Karadeniz, “Havaların ısınmasıyla beraber arıcıların ilk işi olan bahar bakımları başladı. Eskiyen kovanlarımızı yenilerken, tüm kovanlarda dezenfekte çalışmalarını da yapıyoruz. Bazı kovanlarda bulunan eksik çerçevelerde bu dönemde tamamlanırken arıların yiyeceklerini de veriyoruz. Her gün gelip kovanları kontrol ediyoruz. Bu dönemin ardından, Mayıs ayının 10'u ile15’i arası arıları yaylalarımıza taşıyoruz. Bu dönemlerde hastalıklara karşı ilaçlama da yapıyoruz.” dedi.
Özellikle kış mevsimini rahat geçirmek için ilçe merkezlerine geldiklerini belirten bir diğer arıcı Cemal Mavzer ise “Mart ayı ile birlikte çayırlarda otlar, bahçelerde erik, şeftali, kiraz gibi ağaçlar çiçekleri açmaya başladı. Bugünlerde arıların bakımının iyi yapılması gerekir. İlçelerimizde meyve bahçelerinde de çiçeklerin açmasıyla arılardaki canlılık daha da artacaktır.” şeklinde konuştu.
Arıcılığının en önemli sorunu olarak arıcılık ürünlerinin gerçek değerinden pazarlanması ve sahte bal olayı olduğunu söyleyen arıcı Barış Karadeniz, “Çarşı ve pazarlarda sahte balcılar türüyor ve tüketiciler de ucuz bala kanıyor. Böylece insanlar bal esanslı şeker ağdalarıyla kandırılıyor. Bal sadece bir besin kaynağı olmanın ötesinde yüzyıllardır tedavi amacıyla kullanılan bir üründür. Bal aynı zamanda her yaştan insan için eşsiz bir besin kaynağıdır. Dünyada yapılan araştırmalar, balın tedavi edici müessir bir madde olduğunu kanıtlamıştır. Buna rağmen, Türkiye’de balın gerçek değeri bilinmemekte ve sadece herhangi bir besin kaynağı olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Bizim balımız soğuk ortamda tereyağı gibi oluyor. Bunu bilmeyen insanlar bal şekerlendi sanıyorlar. Hâlbuki hakiki bal sarımsı bir renk alır. Bunu bilen insanlar genelde bunu tercih ediyor. Balın bu şekil olması bin bir çiçeğin özünden kaynaklanıyor.” diye konuştu.
Balda kalitenin önemini vurgulayan Karadeniz, tüketicilerin kaliteli bala yönelmesi, ucuz bal satan sahte balcılara kanmaması gerektiğini vurguladı.