. Ben onu bir güzel döveyim de, hiç olmazsa yüreğim soğusun. İşte o zaman dava açarız.” Diyerek ofisi terk eder.

            Evet, meydana gelen şiddetli deprem ve de arkasından gelen tsünami ile dört bina yıkılınca her yeri işgal eden deniz suyunun, geri çekilirken daha önce getirmiş olduğu kumun yanında üzeri toprakla örtülmüş bir yığın pisliği de meydana çıkarıverdi.

            Meğer farkına varmadan bizler bir yığın pisliğin üzerinde duruyormuşuz da farkında değilmişiz. Anlayacağınız Temelden de kötü durumdaymışız da haberimiz yokmuş.

            Uzun süredir bu sahilde yaşamamıza rağmen bu gezdiğimiz sahilin alt tarafında böyle pisliklerin olduğunu gerçekten de tahayyül bile edemezdik. Yapılan araştırmalar sonunda, bu pislikleri yerleştirenlerin, polis tarafından iki seneden beri takip ettiği meydana çıktı.

            Bu pisliklerin sahipleri, iktidarın gücünü kendi güçleri sayarak, o kadar fütursuzca hareket etmişler ki gizlilik konusunda pek de gereken özen göstermedikleri gibi horoz ötse de ötmese de mutlaka sabah olacağını hiç düşünmemişler.

            İktidar bu konuda gereken hassasiyeti zamanında göstermemenin ıstırabıyla çırpınıp durmaktadır. İktidarın bu durumu aynen aşağıda ki olaya benziyor

            Temel ve İdris sahilde gezinirken Temelin kafasına martı pislemiş. Temel, İdris’e:

-Mendilin var mı? Diye sordu. İdris de ona

-Var da, ne yapacaksın? Deyince, Temel başındaki martı pisliğini göstererek, o pisliği silmek istediğini belirtti. Bunun üzerine İdris, Temel’e

- Martı çoktan uzaklaştı. Demiş. Yani

Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra çırpınmanın faydası olur mu? Bilemem. Bildiğim bir şey varsa o da, dünkü güneşle bu günkü çamaşırların kurutulamayacağıdır.

Adalet güzeldir. Fakat İsmi adalet olan siyasi partide olsa daha da güzel olacağına inanıyorum.

Güneş olsa, kendileriyle iktidar mücadelesi yapan partilerin ıslak tek bir mendilini bile kurutmayacak zihniyette olan siyasilerin yarattığı bu ortamın düzeltilmesi için bir partinin uskur suyuna kapılıp yola çıkan akil adamlar gibi değil, memleketin gerçek akil adamlara ihtiyacı vardır. Bu da TBMM çatısı altında mutlaka vardır diye düşünüyorum.

Bunun için Temel olmaya gerek de yoktur.

            Temel odanın içinde zıplayıp duruyormuş. Bu durumu gören arkadaşı Temele sormuş.
            -Ne oldu, ne yapıyorsun böyle? Deyince Temel;
            -Öksürük şurubu içtim. Demiş. Bunun üzerine arkadaşı;
            - Peki, öyleyse niye zıplıyorsun? Deyince, Temel ona
            -Sorma yahu, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim. Onun için zıplayıp duruyorum. Demiş.

            Uzun lafın kısası, gerçek akil insanlardan oluştuğuna inandığım parlamenterlerimiz bu badireyi de zararsız bir şekilde geçmemizi sağlayacaklardır.

Testileri tokuşturunca elbet biri kırılacaktır. Ama vatandaşlar olarak biz bunu istemiyoruz ki

                                                           HOŞÇA KALIN

                                                                                         FEVZİ SAÇLI

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: