• resmi ilanlar

SOHBET ABİSİ HER ŞEYİ İNKAR ETTİ!

18/08/2017 11:00

Eski polisler neler anlatıyor(7) Yalan dünyalarını, yalanlarla savunuyorlar

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’nün Emniyet yapılanmasına yönelik yargılama Karaçayır’da devam ediyor. Mustafa Taşkın yanlış bylock tespiti nedeniyle pardon denilerek 5 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını belirtirken, polis memurlarının sohbet abisi olduğu iddia edilen Çaydurt İlköğretim Okulu eski matematik öğretmeni Mustafa Yurttaş ise savunmasını inkar üzerine kurdu. Polis memurlarının sohbet abisi olduğunu belirttiği Yurttaş, akrabaları arasında polis memuru olmadığını belirterek hiçbir polisi tanımadığını söyledi. Örgütün sohbet abisi olduğu belirlenen diğer isimlerle telefon görüşmeleri sorulan Yurttaş, bu isimlerle ev kiralama, araba satın alma gibi konuları görüştüğünü belirterek kendisine iftira atıldığını belirtti.

Haber: Hakan Aydın

MUSTAFA TAŞKIN

Hattında Bylock tespit edildiği gerekçesiyle 5 ay tutuklu kaldıktan sonra tespitin yanlış çıkması üzerine Adli Kontrol Şartıyla serbest bırakıldığını belirten Mustafa Taşkın savunmasında şunları söyledi;

BENİM GİRİŞİMLE İLGİM YOKTUR

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyor ve 15 Temmuz hain darbe girişimini lanetliyorum. Benim girişimle ilgim yoktur. Girişim sonrası hemen görevimin başına geçmiş biriyim. Bolu’da 13 yıldır görev yapıyordum.

BYLOCK TEPİTİ YANLIŞ ÇIKMIŞ

20.08.2016 tarihinde gözaltına alındım. Bylock kullanıcısı olduğum iddiasıyla Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandım. Tutuklanmamın üzerinden 5 ay gibi bir süre geçtikten sonra 22.02.2017 tarihinde bylock kullanıcısı olmadığım anlaşılınca serbest bırakıldım. Bu arada 2017 yılının Ocak ayında meslekten ihraç edildim.

TAMAMEN DİNİ İNANCIM GEREĞİ KATILDIM

İddianamede Osman Hançer, İsmail Ece ve İbrahim Bektaş’ın aleyhime beyanları vardır. Ben zaten bir dönem dini sohbetlere katıldığımı hem emniyet hem de savcılık ifademde söylemiştim. Bu toplantılara da tamamen dini inancım gereği katıldım. Şahsıma yapılan davetler sonrası katıldım. Bu toplantılarda dini içerikli sohbetler yapılırdı. Bunlarda devlet aleyhine karar ve faaliyetler olmazdı. 17/25 Aralık sürecinden sonra toplantılara katılmadım. Benden sonra bahse konu toplantıların devam edip etmediğini veya devam ettiyse kimlerin bu toplantılara katıldığını bilmiyorum.

HER HANGİ BİR YASAK YOKTU

Evimde yapılan aramalarda yapıya ilişkin kitap ve farklı yayınlar bulunduğu belirtilmiş. Bahse konu kitaplar Kültür Bakanlığı’nın izniyle yayınlanmış kitaplardır. Benim bu kitapları okuduğum dönemde her hangi bir yasak yoktu. Bunların aleyhime delil sayılmasını kabul etmiyorum.

DEVLET BÜYÜKLERİMLE EŞİT TUTULMAK İSTİYORUM

17/25 Aralık  sürecinden sonra yapıyla ilişkili hiçbir toplantıya katılmadım. Örgüt üyesi değilim. Anayasa’nın 10. Maddesinde yer alan eşitlik ilkesiyle devlet büyüklerimle eşit tutulmak istiyorum. Demokrasi nöbetlerine ilk günden itibaren ailesiyle katılmış biriyim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beratımı talep ediyorum.

Dini sohbetlere bir dönem katıldığınızı beyan ediyorsunuz. Bu toplantılarda neler yapılırdı? İçerik hakkında bilgi verir misiniz?

Katıldığım dönemlerde bu toplantılarda dini içerikli sohbetler yapılırdı. Kuran-ı Kerim okunur, vakte göre de namaz kılınırdı. Zaman zaman da Fetullah Gülen’in videoları izlenirdi. Lig maçlarının da seyredildiği oluyordu. Himmet adı altında para da toplanırdı. Ancak bu miktarlar 50 TL’yi geçmezdi. En azından ben 50 TL’nin üzerinde hiç para vermedim.

MUSTAFA TAMER ÇETİN

Mustafa Tamer Çetin yaptığı savunmada şunları söyledi;

SADECE 1 YIL OKULA GÖNDERMİŞ

Üzerime atılı suçlamayı iddianamede şahsım ile yapılan isnatlar arasında çocuğumu yapıya müzahir okula gönderdiğim bilgisi yer alıyor. Şanlıurfa’da görev yaparken çocuğumu 1 yıl özel okula gönderdim. Ancak memnun kalmadığımız için ertesi yıl okula göndermedik. Bu durumun aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

SAKALI MURAT AĞABEYE VERECEKSİN

Şahsımın aleyhine ifade veren Ahmet Küçükkeskin polis kantininden alışveriş yaparken mekanda bulunan 3-4 çevik kuvvet polisinin yüksek sesle kendi aralarında yaptığı konuşmada “benim işim halloldu. Abi halletti KOM şubede göreve başlıyorum. Sen de sakalını her ay verirsen senin işini de Murat ağabeyim aracılığı ile Tamer ağabeye söyleyelim. Sakalı Murat ağabeye vereceksin” şeklindeki konuşmalara şahit olduğunu söyleyerek benim cemaat yapılanması içinde olduğuma yönelik şahsımı karalayan ifade vermiştir. Ancak gizliliğe özen gösteren bu nedenle de sadece örgüte mensup kişilerin kullandığı haberleşme programını aktif bir şekilde kullanan bir örgütün kamuya açık alanda herkesin duyacağı bir şekilde konuşma yapmaları kabul edilemez. İl içinde personeli herhangi bir birimde görevlendirilmesini valinin onayı ile emniyet müdürü yapar. Personel şube müdürünün kurum içerisinde tayin yaptığı iddiası mahkemelerde görevli zabit katibin tutuklama kararı vermesi gibi komik bir iddiadır. Ben emniyetin sekretarya işine bakarım. Ben bahse konu beyanlarda geçen “Tamer Ağabey’in”  ben olduğum düşünülerek silahlı terör örgütü suçlaması ile huzurunuzda bulunuyorum. Bu durum da hukuka aykırıdır.

ŞUBE MÜDÜRÜ OLUNCA EŞİNİN GÖREV YERİ DEĞİŞİKLİĞİ OLDU MU?

Ahmet Küçükkeskin bazı memurların KOM’dan ayrılmasında Şükrü başkomiserin telkini, benim de psikolojik baskı kurmamın etkili olduğunu söylemektedir. Çevik kuvvette yeni mezun olan memurun KOM’da görevlendirilmesinde benim dahlim olduğunu iddia ediyor. Bahse konu şahıs zanları üzerinden beyan vermiştir. KOM şubede o dönem yaklaşık 25 memur görevlidir. Bu personele beyanlar sorulabilir. Yeni mezun olan bir personeli KOM’da görevlendirildi ise özlük bilgilerinin yer altığı POLNET sisteminde bu kayıt vardır. İddianın doğru olup olmadığı buradan teyit edilebilir. Ben personel şube müdürü olarak görevlendirilmeden önce, polis olan eşim çalıştığı şubede sıkıntılar yaşadığı için dilekçe vererek başka bir birimde görevlendirilmesini istemişti. Bu dilekçenin gereği yapılmadığı dönemde ben personel şube müdürü olarak atandım. Atamam yapılınca ‘Şube müdürü olunca eşinin görev yerini değiştirdi’ demesinler diye eşime dilekçesini geri çektirmiş bir insanım. Hakkımdaki iddiayı kabul etmiyorum.

NE BYLOCK NE DE TANGO PROGRAMI TESPİT EDİLMEDİ

Ahmet Erdoğan isimli tanımadığım bir şahsın beyanları nedeni ile şahsımı örgüt üyeliği suçlaması yapıldı. Bu beyanları kabul etmiyorum. Zaten şahıs da baskı ve tehdit altında bu beyanı verdiğini söyleyerek ifadesini geri çekti. Beyanlar soyut ve nesnesizdir. Ahmet Erdoğan  ifadesinde Uğur Yaşar Günaydın , Kubilay Akgün , Tamer Çetin, Memduh Uysal ve şahsımla Tango ve Bylock üzerinden haberleştiğini söylüyor. Ancak bahsettiği kişilerde ne bylock ne de tango programı tespit edilmedi. Şahıs aylık 1500 TL himmet parası verdiğimizi söylemiş. Ben bu yapıya ailesinin rızkını harcayacak biri değilim. Şahsın aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum.

DEĞERLENDİRMEYİ MAHKEMENİZİN TAKDİRİNE BIRAKIYORUM

İfademde ayrıca Ahmet Küçükkeskin ve oğlu Özgür Erdem Küçükkeskin hakkında bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Ahmet Küçükkeskin isimli şahıs hakkımda açıklamalarda bulunduktan sonra oğlu Özgür Erdem Küçükkeskin polis okuluna gitmiştir. 6 aylık eğitimini aldıktan sonra polis memuru olarak Bolu’da göreve başlamıştır. Yeterli tecrübeye sahip değilken TEM Şube’de göreve başlaması ve arkasından İstihbarat Şubesi’nde çalışmaya başlamasının manidar olduğunu söylemek istiyorum. Bu konudaki değerlendirmeyi mahkemenizin takdirine bırakıyorum. Aleyhime olan beyanların kurgu olduğu kanaatindeyim. Şükrü Güler, Ahmet Küçükkeskin, Özgür Erdem Küçükkeskin ve Ahmet Erdoğan’ın mahkemenizde tanık olarak dinlenilmesini istiyorum. Üzerime atılı suçlamada beraatımı talep ediyorum.

Yurtdışı çıkışlarınız hakkında mahkememize bilgi verir misiniz?

BM’nin Uluslar arası Polis Gücü kapsamında 2001-2003 yılları arasında Kosova’da yine BM kapsamında 2006-2007 yılları arasında Liberya’da son olarak da 2013-2014 yılları arasında dil eğitimi almak üzere Suudi Arabistan’da görevlendirildim. Yurt dışında bulunmalarımın tamamı görev icabıdır.

MUSTAFA YURTTAŞ

Çaydurt İlkokulu’nda matematik öğretmeniyken 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası  Polis Memurları’na sohbet ağabeyliği yaptığı iddiasıyla önce gözaltına alınan ardından da tutuklanarak cezaevine konulan Mustafa Yurttaş tüm iddiaları reddetti. Yurttaş savunmasında şu ifadelere yer verdi;

ÖDEYECEKLERİ BİR BEDEL VARDIR

Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. İnandığım ve yaşadığım hiçbir değer ile uyuşmayan anarşiyi ve yıkımı desteklemem mümkün değildir. Silahlı terör örgütü üyeliği suçlaması ile karşılaşmış olmaktan dolayı icap duyuyorum. Kimden gelirse gelsin darbenin insan öldürmenin ve terörün karşısındayım. Şahsıma iftira atılıyor. Bunun bedeli de ağır olmaktadır ve iftirada bulunanların da ödeyecekleri bir bedel vardır. Ben terörist değilim.

BAZ ÇIKIŞMASI YAŞANMIŞ OLABİLİR

İddianamede bylock tespitine üyesi olduğum dernekler ve yasal faaliyet yürüten bankaya para yatırmış olmamdan kaynaklanan tirajı komik deliller aleyhime değerlendirilmiştir. Polis memurlarına dini içerikli sohbetler verdiğim gibi soyut ve nesnesiz iddia vardır. Tanık beyanları dışında somut bir delil yoktur. 21.07.2016 tarihinde gözaltına alındım. Sorgulamam sırasında HTS sorgulamalarında polis memurları ile aynı zaman diliminde aynı baz istasyonunu kullanmamdan tarafıma ulaşıldığı belirtilmişti. Bu iddia dosyada yer almıyor. Tamamıyla tanık beyanları sonucu şahsım ile ilgili değerlendirme yapılmış. Küçük bir il olan Bolu’da çok fazla baz istasyonu yoktur. Beyanlarda sohbetlerin yapıldığı belirtilen adresler ikametime çok yakındır. Bu nedenle baz çıkışması yaşanmış olabilir. İl Emniyet Müdürlüğü hizmet binası da evimin alt sokağındadır. Polisler ile baz çıkışması yaşamamın normal olduğunu düşünüyorum. Tanık beyanlarında kod adı kullandığım belirtiliyor. Sohbetlerin yapıldığı adreslerin evime yakın olduğunu söylemiştim. Kendimi gizlemek istesem sohbet toplantılarını evimin yakınlarında düzenlemezdim. Kimliğimi gizlediğim kişilere bu kadar yakınlık kuruyor olmam mantıklı değildir.

MEHMET VE EŞİ AYŞE ÇALIŞKAN’I TANIMIYORUM

Mehmet Çalışkan isimli polis memuru kendisini terminalde karşıladığımı ve yine kendisinin bahsettiği adresteki eve götürdüğümü , kod isim kullandığımı, Çaydurt’ta matematik öğretmeni olduğumu söylüyor. Bu şahıs istese benim hakkımda ayrıntılı bilgi edinebilirdi. Çalıştığım okulun internetinde ayrıntılı bilgilerim yer alıyordu. Eşi Ayşe Çalışkan da aleyhime beyan vermiştir. Eşimle birlikte kendilerini evlerinde ziyaret ettiğimizi söylüyor. Ancak bu aileyi ziyaret ettiğimiz iddia edilen tarihte eşim zor bir hamilelik süreci geçiriyordu. Hatta ilerleyen süreçte düşük yaptı. Bu ortamda böyle bir ziyaret gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Kod adı kullandığımı söylüyorlar ancak eşimin ismini açık şekilde biliyorlar. Bu durum mantığa aykırıdır. Şahısların aleyhime olan beyanlarını yönlendirme ile yapıldığını düşünüyorum. Bu nedenle de kabul etmiyorum. Kaldı ki ben Mehmet Çalışkan ve eşi Ayşe Çalışkan’ı tanımıyorum.

VAROL SAKALLI’NIN YÖNLENDİRİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

Varol Sakallı isimli şahıs istihbarat şubede çalışıyor. 2015 mayıs ayında verdiği ifadesinde ismimden bahsetmiş. ‘ Kemal’  kod ismi ile beni tanıdığını söylemiş. Yine aynı beyanda Ömer Sun’dan bahsediyor. Ancak Ömer Sun’un açık kimliğini tespit etmiş. Ben Ömer Sun ile aynı okulda öğretmenim. Ömer Sun’un kimliğini öğrenirken benimle ilgili herhangi arayışa girmemiştir. Okulun internet sayfasında Ömer Sun ile benim bilgilerim de yer alıyordu. Varol Sakallı, Mehmet Çalışkan’ın ifadesinden bir ay sonra aleyhime ifade vermesini manidar buluyorum. Kendisinin yönlendirildiğini düşünüyorum. Bu şahsı da tanımam. Aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum.

KENAN AÇIKGÖZ İLE İKİ GÜN AYNI NEZERATHANEDE KALDIK

Kenan Açıkgöz emniyette verdiği ifadesinde fotoğraflardan teşhis yapabileceğini söylemiş. Daha sonra da fotoğraflardan teşhiste bulunmuş. Halbuki gözaltında iken kalıcı konutlarda bulunan polis merkezinde aynı hücrede bu şahısla birlikte kaldım. Burada emniyet personeli gözaltında olan şahıslara isim ve soy isimlerini söyleyerek hitap ederlerdi. Kenan açıkgöz ile aynı nezarethanede iki gün kaldık. Burada benim gerçek ismimi öğrenmiştir. Beyanlarını yönlendirme ile verdiğini düşünüyorum. Bu şahsı da tanımıyorum.

LATİF AYAZ İFADESİNİ ZORLAMA İLE VERMİŞTİR

Latif Ayaz isimli şahıs benim evimin karşısında oturuyor. Beni gerçek ismim ile tanımaması mümkün değildir. Tanık ifadeleri tutarsız ve çelişkilidir. Beyanların zorlama ile alındığı kesindir. Benim adı geçen polisler ile irtibatım yoktur. Aleyhime delil sayılmasını kabul etmiyorum.

BYLOCK’U NE YÜKLEDİM NE KULLANDIM

İddianamede bylock kullandığıma yönelik tespit tutanağı yer almaktadır. Ben 2014 ocak ayından bu yana sonu 8530 ile biten hattı kullanıyorum. Yine aynı tarihten bu yana cihazımda sabittir. Bylock tespitini kimin yaptığı belli değildir. Bahse konu tespitlere ekleme ve çıkarmalar yapıldığı kamuoyunca biliniyor. Giderek gizem katılmaya çalışılan bylock tespitinin terör örgütü üyeliği suçlamasını delil kabul edilemez HTS kayıtlarında bylock kullanıcısı olduğu tespit edilen şahıslar ile telefon görüşmesi yaptığım söyleniyor. Eğer ben bu programı kullanmış olsaydım neden telefonla görüşeyim. Bu nedenle iddiayı kabul etmiyorum. Küresel Doktorlar Bolu Sağlık Derneğine ve Bolu İdareciler ve Emeklileri Derneğine üyeliğim olması atılı suçlamada delil gösterilmiş. Bu dernekler KHK ile kapatılmadı. Derneklerin adı geçen yapıya müzahir olduğuna dair kanaat, Ertuğrul Fatih Tıraş’ın beyanlarına dayanıyor. Ertuğrul Fatih Tıraş emniyet ve savcılıktaki beyanlarının baskı altında alındığını söyleyerek geri çekmiştir. Bu derneklerin adı geçen yapıya müzahir olduğunu kabul etmiyorum.

DERNEKLERE ARKADAŞLARI VASITASIYLA ÜYE OLMUŞ

Küresel Doktorlar Bolu Sağlık Derneği’nin düzenlediği sağlıklı yaşam yürüyüşüne doktor olan arkadaşım Hakan Şakar tarafından davet edildim. Güzel bir sosyal çevre edinmek amacı ile 2013 yılında bu derneğe üye oldum. Eşimin de derneğe üye olmasını ben sağladım. Bolu İdareciler ve Emeklileri Derneğine tanıdığım aracılığı ile üye oldum. 1-2 kez dernek binasına gittim. Ancak hiçbir faaliyetine katılmadım. İki derneğe de arkadaş ilişkilerim nedeni ile üye olduğumu belirtmek istiyorum. Aksini iddia etmek niyet okumacılığıdır. Dernek üyeliklerimi üzerimi atılı suçlamaya delil gösterilmesini kabul etmiyorum.

BANK ASYA’YA TALİMATLA PARA YATIRMAMIŞ

Bank Asya’da 2014 yılının ocak ayında talimat üzerine hesaplarımda artış yaptığım belirtiliyor. Bu iddiayı kabul etmiyorum. 2008 yılında bahse konu hesabı açtım. Eşimle birikimleri bu bankada bulunan hesaba yatırıyorduk. 2014 yılında yeni doğan bebeğime takılan altınları evde tutmak istemediğim için Bank Asyadaki hesabımıza yatırdım. Sonrasında mevcut olan arabamı yeni bir araba ile değiştirmeyi düşündüm. Bu nedenle yapı kredi bankasından 10.000 TL kredi çektim. Bu parayı Bank Asyadaki hesabıma yatırdım. Bu dönem bir arkadaşımdan da 10.000TL ödünç para almıştım. O parayı da Bank Asya’ya yatırdım. Bu dönem kendi kullandığım arabayı da satmıştım. Ancak borçlarımın çok olduğunu görünce bu paraları zaman içerisinde borçlarımı kapatmak için kullandım. Bu durumun aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

FATURA BİLGİLERİ DOĞRU AMA HİÇ ALMAMIŞ

Dosyamda Sızıntı Dergisine abone olduğuma dair fatura bulunmaktadır. Ben bu dergiye hiçbir zaman abone olmadım. Evime gelmedi. Faturanın üzerinde yer alan isim, adres ve telefon numarası bana aittir. Ancak bu bilgilerin ne şekilde faturaya geçirildiğini bilmiyorum. Aleyhime delil olarak kullanılmasını kabul etmiyorum.

MAHREM İMAMLARIYLA SAMİMİYETİ YOK(!)

HTS kayıtlarımda yaptığım belirtilen görüşmeler aleyhimde suçlamaya delil olarak gösterilmiştir. Adnan Daylan ve Erol Altıntaş’ı tanımam. Kendileri ile hiç görüşmedim. Şaban Bayram ve Murat Özkan üyesi olduğum derneklerden arkadaşlarımdır. Süleyman Ersöz (mahrem imam)benim meslektaşımdır. İnternet üzerinden aracını satmak istiyordu. Bu nedenle görüşmelerimiz oldu. Rıdvan Yücel (mahrem imam) isimli şahıs da öğretmendir. Onun evini bir dönem gizlemek istemiştim. O nedenle görüşmelerde bulundum. Hakan Şakar aile doktorumuz olmasından dolayı arkadaşımdır. Murat Açar(mahrem imam) isimli şahsı tanımıyorum. Çaydurtta görev yaparken öğrencilere velileri araması için cep telefonumu kullandırırdım. Öğrenci velisi olabileceğini düşünüyorum. Bir yıldır tutukluyum. Uzun tutukluluk süremin de dikkate alınarak öncelikle tahliyeme ve yargılama sonunda beraatımı istiyorum.

Muzaffer Karakaya

Bylock kullandığı iddia edilen eski komiser yardımcısı Muzaffer Karakaya yaptığı savunmada bylcok kullanıcı olmadığını ve aleyhinde beyanları bulunan tanıkların ifadelerini kabul etmediğini söyledi .

 

 

 

YORUMLAR  (Toplam 3 yorum)

  • Mustafa Tamer Çetin  (20.08.2017 16:19:08)

    Doğru habercilik ve kişi haklarına saygı konusunda göstermiş olduğunuz hassasiyet için teşekkür ediyorum. İlkeli yayıncılık prensibi doğrultusunda haberciliğinizin devam etmesi dileklerimle... MUSTAFA TAMER ÇETİN

  • Mustafa Tamer Çetin  (20.08.2017 03:24:06)

    Gece geç bir saatte okuduğum için gözümden kaçmış: İddianamede "şahsım ile yapılan isnatlar arasında çocuğumu yapıya müzahir okula gönderdiğim bilgisi" YER ALMAMAKTADIR. Bu bilgi benim kendi irademle emniyette ve savcılıkta vermiş olduğum ve mahkemede tekrar ettiğim ifademde mevcuttur. Lütfen hatalı bilgileri düzeltiniz.

  • Mustafa Tamer Çetin  (19.08.2017 17:34:53)

    Diğer gazetelerin yazmaya cesaret edemediği Ahmet ve Özgün Erdem Küçükkeskinin isimlerini açık olarak yazıp kamuoyunun doğru bilgiye ulaşması konusundaki gazetecilik hassasiyetiniz takdire şayan. Ancak ara başlık olarak verdiğiniz "MÜDÜR OLUNCA EŞİNİN GÖREV YERİNİ DEĞİŞTİRDİ" başlığı altındaki haberiniz başlığın tam tersi içeriğe sahip. Sehven yazıldığını düşündüğüm bu başlığın düzeltimesini bekliyorum. Ayrıca Personel Müdürü iken açığa alındığım şeklindeki haberiniz de gerçeği yansıtmıyor. Basın etiği ile hareket ederek gerekli düzeltmeleri yapacağınızı ümit ediyorum. MUSTAFA TAMER ÇETİN

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: