• resmi ilanlar

Akademisyenler anlatıyor (6)

16/05/2017 11:00

FETO/PDY ile ilişkili olduğu iddialarıyla AİBÜ akademisyenlerinin yargılandığı 6. Duruşma Karaçayır Nikah Salonu'nda görüldü. Sabahtan yapılan duruşmada Bolu'nun “Öğretmen Abisi” olduğu iddia edilen ve basında çokça yer alan Estonya gezisini düzenleyen Araştırma Görevlisi Murat Özkan ifade verdi. 2 buçuk saat ifade veren Murat Özkan, “15 Temmuzdan önce bunlar bir terör örgütü olarak ilan edilmemiştir. Dolayısıyla 15 Temmuz öncesinde bunlarla uzak ve yakın ilişkisi olanlar terörist ilan edilemez. Ben devletin izin verdiği bankaya paramı yatırdım. Devletin kontrolündeki bir okula çocuklarımı gönderdim. Yine devlet tarafından varlığı tanınan derneklere üye oldum. Devlet vatandaşına tuzak kuramaz” dedi. 15 Temmuz gecesi ve ertesi gün hiç eve gitmeden silahla yaralanmalar başta olmak üzere 200'den fazla gaziye müdahale ettiğini belirten Tarık Ocak, “Ben, eşim gibi banada takipsizlik verileceğini düşünürken, kendimi karşınızda bulundum. 2012-2014 yılları arasında AİBÜ'de görev yaptım. Ancak burada yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle Bolu'dan ayrıldık. Ne benim ne eşimin bu yapıyla alakası yok. Aksine çeşitli mobbinglere maruz kaldık. Ancak hakkında başka hiçbir delil ve iddia yokken 3 kişinin ifadesiyle hem mesleğimden oldum hemde örgüt üyelinden yargılanıyorum” diye konuştu.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU – Hakan AYDIN

Bolu’da FETO/PDY yapılanması kapsamında yargılanmaya devam eden Abant İzzet Baysal Üniversitesi akademisyenleri iddianamede yer alan haklarındaki suçlamalarla ilgili savunma yapmaya devam ediyorlar.10'u firari, 31'i tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına 6. günde devam edildi.

“ERDOĞAN VE ARINÇ’IN DA BANKASYA HESABI VAR”

10 aydır tutuklu bulunuyorum. Ben vatanını, milletini seven bir insanım. 20 yıldır öğrenci yetiştirdim. Hiç terörist çıkması. Ama şehit olan çok oldu. Hakkımda bylock, bankasya hesabı, çocuklarımın Fatih Koleji’nde eğitim görmesi gibi 8 farklı iddia var. Ancak bunların nasıl suç unsuru olduğu muamma. EvetBankasya hesabım var ancak Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç’ın da Bankasya hesabı olduğu yazılmıştır. Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın örgüte yakın bir okula çocuklarını gönderdiği yine basında yer bulmuştur. Bu durumda onların da yargılanmaları gerekmez miydi? Yine 8 Kasım 2016’da Cumhuriyet Gazetesi’nde bir habere göre Fethullah Gülen ameliyat olduktan kendisine geçmiş olsun mesajı gönderenlere teşekkür etmiştir. Bunların içinde Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Cemil Çiçek de vardır. Benimse örgüt lideri olduğu belirten şahısla hiçbir ilgim yok, tek kare fotoğrafım yoktur. Benim kızım Fatih Koleji’ne giderken, okul arkadaşlarından biri de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı HakimSelfet Giray’ın kızıdır. Eğer ben sanık olarak yargılanıyorsam, benden 100 katlı suçlu olanların da yargılanması lazım” dedi.

“İLETİŞİMİN GİZLİLİĞİ İLKESİ İHLAL EDİLEREK BYLOCK TAKİBİ YAPILDI

Bylock iddialarını reddeden Murat Özkan, “Bylock indirmedim, kullanmadım ve birinin indirmesine de izin vermedim. Hukuksuzca bir kılıf oluşturulmaya çalışılmış ve delil olarak dosyaya bu iddia konulmuştur. Bylock takibi yapılmamıştır. Zira iletişimin gizliliğinin ihlal edilmemesi için bir hakimin onayı gerekmektedir. Ancak hakim tarafından böyle bir karar çıkarıldığını dosyada görmedim. Dolayısıyla MİT hukuksuz olarak bylock takibi yapmış ve iletişimin gizliliği ilkesini ihlal etmiştir. Bu yüzden bunlar delil özelliğini kaybetmiştir. Aynı zamanda Bylock adlı programa Litvanya üzerinden bağlanılabildiği belirtilmiş. Bu durumda ana server sunucularının da incelenmesi gerekiyor. Fakat bu incelenemiyor” diye konuştu. 

“2 YILDA ÖRGÜT ÜYESİ OLMUŞUM”

AİBÜ Bolu Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcılığına örgüt üyesi olduğu için atandığı iddialarını reddeden Murat Özkan, “Ben o dönemde Hasan Lök tarafından görevlendirildim. Ancak Rektör Hayri Coşkun tarafından görevlendirildiğim iddia edilmiş. Ayrıca tüm şartları yerine getirdiğim için bu göreve getirildim. Bu iddiayı ortaya atan Cabir Terzioğlu, 2011 yılında benim üniversiteye alınmamı sağlayan komisyonda görev yapıyordu. Yani bu durumda ben işe alınırken örgüt üyesi değildim ama 2 yıl sonra mı örgüt üyesi oldum? Rektörlük seçimlerinde ben Hayri Coşkun tarafından göründüğüm için Cabir Terzioğlu bana husumet besledi. Oysaki o seçimde benim oy hakkım bile yoktu” dedi.

“89 KİŞİ HAKKINDA FETÖ’CÜ DİYE BEYANDA BULUNMUŞ”

O dönem Bankasya’da çalışan Serkan Özmarka tarafından da adının verildiği ve hakkındaki iddiaları cevaplandıran Murat Özkan, “Bu kişi 89 kişi hakkında FETÖ’cü diye beyanda bulunmuş. Benim Bankasya ile çalışmamın sebebi bu arkadaştır. Sevdiğim bir kardeşimdi. Sıra beklemeden işlerimi halledebiliyordum. Ayrıca benim sayemde de 3 kez projelerle yurtdışına gitmiştir. 2. Kez gittiğinden kendisinden kurban parası istediğimi söylemiş. Madem kurban parası istiyordum katılımcılardan neden diğer iki gezide de istememişim kendisine sormak lazım. Aynı zamanda ikinci gezide istediğimi iddia etmesine rağmen üçüncü yurtdışı gezisine yine sayemde katıldı. Bu kişinin neden böyle bir ifade verdiğini bilmiyorum” dedi.

“ÖĞRETMEN ABİSİ” OLDUĞU İDDİASINI YANITLADI

“Öğretmen abisi” olduğu yönündeki iddiaları kesin bir dille yalanlayan Özkan, “Benim öğretmen abisi olduğum iddia edilmiş. Kimlere abilik yapmışım, nerde görülmüş, nasıl yapmışım bunların ispatlanmasını istiyorum. Bunlar tamamen iftira niteliğindedir. Bu iftirayı atan kişi ise Bolu’ya atanmış bir aylık öğretmen. Yüzünü bile görmediğim, hayatımda tanımadığım biri bana iftira atmıştır. İddiaya göre ben öğretmen abisi olmama rağmen himmet toplantılarına katılmamışım. Benden sonra da Davut Alcı öğretmen abisi olmuş. Ben öğretmen abisi olacağım ve örgütün bu çok gizli himmet toplantılarına katılmayacağım, bu büyük çelişki. Ayrıca bir aylık öğretmen Bolu’ya gelince kim öğretmen abisi, kim kime görevi devretmiş hepsini tanımış, öğrenmiş ve örgütçe çok gizli şekilde yapılan himmet toplantılarına katılmış. Bu da kulağa mantıklı gelmiyor. Davut Alcı da benden 20-25 yaş büyüktür. Kendimden büyük birine bu hiyerarşi içinde görevi devretmem de olası görünmüyor” diye konuştu.

“GENÇ BEYİNLER CEZAEVLERİNDE ÇÜRÜMEYE TERK EDİLMİŞTİR”

15 Temmuz hain girişim olduğunda Paris’te bulunduğunu ifade eden Murat Özkan, “16 Temmuz’da hemen ülkeme geldim. Pankreas kanseri için bir proje üzerinde çalışıyordum. Bunun için yurtdışında sunumlar yaptık. Dünya üzerinde örnek bir çalışma olacaktı. Ancak 15 Temmuz’dan sonra örgüt bağlantım olduğu şüphesiyle projeden çıkarıldım. Bu kadar genç beyin cezaevlerinde çürümeye terk edilmiştir. Kaçmak gibi bir düşüncem olsa darbenin ertesi günü ülkeme geri dönmezdim” dedi.

BOLU BELEDİYE BAŞKANI DA YARGILANIYOR MU?

Murat Özkan, “Bolu Belediyesi toplu ulaşım araçlarından faydalanması için bütün Bolulu vatandaşları Bankasyaya yönlendirmiştir. Bolu Belediye Başkanı da şu an yargılanıyor mu? Merak ediyorum 2015yılına kadar bu oluşum örgüt değildi, 2015’ten sonra mı örgüt oldu?2008 yılında görülen bir davada Fethullah Gülen yargılanmış ve böyle bir örgüt yoktur diye beraat etmiştir. O tarihten sonra da faaliyetlerine devam etmiş. Bu yüzden 15 Temmuz öncesi için kimse yargılanamaz” dedi.

“ESTONYA’YA GELSEYDİ FATİH METİN DE Mİ FETÖ’CÜ OLACAKTI”

Çok sayıda Avrupa Birliği projesi ile çok sayıda kişiyi yurtdışına götürdüğünü söyleyen Murat Özkan, “AB projeleri ile örgüt üyelerini yurtdışına götürdüğüm iddia edilmiş. Bu projelerde üniversiteden 7 kişi daha yer almıştır. Eğer örgüt üyeleri götürüldüyse bu 7 kişi neden soruşturma geçirmemiştir? Proje esnasında çeşitli kurum ve firmalarla iletişime geçerek hizmet alımı yaptığımız oldu. O dönem görüştüğüm şirket veya kişilerin yıllar sonra örgüt üyesi çıkıp çıkmayacağını bilmem olanaksız. Estonya gezimiz ile ilgili ise basında bir algı yaratıldı. Halbuki o gezide 6 firma destek verdi. Örgütle iltisaklı olduğu iddia edilen Bolu Dağı A.Ş. ve BOSİAD da bunlardan biriydi. Geziye 60 kişi katıldı. Proje ortakları arasında bu ikisi de olduğu için onların gönderdiği isimler katıldı. Bolu Dağı A.Ş. ve BOSİAD’dan 11 kişi geldi. ŞU an Ekonomi Bakan Yardımcısı olan Fatih Metin de bu geziye katılacaktı. Ancak son anda Başbakanın programı değiştiği için uçak biletini iptal etmek zorunda kaldık. Estonya gezisine katılsaydı Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin de mi FETÖ’cü olacaktı. Bu gezideki 60 kişiden 10’u soruşturma geçirdi diye hepsi mi örgütçü oldu?” diye konuştu.

ESTONYA GEZİSİ İLE İLGİLİ İDDİALAR

Düzenlenen Estonya gezisine şu an firari olan Rektör Yardımcısı Kenan Gümüştekin ve dönemin Bolu Valisi İbrahim Özçimen’in de katıldığı ve bu gezilerin tüm bilgi ve fotoğraflarının 15 Temmuz sonrası internet üzerinden silindiği iddia edilmişti. Bu grubun Estonya’da FETÖ İl İmamı olduğu iddia edilen Cuma Kartal, firari Adnan Daylan ve tutuklu olan şüpheli sanıklar Avukat Erol Altıntaş, Harun Savcı gibi isimlerinde bulunduğu bir gurupla buluştuğu da iddialar arasında yer alıyor.

“BU ÜLKEDE KAHRAMANLIKLA HAİNLİK ARASINDA İNCE BİR ÇİZGİ VAR”

“Yapı Sektöründe Enerji Verimliliği Uygulamaları; Pasif Evler” projesi ile o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakan Egemen Bağış’tan başarı ödülü aldıklarını belirten Murat Özkan, “Bu ülkede kahramanlıkla hainlik arasında ince bir çizgi var. Ben Başbakan ve Bakanın elinden o dönemde ödül aldım. O toplantıda Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz da vardı. O zaman boy boyfotoğraflarımız çıkarken bugün örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanıyorum. 15 Temmuzdan önce bunlar bir terör örgütü olarak ilan edilmemiştir. Dolayısıyla öncesinde bunlarla uzak ve yakın ilişkisi olanlar terörist ilan edilemez. Ben devletin izin verdiği bankaya paramı yatırdım. Devletin kontrolündeki bir okula çocuklarımı gönderdim. Yine devlet tarafından varlığı tanınan ve resmi evraklarına kayıtlı derneklere üye oldum. Devlet vatandaşına tuzak kuramaz. Ben suçsuzum, iddiaları reddediyor ve beraatimi talep ediyorum” dedi.

 

8 AYDA BENİ NE KADAR TANIYABİLİR?

Hakkında ki tanık ifadeleriyle ilgili savunma yapan Mevlüt Kurt, “Üniveriste soruşturmasında ifade veren Yaşar Dağıstanlı, benim yapının içinde olduğumu düşündüğünü söylemiş. Kabul etmiyorum. Erkan Kılıç, hastane çalışanlarına yönelik yaptığım konuşmaları örgüt üyesiyim gibi algılamış. Bunu da kabul etmiyorum. Mehmet Fatih Özlü’nün ifadesine gelirsek; Ben 14 Şubat 2013’de AİBÜ’de göreve başladım. Özlü benim göreve başladığım dönemde kendi ifadesiyle yurt dışında olduğunu söylüyor. Yasal izinlerde dikkate alındığında 8 ay gibi bir süre aynı mekanda çalışmış olabiliriz. 8 ayda beni ne kadar tanıyabilir ki? Hakkımda ki beyanlarnı kabul etmiyorum” dedi.

BANKADAN KİMSEYİ TANIMAM

Bank Asya’daki işlemleri hakkında da bilgi veren Kurt, “Serkan Özmarka’yı tanımam. Bankacılık işlemlerimi internet üzerinden yaptım. Bankadan plaket almadım. Banka’dan da kimseyi tanımam. İstanbu Kartal’da ailemizden olan 3 katlı bir bina vardı. Kentsel dönüşüme dahil edilerek yıkılmasına karar verildi. Bu nedenle de Akıncıoğlu isimli firmayla anlaştık. Bu firma Bank Asya ile çalışıyormuş. Mayıs 2013’de işlemlerin başlatılması için firmaya vekalet verdim. Temmuz 2014’de binamız yıkıldı. 2015 Temmuz’da da yapımı başlayan binamız tamamlanarak ikamet izinleri alındı. Firmayla 115 bin lira üzerinden anlaşmıştık. Ancak ev maliyet artışları nedeniyle bize 150 bin liraya mal oldı. Bak Asya’da bulunan 115 bin liranın üzerine başka bankadan çektiğim 35 bin lirayı üzerine ekleyerek parayı inşaatı yapan firmaya gönderdim. Evle ilgili resmi evrakları dosyama sunuyorum. Bankaya talimat ve emir doğrultusunda para yatırdığım iddiasını kabul emtiyorum” dedi.

Eşi adına kayıtlı olan hattı 13 yıldır kendisinin kullandığını belirten Kurt, “Bylock kullandımadım. İdirmedim. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Yapılan tespitte Bylock kaydının Iphone 4 üzerine çıkıyormuş. Ben iki akıllı telefon kullandım. İlk telefonum Iphone 4 ikincisi ise Iphone 6’dır. Iphone 6’yı teslim ettim. Ancak diğeri elimde değil. IP numarasını da bilmiyorum. Beraatimi ve tahliyemi isiyorum” ifadelerini kullandı.

TANIK İFADELERİNİ KABUL ETMİYORUM

Tanık ifadelerini kabul etmediğini belirten Recep Bayram, “Hakkımdaki silahlı terör örgüt suçlamasını kabul etmiyorum. Üniveriste soruşturma komisyonunda bazı tanıklar aleyhime ifade vermişler. Bunları kabul etmiyorum. Erol Ayaz isimli şahısla, sadece babasının vefatı sonrası taziye ziyaretine gitmemden dolayı 1 saat gördüm. Onun haricinde kendisini tanımam. Yaşar Dağıstanlı’yı tanımam, onlarda beni tanımaz. Bu şahısların Erol ayaz’ın yönlendirmesiyle hakkımda beyan verdiklerini düşünüyorum. Erol Ayaz ile Kenan Gümüştein arasında çekişme vardı.Sanırsam Ayaz beni Gümüştekin’e yakın bulduğu için hakkımda beyaz verdi” dedi.

BANKAYI DESTEKLESEM ARKADAŞIMA BORÇ VERMEM

Banka işlemlerinin incelendiğinde sıkıntılı bir işlemin olmadığının görüleceğini belirten Kurt, “2014 yılında araba almaya niyetlendim. Ben kazalı araç alır, binerim. Aralık 2014’de kredi çektim ve böyle bir arabayı almak istedim. Ancak daha sonradan bu arabayı almaktan vazgeçtim. Para elimde kaldı. Bu sırada bir arkadaşım eşine açacağı mağaza için benden borç para istedi. Bende parayı bu arkadaşıma verdim. Bankayı desteklemek istesem arkadaşım yerine bankaya yatırırdım. Sonra annem başka bir arsa almak için kendi arsasını sattı. Ancak istediği arsayı bulamadı. 2013 Mayıs ayında parayı bankaya yatırıdm. Ancak Mayıs 2014’de annem istediği arsayı bulunca parayı öna gönderdim. Sonra kendim ev almak istedim. Elimde biraz para kalmıştı. Başka bir kredi çekerek ev aldım ve hesabımı kapattım. Örgütsel bağlantılarım olsa bu işlemleri yapmazdım. Hakkımda kamu davası açılmaz denirken önce ihraç sonrasında hakim karşısına çıktım. Suçsuzum, beraatimi istiyorum” dedi.

EŞİM YÜZÜNDEN BURADAYIM

Aynı dosyada eşi tutuklu bulunan ve örgütün sohbet ablalarından olduğu iddiasıyla yargılanan Semahat Ahmetoğlu Duran, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Pedegojik formasyonu eşimin itibatları sayesinde aldığım ve bana ayrıcalık yapıldığı iddia ediliyor. Bu iddiaları kabul etmiyorum. Pedegojik formasyon için gerekli belgeleri tamamlayarak komisyona verdim. Tüm derslere katıldım sınavlarına girdim. Kimsenin yardımına ihtiyacım olmadan belgemi aldım. Hatta bu dönem hakkımda yapılan şikayet sonrası soruşturma geçirdim ve aklandım. Benim eşim aynı dosyadan tutuklu. Önyargılar nedneiyle karşısınızdayım. Ceza ve suçun şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğini düşünüyorum” dedi.

SOHBET TOPLANTILARINA KATILMADIM

Sohbet ablası olmadığını belirten Duran, “Hacer Karagülle’yi eczacı olmasından dolayı tanırım. Betül Küçükyıldız’ın beyanlarını kabul etmiyorum. Bu şahısla sohbet toplantılarına katılmadım. Suçsuzum ve beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.

 

NE İÇİN YARGILANDIĞIMI BİLMİYORDUM

Takipsizlik kararı beklerken yargı önüne çıktığını belirten Tarık Ocak, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Eşimle aynı suçlamalar nedeniyle göz altına alındık. O serbest kaldı. Ben ise Adli Kontrol Şartıyla serbest bırakıldım. Bende takipsizlik kararı beklerken, önce ihraç edildim. Sonrada karşınızda örgüt üyesi olarak yargılanıyorum. Bu salona kadar gelene kadar ne için ihraç edildiğimi, ne için yargılandığımı bilmiyordum. İhraç edilmeme 3 kişinin ifadesinin neden olduğunu öğrenmiş oldum”dedi.

BEN VE EŞİM AİBÜ’DE GÖRÜĞÜMÜZ SIKINTILAR YÜZÜNDEN AYRILDIK

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 2012-2014 yılları arasında AİBÜ’de çalıştım. Daha sonra 2014’de Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Hastanesi Acil Tıp Uzmanlığına geçtim. Mehmet Fatih Özlü’yü 20012 öncesi ve 2014 sonrası hiçbir şekilde görmedim. 2 yıllık sürede bir birimize sevgi ve husumet gösterecek hiçbir ilişkimiz olmadı. Bu şehıs beni tanımaz. Beyanları kabul etmiyorum. Küresel Doktorlar Derneği’ne hiçbir üyeliğim yoktur. Hatta ben bu derneğin adını da 15 Temmuz sonrası duydum. Dernekler Masası’ndan istenirse gerçek ortaya çıkacaktır. Hasan Koçoğlu’nun aleyhime beyanlarını okuyunca şaşırdım. Benim çalıştığım dönemde bu şahıs dekandı. Benim rektör yardımcılarının görevden alınmamla bir ilgim olmadı. Bunu Rektör bilir. Ben ve eşim AİBÜ’de görüğümüz sıkıntılar, mobbingler yüzünden ayrıldık. Şimdi görüyorum ki 3 kişinin ifadesi üzerine ihraç edilmişim. Beyanları kabul etmiyorum” dedi.

200 DARBE GAZİSİNE MÜDAHALEDE BULUNDUM

Sahte kahramanlarınbeyanları nedneiyle yargılandığını belirten Ocak, “15 Temmuz gecesi görevime gittim. 15-16 Temmuz tarihlerinde görevimin başındaydım. 2 günde 200 civarında gaziye müdahale ettim. Bunların çoğuda silahla yaralanmaydı. Vatan ve milletim için çalıştım. 2 gün eve gitmedim. Hastanede kaldım. O günlerinde evlerinden hiç çıkmayan, sabahta sahte kahramanlık yapanların mesnetsiz beyanları nedeniyle örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanmaktan utanıyorum. Suçsuzum, beraatimi ve ihraç sebebiyle üzerime yapıştırılan bu kara lekeden kurtulmak istiyorum” diye konuştu.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: