Özcan, MİT-PKK görüşmesine müdahale etti

Türkiye gündemine bomba gibi düşen Milli İrtibat Müsteşarı Hakan Fidan ve Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Ahmet Güneş’in terör örgütü ile yaptığı konuşmaların ses kaydının internete düşmesinden sonra Bolu CHP Milletvekili Tanju Özcan, Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma davası açtı..

Milli İrtibat Müsteşarı Hakan Fidan ve Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in terör örgütü ile yaptığı konuşmaların ses kaydının internete düşmesinden sonra Tanju Özcan, dün 14.00’da Bolu Adliyesine suç duyurusunda bulundu. Dilekçesini vermeden önce adliye önünde bir açıklama yapan Özcan, “Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkililerini sözde temsilcileriyle bir araya gelip iki eşit insan gibi bir masaya oturup müzakere ettiklerini 14 Eylülde ses kaydının basına sızmasından dolayı görmüş olduk. Tabi bu müzakere edenlerden bir tanesinin halihazırda Milli İrtibat Müsteşarı (MİT) Hakan Fidan, diğerinin ise emekli MİT müsteşar yardımcısı Ahmet Güneş olması bizleri son derece üzdü. Görevi, terörle mücadelenin en önemli unsurlardan biri olan İstihbaratı sağlayarak, düşmanı yok etmek olan bu önemli kurumun en yetkilisi konumunda bulunan kişilerin, kendi tabiri ile hükümet adına teröristle pazarlık yapması, hiç kuşkusuz ki,  kendilerinin olduğu kadar ona bu görevi veren başta başbakan olmak üzere, bütün bir bakanlar kurulunun sorumluluğundadır. İstihbarat bir hizmettir. MİT ile ilgili kanunun 4. maddesinde MİT’in görevleri tahdidi olarak sayılmış ve sayılan görevler dışında MİT’e görev yüklenemeyeceği yine yasa da belirtilmiştir. Buna karşın basında yayınlanan ve inkar edilmeyen ses kayıtlarına göre halen MİT Müsteşarı olan ve suç tarihinde MİT Müsteşar Yardımcısı olan Hakan Fidan adı geçen ses kaydında; kendisini Başbakanın özel temsilcisi olarak tanıttıktan sonra, terör örgütü temsilcilerine terör örgütünün hükümlü lideri ile yaptığı görüşmeyi aktarmış, yine kendi deyimiyle özel temsilcisi olduğu Başbakanın düşüncelerini paylaşmak suretiyle açık bir biçimde terör örgütü ile müzakere etmiştir. Diğer şüpheli ise, yine terör örgütü mensuplarına, hükümlü liderlerinin mesajlarını iletmiş, hükümlü terör örgütü liderinin sözde yol haritası üzerinden müzakereleri sürdürmeyi ve ayrıca terör örgütü temsilcilerini cezaevinde bulunan liderleri ile görüştürmeyi teklif ederek aynı suçları işlemiştir. Ses kayıtları dikkatlice tetkik edildiğinde her iki şüphelinin de ses kaydı boyunca terör örgütü temsilcilerine karşı son derece nazik bir üslup kullandıkları görülmekte, müzakerenin sanki iki legal ve eşit tarafın müzakeresi şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yine müzakere sırasında söylenen sözlerden müzakerenin ilk olmadığı, son da olmayacağı anlamı çıkmaktadır. Yine, ses kaydından şüphelilerin sadece kendi inisiyatiflerini kullanmadıkları, asıl olarak bağlı ve sorumlu bulundukları Başbakan’ın görüş ve düşüncelerini ilettikleri anlaşılmaktadır. Bildiğiniz gibi, PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır. PKK terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bu güne kadar  sivil asker, çocuk yaşlı, erkek kadın, Türk Kürt demeden binlerce vatandaşı katletmiştir. Hal böyle iken, MİT yetkililerinin görevinin mücadele etmesi gereken örgüt ile müzakere etmesi açıkça yasaya aykırıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ve çalışanlarının görevi, amacı ve yetkisi kanunla belirlenmiştir. Kanunun 4. maddesinde sayılan görevlerin hiçbirinde MİT için terör örgütü ile müzakere etmek veya temas kurmak şeklinde bir görev tanımı mevcut değildir. Yine yasanının ilgili maddesinin son fıkrasında yasada tanımlanan görev dışında bir görevin MİT’e verilemeyeceği önemle vurgulanmıştır. Tüm bunlara rağmen, şüphelilerin yasanın amir hükümlerine aykırı olarak, kendi beyanları ile bağlı ve sorumlu bulundukları Başbakanın emri ile terör örgütünün sözde temsilcileri ile müzakere etmeleri TCK’ da yer bulan devletin güvenliğine karşı suçlar bölümünün, başta TCK’nun 302. maddesi olmak üzere, birden çok maddesinin açık ihlali anlamına gelmektedir” dedi.