• resmi ilanlar

Bülbül gibi şakıdı(!)

02/08/2017 18:13

ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMAK İSTEDİ! FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamenin yargılanmasına Salı günü başlandı. 30 tutuklu, 41 tutuksuz ve 2 firarinin bulunduğu dosyada terör örgütü üyeliği suçlamasıyla haklarında dava açılan sanıklar savunma yapıyor. Sohbetleri organize ettiği ve bylock kullandığı belirtilen eski trafik polisi Cahit Sağlar, aleyhine verilen beyanlardan sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek bildiklerini (!) mahkemede anlattı. Ancak Sağlar'ın anlattığı konular zaten daha önceden etkin pişmanlıktan yararlanmak için ifade veren Halil İbrahim Zor, Musa Oğuz ve Mesut Tüğen'in anlattıklarının dışına çıkmadı.

Haber: Hakan Aydın – Ebru Eyvazoğlu

 

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün Bolu Emniyet yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamenin yargılanmasına başlandı. Sanıkların kimlik ve adres bilgilerinin yazılmasının ardından ilk olarak Adnan Yağmurlu hakkında iddialarla ilgili savunma yaptı.

AHMET FARUK ÖZTEKİN

Duruşmada savunma yapan ve Etkin Pişmanlıktan yararlanmak amacıyla Emniyet ve Savcılık ifadelerini bildiklerini anlatan Ahmet Faruk Öztekin, daha önceki verdiği ifadelerin geçerli olduğunu belirtti. Öztekin verdiği ifade de şunları söyledi;

Ben daha önce emniyet ve savcılık beyanlarımı tekrar ediyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.

18-19 2017 tarihinde TEM şubede verdiğiniz ifadelerde yapıya ait toplantılara katıldığınızı belirtmişsiniz. Toplantılarla ilgili bilgi verir misiniz?

Bitlis’te düzenlenen iftar yemekleri sonrası yapılan dini sohbetlere katıldığım doğrudur. Bu sohbetlerde tamamen dini konular anlatırdı. Örgütsel faaliyet görmedim. Bitlis’te görev yaparken haftalık sohbetler yapıldığını biliyorum. Bu sohbetlere ben katılmadım. Ancak toplantıya katılan isimleri tek tek ifade ettim.

Bylock programını telefonunuza nasıl yüklediniz?

Sonu 44 82 ile biten hattı kullanıyorum. Bu programı telefonuma Hüsamettin isimli polis memurunun kurduğunu daha önceden belirtmiştim. Programda günlük okuyabileceğimiz dualar ve sohbetler yerlerinin bana ileteceği belirtildi. Program telefonuma yüklenince anahtar şeklinde sembolü olduğunu fark ettim. Daha sonradan güvenli olmayacağını düşündüğüm için sildim. 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan Bylock programının benim sildiğim program olduğunu anladım. Kimse ile yazışma yapmadım ve kullanmadım. Benim örgütle her hangibir bağım söz konusu değildir. Samimiyetle gerçekleştirdiğim açıklamalar doğrultusun da etkin pişmanlık hükümlerini şahsıma uygulanmasını talep ediyorum. 

Bolu’ya ne zaman geldiniz? Burada toplantılara katıldınız mı?

2015 yılında Bolu’ya atandım. Bölge Trafik Şube Müdürlüğüne göreve başladım. Bolu’ya geldikten sonra benim yapı ile irtibatım olmadı. Toplantılarına ve faaliyetlerine katılmadım. Ben Bolu’ya geldikten sonra bekar olduğum için tek başıma evde kaldım. Çalışma arkadaşlarımın dışında kimse ile görüşmedim. Bolu’da yapıya mensup kişilerle görüşmem olmadı.  Devletime ve milletime ihanet etmedim. Elimden geldiğince hizmet etmeye çalıştım. 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Antalya’da seminerdeydim. Girişim sonrası seminerden alınarak hareketlenme ihtimaline karşı tugay civarında nöbete verildim. Günlerce nöbet tuttum. Kimsenin emrinde olmadım. Devlet hiyerarşisinde  görev yaptım. Devletine sağdık bir insanım.

AHMET SÜREN

İl Emniyet Müdürlüğü’nde Nöbetçi Müdür iken gözaltına alınan Ahmet Süren ise ifadesinde şunları söyledi;

“GAZİLERİMİZE VE GÜVENLİK GÜÇLERİMİZE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.  15 Temmuz gecesi yaşanan menfur ve alçak darbe girişimini, bu girişimde bulunan şahısları lanetliyorum. Darbe girişimi sırasında yaşamlarını yitiren şehitlere rahmet, gazilerimize ve güvenlik güçlerimize şükranlarımı sunuyorum. Devlet, millet ve hükümet aleyhine çalışan tüm güçleri lanetliyorum. Benim 20 yıllık şerefli bir meslek geçmişim var. Polis müdürü olarak Şırnak ve Bolu’da görev yaptım. Çalışma hayatım boyunca görevimi ‘Gözümü budaktan sakınmadan’ yerine getirdim. Yıllarca suç ve suçlu ile mücadele edip, devletin bekası için çalışan emniyet mensubuyum. Terör örgütü üyeliği ile suçlanmak ve bu suçlama ile huzurda bulunmak benim için utançtır. Terörist yaftasını kabul etmiyorum. Polis ve vazife selayetinin dışına çıkmadım. Devletimiz ve hükümetimizin politikaları doğrultusunda görevimi yerine getirdim.

“BYLOCK KULLANMADIM”

İddianamede aleyhime yer alan delillerden bir tanesi adıma kayıtlı olan ve sonu 3314-50-52 ile biten iki hattım üzerinde yapılan baylock tespitidir. Net şekilde söylüyorum; kullanmadım, indirmedim ve herhangi birisini hattıma bahse konu programı indirmesi için izin vermedim. İletişim ve haberleşme özgülüğü ve hukuka aykırı elde edilen delillerin kullanılamayacağı ayrıntılarına girmiyorum. Bu konunun tarafınızca dikkate alınacağını düşünüyorum.Bir yıldır tutukluyum. Evli ve iki çocuğum var. Hem şahsımın hem de kızımın sağlık sorunları bulunuyor. Tutuksuz yargılanmayı, yargılanma sonunda beraatımı talep ediyorum.

Yurtdışı gezilerinizden bahseder misiniz?

2010 yılında Uluslararası Polis Ajansı’nın projesi kapsamında Hollanda’ya futbol turnuvasına gittim. 2011 yılında İtalya’da cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü aile babalarının çocukları ile iletişimi kapmasında hazırlanan bir proje için yurtdışına çıktım. Bunun haricinde yurtdışına çıkışlarım turistlik Avrupa gezileridir.

Daha önce verdiğiniz ifadenizde Bylock programını storeden indirdiğinizi belirtmiştiniz. Şimdi ise inkar ediyorsunuz. Bu çelişki neden?

Ben emniyet ile savcılık aşamasında bylock programına yönelik her şeyi anlattım. Sanal platformda gördüğümü söylemiştim. Burada ısrarla programı kullandığıma dair sorular neticesinde bazı açıklamalar yapmıştım. Ben interneti aktif kullanırım. İletişim sistemleri üzerinden işlenen suçlarla ilgili şubede çalıştım. İnternetin doğru kullanımı ile ilgili çeşitli seminerler düzenledim. İnternet üzerinden yasaklı olmayan ve ücretsiz olan çok sayıda mesajlaşma programını indirmişliğim vardır. İndirmiş olduğum uygulamanın aktif olarak bana yarar sağlayıp sağlamadığına bakarım. İşime yarıyorsa kullanırım. Yaramıyorsa programı silerim. Ben savcılıkta bunları anlatmıştım. Ard arda mesajlaşmak amacıyla indirdiğim programlar arasında bylock olabileceğini söylemiştim. Zapta yanlış geçirilmiş. Bu ifademi vasıtanız ile düzeltmek istiyorum.

Bylock tespiti öncesi neden açığa alındınız? Hakkınızdaki terör örgütü üyeliği algısı neden oluşmuş olabilir?

Ben tüm meslek hayatım boyunca takdir görmüş biriyim. 17-25 Aralık süreci öncesinde Şırnak’ta TEM Şube’ye müdür olarak atandım. O dönemde emniyette bulunan KOM, TEM ve İstihbarat Şube Müdürlerinin görev yerleri değiştirilmişti. Benim de görev yerimin bu zaman diliminde değiştirilmesi hakkımda böyle bir algı yaratmış olabilir. 17-25 Aralık sonrası Asayiş Şube Müdürlüğüne geri döndüm. Aksi bir durum olsaydı daha pasif bir göreve verilirdim. Hakkımda örgüt üyeliği algısı oluştuğunu kabul etmiyorum.

“Polis amca ben geldim” projesi nedir? Bu proje kapsamında hakkınızda yapıya kaynak aktardığınız iddia ediliyor.

30 Mart 2017’de Şırnak’ta ifade vermiştim. TEM Şube Müdürü olduğum dönemde terörün önlenmesi amacı ile çeşitli sosyal projeleri hayata geçiriliyordu. Bu projeleri BÖF bürosunun yaptığını biliyorum. Ben göreve başladıktan sonra proje bana anlatıldı. Ben sadece yazışmaların yapılması için talimat verdim. O dönem aktif bir şekilde terör ile mücadele ettiğim için proje ile fazla ilgilenemedim. Projeyi BÖF takip etti. İçeriği ve projedeki gelişmeleri bilmiyorum. 2014 Şubat’ta TEM’den asayiş şubeye geçtim. Ben ayrıldıktan sonra proje devam etti. Mart 2014 tarihinde projenin başarılı olması nedeni ile ödüllendirildim.

AHMET SELÇUK TEKİN

Tutuklanmadan önce Kıbrıscık Emniyet Amiri olarak görev yapan Ahmet Selçuk Tekin yaptığı savunmada şunları söyledi;

“BYLOCK İNDİRMEDİM”

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hazırlanan iddianamede hakkımda beş ayrı hususta çalışma yapılmış. Aleyhime düzenlenen hususlardan birisi Bylock’tur. Ben sonu 05 00-51 40 ile biten hatları kullandım. Ancak bu hatlara herhangi bir şekilde bylock indirmedim. Kullanmadım. Ve başkaları tarafından indirilmesine izin vermedim. İddiaları kabul etmiyorum.

BİREYSEL EMEKLİLİK İÇİN HESAP AÇTIRMIŞ

Aktif Bank Asya hesabımın olduğu belirtilmektedir. 2012’de açtırdığım bir Bank Asya hesabım vardır. Bu hesabı bireysel emeklilik kapsamında açtırdım. Ancak bu dönem Şırnak’a tayin olduğum için tasarruf yapamıyordum. Bu nedenle hesapta yer alan birikimimi çekerek hesabı kapattım. Hesap kapatma işlemi Aralık 2013 tarihinde gerçekleşmiştir.

PROJEYİ İLK DEFA DUYMUŞ

“Polis amca ben geldim” projesini desteklediğim iddialar arasında. Ben projenin adını iddianamede öğrendim. Ben Şırnak’ın Cizre ilçesinde asayiş ve çocuk büro gibi birimlerde görev yaptım. Bana bağlı altı büro ve iki yüze yakın personel bulunuyordu. Bahsedilen projenin TEM şubeye ait bir çalışma olduğu belirtiliyor. Benim görev yaptığım birimler ile alakası yoktur. İddiayı kabul etmiyorum. Sehven yapılan hata sonrası projenin benim ile ilişkilendirildiğini düşünüyorum.

ABONELİK SÜREM BİTTİ

Digitürk aboneliğini iptal ettirdiğim iddianamede yer almış. Halbu ki ben Kıbrıscık’a atanınca oturduğum binada merkezi yayın sistemi olmayınca ikametimde Lig TV için Digitürk’e bir yıllık abone oldum. 2014 Kasımda başlattığım abonelik 2015 Kasım ayında otomatikman sonlanmıştır.

TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM

Kapatılan banka hesabı, alakam olmayan proje, tanık beyanı ve digitürk aboneliğimi sonlandırmış olmam dışında hakkımda başka bir iddia yoktur. Bu hususlar bylock iddiasını desteklenmesi için iddianameye eklenmiştir. Bu iddialar nedeni ile 1 yıldır tutuklu bulunuyorum. Tahliyemi talep ediyorum.

Yurtdışı gezileri hakkında bilgi verir misiniz?

2006 yılında görevli olarak Çin’e, sonrasında atış poligonlarını incelemek üzere Almanya ve Hollanda’ya, yine 2010 yılında Bosna Hersek’e görevli olarak gittiğim doğrudur. 2013 yılında günübirlik Erbil gezim vardır. Bu gezim ise turistik amaçlıdır.

BAYRAM TOPAL

Bylock kullanıcısı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için beyanlarda bulunan Bayram Topal şunları belirtti;

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Emniyet ve savcılık ifadelerimi tekrarlıyorum. Ben daha önceki beyanlarımda bylock tespit edilen sonu 80 82 ile biten hattı kuzenim olan İmdat Bağcı’dan aldığımı söylemiştim. Ancak yılı belirtememiştim. Sonradan yaptığım araştırma ile hattı üzerime 2011 yılında aldığımı gördüm. Ben hiçbir örgütsel faaliyete katılmadım, talimat almadım. Beraatımı istiyorum.

CAHİT SAĞLAR

Emniyet ve Savcılık ifadesinde örgütle bağlantısını kesin dinle kabul etmeyen Cahit Sağlar, sohbet toplantılarına çağırdığı isimlerin etkin pişmanlıktan faydalanmak için verdikleri beyanları görünce bildiklerini anlattı. Sağlar yaptığı savunmada şunları söyledi;

ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNDEN YARARLANMAK İSTİYORUM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yapı ile kızımı okula gönderirken tanıştım. Bu dönemde veli toplantıları düzenleniyordu. Bu toplantılara katıldım ve ardından sohbet toplantılarına katıldım. Yapıya ilgin bilgilerimi samimiyet ile paylaşmak ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.

SOHBET İMAMININ KOD ADI AHMET

Zonguldak Üniversitesi’nde okurken ideolojik sebeplerden dolayı okulu bırakmak zorunda kaldım. Polis akademisi sınavlarına girdim. Akademiyi yedekten kazandım.2006 Yılında okuldan mezun olunca İstanbul Sultanbeyli’de göreve başladım. 2009 Yılında Diyarbakır’a tayin oldum. 2014 Yılında Bolu’ya atandım. Bolu’ya gelince bu yapı İmdat Çiftçi vasıtası ile benimle temasa geçti.  Akabinde soyadın bilmediğim ‘Metin’ isimli şahıs ile tanıştım. Ve bu kişi bana benimle aynı şubede çalışan Halil İbrahim Zor’un da yapıdan olduğunu söyledi. Yine kod adı ‘Ahmet’ olan şahıs ile Metin’in sayesinde tanıştım. Sonrasında Musa Oğuz ile tanıştım. Ben Halil İbrahim Zor ve Musa Oğuz üçlü grup oluşturarak kod adı Ahmet olan şahsın sohbet imamlığında yer aldığı toplantılar düzenledik. 2016 yılı ortalarına kadar ayda 1-2 kez toplantılar devam etti. Bu toplantılarda tamamen dini sohbetler konuşulurdu. Örgütsel faaliyetler olmayan toplantılardı.

BİLDİKLERİMİ PAYLAŞMA KARARI ALDIM

Ben iki yıl boyunca dini sohbetler düzenlediğiniz kişilerin şahsıma attığı iftiralar sonrası yapı içerisinde bu tür insanlar olmasından dolayı bildiklerimi paylaşma kararı aldım. Aleyhime beyanları bulunan şahıslar benim telefonlarına bylock yüklediğimi, şifrelerini benim verdiğimi ve kullanıcı adı verdiğimi söylemişler. Bunlar doğru değildir. Ben programı ‘Ahmet’ diye bildiğim asıl isminin Adem Topal olduğunu sonradan öğrendim kişi vasıtasıyla yükledim. Ahmet’in yönlendirmesi ile Halil İbrahim Zor ve Musa Oğuz’un da olduğu ortamda storeden indirdim. İsmi geçen şahıslar kendi iradeleri ile bu programı yüklediler ve kullandılar. Ahmet diye bildiğim kişi, Mesut Tüğen’in telefonuna bylock programını indirmesini ve bu şekilde irtibat kurmaları gerektiğini söyledi. Mesut ile Ahmet’in talebi sonrası bylock programı indirmesi için görüştüm. Mesut ilk önce programla ilgili olarak çekingen davrandı. Ancak Ahmet’in ikinci talebi sonrası Mesut programı kullanmayı kabul etti. Kendi isteği ile storeden programı yükledi. Biz indirdiğimiz program ile sadece dini içerikli mesajlar paylaşıp hal hatır sorardık. Fethullah Gülen’in haftalık vaazları ve hadisler paylaştığımız da olurdu. Düzenleyeceğimiz sohbetlerin günü ve saati de bu program üzerinden birbirimize mesaj atarak bilgi verirdik.

HALİL SUÇLAMADAN KURTULMAK İÇİN BENİ SÖYLEMİŞ

Halil İbrahim Zor’un aleyhime vermiş olduğu ifadeyi kabul etmiyorum. Kod adı Ahmet olan Adem Topal isimli şahsın Halil İbrahim Zor ile ben tanıştırmadım. Halil kendi beyanlarında 2014 yılına kadar yapı ile bağlantısı olduğunu kabul ediyor. 2015 yılında Feto/PDY’den soruşturma geçirdi. Yani daha önceden örgütle bağlantısı varken benim kendisini tanıştırmam söz konusu değildir. Halil üzerine atılı suçlamadan kurtulmak için bu beyanları verdiğini düşünüyorum. Zira Halil sivil ortamlarda benim adını Ahmet olarak bildiğim şahsa zaman zaman Adem diye seslenirdi. Buradan da anlaşılıyor ki Halil Ahmet’i daha önceden tanıyor ve gerçek ismini de biliyormuş.

ŞİFREYİ KENDİSİNE BEN VERMEDİM

Musa Oğuz ifadesinde yapı ile herhangi bir bağı bulunmazken benim davetim üzerine yapıyı tanıdığını belirtmiş. Bu ifade doğru değildir. Musa beyanlarında bylock programını Ahmet’in kurduğunu, şifreyi ise benim getirdiğimi söylüyor. Şifreyi kendisine ben vermedim.

TAHLİYEMİ VE BERAATİMİ İSTİYORUM

EAGLE isimli programı kullandığım doğrudur. O program vasıtası ile Mesut’la görüşmeler yapmıştım. Bu programı da Ahmet’in yönlendirmesi ile storeden yükledim. Ben gözaltına alınıp tutukluluk süreci yaşayacağımı öngörmüştüm. Kaçacak biri olsam ihraç edilince hemen kaçardım bunun için zamanım vardı ancak kaçmadım. Hakkımdaki isnatları yanıtlayarak aklanmak istedim. Yapı ile bağlantım dini salikler ile gerçekleşti. Kolon kanseriyim. Tedavilerim cezaevi nedeni ile yapılamıyor. Rektüm kanseri olduğum da cezaevinde tespit edildi. Fiziki şartlar sağlığımı etkiliyor. Bu hususların tarafınızda dikkate alınarak önce tahliyemi ardından da beraatimi talep ediyorum.

Savcılık ve emniyet ifadelerinde bylock kullanmadığınızı belirtmişsiniz. Şimdi ise Bylock, Eagle ve Tango kullandığınızı belirtiyorsunuz. Bu çelişki neden?

Ben savcılık ve emniyet aşamasında bylock iddiasını kabul etmemiştim ancak Mesut Tüğen, Halil İbrahim Zor ve Musa Oğuz’un aleyhime olan beyanlarını öğrendikten sonra FETÖ/PDY hakkında bildiklerimi açıklama gereği duydum. Bu nedenle samimi beyanlarda bulundum. Bu beyanların doğrultusunda etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istiyorum.

CANAN BOZDOĞAN

Eşi de yargılanan polis memuru Canan Bozdoğan savunma yaptı. “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 07.03.2017’de tutuklanarak cezaevine gönderildim. Yaklaşık 3 buçuk ay suren tutukluluk surecinden sonra Bolu ACM tarafından tahliye edildim. İddianamede üzerime atılı suçlamaya dayanak olarak iki husus yer almaktadır. Bunları sırası ile cevaplamak istiyorum.

“TELEFONU BYLOCK TESPİTİNDEN SONRA SATIN ALDIK”

İlk iddia kullanmış olduğum GSM hattında bylock tespiti yapıldığına yönelik iddiadır. Ben eşimin üzerine kayıtlı sonu 07 37 ile biten GSM hattını uzun süredir kullanırım. Bu hususta daha önceden kolluk birimleri ve savcılıkta verdiğim beyanları tekrar etmek istiyorum. Soruşturma aşamasında iki imei numarası üzerinden sorgulamam yapılmıştır. Imeileri tespit edilen cihazların eşimin kullanmış olduğu cihazlar olduğunu öncelikle belirtmek istiyorum. 35 75 ile başlayan imei numaralı cihaz bu programın yüklenip kullanılmasına uygun değildir ve tespitin yapıldığı tarihte arızalıdır. 35 58 ile başlayan imei numaralı telefon cihazı da yine eşim tarafından kullanılan cihazdır. Bu cihazlar üzerinden yapılan tespitin şahsım aleyhine yapılan isnada delil olarak gösterilmesini ve dayanak olmasını kabul etmiyorum. Bu telefon bylock tespitinin yapıldığı tarihte bizim kullanmış olduğumuz bir cihaz değildir. Cihazı tespit yapıldığı tarihten bir buçuk ay sonra satın almıştık. Bu hususu gösterir faturayı da mahkemeye ibraz etmek istiyorum.

BYLOCK İNDİRMEDİM, KULLANMADIM

Üçüncü bir imei numaralı cihazdan bahsediliyor. Bu 35 80 ile başlayan numaralı cihaz bana aittir. Ben bu telefonu son üç yıldır kullanmaktayım. Ancak sorgulamam sırasında bu üçüncü imei numaralı cihaza ait herhangi bir soru yöneltilmemiştir. Bu tespitin daha sonradan yapılmış olmasını ve iddianameye delil olarak konulmasını manidar bulduğumu belirtmek istiyorum. Hakkımda yapılan bylock kayıtlarının mahkeme tarafından tetkik edilmesini talep ediyorum. Sonu 07 37 ile biten GSM hattına bylock indirmedim, kullanmadım ve başkaları tarafından indirilmesine de izin vermedim. Bu hususa ilişkin iddianın ispat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Doysa içinde yer alan bu hususu net şekilde ortaya koymamaktadır. Bylock tespitine ilişkin isimsiz ve imzasız ekran çıktıları dışında herhangi bir delil yer almamaktadır. Hakkımdaki örgüt üyeliği suçlamasında delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

“MASUMİYETİ KARİNESİ VE ADİL YARGILAMA HAKKIM İHLAL EDİLİYOR”

İddianamede yer alan hususlardan diğeri de eşimin de bu dosyada sanık olarak yer almasıdır. Eşim hakkında terör örgütü üyeliği ile soruşturma yapılması ve yargılamanın devam ediyor olmasının bana isnat edilen suçlamada bir delil teşkil etmesini hem masumiyet karinesi ihlali, hem de adil yargılama hakkımın ihlali olarak gördüğümü belirtmek isterim.

Sonuç olarak ifade etmek istiyorum ki aleyhime iddianamede yer alan iki husus da soyut ve mesnetsiz iddialardır. Sicili tertemiz olan üç çocuk sahibi bir anne olarak mahkemenizden beraatimi talep ediyorum.

UFUKTAN YİĞİT’İN EŞİ İLE GÖRÜŞMÜŞ

Başka bir dosyadan tutuklu eski istihbarat şube müdürü Ufuktan Yiğit ile 70 kez görüşmesi ve yine firari işadamı Adnan Daylan ile görüşmeleri bulunduğuna yönelik sorular üzerine “Adnan Daylan isimli kişiyi tanımıyorum. Adnan Daylan’ ait birden fazla hat olduğunu ve başkalarının kullandığına yönelik bilgi almıştım. Highway’de yaptığım bir alışveriş sonrası arama yapılmıştır. Ne olduğunu tam olarak hatırlamıyorum. Ufuktan Yiğit’in eşi ile tanışmışlığımız ve görüşmüşlüğümüz vardır. Muhtemelen o da eşi olan kayıtlı telefonu kullanmaktaydı. Biz emniyet mensubu eşleri olarak haftalık gün ve toplantılar düzenlerdik. Bu toplantılara ilişkin görüşmelerdir diye düşünüyorum. Hanefi Üzüm ise Tekvando il temsilcisiymiş. Çocuklarım 2 yıl süreyle tekvando kursuna gittiler. O süreçte görüşülmüş olduğunu düşünüyorum” dedi.

Sanık yurtdışı gezileri ile ilgili olarak da “Eşim emniyet personelidir. Kendisi görev gereği yurtdışında Birleşmiş Milletler misyonlarında görev almıştı. Onun çalışmak için gerçekleştirmiş olduğu bu seyahatlere eşimle katılmıştım. Yapmış olduğum yurtdışı seyahatleri bu minvalde gerçekleşmiştir” dedi.

CEMALETTİN KÜÇÜK

Daha önce toplantılara katıldığını fakat daha sonra cemaat olarak bildiği yapı ile ters düştüğünü söyleyen Cemalettin Küçük, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Daha önce kolluk birimleri ve savcılık huzurunda yapmış olduğum açıklamalarıma ek olarak beyan etmek istediğim birkaç husus vardır.

“DİNİ SOHBETLERE KATILDIM”

Ben 2013 yılı Eylül veya Kasım aylarına kadar bu yapının düzenlemiş olduğu dini sohbetlere katıldım. Benim bu yapıyla tanışmış olduğum ilk günden, bağlantımı kesmiş olduğum güne kadar dini içerikli toplantıların tamamında dini ibadetler yapılmış, namaz kılınıp tesbihat eda edilmiştir. Bunun dışında bu süre zarfında herhangi bir örgütsel faaliyetine şahit olmadım, iştirak etmedim.

“SİYASET İŞİN İÇİNE GİRİNCE HOCALARLA TARTIŞMAYA BAŞLADIM”

Ancak dershanelerin kapatılması süreci sırasında düzenlenen bu sohbet toplantılarında sohbet gündemi daha ziyade siyaset içerikli ve hükümetin icraatları aleyhine olmaya başlamıştı. Dönemin başbakanının gerçekleştirmiş olduğu icraatlar ve şahsına ilişkin eleştiriler yapılmaktaydı. Ben bu sohbetlerde gerçekleştirilen söylemlere ilişkin aksi kanaatlerimi ifade ettiğimde sohbet hocaları ve katılımcılarla tartışmaya başladık. Veysel Demirtaş’ın şahitliği de söz konusudur. Dilenirse kendisine bu husus sorulabilir.

“CEMAATİN İÇİNDE BULUNAN POLİSLERİN KULLANILIP KULLANILMADIĞINI SORDUM”

2013 Eylül yada Kasım ayında gerçekleştirilmiş olan bir toplantı sırasında toplantının hocalığını yapan Süleyman Ersöz isimli şahıs yine hükümetin yapmış olduğu yolsuzluklardan ve yolsuzluklara ilişkin belgelerin varlığından söz ediyordu. Bunun üzerine ben bu hususların nereden bilindiğini cemaatin içinde bulunan polislerin bu konularda kullanılıp kullanılmadığını sormuştum. Tartışma sonrası toplantıdan ayrıldım ve bu yapının bu tarihten sonra hiçbir toplantısına katılmadım. Bu husus Murat Kılıç’ın beyanlarında da yer almaktadır.

“BU YAPIYLA İLGİLİ BİLDİĞİM HER ŞEYİN ARAMIZDA KALMASI GEREKTİĞİ SÖYLENDİ”

17-25 Aralık süreci sonrasında bu yapıyla ilgili görüntü netleşmeye başlamıştı. Ben etrafımdaki bu yapıyla bağlantılı herkesi uyarmaya başladım. Cemaatten ayrılmanın dinden kopmak olmadığını anlatmaya çalıştım.  Sonrasında emniyet personeli olan Ömür Kurt cemaatten bazı kişilerin benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben bu teklifi reddettim. Akabinde Ömür Kurt ile bir karşılaşmamız sonrasında kendisi bana bu yapıyla ilgili bildiğim her şeyin aramızda kalması gerektiğini söyledi.

‘YANIMIZDA OLMUYORSAN BARİ KARŞIMIZDA OLMA’

Yine eşimin açıköğretim sınavlarına katıldığı bir sırada Süleyman Ersöz isimli ve bu toplantılarda hocalık görevi ifa eden kişiyle karşılaştım. O da bana ‘yanımızda olmuyorsan bari karşımızda olma’ şeklinde beyanda bulunmuştu. Ben ifade ettiğim gibi tam tarihini hatırlayamamakla birlikte 2013’te bu yapıyla olan tüm irtibatımı kestim. Bu yapının içinde bulunmuş olduğum ilk dönemden, ayrıldığım tarihe kadar görevimi kötüye kullanmadım. Talimat ve yönlendirmesiyle hareket etmedim. Her ne kadar iddianamede 2014 yılına kadar benim bu yapıyla bağımın devam ettiği hususu yer almakta ise de bunu kabul etmediğimi belirtmek istiyorum. Osman Hançer’in de bu doğrultuda beyanları vardır. Bu beyanları da reddediyorum. Kendisinin beyanı okunduğunda görüleceği üzere çelişkiler mevcuttur. Bir kısmında benim 2014 yılına kadar toplantılara katıldığımı söylemekle birlikte bir bölümünde de 17- 25 Aralık sonrasında bu toplantılara katılıp katılmadığımı bilmediğini ifade etmektedir. Bu çelişkinin dikkate alınmasını talep ediyorum.

“BEN BU ÖRGÜTÜN MAĞDURLARINDAN BİRİYİM”

Sonuç olarak benim 2014 yılı sonrasında hak etmediğim şekilde görev yerlerim değiştirilmiştir ve açığa alındıktan sonra ihraç işlemim gerçekleştirilmiştir. Terör örgütü üyeliği gibi ağır bir suçlama ile karşınızdayım. Net şekilde ifade etmek istiyorum ki ben hiçbir örgütün üyesi olmadım, örgütsel faaliyette bulunmadım. Benim örgüt üyesi olmam doğru olmadığı gibi ancak örgüt mağduru olduğum kabul edilmelidir. Ben bu örgütün mağdurlarından biriyim. Beraatimi talep ediyorum.

CEMALETTİN ÖZCAN

Polis Memuru Cemalettin Özcan ise hakkındaki iddiaların tümünü reddetti: “Üzerime atılı bulunan suçlamaları kabul etmiyorum. Ben 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen hain darbe girişimini kınayarak savunamama başlamak istiyorum. Örgüt üyeliği suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum.

“TELEFONUMDA BYLOCK İNDİRMEYE UYGUN TEKNOLOJİK ÖZELLİK YOK”

İddianamede kullanmış olduğum sonu 92 26 ile biten GSM hattı üzerinde bylock tespitinin yapıldığı husus yer almaktadır. Bu hat adıma kayıtlıdır ve uzun yıllardır bu hattı kullanırım. Hattımın üzerinde yapılan bylock tespiti 2014 yılı Kasım ayına ilişkindir. Benim o dönemde kullanmış olduğum telefon cihazı teknolojik özellikleri bakımından bylock gibi programları yükleyip kullanmaya müsait bir telefon değildi. Bu husus Sulh Ceza Hakimliği tarafından tespit edilmiştir. 19 Ocak 2017 tarihinde Sulh Ceza Hakimliği tarafından hakkımda verilmiş kararda telefonumun bylock kullanmaya müsait olmadığı hususu yer almaktadır. Bunun bilinmesini istiyorum. Harici olarak yapmış olduğum araştırmalar sonrasında bylock tespitinin telefon hattı üzerinden yapılmış olmasının çok sağlıklı olmayacağına ilişkin bilgiler edindim. Bylock tespiti GSM hattı üzerinde yapılmış ise bunun hatalı tespit olabileceği şeklinde bilgilere ulaştım. Şahsımın kullanmış olduğu GSM hattı üzerindeki tespitin de kullanmış olduğum telefon cihazının da özellikleri dikkate alınması sonrasında hatalı olarak gerçekleştirilmiş olduğunu düşünüyorum. Şahsımla ilgili olarak bylock programının ne zaman ne şekilde indirildiği, hangi tarih, saat ve konumda kullanıldığı, mesajın içerikleri, hangi IP numarasının kullanıldığı, bu IP numaralarının benim dışımda kimler tarafından kullanıldığı, IP’nin kaç kişiye tahsis edilmiş olduğu ve bu programa hangi tarihlerde giriş çıkış yapmış olduğum hususlarının mahkemenizce araştırılmasını talep ediyorum.

“HİÇBİR ŞEKİLDE TOPLANTIYA KATILMADIM”

İddianamede benim hakkımda tanık beyanları söz konusudur. Bu şahıslardan Fatih Selçuk’u hatırlamıyorum. Şahıs 2010 yılında Erciş’te göreve başladığını belirtmektedir. Ben 2010 Ağustos veya Eylülde Erciş’ten ayrılmıştım. Adı geçen şahısla kısa süreli olarak aynı çalışma ortamını paylaşmış olabiliriz. Ben Erciş’te mutemet olarak görev yapmaktaydım. Göreve başlayan her personel evraklarını bana getirirdi. Bu şahsın beni bu sebeple tanıyor olabileceğini düşünüyorum. Aleyhime beyanlarını kabul etmiyorum. İnsani ilişkiler dışında herhangi bir iletişimimiz olmamıştır. Necmi Aydın isimli şahıs ile birlikte çalıştığımız doğrudur. Bu şahsın beyanlarını kabul etmiyorum. Bu şahıs benim de toplantılara katılmış olduğumu iddia etmektedir. Ancak beni orada gördüğüne dair bir beyanı yoktur. Zikrettiği isimlerle birlikte bu toplantılara katıldığım yönünde beyanda bulunmuştur. Ben herhangi bir toplantıya katılmadım, aleyhe beyanları kabul etmiyorum.

“SOYUT VE MESNETSİZ DELİLLERLE İHRAÇ EDİLDİM”

15 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleştiği sırada ben yıllık iznimi kullanmaktaydım. Ancak tekrar göreve çağrılmam üzerine yıllık iznimi yarıda keserek görevimin başına döndüm. Hakkımda iddianamede yer alan soyut ve mesnetsiz iddiaları kabul etmediğimi belirtmek istiyorum. Bu gerçek dışı tanıklıklar ve bylock tespiti sonrasında görevimden ayrılmak zorunda kaldım, ihraç edildim. Tüm yapmış olduğum savunmam sonrasında suçsuz olduğumu beyan ederek, mahkemenizden beraatimi talep ediyorum.

CEREN AHU KARABAY

Polis memuru Ömer Karabay’ın eşi olan Ceren Ahu Karabay da eşiyle aynı dosyada yargılanmaya başladı. Öğretmen olan Karabay, “Ben matematik öğretmeniyim. Tesettürlü olmam ve pedagojik formasyonum bulunmaması sebebiyle devlet okullarında çalışma imkanım olmadı. Bu sebeple mesleğime ilk başlangıcımı İstanbul ilinde örgüte müzahir Fem dershanesinde yapmak durumunda kaldım. Sonra da eşimin görev yeri değişikleri nedeniyle Konya ve Adıyaman’da çalışma durumum oldu. Buralarda da devlet okullarında çalışma imkanım olmadığı için özel sektörde dershanelerde çalışma durumum söz konusuydu.

“ÇALIŞTIĞIM DERSHANENİN ÖRGÜTLE İLİŞKİSİNDEN HABERDAR DEĞİLDİM”

Adıyaman’da Özel Hügem dershanesinde çalışmaya başladım. İddianamede bu dershanenin örgüte müzahir okullardan biri olduğu yer almaktadır. Ancak ben örgütle iltisakından haberdar değildim. Oğlum hiperaktif bir çocuktur. Hiperaktivite tedavisi gördüğü doktor raporlarıyla da sabittir. Kendisi özel ilgi görmesi gereken çocuklardandır. Çocuğumun normal bir devlet okuluna gitmesinin onun sağlığı açısından uygun olmayacağının belirlenmesi sonrasında ben çocuğumu çalışmış olduğum özel okullara gönderdim. Benimle birlikte o okullarda eğitimine devam etti. Çocuğumu örgüte müzahir okullara gönderdiğim iddiasını kabul etmiyorum. Tamamiyle çocuğumun sağlık probleminden dolayı bu okulları tercih eme durumum söz konusu olmuştur.

“MAAŞ İÇİN MECBUREN BANKA HESABI AÇTIRDIM”

Benim adı geçen örgütle herhangi bir bağım yoktur. Ben çalıştığım dershanelerin maaşlarımızı Bankasya üzerinden yatırmış olması sebebiyle Bankasya hesabi açtırmıştım. Yine zaman içerisinde ev alma ihtiyacı doğduğundan sahip olduğumuz altınları ve arabayı satmak durumunda kalmıştık. Bu birikimlerimizi kısa süreliğine Bankasya’daki hesabıma yatırdığım doğrudur. Ancak iddia edildiği gibi benim mevduatım Bankasya’da tutma sebebim bu örgüte destek olma saikiyle değildir. Tamamiyle kısa süreli olarak gerçekleştirmiş olduğum bir hesap hareketidir. İddianamede yer aldığı şekliyle Bankasya’ya destek olma gayesiyle hesap açtırdığım ve mevduat tuttuğum iddiasını kabul etmiyorum.

“YOĞUN TEMPODA ÇALIŞIRKEN DİNİ TOPLANTILARA GİTMEM MÜMKÜN DEĞİLDİ”

Benim dini içerikli toplantılara katıldığım şeklinde iddianamede bir husus yer almaktadır. Branşım gereği çok yoğun mesai saatlerine sahiptim. Haftalık 52 saatlik çalışma programım söz konusuydu. Herhangi bir boş zamanım yoktu. Bu şekilde yoğun bir tempoda çalışırken nasıl dini içerikli toplantılara katılmış olabileceği hususunu takdirlerinize bırakıyorum. İddia edildiği gibi bu toplantılara katılmadığımı beyan etmek istiyorum.

“KIBRISÇIK GİBİ KÜÇÜK YERDE ÖRGÜTSEL BİR FAALİYETİM OLSA BİLİNİRDİ”

Ben 15 Temmuz hain darbe girişimini pek çok insan gibi tv’den öğrendim. Kıbrısçık gibi küçük bir yerde yaşamama ve buradaki sosyal çevrenin küçüklüğüne bu noktada atıf yapmak istiyorum. Böyle küçük ve dar bir çevrede yaşayan insanların tüm faaliyetleri herkesçe bilinebilir. Bu sebeple benim bu yapıyla alakalı örgütsel bir faaliyetimin olması halinde herkes tarafından bu durumun bilinebileceğini düşünüyorum. Üzerime atılı örgüt üyeliği suçlamasını reddettiğimi belirtmek istiyorum.

TUĞBA İSMİNİ BEN UYDURDUM

Hakkımda örgüt üyelerinin kullanmış olduğu bylock programını benim de kullandığıma yönelik bir iddia söz konusudur. Bu programın varlığını 15 Temmuz sonrası basından öğrendim. Bu programı hiçbir şekilde kullanmadım, indirmedim, başkalarının da benim telefonuma indirmesine izin vermedim. Emniyetteki sorgulama sırasında maruz kaldığım baskı sonucunda Tuğba isimli bir şahsın Adıyaman’da çalıştığım sırada telefonuma bu programı indirdiğine yönelik bir beyanım oldu. Ben bu hususta ayrıntılı bir açıklama yapmak istiyorum. Panik atak hastasıyım ve emniyette ilgili personelin ısrarlı soruları ile birlikte eşim ve şahsım hakkında hakaret içerikli söylemlerine maruz kaldım. Panik atak sebebiyle fiziksel reaksiyonlar vermeye başladım. Sorgudan bir an önce kurtulma saikiyle tarafıma yöneltilen ısrarlı sorulara ilk akıma gelen isim olan Tuğba ismini vermek suretiyle cevap verdim. Bu bilgi doğru değildir. Bu isim benim uydurmuş olduğum bir isimdir.

“KAZAN DAİRESİNE GÖTÜRÜLÜP KAMERA VE SES KAYDININ OLMADIĞI YERDE BEYANLARIM ALINMAYA ÇALIŞILDI”

Ben gözaltında bulunduğum süreçte iki kez hastaneye kaldırıldım. Belirttiğim Tuğba isimli kişiye ilişkin beyanlarımı düzeltmek istediğime dair emniyet çalışanlarına başvurum sonucunda hiç uygun olmayan koşullarda tutuldum ve talebim reddedildi. Bir kadın olarak karakolun kazan dairesine götürülüp kamera ve ses kaydının olmadığı yerde beyanlarım alınmaya çalışıldı. Bu eylemlerin hiçbir şekilde insan onuruyla bağdaşmadığını düşünüyorum. Bu şartlarda vermiş olduğum beyanları düzeltmek istiyorum. Ben bylock programını indirmedim ve kullanmadım. Başkasının benim telefonuma indirmesine de izin vermedim. Bahsettiğim Tuğba isimli şahıs da gerçek bir şahıs değildir. İddianamede yer alan bylock programına yönelik iddiayı tamamiyle reddediyorum.

Yapmış olduğum tüm açıklamalar sonrasında yapılacak yargılama sonunda mahkemenizden beraatimi talep ediyorum.

Yurtdışı kurban ücreti notu paylaşılarak şeklinde bir havale yapılmış? Bu iddiaya ne diyeceksiniz?

 

Havaleyi gönderen şahıs velimdir. Kızına özel ders veriyordum. Ders ücreti gönderdiğini dosyadan öğrendim. Yurtdışı kurban ücreti açıklamasını bilmiyorum. Özel ders ücreti olarak düşünüp kontrolünü yapmadım. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: