• resmi ilanlar

Abant Alası'nın Belası: Kadife Balığı

23/09/2006 00:00

Abant Gölü`ne özgü olan ve nesli tehlikede bulunan `Abant Alası` balığı için en büyük tehdidin göle geçtiğimiz yıllarda bırakılan `Kadife balığı` olduğu belirtildi. ODTÜ, İTÜ ve İnönü Üniversiteleri`nde görev yapan bilim adamları, TÜBİTAK`ın desteklediği proje kapsamında, ekolojik yapıların, insanların, iklimsel değişimlerin ve küresel ısınmanın göllerdeki etkilerini belirlemek amacıyla 24 gölü kapsayan çalışma başlattı. 400 bin YTL`lik proje kapsamında daha önce İğne Ada Hamam Gölü ve Adapazarı Poyrazlar Gölü`nde inceleme yapan 10 bilim adamı, dün de Bolu`nun doğa harikalarından Abant Gölü`nde incelemelerine başladı. Botlarla açıldıkları gölden araştırmaları için numune toplayan bilim adamları, buradaki araştırmalarının ardından, Yedigöller Milli Parkı`ndaki Deringöl`de incelemelerini sürdürecek. ABANT ALASI TEHLİKEDE Proje kapsamında Abant Gölü`nde inceleme yapan bilim adamları, göle geçtiğimiz yıllarda bırakılan `Kadife Balığı`nın bu göle özgü olan Abant Alası`nın gelişimini tehlikeye attığını belirledi. İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Didem Oğuzkurt, Abant Gölü`nde en büyük problemin göle sonrada atılan kadife balıkları olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Oğuzkurt, ``Kadife balığı, Abant Gölü`ne özgü olan Abant Alası balığından kat kat büyük. Kadifenin yediği besinle, Abant Alası`nın yediği besinler örtüşüyor. Dolayısıyla, alabalık yavrusunun yiyeceği besini, kadife yiyor. `Kadife Balığı` her türlü ortamda rahatlıkla yaşayabilen bir canlı. Kolayca çoğalabildiği için de gölde bulunan diğer 6 balık türü için bir baskı oluşturuyor`` dedi. 24 GÖL GÖZLEM ALTINDA Proje hakkında bilgi veren İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Didem Oğuzkurt, suyun tamamında yaşayan omurgasız hayvanlarla, su bitkileri, su tabanıyla yüzey arasındaki serbest yüzeyde yaşayan hayvansal ve bitkisel planktonik organizmalardan örnekler topladıklarını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Oğuzkurt, ``Şu an örnek toplama aşamasındayız. Laboratuvarda yapılacak analizler sonrasında araştırma yaptığımız 24 göl hakkında ayrıntılı rapor hazırlayacağız`` diye konuştu. SU KAYNAKLARININ AZALMASI TEHLİKELİ Göllere gelen su kaynaklarının azalmasının, göldeki bütün ekolojik ilişkilerin değişmesine neden olacağını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Oğuzkurt, ``Türkiye`de, göllere gelen su kaynaklarının azalmış olması, son derece kritik. Milli park statüsünde koruma altına alınmış Abant Tabiat Parkı`nda bile kıyıya sıfır ve 300 metre mesafede oteller ve tesislerin olması, Abant Gölü için sorun yaratıyor. Atıklarının fosseptikten alınması ya da Abant Gölü`nün ayağına verilmesi, buralardaki sızmayı önlemeye yetmez`` dedi. Göllerin yoğun insan baskısı altında olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Oğuzkurt, göllerin su kalitesinin bozulmasında, çevrede tarım yapılmasının, insan yerleşimine açılmasının, sanayi, yoğun üretim ve atık suların başlıca etkenler olduğunu ifade etti.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: