• resmi ilanlar

“BOLU'NUN HUZURUNU BOZAMAYACAKLAR”

10/04/2016 11:00

Ak Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Bolu'da yapılan PKK operasyonu ile ilgili Bolu Ekspres'in sorularını yanıtladı. AİBÜ'deki terör sempatizanı öğrencilerle ilgili üniversite yönetiminin tavrını da değerlendiren Ercoşkun, aynı zamanda Ensar Vakfı'nda yaşanan taciz skandalı sonrasında Aile Sosyal Politikalar Bakanı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Röportaj: Ebru EYVAZOĞLU

Geçtiğimiz hafta Bolu terör operasyonuyla çalkalandı. Paşaköyü’nde meydana gelen operasyonda çıkan çatışma sonrası iki terörist ölü olarak ele geçirildi. Bolu’da yaşanan terör olayları ile ilgili Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun Bolu Ekspres’in sorularını yanıtladı. Ercoşkun Bolu’da yaşanan terör olaylarının halkın huzurunu kaçırmaması gerektiğini söylerken, Abant İzzet Baysal Üniversitesi isminin de terörle anılmasına yönelik eleştirilere cevap verdi.

Bolu’da meydana gelen PKK operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bolu’nun isminin böyle bir olayla anılması herkes gibi bizi de üzdü ve şaşırttı. Ama yapılan operasyonun neticesi manasında da oldukça memnun olduğumu ifade etmek isterim. Özellikle emniyet güçlerimizin operasyonunda gayret sarf eden emniyet mensuplarına Bolu halkı adına şükranlarımı sunuyorum. Hepsinden Allah razı olsun. Sayın Başbakanımız, sayın Cumhurbaşkanımızın terörle alakalı duruşu ortada. Bir tek terörist kalmayıncaya kadar, bir tek terör unsuru kalmayıncaya kadar bu mücadele devam edecek. Bizlerde Ak Parti ailesi olarak aynı milletimizin ekseriyetinde duygularını yaşıyoruz. Bizce de bu dakikadan sonra bir adım geri atmadan, bir gram geri gitmeden bu meselenin kökünün kazınması lazım. Bunun için Bolu’nun her köşesinde, ilçelerde, köylerde, şehit cenazelerinde milletimizin duruşu o kadar vakur ve o kadar bilinçli ki, zaten söze gerek kalmıyor. Belki geçmişte yaşanan ortamlarda çok farklı meseleler gündeme gelebiliyor. Ama şu anda nasıl bir mücadele verildiği, neye karşı, kime karşı mücadele verildiği, bu işin sadece PKK olmadığı, aslında çok farklı unsurlar içerdiği ve Türk milleti olarak bugüne kadar ortaya konan mücadelede çok daha fazla karalılıkla devam etmemiz gerektiğini hep beraber görüyoruz. Bolu’da da bu operasyon evet bizi şaşırttı,üzdü ama diğer taraftan böyle bir iradeyle, net bir şekilde üzerine gidilmesi de açıkçası beni hem sevindirdi, hem de gururlandırdı.

OLAY OLMADAN ÖNLENEMESİ SEVİNDİRİCİ

Büyük şehirlerde terörle ilgili bir endişe zaten vardı. Ama Bolu gibi küçük bir ilde böyle bir operasyon olması, Türkiye’nin diğer illerinde de endişeye yol açar mı?

Terörde özellikle canlı bombalar veya halka yönelik terör faaliyetlerin amacı bir kaos ortamı oluşturmak. İnsanları geleceğe dair ümitsizliğe sevk etmek, karamsarlık ortaya koymak. PKK’nın belki Bolu’da böyle bir terör faaliyeti planlayıp planlamadığını bilmiyoruz. Resmi bir açıklama da gelmedi. Ama belki de böyle bir maksadı, niyeti vardı. Bunun tabi terör faaliyeti gerçekleşirken değil gerçekleşmeden önce önlenebilmesi önemli. Bunun için istihbaratıyla, diğer operasyonel güçleriyle bu manada açıkçası sevindirici olmuştur. Çünkü istihbaratımızla, tüm birimlerimizle düzgün çalışıyorlar. Ben de bir kez daha teşekkür ediyorum.

“BOLULU VATANDAŞLARIN OTURUP DÜŞÜNMESİ LAZIM”

Bolu halkı bundan sonra da huzur içinde hayatına devam edebilir mi?

Kesinlikle.  Bunu söyleyebiliriz. Rahatsız olduğumuz görüntüler geçmişte de vardı. İzzet Baysal Caddesi’nde ne kadar pervasızca bu yapıyı destekleyen siyasi uzantılarının hareket ettiğini, yürüdüğünü görmüştük. Belki HDP’lilerle beraber yürüyen CHP’liler de şaşırtmıştı bizi. Ama bu olaydan sonra bir kez daha mensubiyeti ne olursa olsun Bolulu vatandaşların oturup düşünmesi lazım. Ama ben emniyet güçlerinin bu performansından sonra Bolu halkının rahat olması kanaatindeyim.

“AİBÜ İLE İLGİLİ RAHATSIZLIKLAR BANA DA GELİYOR”

Üniversitede PKK’ya sempati sağlayan öğrenci sayısının fazla olduğu yönünde eleştiriler var. Sosyal medyada da PKK’ya ilişkin paylaşımlar yapan üniversite öğrencileri var. Bazı öğrenci topluluklarının terör yanlısı şarkıcıları Bolu’ya konser vermek üzere getirme çalışması olduğu konuşuluyor. Fakat üniversite yönetiminin tüm bunlara karşılık bir açıklaması olmadı. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin bölücü terör örgütlerine sempati besleyen öğrencilere karşı ılımlı yaklaştığına ilişkin bir görüş iddia eliyor. Size de bu tür şikayetler geliyor mu?

Aynı tanımladığınız gibi gerek sosyal medya üzerinden, gerekse farklı eylemlerdeki rahatsızlıklar bana da geliyor. Tabi burada topyekun bir mücadele ortaya koymamız lazım. Bu bir sosyal kültürel hareket değil. Burada resmen terör ve terör unsurları söz konusu. Dolayısıyla her gün ana haber bültenlerinde Amerika’da, diğer Avrupa ülkelerinde toplumu ufacık bir şekilde tehdit eden suçluların anında nerdeyse ölümle cezalandırıldığını görüyoruz. Bunlar suç olarak tanımlanmıyor. Elinde bıçak var diye bir vatandaşın polis tarafından vurulduğunu, yargılanmasının bile söz konusu olmadığı görüyoruz. İnsan hakları, hürriyetleri anlamında Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta çok önemli, çok ileri. Ama toplum hayatını, güvenliğini ilgilendiren her konuda da bu konunun suistimal edilmesine müsaade etmememiz lazım.  Bu konuda üzerine vazife düşen herkes de gerekli sorumluluğu yerine getirmeli. Bu üniversite içinde böyle, diğer sosyal kültürel çatılar altında gerçekleşen faaliyetlerde de böyle.

Bu olaydan sonra AİBÜ Rektörü ile bir görüşme yaptınız mı?

Geçtiğimiz süreçte bu yönde görüşmelerimiz oldu. Ama özellikle şu olaydan sonra bir görüşme olmadı. İnşallah ileriki günlerde onlarla da konuyu değerlendireceğiz.

“CHP GENEL BAŞKANININ SÖZLERİ ALÇAKLIKTAN DA AŞAĞI BİR SEVİYESİZLİKTİR”

Bolu’da terör operasyonundan sonra CHP’nin sessiz kaldığı şeklindeki iddiaları nasıl yorumluyorsunuz?

Meclis çatısı altında maalesef PKK’ya terör örgütü diyemeyen, PKK’lı teröristleri terörle kınayamayan bırakın kınamayı en ufacık bir laf edemeyen siyasi bir uzantı var HDP. HDP 1 Kasım seçimlerinden sonra yemin edip yasama faaliyetleri başladığı andan itibaren HDP’nin ne önerisi varsa, ne attığı adım varsa bunu destekleyen de bir CHP var. Hatta CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun emniyet güçlerini suçlayan, teröristleri arkalayan suç duyurularına, faaliyetlerine hep beraber şahidiz. Meclis Genel Kurulunda ne zaman bir oylama olsa, eğer CHP’liler el kaldırıyorsa HDP’lilerin onu desteklediğini, eğer HDP’liler el kaldırıyorsa CHP’lilerin onu desteklediğini biz günde onlarca sefer görüyoruz. Aynı seçim öncesinde İzzet Baysal Caddesi’nde yaşananlar gibi. Maalesef burada bile üst akıl tarafından organize edildiğini hep söylediğimiz, vatandaşın da bunu gördüğü bir yapı söz konusu. Çünkü belki saz çaldırarak, ev ortamlarını göstererek genel başkanlarına şirin çocuk imajı vererek insanların zihinlerini çelmeye çalıştılar, bunda da bir ölçüde başarılı oldular. Ben İzzet Baysal Caddesi’nde HDP’lilerle yürüyen CHP’lileri bu manada çok fazla eleştirmiyorum. Biz o dönemde üstümüze düşen vazifeyi yapmaya gayret ettik ve uyardık. Belki o anda görmediler. Ama şu an da ben inanıyorum ki çok daha net şekilde görüyorlar ve CHP’nin tabanında da bu manada ciddi bir sıkıntı olduğunu kanaatindeyim. Hatta bu rahatsızlığın belki de dışa yansıması tepedeki idarecileri de zıvanadan çıkarmış durumda. Çünkü geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanının Aile Sosyal Politikalar Bakanımıza, bir bayana karşı kullandığı ifadeleri neyle tanılayabiliriz? Akıl, mantık, izan, bir seviye? Alçaklık da bir seviyedir ama bunun alçaklıktan da aşağı bir seviyesizlik olduğunu görmek lazım. Dolayısıyla siyasetin, hele de ana muhalefet partisinin bu şekilde yönetilmesi aslında Türkiye’ye yapılan bir kötülük. Çünkü siyasi yapılarda iktidar partisi vardır, milletin verdiği o görev bir haktır. Ama ana muhalefet de bir haktır ve ana muhalefete de ülkenin ihtiyacı vardır. Çünkü iktidar her şeyi düzgün yapamaz. Eksik veya yanlışları da olur. Bunun mantıklı, insaflı bir şekilde eleştirilmesi, yanlışların ortaya konulması ve doğruların teklif edilmesi gerekir. Bu da en başta ana muhalefet partisinin görevidir. Ama böylesine seviye bile kabul etmeyen bir hareket tarzı CHP Genel Başkanı tarafından ortaya konulunca, artık hangi organlarla nasıl sağlıklı bir yapı kurmaya çalışacaksınız, bu da oldukça sıkıntılı bir konu. Bunların aşılması ve hangi görev olursa olsun, adam gibi bu görevin yapılması lazım. Bu iktidar için de, ana muhalefet için de geçerli. Biz seçim öncesi üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmeye gayret ettik. Bolu halkının bu manada da konuyu sahiplendiği kanaatindeyim. Ama o süreçte de yeterince aydınlatamadığımız, gerek CHP gerekse HDP’ye destek veren seçmenlerin de şu an yaşanan tablodan gerekli payı çıkarması gerekiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ensar Vakfı’nda yaşanan tecavüz olayı sonrasında Bakanın “Bir kereden bir şey olmaz” şeklindeki açıklaması sonrası “birilerinin önüne yatmak” deyimini kullandı. Hem Bakanın, hem de Kılıçdaroğlu’nun sözleri biraz aşırı ve siyaset için garip değil mi?

Yaşanan taciz olayı hiçbir şeye sığdırmak mümkün değil. Hele alçakça işlenen bir suç ve en ağır şekilde de cezalandırılması gereken, en ufacık da bir taviz verilmeden uygulanması gereken bir süreç. Bunda insanım diyen hiç kimsenin tereddüdünün olmayacağı kanaatindeyim. Burada sayın Bakanın devamında söylediği ise bir kişi üzerinden bir kurumu komple karalamamak gerekir mealindeydi. Aynı geçtiğimiz süreçlerde Aziz Nesin Vakfında yaşanan, Çağdaş Yaşamı Desteklemede yaşanan olaylar gibi. Maalesef öyle ya da böyle belki akıl, belki ruh sağlığı yerinde olmayan kişilerin karıştığı bu tür durumlar geçmişte de oldu, bundan sonra da olacak. Ama bunun en keskin şekilde cezalandırılması ve en ufacık da taviz verilmemesi lazım. Ama oradaki kelime oyunlarıyla, farklı algı operasyonlarıyla yansıtılması da hoş değil. Gelinen noktada kimse bundan keyif duymuyor. Burada aklı selim şekilde doğruya doğru, yanlışa da yanlış dememiz lazım.

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: