• resmi ilanlar

?Kadınların yaşamı ucuz değil?

02/04/2010 00:00

Emek Partisi Bolu Kadın Kolları, bir açıklama yaptı ve; ?Kadınların yaşamları ve gazetelerin 3. sayfalarında belirip kaybolacak kadar ucuz olamaz? dedi. Emek Partisi Bolu Kadın Kolları yazılı bir basın açıklaması yaparak kadınlara yönelik yapılan baskı ve saldırıların giderek artığını belirterek; ?Son 7 yılda Türkiye?de kadın cinayetleri 1400 kat arttı. 2010 yılının yalnızca ilk 3 ayında 50?den fazla kadın çeşitli gerekçelerle katledildi. Kapitalist sistem ve oluşturduğu gerici değer yargıları; işsizlik, açlık ve sefalet kadınlara yönelik saldırıları daha da arttırıyor. Ya ?sevgiden?, ya ?kıskançlıktan?, ya? namus? gerekçesiyle, ya ?töre? bahanesiyle öldürülüyor kadınlar.? ifadelerini kullandılar. Kapitalist sistemin yarattığı ekonomik çöküntü kıskacındaki erkeğin cinneti, en yakınındaki kadının yaşamını tehdit etiğini, Kadın ve çocukların bedeni, mafya-çete organizesiyle, daha fazla ve fuhuş pazarına sürdürüldüğü belirtildi. ?Bu olup bitenlere seyirci kalınamaz!? Açıklama da; ?Her gün öldürülen kadın haberleriyle sarsılıyoruz; Saadet öğretmen gibi satırla öldürüldü, Aysun gibi bıçakla burnu ve kulakları kesildi, Cemile ve annesi gibi kurşunlandı, Medine gibi 16 yaşındayken diri diri toprağa gömülerek boğuldu kadınlar. Urfa?da çocuk yaştaki Suriyeli kızlar, Türkiye?ye getirilerek işkence altında 5 ile 35 liraya pazara çıkarıldı. Muğla?da, toplu tecavüzden 2007?de suç duyurusunda bulunuldu, ama 3 yıl sonra 2010?da halen açılmış bir dava bulunmuyor. Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin ve bu şiddet tablosunun ardında; kadının varlığını ve iradesini hiçe sayan; erkeğin malı, kölesi, hâkimiyet nesnesi olarak gören ataerkil zihniyet ve bu zihniyeti yaşatmaya devam eden tüm bir devlet erki var. Emekçilerin yaşamını çekilmez hale getiren kriz fırsatçısı, işsizlik ve yoksulluğu arttırarak beslenen sermaye düzeni, kadınlar için cehenneme çevrilen yaşama ateş taşıyor. Evlerimiz, sokaklarımız kadınların hapishaneleri, işkencehaneleri ve mezarları olmasın! Kadın cinayetleri, yalnızca bireysel bir şiddet ve cinnetin sonuçları olarak, birer adli vaka olarak geçiştirilemez. Kadınların yaşamları; dört duvar arasında, sokakta, insanlık dışı yöntemlerle kolayca sona erdirilecek ve gazetelerin 3. sayfalarında belirip kaybolacak kadar ucuz olamaz!? dile getirdiler. Tecavüz; kadının kişiliğine, insan varlığına ve iradesine yöneltilmiş onur kırıcı, edilginleştirici, kadını kendi bedenine yabancılaştıran ve erkek hâkimiyetinin bir nesnesi haline getiren, yalnızlaştırıcı ağır bir cinsel şiddet eylemi olduğu ifade edilen açıklamada tecavüzün, bu yönüyle sadece bir şiddet eylemi değil, bir insanlık suçu olduğu ve en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği vurgulandı. ?Devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir? Açıklamalarında Kadından Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakana seslenen EMEP?li kadınların açıklamalarını şöyle sürdürdüler: ?Şikâyet başvurusu artmasına rağmen sorumlular neden hala görevini yapmamakta ısrar ediyor? Neden hala her gün 3 kadın öldürülüyor ve kadın yaşamları, isimsiz çiçekler gibi soluyor? Bu sistemin, bu hükümetin kadınlara sevgisi ve saygısı nasıl bir şeydir ki her gün daha fazla kadın şiddete, tecavüze maruz kalıyor. Açılımdan, demokratikleşmeden, hak ve özgürlüklerden, Anayasa değişikliğinden söz eden hükümet, dönüp kadınların durumuna bakmalıdır. İşsizlikle, yoksullukla, güvencesizlikle, eğitimsizlikle, sağlıksızlıkla, geleceksizle ıslah etmeye çalıştığınız kadın bedenleri her gün silahın, bıçağın, ipin, satırın, dayağın, tacizin, tecavüzün deneme tahtasına dönüştürülüyor? Her gün onlarca kadının canına kasteden, binlercesini umutsuz bırakan, milyonlarcasını kaderine mahkûm eden şiddetin, tacizlerin, tecavüzlerin ve kadın cinayetlerinin Son Bulmasını İstiyoruz. Her gün onlarca kadının canına kasteden, binlercesini umutsuz bırakan, milyonlarcasını kaderine mahkûm eden şiddetin, tacizlerin, tecavüzlerin ve kadın cinayetlerinin son bulmasını istiyoruz. Kadın cinayetleri ve tecavüzler karşısında ısrarlı suskunluğunu ve müdahalesizliğini devam ettiren, kadın hak ve özgürlüklerine sırt dönen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf derhal istifa etmelidir. Kadının şiddete karşı korunması için sosyal, kültürel, hukuksal önlemleri almak ve uygulamak devletin görevidir. Devlet; imza koyduğu CEDAW ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi uyarınca artık sorumluluklarını yerine getirmelidir. Kadın cinayetlerinde, tahrik indirimini düzenleyen metinler ceza yasasından çıkarılmalıdır. Kadınların şikâyet, suç duyurusu gibi başvuruları derhal yanıtlanmalı, gerekli soruşturmalar başlatılmalıdır. AKP Hükümeti, kadın hak ve özgürlüklerini genişleten, pozitif desteği öngören, kadına yönelik ayrımcılığı ve baskıyı suç sayan düzenlemeleri yeni ve demokratik bir Anayasa ile güvence altına almalıdır.?
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: