• resmi ilanlar

ÇATI SANIKLARI YARGILANIYOR (6)

11/07/2017 22:00

FETO/PDY soruşturması kapsamında örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılanan sanıkların duruşmalarına devam ediliyor. Bolu Dağı A.Ş. Genel Müdürü Hasan Umur, Cezayir'den aldığı 15 bin dolar maaşlı iş teklifini reddedip mahkemeye geldiğini söyleyerek, 34 ortaklı ve Polis Sandığının imtiyazlı ortak olduğu bir şirkette Polsan'ın rızasıyla genel müdür olduğunu belirtti. Hasan Umur “Burada genel müdür olarak kabul edilmek benim için bir lütuf değildir. Ben zaten o zamana kadar iş hayatında kendini ispatlayan, kariyeri olan biriydim. Cezayir'den bir iş teklifi aldım. 15 bin dolar maaş teklifini aklanma düşüncesiyle geri çevirip huzurunuza geldim” dedi.

Haber: Ebru EYVAZOĞLU 

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 64'ü tutuklu, 55'i tutuksuz ve 26'sı firari olan 145 sanığın yargılanmasına Karaçayır’da Nikah Salonu’nda devam ediliyor. Sabahtan yapılan duruşmada 3 sanığın ifadeleri alındı.

 

Hasan Umur

Highway Alışveriş Merkezinde genel müdürlük yapan ve 9 Kasım 2014’te ayırılan Hasan Umur hakkındaki suçlamaları yanıtladı. Hasan Umur “Suçlamaları kabul etmiyorum. Hain darbe girişimini lanetlediğimi belirterek savunmama başlamak isterim. Bugüne kadar darbelerin karşısında oldum. Hakkımdaki örgüt üyeliği suçlamasını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Uludağ Üniversitesi’nde eğitim gördüm. 30 yıldan beri özel şirketlerde değişik pozisyonlarda çalıştım. Arçelik’te Arge şefi olarak iş hayatımda bulundum. 2012’de Arçelik, Afrika’da bulunan beyaz eşya fabrikasını alınca beni oraya göndermek istedi. Eşimin memur olması nedeniyle istifa etmek durumunda kaldım. İş aradım fakat şartları uygun olmadı.

“15 BİN DOLAR MAAŞ TEKLİFİNİ AKLANMA DÜŞÜNCESİYLE GERİ ÇEVİRDİM”

Bu süreçte Bolu Dağı A.Ş.’den teklif aldım. Şehir değişikliği yapmayacak olmamız nedeniyle ailevi nedenlerle teklifi kabul ettim. 2 buçuk yıl kadar burada genel müdür olarak çalıştım. 2014 yılında Bolu dağı A.Ş. ve Highway’le ilişkin spekülasyonlar artınca iş aramaya başladım.  Kayseri’deki Simtel’den teklif aldım. 2014 Eylül’de anlaştık. Bolu Dağı A.Ş. benden bir süre ertelememi istedi. Bu nedenle Kasım 2014’te Simtel’de işe başladım. 2016’da şirket ortakları arasında problemler ve emekliliği hak etmem nedeniyle buradaki işimden ayrıldı.  Bolu’ya geri döndüm. Cezayir’den bir iş teklifi aldım. 15 bin dolar maaş teklifini aklanma düşüncesiyle geri çevirip huzura geldim. Bu teklifin önemi bulunmaktadır. Bolu Dağı A.Ş.’de yalnızca örgüte yakın kişilerin çalıştırıldığı algısını yıkmaktadır. Böyle bir teklife rağmen mahkemenizin huzuruna gelmiş olmam suçsuzluğumu göstermesi bakımından önemlidir. Suçtan sanığa gidileceği yerde sanıktan suça giderek soruşturmanın yürütüldüğünü düşünüyorum.

“MALUM YAPIYLA İLİŞKİSİ OLAN ŞAHIS DIŞARIDAYKEN, ŞAHSIM TUTUKLUDUR”

Hakkımda tanıklığı bulunan Hüseyin İka’nın beyanlarını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Eşimin tayinine ilişkin etkili şahıslarla görüşmem olması örgüt faaliyeti gibi gösterilmeye çalışmış. Türkiye ortamında eşimin tayinini etkili ve yetkili insanlarla görüşmemi suç gibi gösterilmesi doğru değildir. Malum yapıyla ilişkili olduğumu ve genel müdür olduğum şirketin sahibiyle yakın ilişkilerini bildiğim ve yurtdışı seyahatlerine giden başhekim olduğu dönemde aklanmak için örgüte muzahir yapıların ortak açıklama yaptığı şahıstır. Kendisini kurtarmak için ben ve eşim hakkında mesnetsiz iddialarda bulunmuştur. Malum yapıyla bu denli ilişkisi olan şahıs dışarıdayken, şahsım tutukludur. Hüseyin İka isimli şahıs siyasi parti içinde bir varlık mücadelesi gütmektedir. Hala milletvekili olan bir şahısla siyasi çekişmeleri nedeniyle beni kullanmaktadır. Benim üzerimden mevcut milletvekilini yıpratmak için de aleyhime ifade verdiğini düşünüyorum.

“BANKASYA’DA HİÇ MEVDUAT HESABIM OLMADI”

Ertuğrul Fatih Tıraş himmet topladığımı ve sohbetlere gittiğimi söylemiş. Ben bu şahsı tanımam. Huzurdaki savunması da aleyhime beyanların doğru olmadığını sonradan beyan etmiştir. İtibar edilmemesini talep ediyorum. Serkan Özmarka, Erdem Öğrenci Yurdunda dini sohbet yapıldığını, oraya katılan isimleri saymıştır. Benim bu toplantılara katıldığımı görmediğini ama katılmış olabileceğimi tahmin ettiğini söylemiştir. Tamamen tahmin ve yorumdan ibarettir. Kendisini tanımam, şube müdürü Mücahit ile yanıma gelmiş olabilir. Bankadan plaket aldığıma yönelik iddiasının karşılığı yoktur. Bankasya’da hiç mevduat hesabım olmamıştır. Böyle bir plaket verilmesi durumu da yoktur.

“HİÇ TOPLANTIYA KATILMADIM”

Sadi Yıldız, Necdet A.’nın binasında toplandığımızı söylemiş. Ben 1999 yılında deprem sonrası bir süre otelde kalmıştım Sonra da bir eve taşındık. O dönem sıkıntılar nedeniyle bir süreliğine otelde kalmak zorunda kaldık. Yıldız Otelde konaklamıştık. O tarihten sonra da kendisiyle bir daha görüşmedim. Bahsettiği toplantıya da hiç katılmadım.

“2013’TE TANIŞTIĞIM ŞAHIS, İKİ YIL ÖNCEKİ TOPLANTIDA BENİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞ”

İnan Kalaycı, Sadi Yıldız’ın otelinde iftar sonrasında sohbet toplantıları tertiplediğini ve benim de katıldığımı söylemiş. Ben Yıldız Otel’e 2000’den sonra hiç uğramadım. Kendisiyle 2013 yılında Highway’deki bir düğünde tanıştım. Şahsın bahsettiği iftar organizasyonu 2011 ve 2012 yıllarına aittir. 2013’te tanıştığım bir şahsın 2 yıl önceki bir organizasyonda beni gördüğünü söylemesinin bir anlamı bulunmamaktadır.

ALIŞVERİŞ MERKEZİNİN KİLİT İSMİ

Necati Durukan isimli şahısla bir dönem ayni şirkette çalıştık. İş dışında bir münasebetim olmadı. Lehime olan beyanlarına itibar edilmesini aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. Savaş Yıldız’la alışveriş merkezinde bir arkadaşının düğünü için geldiğinde tanışmıştım. Şahıs benim alışveriş merkezinin kilit ismi olduğumu söylemiş. Beni bir kez gören bir şahsın aleyhimde beyanda bulunmasından nasıl bir sonuç çıkarılabileceğini tahminlerinize bırakıyorum.

“MELİH KOLEJİ’NİN ÖRGÜTLE MÜZAHİR OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”

Çocuklarımı örgüte müzahir okullara göndermem suçlamanın delili olarak gösterilmiş. Melih Koleji isimli okula 2000’de büyük çocuğumu kaydettirdim. Başarılı olunca diğer çocuklarımı da oraya kaydettirdim. Devlet denetiminde bir kurum olduğu için böyle bir tercih de bulundum. O dönem Bolu’da başka bir özel okul da bulunmamaktaydı. Örgütle müzahir olduğuna yönelik bir bilgiye de sahip değildim.

“GENEL MÜDÜR OLDUĞUM İÇİN TANINIRLIĞIM ARTTI”

Örgütün dini sohbetlerine iştirak ettiğim iddiası, tanık beyanlarından bağımsız olarak nitelendirilmek suretiyle hakkımdaki iddiaların çoğaltılmaya çalışıldığını düşünüyorum. Herhangi bir örgüt toplantısına katılmadım. Suça dair bir toplantı ya da faaliyet içerisine de girmedim. Highway Genel Müdürü olduğum dönemde marka değerini artırabilmek için basında yer almak durumunda kaldım. Bu durum benim tanınırlığımı artırdı. Aleyhime beyanları bulunanların yanlış bir algıya kapılarak beyanda bulunduklarını düşünüyorum. Dini sohbet toplantılarına katıldığım iddiasını kabul etmiyorum.

“BOSİAD’A BEN DEĞİL BOLU DAĞI A.Ş. ÜYEYDİ”

BOSİAD’a üyeliğimin de bir yanılgıdan oluştuğunu düşünüyorum. Şahsım adına yapılan bir üyelik değildir. Highway Genel Müdürü olduğum dönemde Bolu Dağı A.Ş.’nin derneğe üyeliği söz konusu oldu. Ben de genel müdür sıfatıyla şirketi temsil eden kişi olarak üyelik yaptırdım. Şahsi değil şirketi temsilen, şirket namına yapılan bir üyeliktir. Türkiye Alışveriş Yatırımcıları Derneği’nde de benzeri üyelik yaptırmıştım. Genel müdürlük görevim son bulduğunda bu üyelik de son bulmuştur. Bunun aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum.

“HOKEY TAKIMI İLE İLGİLİ İDDİA BENİ OLDUKÇA ÜZMÜŞTÜR”

Bolu Dağı Spor ve Eğitim Turizm Derneğine üye olduğuma yönelik iddiada beni oldukça üzmüştür. Genel müdür olduğum dönemde AİBÜ hokey takımı antrenörleriyle beni ziyaret etmişlerdi. Portekiz’de yapılacak Avrupa Kulüpler Şampiyonasına katılma hakkı elde ettiklerini fakat maddi imkansızlıklar nedeniyle gidemediklerini söylediler. Biz şirket olarak hokey takımını destekleme kararı aldık. Bu sebeple yasal zorunluluk göz önünde bulundurarak hokey takımını bünyemize almak için bu dernek kuruldu. Daha sonra AİBÜ çim hokeyi takımına sponsor olduk. Hokey takımı şampiyonayı birincilikle tamamladı. Bay ve bayan hokey takımlarımız Türkiye Süper lige katılıp şampiyon oldular. Takım antrenörü aynı zamanda milli takım antrenörüydü. Bu sponsorlukla aynı zamanda ciddi bir reklam desteği de sağladık. Spora yaptığımız destek nedeniyle ciddi reklam yaptığımız ajans takip şirketlerince de onaylanmıştır. Hem şirketim adına hem de Türk sporu adına faydalı olan bir faaliyetin adıma delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

“BANKA HESABIMIZ EŞİMLE ORTAK”

Masak raporunda belirtilen tespitlerin de eksik veya kasıtlı olduğunu düşünmekteyim. Raporda eşime yapmış olduğum yüklü havalelerin şüpheli olduğu belirtilmiş. Ancak raporda eşime ait olduğu belirtilen hesabın ortak hesap olduğu gözden kaçırılmış. Çalıştığım şirketlerden eşim adına para yatırıldığı dayanaksızdır. Ortak hesabımıza maaş olarak yatırıldığı gibi kredi kartları içinde diğer hesaplara eft yaptım. Bunlar eşim adına para transferi gibi görülmüştür. Hesapta bulunan paranın miktar itibariyle büyüklüğüne ilişkin beyanda eksik ve hatalıdır. Koç eklilik sisteminden ve maaş olarak aldığım geliri hesap ettiğimde, bulundurduğumun oldukça makul olduğunu gördüm.  

“HİGHWAY’E GENEL MÜDÜR OLMAK, BENİM İÇİN BİR LÜTUF DEĞİLDİR”

Bolu Dağı A.Ş.’de yönetici olduğum ve örgüte yakınlığım olduğu için bu göreve getirildiğime ilişkin suçlamayı doğru bulmuyorum. 34 işadamı tarafından kurulan bir şirketin sahipleri arasında farklı dünya görüşleri olan insanlar da mevcuttur. Dönemin başbakanı tarafından teşvik edilerek kurdurulduğunu biliyorum. 34 ortağın en az yüzde 7 oranında hisseleri mevcuttur. Polis Sandığının ise yüzde 15 hissesi bulunmaktaydı. Polsan yüzde 15 hissesi nedeniyle imtiyazlı ortak sıfatına sahipti. Adı geçen sandığın halen faaliyetlerini devam ettiren bir sürü şirketi bulunduğu bilinmektedir. İmtiyazlı ortak olması nedeniyle genel müdür olarak benim atanmamın Polsan’ın rızası haricinde gerçekleşmesi olanaklı değildir. Ben de bu rızaya güvenerek teklifi kabul ettim. Kaldı ki burada genel müdür olarak kabul edilmek benim için bir lütuf değildir. Ben zaten o zamana kadar iş hayatında kendini ispatlayan kariyeri olan biriydim.

“BİR TERÖRİST DEĞİLİM”

Şirketin üçüncü genel müdürüydüm. Önceki genel müdürlerin de o halde suçlanması gerekmektedir. Önceki genel müdürlerin de dünya görüşü olarak malum örgütle bağlantıları olmadığını bilmekteyim. Ben yalnızca çalışan olarak orda bulundum. Bir terörist değilim. Yalnızca çalıştığım yer nedeniyle örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmiyorum. Şirketle ilgili spekülasyonlar ortaya çıkınca istifamı verdim. İş dışında bir faaliyetim olmadı. Tutuklu kaldığım dönemde ailem ciddi mağduriyetler yaşadı. Halen de bu mağduriyet devam etmektedir. Asılsız suçlamalarla tutuklu olarak kalmak ağır gelmektedir. Beraatime ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.

ÖRGÜT ÜYELERİYLE YURTDIŞI GEZİSİ

Hasan Umur’a bir yurtdışı gezisine, örgüt üyesi suçlamasıyla yargılanan şahıslarla katıldığı bilgisi hatırlatıldı. 15 Haziran- 22 Haziran 2014’te Fahrettin Talay, Ahmet Karataş, Nadir ve sevil Göksüğür ile yurtdışına seyahati sorulması üzerine, “Belçika’ya Avrupa Birliği projesi kapsamında bir geziydi. Projenin ortaklarından biri de Bolu Dağı A.Ş. idi. Ben genel müdür olduğum için şirketi temsilen iştirak ettim. İsimleri geçen şahısları tanımam” dedi.   

“YURTDIŞINA YATIRIM İÇİN GÖZLEM YAPMAK AMACIYLA GİTTİK”

Erol Altıntaş’ın da katıldığı yurtdışı gezisi ile ilgili olarak da “BOSİAD’ın organize ettiği 25 Mayıs 2014’te Afganistan’a yapılan iş ve kültür seyahatiydi. Şirketin patronu Adnan Daylan burada yatırım yapmak istemekteydi. Benim de katılarak hususta gözlem yapmamı istedi. İş seyahatinin örgütsel bir bağı bulunmamaktadır” dedi.

FOTOĞRAFLARIN İÇERİĞİ SORULDU

Hasan Umur’a dosyaya konulan fotoğraflar gösterilerek “Memur Sen TOKİ evlerinde bir bodrum katta bir kısım materyallerde üç fotoğraf bulundu. Bunlarda feto/pdy soruşturması kapsamında işlem yapılan şahıslarla ortak fotoğrafta siz de bulunmaktasınız. Bir evde yemek yeniliyor. Siz onda yoksunuz. Ama yemekte bulunan şahıslarla sizin de olduğunuz ortamda çekildiği belirtiliyor. Yine diğer fotoğraflarda da örgüte mensup olduğu iddia edilen şahıslarla görülüyorsunuz. Ne diyeceksiniz?” sorusuna

“İlk yemek yenilen fotoğrafta ise ben bulunmamaktayım. Diğer fotoğraflar ise 2007’de Melih Koleji’nin düzenlediği bir kültür gezisinde müzede çekilmiş bir fotoğraflardır. Onlar da veliler zaten. Hatırladığım kadarıyla öğrenci velilerine yönelik bir gezi programı esnasındaydı” dedi.

 

Habip Duman

Göynük ilçesinin kadasrto sorumlusu olarak çalışan ve tutuklu olarak yargılanan Habip Duman, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Adapazarı İmam Hatip’ten mezun oldum. 28 Şubat Postmodern darbe nedeniyle puanlarımızı düşürüldüğü için 4 yıllık fakülte kazanamadım. 2 yıllık harita kadastro bölümünden mezun oldum.

KPSS ile kadastroya atandım. Bolu Kadastro Müdürlüğü’nde tekniker olarak çalışmaktayım. Her iki darbede de mağdur oldum. Hiçbir suçum bulunmamaktadır. Hiçbir örgüte bilerek ya da isteyerek iştirak etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum.

“ÖRGÜTÜN BYLOCKU TERK ETTİKTEN SONRA PROGRAMI İNDİRDİĞİM İDDİA EDİLİYOR”

Bylock iddiası ilk gözaltına alındığımda bana bildirilmemişti. Daha sonra Bylock kaydı bulunmadığına rastlanılmadığına ilişkin tutanak var. Ocak 2017’de tutanağın aksine bylock kullandığıma yönelik bir tespitten bahsedilmiştir. Ben böyle bir program kullanmadım. Uzman bilirkişiler tarafından netliğe kavuşturulmasını talep ediyorum. Bylock tarihi söz konusu haberleşme programı örgüt üyeleri tarafımdan terkedildiği tarihlere denk geldiği anlaşılmaktadır. Örgütün bu programı terk ettiği tarihte benim programı indirmemiş olmam mümkün değildir. Kimle görüştüğümü kimlerle ne şekilde mesajlaştığım mahkemece açıklığa kavuşturulmasını talep ediyorum.

Bankasya hesabım vardır. Bu hesap kredi kartı için açtırdığım hesaptır. Mevduat hesabım bulunmamaktadır. 2016’da kapatmıştım. Bu durumun sanki suçlamanın bir delili gibi ileri sürülmesini kabul etmiyorum.

OKTAY GÜNEŞ DERNEĞE ÜYE YAPTI

Detay Mimarlık Derneği’ne Oktay Güneş isimli şahsın yönlendirmesiyle üye olmuştum. 657 sayılı yasaya göre bu tarz Derneklere üye olmamın önünde bir engel bulunmamaktadır. Kendimi ve mesleği geliştirmek adına teknik personellerle tanışabilirim düşüncesiyle üye olmuştum. Daha sonra eksikleri görerek istifa ettim. Fakat istifam kayda alınmamış. Dernek 2015’te kendini fesh etti. KHK ile kapatılmış bir dernek değildir. İstifa ettiğim ve kendi kendini fesh eden bir derneğe üyeliğimin örgüt üyeliği suçlamasına dayanak olarak gösterilmesini kabul etmiyorum. Ufuk Bayındır Sendikasının da örgütle iltisağını kesinlikle bilmiyordum. Farklı bir alternatif olur düşüncesiyle bu sendikaya üye oldum. 2015 Aralık ayında spekülasyonlar nedeniyle istifa ettim. 2016 Ocak’ta istifam kabul edilmiş.  15 Temmuz gecesi öncesi istifa ettiğim bir sendikaya üyeliğimin, örgüt üyesi olduğuma yönelik delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

GÜNEŞ’İN EVİNDE BULUNAN KURBAN LİSTESİNDE ADI YER ALIYOR

Oktay Güneş isimli şahsı iş ve arkadaş ortamından tanırım. Göynük İlçesine sorumlu kadastro teknikeri olarak çalışmaktaydım. Bu şahsın evinde bulunan kurban listesinde adımın neden geçtiğini bilmiyorum. Adımı kimin yazdığını da bilmemekteyim. Bu yöndeki suçlamayı kabul etmiyorum.

Sızıntı dergisine üyelik yaptırmak yönünde bir talebim olmadı. Neden üye yapıldığımı da bilemiyorum. Kimlik bilgilerim sendikadan alınmış olabilir. Evimde yapılan aramada ele geçirilen dergi nüshaları ücretsiz gönderilen dergi nüshalarıdır. Peygamber efendimizle ilgili bilgiler içerdiği için evimde kalmış. Annemin tuttuğunu düşünüyorum. Aleyhime kullanılmasını kabul etmiyorum. Bir terör örgütü üyesi değilim. Alnım ak başım dik. Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun. Adalete güveniyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.

 

Hayrettin İnce

Hastanede teknisyen olarak çalışırken devlet memurluğundan ihraç edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Hayrettin İnce, “Ben 2001 yılında İstanbul’da bir Fizik Tedavi Hastanesine işe başladım. 2013’te de Bolu’ya geldim. Teknisyen olarak Bolu’da çalışmaya devem ettim. Devlet ve milletime ait görevleri özenle yapmaya çalıştım. Demokrasi ve hukuktan yana oldum . Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.

“BENi EŞİM VE BABAMIN MAAŞLARINI BANKASYA’DA BİRİKTİRDİM”

Bankasya hesabımı 2002’de açtırmıştım. Faizsiz bankacılık yapması nedeniyle eşimin, benim ve babamın maaşlarını buraya atarak, tüm bankacılık işlemlerini buradan idare ettim. Bankanın faaliyet izni iptal edilene kadar da muhafazakar dünya görüşüm nedeniyle bankayı kullanmaya devam ettim. Bankadaki hesap artışlarıma bakıldığında 2014’te mevduat artışı görülmemektedir. Hesaptaki artışın da katilim hesaplarının birleştirilmesi ve yeni bir katılım hesabı açıldığından kaynaklandığı görülecektir. Örgütün talimatı doğrultusunda mevduat artışı yaptığım iddiasını kabul etmiyorum. 690 Euro’luk EFT Avrupa Birliği projesi kapsamında benim de katılımcı olduğum bir yurtdışı gezisinin konaklama ve iaşe giderlerinden kaynaklanmaktadır. 100 TL’lik ‘hayır’ açıklamasıyla gönderilen EFT de E.İ. adlı akrabanın ricasıyla okuldaki öksüz ve yetimlere kullanılması için gönderdiğim paradır.

“DERNEĞE KİM ÜYE YAPTI HATIRLAMIYORUM”

Ben hastanede teknisyen olarak çalıştığım için Abant Çalışanlar Derneği’ne ne zaman üye olduğumu hatırlamıyorum. Bu konuda darbe teşebbüsü sonrasında travmatik bir takım sorunlar yaşadığımdan sağlıklı cevaplar veremedim. Bu derneğe ait bir üyelik formu tanzim edilip edilmediğini de hatırlayamadım. Sonradan üyelik formundaki imzanın bana ait olduğunu gördüm. Kimin üye yaptığını hatırlamıyorum. Derneğe kesinlikle bir bağışım olmadı. Faaliyetlerine de iştirak etmedim. Suçlamayı kabul etmiyorum.

“MESLEKİ DENEYİM İÇİN YURTDIŞINA GİTTİM”

Yurtdışı programı, Avrupa Birliği kapsamında yapılan bir seyahatti. Amaç mesleki eğitim hizmeti sunmaktı. Sertifika verilmişti. Ben de mesleki yeterliğimi artırmak ve sertifika almak için katıldım. Benim gibi hastaneden çok sayıda şahsın da programa iştirak ettiğini biliyorum. Örgütle kesinlikle bir ilgisi bulunmamaktadır.

“HİÇBİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ÜYESİ OLMADIM”

Muhafazakar yaşam tarzım nedeniyle Zaman Gazetesini bir kaç haftalığına almıştım. Aboneliğim kesinlikle olmadı. Bu durumun önceki aşamalarda yanlış anlaşılarak tutanağa geçirildiğini düşünüyorum. HTS kayıtlarında ismi geçen Sema Umur hastanede müdürlük yapmıştı. İşle ilgili görüşmelerdir. Mustafa Onur bir yapı marketin sahibiydi. Hastanenin hırdavat ihtiyacı buradan karşılandı. Bu şahısla görüşmeler de bu kapsamda yapılan görüşmelerdir. Hakan Şakar ile yurtdışı seyahatinde tanıştım. Ekip lideri ve ekip sözcüsüydü. Seyahat öncesi konaklama, pasaport gibi hususlarda o dönemde irtibatımız oldu.

Bugüne kadar hiçbir terör örgütünün üyesi olmadım. Vatanını ve milletini seven birisiyim. Bu suçlama nedenle mesleğimden ihraç edildim. Mahkemenin adaletli bir karar vereceğine kanaatim tamdır. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: