• resmi ilanlar

RAMAZAN SOHBETLERİ

21/06/2015 11:00

...

Ayeti Kerime

“Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”.(Al-i İmran-180)

Hadisi Şerif

“Oruç bir kalkandır. Oruçlu kötü (kem) söz söylemesin. Cahillik (olarak nitelendirilebilecek şeyleri) yapmasın.Kendisiyle itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa "Ben oruçluyum."desin (ve ona uymasın). Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki; oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. (Ağzı kokan şu kul) yemesini, içmesini ve şehvetini, benim için terk ediyor. Oruç benin içindir. O orucun ecrini ben vereceğim .Halbuki başka ibadetlerin hepsi on misliyle ödenmektedir.” (Büyük İslam İlmihali, Oruç, Ö Nasuhi BİLMEN)

Fitre

 

2015 yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak 11,50 TL (Onbir TL Elli Kuruş) olarak belirlenmiştir.

ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN HALLER -3-

 

Diş fırçalamak orucu bozar mı?

Boğaza su kaçırmadan ağzı su ile çalkalamak orucu bozmadığı gibi diş fırçalamakla da oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun, misvak parçalarının veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsakten önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur (Fetâvây-ı Hindiyye, Beyrut 1980, II, 270).

 

Sakız çiğnemek orucu bozar mı?

Günümüzde üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar itina edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınılması mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar. Ancak “kenger sakızı” gibi katkısı bulunmayan sakızlarla daha önce çiğnenmiş olup içinde hiç katkı maddesi kalmamış olan ve çiğnendiğinde hiçbir eksikliğe uğramayan sakızların çiğnenmesi orucu bozmaz. Bununla birlikte, oruçlu iken bu tür sakızları çiğnemek mekruhtur (Fetâvây-ı Hindiyye, Beyrut 1980, II, 199).

 

Göz damlası orucu bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, değerlendirildiğinde, göz damlası orucu bozmaz (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 244; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Burun damlası orucu bozar mı?

Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0, 06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmaza (guslederken ağzı su ile çalkalamada) olduğu gibi affedilen miktar kapsamında değerlendirilebilir (Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Kulak damlası ve kulağın yıkattırılması orucu bozar mı?

Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, su veya ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz.

Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, bu miktar oruçta affedilmiştir. Ancak kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulaşması halinde oruç bozulur (Merğinânî, el-Hidâye, I, 125; Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 243; İbnÂbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 396; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Merhem ve ilaçlı bant kullanmak orucu bozar mı?

Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz (Merğinânî, el-Hidâye, I, 123; Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 244; İbnÂbidin, Reddu’l-muhtâr, II, 395; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

 

Hemodiyaliz ve diyaliz uygulamalarında oruç bozulur mu?

Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz olmak üzere iki çeşittir.

Periton diyalizi, karın boşluğuna verilen özel bir solüsyon aracılığı ile hastanın kendi karın zarı kullanılarak kanın zararlı maddelerden arındırılması ve sıvı dengesinin sağlanması işlemidir. Hemodiyaliz ise, kanın vücut dışında bir makina yardımı ile temizlenip vücuda geri verilmesi işlemidir. Kan bir iğne aracılığı ile hastanın kolundan alınır. Hemodiyaliz makinası, diyalizör denen bir filtreden kanı sürekli geçirerek zararlı maddeleri ve fazla suyu filtre eder. Filtre edilen temiz kan ikinci bir iğne ile hastanın damarına geri verilir. Bu işlem yapılırken bazen, gıda içerikli sıvı verilmesi gerekmektedir.

Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur(Merğinânî, el-Hidâye, I, 125, Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 244; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Anjiyo yaptırmak orucu bozar mı?

Halk arasında anjiyo olarak bilinen operasyon, teşhise yönelik (anjiyografi) ve tedaviye yönelik olarak uygulanmaktadır. Anjiyografi vücut damarlarının görüntülenmesi demektir. Damar içine damarların görünür hale gelmesini sağlayan ve kontrast madde olarak tanımlanan ilaç verilerek, anjiyogram adı verilen filmler elde edilir. Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar hastalıkları veya bu damarlardan beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler edinilir. Tedaviye yönelik olarak uygulanan anjiyonun klasik yöntemi anjiyoplastidir. Bu ise, dar veya tam tıkalı damarların balon ya da stent denilen özel araçlarla tekrar açılması için yapılır.

Bu bilgiler ışığında gerek anjiyografi, gerekse anjiyoplasti operasyonlarında yemek ve içmek anlamı bulunmadığından, oruç bozulmaz (Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 243; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Biyopsi yaptırmak orucu bozar mı?

Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi), orucu bozmaz (Merğinânî, el-Hidâye, I, 125, Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, II, 244; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Akupunktur tedavisi orucu bozar mı?

Oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yapılan bir ibadettir (Bakara, 2/187). Akupunktur ise; vücutta belirli noktalara iğne batırarak, çeşitli hastalıkları tedavi etme metodudur. Orucu bozan şeyler kapsamında olmadığı yani vücudu beslemesi ve gıdalandırması söz konusu olmadığından akupunktur yaptırmak orucu bozmaz.

Nikotin bandı orucu bozar mı?

Kural olarak orucu bozan şeyler, vücuda normal yollarla giren maddeler ve cinsel ilişkidir. Vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu işlem yeme, içme ve beslenme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz (Buhârî, Savm, 24, 27; Müslim, Sıyâm, 12; Tirmizî, Savm, 29, 31, 76). Bu açıdan sigarayı bırakmak isteyenlerin kullandığı nikotin bantları da orucu bozmaz (Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

 

ORUÇ VE NEFİS TERBİYESİ

İnsanların yaratılış gayesi olan ibadet görevi; ya namaz, oruç, zekat ve hac gibi belirli bir zamanda, belirli bir mekanda ve belirli kurallara uyularak yapılır (formel ibadetler), yada her hangi bir zaman, mekan ve şekille kayıtlı olmaksızın yerine getirilir. Allah’ı zikretmek, ana babaya iyilik etmek, şahitliği, tartı ve ölçüyü dosdoğru yapmak gibi emirlere; alkollü içkiler içmek, uyuşturucular kullanmak, kumar oynamak, hırsızlık yapmak ve cana kıymak gibi yasaklara uyularak yerine getirilir (informel ibadetler).

            Formel ibadetlerin temel amaçlarından biri, informel ibadetlerin insan hayatında uygulanır hale gelmesini sağlamaktır. Sözgelimi namaz ibadetinin temel amaçlarından biri insanı her türlü çirkinlik, kötülük ve haramlardan alıkoymasıdır.[39] Formel ibadetlerden biri olan oruç ibadetinin Allah rızasını kazanmanı yanında temel amaçlarından biri de kişinin nefsini terbiye etmesi, söz, fiil ve davranışlarına çeki düzen vermesidir. Bu husus hem Kur'ân'da hem de Peygamberimizin hadislerinde açıkça zikredilmektedir: Orucun farz olduğu bildirilen âyette şöyle buyurulmaktadır: “Ey müminler! (Kötülüklerden ve haramlardan) korunmanız için oruç tutmak, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı” (Bakara, 2/183).

            Orucun kötülük ve haramlardan korunmak için farz kılındığının bildirilmesi ibadetin insanın kişisel ve sosyal hayatındaki yerini ve etkisini bildirmeğe yöneliktir. Nitekim yüce Allah günde beş vakit kılınan namazın insanı hayasızlık ve haramlardan alıkoyduğunu bildirmektedir. Aynı şekilde orucun da insanı haram ve kötülüklerden alıkoyması gerekir. Peygamberimiz (a.s.);

            “Oruç kalkandır. Biriniz oruçlu iken çirkin, kötü ve kaba söz söylemesin, bağırıp çağırmasın, kavga etmesi. Birisi kendisine söver yada çatarsa ona ‘ben oruçluyum’ desin[41] buyurmuştur. Orucun şehvetini kıran bir özelliği vardır.[42] Hadis-i şerîf, orucun gayesinin insanın edep ve ahlakını güzelleştirmek olduğunu açıkça ifade etmektedir. Eğer oruç, insanı kötü söz, eylem ve davranışlardan uzaklaştırmıyor, edep ve ahlakını güzelleştirmiyorsa amacına ulaşamamış demektir, böyle bir oruçtan istenilen sevap da elde edilemez. Nitekim Peygamberimiz (a.s.),

            “Kim yalan sözü ve yalan ile iş yapmayı bırakmazsa Allah’ın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur” ve

            “Nice oruç tutanlar vardır ki onların oruçtan nasipleri sadece aç (ve susuz) kalmalarıdır. Nice geceleri namaz kılanlar vardır ki onların namazdan nasipleri sadece uykusuz kalmaktır”buyurmuştur. Dolayısıyla oruç tutan insan; yalan, yalancı şahitlik, gıybet, iftira, hile, aldatma, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak, iş ve işlemlerinde, söz ve sözleşmelerinde, alım ve satımlarında dürüst ve dosdoğru olmalıdır.

            Gerçek anlamda tutulan oruç, hem kötü söz ve davranışlara, hem de cehennem ateşine karşı perde olur; kişiyi fuhuş ve edep dışı davranışlardan alıkoyar, çünkü “orucun şehveti kıran bir özelliği vardır”.[45] Oruç tutan insan sabırlı olmayı öğrenir. Çünkü Peygamberimizin beyanı ile “Oruç sabrın yarısıdır”.

İnsanın günah işlemesine genellikle iki şey sebep olur. Biri şehevî arzuları, diğeri dili ve midesidir.

Kim diline ve ırzına sahip çıkacağına güvence verirse ben de o kimsenin cennete gireceğine güvence veririm[47]  anlamındaki hadis, insanın şehevî arzularına, konuşmasına, yeme ve içmesine dikkat etmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Orucun farz olmasının arka planında, müslümanın cinsel arzularını, konuşmalarını, yemesini ve içmesini kontrol altında tutması, huyunu ve ahlakını güzelleştirmesi ve nefsine sahip çıkabilme yeteneğini kazanması vardır. Bu sebeple Kur'ân ve Sünnette Müslümanlar oruç tutmaya teşvik edilmiş, oruç tutanlar övülmüş ve onlara Allah’ın rahmeti, rızası, sevap ve mükâfâtıva’d edilmiştir. Ahzab suresinin 35. âyetinde on özelliğe sahip olan kadın ve erkeklere mağfiret ve büyük mükâfat olduğu bildirilmiştir: (Peygamberimiz (a.s.),

 “Adem oğlunun her ameline kat kat sevap verilir Bir iyilik on mislinden yedi yüz misline katlanır” buyurmuş,  Yüce Allah da

 

Oruç hariç, çünkü oruç benim içindir, onun mükâfatını da ben vereceğim, oruç tutan kimse şehvetini ve yemesin-içmesini benim için terk etmektedir[48]

 “Oruç hariç, Adem oğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, onun ödülünü ben vereceğim"[49] buyurmuştur.

 “Cennette reyyân adında bir kapı vardır ki buradan kıyamet gününde sadece oruç tutanlar cennete gireceklerdir[50]ve

 “Kim  Allah için  bir gün oruç tutarsa Allah yetmiş yıllık bir mesafe kadar onu cehennem ateşinden uzaklaştırır”[51] anlamındaki hadisler de orucun değerini ifade etmektedir.

            Oruç tutan insan;

-Allah ve Peygambere itaat etmiş ve büyük sevap kazanmış olur.

-Allah’ın verdiği nimetlere şükretmiş ve aç kalanların hallerini öğrenmiş olur.

-Sağlığını korumuş, nefsini terbiye etmiş ve irâde eğitimi yapmış olur.

-Sabır ve metanet kazanmış, kötü söz ve davranışlardan korunmuş olur.

-Ahlâkını güzelleştirmiş ve imanının bilincine ermiş olur.

-İbadet  zevkini tatmış, Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmış olur.

 

 

 

 

 



 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: