Mehmet İşgörücü'nün kaleminden

03/10/2016 11:00

SAĞLAM DURUŞ

 

 

 

 

 Geçen hafta başında beklenmeyen şekilde Moody's derecelendirme kuruluşu Türkiye'nin yatırım yapılmaz bir ülke olduğunu ilgilenen yatırımcılara duyurdu. Bu açıklama dünya piyasalarında Türk Lirasının değerini ani bir şekilde düşürdü. Öyle ki 15 Temmuz kalkışmasının etkileri kadar ekonomi üzerinde etkili oldu diyebiliriz. Amerikan doları,Türk lirası karşısında 3 TL seviyelerine tekrar geldi. Merkez bankası, 15 Temmuz kalkışması sonrasında bazı para politikası  araçlarını kullanarak Türk lirasının değerini korumayı başardı. Derecelendirme kuruluşunun  verdiği karar  ile ilgili hafta boyunca birçok ekonomist, siyasetçi, devlet adamı ve gazeteci yorumlarda bulundu. Çoğunun bakış açısı iğneyi karşımızdakine çuvaldızı kendimize batırmamız yönünde yorumlardı. Kuruluşun aldığı karardan sonra benzer ülkelerde yaşananlar ile ilgili benzerlikler kurarak ülkemizin de aynı kaderi paylaşacağına dair ortak görüşler vardı. Çoğunda Türkiye'nin önümüzdeki beş yıl boyunca bu sıkıntıları artarak yaşayacağına dair kötümser bir bakış açısı vardı. Açıkçası bu söyledikleri gerçekleşir mi, onu bilemem. Bana sorarsanız Türkiye ekonomisinin cari açık dışında bu alınan kararı etkileyebilecek herhangi kötü bir   referansı yok. Aksine dünyanın yükselen değeri konumunda.

Cari açık sorunu; ithal ettiğimiz yani yurtdışından aldığımız malların değerinin, ihraç ettiğimiz malların değerinde az olması böylece bir açık oluşmasıdır. Basitçe aile ekonomisindeki terimlerle evdeki hesabın çarşıya uymaması diyebiliriz. Üretip sattıklarımızın tüketmek için aldıklarımızdan fazla olması da diyebiliriz. Dışarıdan aldıklarımızın  başında enerji  ( doğalgaz vb.) geliyor. Dışarıdan aldıklarımızı azaltıp içeride daha fazla üretip satabilirsek biz bu uzun yıllardır çözemediğimiz cari açık sorununu çözebiliriz. Elimizdeki en büyük koz enerji piyasasında kullanılabilecek alterntiflerin çoğalması ve bu alternatiflerin çoğunun kendi öz kaynaklarımızla çözme imkanlarına sahip olmamız. Türkiye'nin enerji piyasasında önemli yerlere gelmesi için çalışmalar sürüyor. Enerji Bakanımız bu hafta önemli açıklamalarda bulundu. Önümüzdeki bir iki ayda Türkiye'nin enerji politikasında önemli adımlar atılacağını duyurdu. Bu bir sağlam duruştur.

Ülke ekonomisini yönetenlerin kullanabilecekleri iki önemli araç vardır. Bir tanesi bağımsız merkez bankasının uygulayacağı para politikaları ( faiz kararları, borçlanmalar, para arzı vb. ) . Diğeri ise hükümetlerin yaptıkları maliye politikaları ( teşvikler, yatırım kararları, kotalar vb.) . Ülkemizde son iki ayda yeteri kadar para politikası uygulandı ve konut kredilerinde de görülebilceği gibi faiz  oranları düştü, ekonominin önü açıldı. Ülke para birimi değerini korumaya devam ediyor. Bu da bir sağlam duruştur. Bundan sonra yapılması gereken maliye politikalarının gerçekleştirilmesi  için harekete geçmek, programlı şekilde hedeflere yıllık aylık olarak ne kadar yaklaştığımızı gözden geçirmek ve ulaşılan hedeflerde sürdürülebilir olmayı başarmaktır.

 

 

Bundan sonra tıpkı Yenikapı'daki gibi, 15 Temmuz'daki gibi, Moody's kararına karşı olduğu gibi sağlam duruşumuzu gösterip ileriye gitmek gerekiyor.

Yeni Hicri yılınızı kutlar ve önümüzdeki dönemlerde Türk ve İslam alemi için beyaz bir güvercinin havalanmasını dilerim.

 

 

 

Sevgi ve saygılarımla,

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz