• resmi ilanlar

BYLOCK TESPİTLERİNDE HATA MI VAR?

17/08/2017 11:00

73 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün emniyet yargılamasının 6'ıncı celsesi Karaçayır'da oluşturulan mahkeme salonunda devam etti. Mahkemede savunma yapan eski Polis memuru Mete Bülbül hattında yapılan bylock tespitinin hatalı olduğunu ve bu nedenle adli kontrol şartıyla serbest yargılandığını belirterek, gerçeğin ortaya çıkarılmasını istedi. Yine Seben ilçe Emniyet amiriyken hatalı yapıldığını iddia ettiği bylock tespiti nedeniyle tutuklu yargılandığını belirten Murat Çolak, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü suçlamasını kabul etmedi.

Haber: Hakan Aydın

METE BÜLBÜL

Üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek savunmasına başlayan eski polis memuru Mete Bülbül yaptığı savunmada şunları söyledi;

 

BYLOCK E-MAİL NUMARASI PANASONİC GT 90’A ÇIKIYOR

1999 yılından bu yana Bolu’da çalışmaktaydım. 22 kasım 2016 tarihinde bylock kullanıcısı olduğum gerekçe gösterilerek meslekten ihraç edildim. İddianamede bylock kullanıcısı olduğuma yönelik yer alan tespit tutanağı aleyhime delil olarak yer almış. Ben sonu 72 37 ile biten hattı kullanırım. Bu hat ile ilgili olarak 01.12.2014 tarihinde bylock tespiti yapılmış. Ben Samsung E 250 marka telefon kullanırdım. Ancak internet kullanımının çok kötü olması ve işletimcisinin iyi olmaması nedeni ile bu tarihlerde ikinci el Samsung S2 model telefon almıştım. Bylock sorgusunda çıkan e-mail numarası benim kullandığım her iki telefona da ait değildi. Savcılık ve Sulh Ceza Hakimliğinde bylock tespiti yapılan e-mail numarasının Panasonic GT90 marka telefona ait olduğu söylendi. Ben daha önce böyle bir telefon kullanmadım. Tespiti yapılan telefondan da bu programın kullanılma ihtimali bulunmaması ve aynı e-mail numarasının farklı cihazlar tarafından farklı kişilerce kullanıldığının belirlenmesi üzerine adli kontrol şartı ile serbest bırakıldım. Net olarak söyleyeyim ; bylock kullanmadım. O dönem kullandığım telefonların teknik özellikleri de bahse konu program için yetersiz kalıyor. Sosyal medya hesabım yoktur. Twitter ve Facebook hesabı bile açmadım. Tespitin hatalı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de kabul etmiyorum.

 

VÜCUT DİLİYLE DARBEYİ DESTEKLEMİŞİM

Aleyhime beyanda bulunan Osman Coşkun’dan bahsediliyor. Kendisi polis memurudur. 15 temmuz hain girişim sırasında görev başındaydım. Baş Tek Gıda olarak bilinen noktada terör uygulaması yaptık ve saat 22.00 sularında buradan ayrıldık. Şehir merkezine doğru gelirken Ankara’da yaşayan kardeşim beni arayarak uçakların alçaktan uçtuğunu ve bir şeyler olduğunu, benim bilgimin olup olmadığını sordu. Darbe girişiminden bahsedildiğini söyledi. Ben de herhangi bir şeyden haberim olmadığını söyleyince televizyonlara bakmamı istedi. Bunun üzerine Valiliğe geldik. Burada görevli olan polis memurundan haber kanalını açmasını istedik. Köprülerdeki askerleri görünce bir şeyler olduğunu anladık. Ancak ne olduğu hakkında net bir şey henüz ortada yoktu. O esnada Emrullah Sarı isimli komiser bizi arayarak ekiplerin Bahçelievler Polis Karakolu’nda toplandığını bizim de en kısa sürede karakola geçmemizi istedi. Biz de buraya geçtik. Karakolda en fazla 10 dakika bulunmuşken Cumhuriyet Caddesi’nde meydana gelen bir kavgaya arkasından başka bir asayiş olayına daha müdahale ettik. Aleyhime beyanda bulunan Osman Coşkun benim karakolda bulunduğum 10 dakikalık süre zarfında Ümit Namlı ile vücut dilini kullanarak darbeyi destekler halimiz olduğunu söylemiş. Ben Ümit Namlı ile 3-4 kez iş nedeni ile görüşmüşümdür. O da müdür-memur ilişkisi içerisindedir. Ayrı bir sohbetimiz yoktur. Osman Coşkun’un benim ismimi neden verdiğini tanık olarak mahkemeniz huzurunda dinlenmesi esnasında sormak isterim. Kaldı ki benim bu hal ve hareketlerim Osman Coşkun haricinde hiçbir polisin dikkatini çekmiyor. Bahse konu yerde 24 saat kamera kaydı alınmaktadır. Bu görüntülere tekrar bakılmasını istiyorum.

 

ARKADAŞLARIMLA SOHBET EDERKEN AK PARTİ’Yİ ELEŞTİRDİM

Ben arkadaşlarım ile darbe öncesi yaptığımız sohbetlerde AKP Hükümetine çeşitli eleştiriler getiriyordum. Bu eleştiriler de icraatlarına yönelik değil, uygulamalarına yönelikti. Mesela Oslo Görüşmeleri’nde PKK ile aynı masaya oturmaları ve çözüm süreci konularında bir devletin terör örgütü ile pazarlık yapmaması gerektiğini hep söyledim. Bu görüşlerimi şu anda da aynen tekrarlıyorum. Bunları söylemek suç mudur ? Ya da ben bunları söylüyorum diye FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi mi oluyorum? Osman Coşkun adlı şahıs benim bu söylediklerime eklemeler yaparak ifade vermiş.  Güya ben AKP için ‘yedire yedire doyuramadık’ demişim. Ancak benim böyle bir söylemim olmadı. Bu nedenle Osman Coşkun’un aleyhime verdiği beyanları kabul etmiyorum.

DERSHANEYE KIZIMI GÖNDERDİM

2014-2015 yıllarında kızımı fiyatı uygun olduğu için FEM Dershanesine gönderdim. Ben Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ile açılmış, bakanlığın denetimi altında olan bir dershaneye kızımı gönderdim. Ben altını çizerek söylüyorum; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait olduğunu bildiğim bir dershaneye kızımı göndermedim. MİT, JİTEM ve Emniyet İstihbaratı’nın bilmediği 15 Temmuz hain darbe girişiminden haberdar olmamın benden beklenmesi kabul edilemez. Yapmış olduğum savunma çerçevesinde suçsuz olduğumu net bir şekilde söylemek istiyorum. Beraatımı talep ediyorum.

 

 

MEVLÜT KELEŞ

24 yıl özel harekatta görev yaptıktan sonra Bolu’da kendi sınıfının olmaması nedeniyle karakolda görevlendirildiğini belirten Mevlüt Keleş yaptığı savunmada şunları söyledi;

 

GAZİ OLMAMA RAĞMEN ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Menfur darbe girişimi sonrası şehit olan kahraman silah arkadaşlarıma ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. 1993 yılında Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda göreve başladım. 24 yıl burada görev yaptım. Balıkesir, Hakkari, Muş, Batman ve Bolu’da çalıştım. Görev yaparken sıralı amirlerimin verdiği emir ve talimatları yerine getirdim. Katıldığım operasyonlar sırasında 3 kez yaralandım. Gazi statüsüne sahip olmama rağmen çalışmaya devam ettim. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum.

 

KUMPAS BELGESİ OLARAK GÖRÜYORUM

Hakkımda hazırlanan iddianamede bylock kullanıcısı olduğum tespiti yer almaktadır. Ben gözaltına alınırken benimle ilgili olarak bylock tespit tutanağında sadece TC numaram ve ismim yer alıyordu. GSM hattıma ve cihaza ait e-mail kayıtları yoktu. Yetersiz ve soyut delil sebebi ile serbest bırakıldım. İkinci kez gözaltına alındığımda bu eksikler eklenmişti. Bahse konu evrakta düzenleyenlerin isimleri imzaları bulunmalıdır. Emniyete teslim ettiğim telefondaki e-mail numarası ile tespit tutanağında bulunan telefon numarası eşleşmiyor. Bu nedenle bylock ekran çıktısını kabul etmiyorum. Tarafıma yönelik kurulmuş olan kumpasa belge olarak niteliyorum.

BYLOCK’U KURDUĞU BELİRTİLEN ŞAHISLARI TANIMIYORUM

Telefonuma bu programı yüklediği belirtilen Adem Topal ve Cahit Sağlar isimli şahıslar sorgu esnasında bana soruldu. Ben bu iki şahsı da tanımadığımı söyledim ancak buna rağmen 26.01.2017 tarihinde tutuklandım. İsmi geçen şahıslar ile aynı ortamda bulunmadım. Emir veya talimat almadım. Telefonuma herhangi bir yükleme yapmalarına izin vermedim. Bu iddiaların şahsımı karalamaya yönelik olduğunu düşünüyorum. İddiayı kabul etmiyorum. Aleyhime tanıklığı bulunan Necmi Aydın ve Mustafa Aydın’ın beyanlarını da kabul etmiyorum. Bu şahısların bahsettiği dini sohbetlere katılmadım.

 

ERGENEKON DAVASINDA YARGILANDIM

24 Yıllık meslek hayatım boyunca özel harekatçı olarak çalıştım. Devletin aleyhine faaliyette bulunan hiçbir yapı ile irtibatım olmadı. Devlet-i Aliye’ye hizmet etmem nedeni ile çok sayıda davada yargılandım. Bu davalardan biri de Ergenekon’dur. Ancak hepsinden beraat ettim. Tedavi ve kontrolü gerektiren sağlık sorunlarım vardır. Öncelikle tutuksuz yargılanmayı yargılanma sonunda da beraatımı istiyorum.

 

 

MUHAMMET YILDIRIM

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olduğu erekçesiyle yargılanmayı kabul etmediğini belirten Muhammet Yıldırım yaptığı savunmada şunları söyledi;

 

GÖZ YUMANLARI LANETLİYORUM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. 15 Temmuz hain darbe girişimine destek verenleri ve girişimden haberdar olup da göz yumanları lanetliyorum. Meslek hayatıma 2001 yılında İstanbul’da başladım. Muş, Diyarbakır ve son olarak Bolu olmak üzere 16 yıl çalıştım. Suç ve suçlu ile mücadele kapsamında operasyonlara katıldım. Mevzuatın dışında kimseden emir ve talimat almadım. Hain girişim sırasında yıllık izindeydim. İznimi yarıda keserek görevime başladım. 4 ekim 2016 tarihinde açığa alınırken,  22 kasım 2016 tarihinde de meslekten ihraç edildim. Bunların şokunu üzerimden atamazken 20.01.2017tarihinde örgüt üyeliği suçlaması ile tutuklandım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.

İNDİRMEDİM VE KULLANMADIM

Hakkımda hazırlanan dosyada bylock tespit tutanağı yer almaktadır. İstihbari faaliyetlerde bulunan MİT’in tersine mühendislik yöntemi ile hukuka aykırı elde ettiği ve GSM operatörünün aynı IP’yi pek çok kişiye verdiği ve bylock tespitlerinde hata yapıldığı kamuoyunca bilinen gerçeklerdir. Ben adı geçen programı indirmedim ve kullanmadım. Aksine ilişkin tespitin aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

ALEYHİME BEYANLARI KABUL ETMİYORUM

Aleyhime beyanda bulunan Abdullah Türkoğlu ve Erdal Aydın’ı görev yaparken tanıdım. Sosyal yaşam gereği bu iki isimle pek çok paylaşımım oldu. Yaptığımız sosyal ve kültürel ziyaretlerin örgütsel faaliyet olarak nitelendirilmesini kabul etmiyorum. Dini sohbetlere katılmadım . Bu şahıslar evime gelmedi ben de evlerine gitmedim. Fatih Korkmaz’ı tanımam. Yapmış olduğum teşhisin yanlışlıkla yapıldığını düşünüyorum. Necmi Aydın benim yapıdan olduğumu söylemiş ancak ifadelerinde çelişkiler mevcuttur. Bahsettiği sohbet ve toplantılara katılmadım. İddiayı kabul etmiyorum. Beyanlar soyut ve nesnesizdir. Şüpheli bylock tespiti ve asılsız beyanlar nedeni ile 8 aydır tutukluyum. Önce tahliyemi ve yargımla sonucunda da beraatımı talep ediyorum.

 

 

MURAT ÇOLAK

Seben İlçe Emniyet Amiriyken gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve bylock tespit tutanağında yapılan hata nedeniyle 7 aydır tutuklu bulunduğunu belirten Murat Çolak yaptığı savunmada şunları söyledi;

 

KESİN BİR DİLLE KABUL ETMİYORUM

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hain darbe girişimini lanetliyorum. Silahlı terör örgütü üyeliğine yapılan bylock tespiti, kızımın iltisaklı özel bir okula bir yıl gitmiş olması ve Bank Asya’da ki hesabım delil olarak kullanılmış. Atılı suçlamayı red ve kesin bir dille kabul etmiyorum.

KIZIMI GÜVENLİK NEDENİYLE ÖZEL OKULA KAYDETTİRDİM

2010 yılında başkomiser olarak Mardin Kızıltepe’ye atandım. Kızıltepe’nin bu dönem suç oranı yüksek ve terör örgütlerini yoğun faaliyetlerinin bulunduğu bir yerleşim yeriydi. Ben de burada TEM Büro Amiri olarak çalışıyordum. 3 yıl görev yaptım. 2012 yılında bölgede terör eylemlerinde artış yaşanmıştı. Polis ve ailelerine yönelik terör eylemleri yapılacağı yönünde istihbari duyumlar sürekli geliyordu. Bu dönem ilkokula başlayacak olan kızımı devlet okuluna göndermek istemedim. Bu nedenle ilçe merkezine 10 km. uzakta olan ve ilçede bulunan tek özel okul olan okula kızımı sadece güvenlik endişesi nedeni ile gönderdim. Okula yapmam gereken ödemeleri Bank Asya’dan yapılması gerektiği okul idaresi tarafından belirtilince bahse konu bankada hesap açtırdım. Kızımın 1 yıllık ödemelerini bu hesaba yaptım. Batı’ya tayin olunca kızımı devlet okuluna yazdırdım. Bu durumun aleyhime delil sayılmasını kabul etmiyorum.

BENİM BYLOCK TESPİTİMDE HATA VAR

Bylock kullandığıma yönelik tespit dosyada yer alıyor. Ben bu programı kullanmadığımı net olarak söyledim. Sulh ceza hakimi tespiti yapılan e-mail numarasının Nokıa-3310’a ait olduğunu bu telefona bylock yüklenemeyeceğini söylemişti. Ben de bu marka telefon kullanmadığımı Samsung’un çeşitli modellerini ve Asus marka telefon kullandığımı söylemiştim. Yani benim durumum benden önce ifade veren ve karışıklık nedeni ile tutuksuz yargılanan Mete Bülbül ile aynıdır. Hakim karşısına çıktığımda tespit tarihi belirtilmediği için o tarihte hangi telefonu kullandığımı söyleyememiştim ancak iddianamede bylock tespit tarihi olarak 12.08.2014 tarihi yer almış. Ben bu tarihte Samsung -S1 marka telefon kullanıyordum.

BERAATIMI TALEP EDİYORUM

Şahsımla alakalı olarak yapılan tespitin hatalı olduğundan eminim. Yapılan hatalı tespit nedeni ile 7 aydır tutukluyum.

Hakkımda 2 iddia dışında terör örgütü üyeliğine ilişkin başka bir iddia bulunmamaktadır. Delillerin tamamı toplanmış olması sebebi ile öncelikle tahliyemi ve yargılama sonunda beraatımı talep ediyorum.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: