• resmi ilanlar

Yargı telefon dinlemede sınıfta kaldı!

07/02/2012 00:00

Hukuka uygun olarak yapılan dinlemelerde elde edilen konuşmaların ayıklanmadan iddianamelere konulması hep tartışma konusu olmuştur..

Son olarak şike davası iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan Eskişehir Spor Teknik Direktörü Bülent Uygun ile kulüp başkanı arasında geçen telefon konuşmasında, sanatçı Demet Akalın ile ilgili çirkin söylemlerin bulunduğu tapelerin yayınlanması bu konunun yeniden gündeme gelmesine neden oldu. 2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu'nda getirilen düzenlemede telefon dinlemelerinin nasıl yapılacağı belirtilmiş. CMK'nun 135. maddesinde dinlemenin ancak hâkim kararıyla yapılacağı belirtilmiş. Dinlemenin ancak belirli suç tipleri için yapılabileceği düzenlenmiş. Telefon dinlemelerine, kendisiyle ilgili dinleme kararı alınan kişi hakkında dava açılmasına gerek görülmemesi ya da telefon konuşmalarının içeriğinde suç tespit edilmemesi durumunda derhal son verilir ve tespit edilen dinlemeye ilişkin kayıtlar ise savcı denetiminde 10 gün içerisinde imha edilir. Yasanın bu düzenlemesi tamamen suçlanan kişi ile hakkında yapılan dinlemenin suçla ilgili olup olmadığıdır. Düzenleme yapılırken yasa koyucu tarafından telefon dinlemelerinin içeriğinde, telefonu dinlenen kişiler arasında suçla ilgisi olmayan üçüncü kişilerle ilgili konuşmaların imha edilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm getirilmemiştir.

KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NİTELİĞİNDE

Yasada bu yönde düzenleme olmadığından dolayı büyük soruşturmalarda deliller çoğunlukla telefon dinlemelerine dayandırıldığı için yapılan dinlemelere ilişkin savcılıkça herhangi bir ayıklama yapılmadan bütün tapeler delil klasörlerinin içerisine konuluyor. O tapelerin içerisinde üçüncü kişilerle ilgili yapılan konuşmalar kamuoyuna yansıyor. Konuşmaların içeriğindeki kişilik haklarına yapılan saldırı bir şekilde hukuka uygun dinleme ile kamuoyunun önüne serilmiş oluyor.

İLGİSİZ TAPELER İMHA EDİLMELİ!

Cumhuriyet Savcıları soruşturma yaparken suçla ilgisi olmayan telefon görüşmelerinin içeriğini ayıklamalı ve suçla ilgisi bulunmayan konuşmaları tutanakla imha etmelidir. CMK'nun 137. maddesinde iletişim içeriklerinin yok edilmesi başlığı altında şüpheli hakkında yani telefonu dinlenen kişi hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından dava açılmaması ya da telefon içeriğinde suç tespit edilmemesi durumunda, dinlemeye son verileceği ve telefon içeriklerinin imha edileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu maddede belirtilen husus soruşturmada şüpheli olmayan sadece şüpheliler arasında telefon dinlemelerinde ismi geçen kişileri de kapsayacağı kuşkusuzdur.

AVRUPA TEPKİLİ

Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'ndeki davalarda bu özen gösterilmediğinden ve telefon dinlemelerinin içeriğini ayıklamayı Cumhuriyet Savcısı bir yükümlülük olarak görmediğinden birçok kişinin özel hayatının gizliliği ihlal edilerek kamuoyu önünde kişilik hakları çiğnenmiş oluyor. Türkiye'nin telefon dinlemeleri ile ilgili bu tavrı Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg'in Türkiye'de Adalet Yönetimi ve İnsan Haklarının Korunması Raporu'nda eleştiri konusu yapılmıştır.  Raporda; savcıların terör ve organize suç davalarında iddianamelerini aşırı uzun tuttukları, dinlenilen telefon konuşmalarının uzun, tasnif edilmemiş deşifre metinleri gibi derleme şeklinde iddianamelerinin eklerine konulduğu, söz konusu konuşmaların suç ile alakasının az olduğu, savcıların mevcut delilleri süzgeçten geçirmediği, bu nedenle üçüncü kişilerin haklarının ihlal edildiği belirtilmiştir. Türk Hukuk Sistemi'ndeki bu çarpık uygulama, yargının sistemik işlev bozukluğunu ortaya koyduğunu belirtiyor. Telefon dinlemelerinin tasnif edilmeden deşifre edilmesinin hukuka aykırılığının tespitine ilişkin bir iç hukuk yoluna başvuru imkânının bulunmadığı tespitini yapmıştır.

HSYK'DA DİKKATE ALMADI

Hammerberg'in raporda belirtmiş olduğu telefon dinlemelerine ilişkin savcıların uygulamaları bütün şikâyetlere rağmen HSYK tarafından bugüne kadar dikkate alınmamıştı. Şike iddianamesinde, sanatçı Demet Akalın ile ilgili telefon tapelerinin basında yer alması üzerine HSYK tarafından, şike savcısı Mehmet Berk hakkında inceleme başlatıldığı açıklaması yapıldı. Başlatıldığı belirtilen inceleme, özel yetkili savcılıklarca telefon dinlemelerinin ayıklanmadan kullanıldığına ilişkin şikayetlerin HSYK tarafından ilk defa dikkate alınmasıdır. Bu incelemeden çıkacak sonuç Ergenekon ve benzeri davalardaki iddianamelere telefon tapelerinin gelişigüzel konulmasına ilişkin yapılan şikayetlere emsal olacaktır. Başlatılan inceleme savcı hakkında dava açılarak bitirilmeli. Yoksa sadece kamuoyunda oluşan tepkiyi bastırmak için yapılan usuli bir işlemden öteye bir anlam ifade etmez.

10 GÜN SÜRE

Savcıların suç soruşturması ile ilgili yaptıkları telefon dinlemelerinde, suçla ilgisi olmayan içeriklerinin delil klasörlerine konulmaması ve telefon tapelerinin özenle incelenmesi için gündemde olan 3. Yargı Reform Paketi'nin içine CMK'nun 137.maddesine ek bir fıkra getirilerek çözülmeli. Eklenecek fıkrada suçla ilgisi olmayan telefon konuşmalarının ve üçüncü kişilerle ilgili olan telefon tapelerinin, dinlemenin bitiminden itibaren 10 gün içerisinde imha edileceği belirtilmelidir. Bu düzenleme yapılmadığı ve mevcut uygulamada cumhuriyet savcılarına herhangi bir sorumluluk yüklenmediği sürece terör ve organize suç soruşturmalarında suçla ilgisi olmayan birçok kişinin kişilik haklarının ve özel hayatlarının hukuk eliyle çiğnenmesi devam edecektir.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMAK MÜMKÜN DEĞİL

Ceza yasamızda da iki kişinin kendi arasında yapmış olduğu telefon görüşmelerinin içeriğinde bir üçüncü kişi hakkındaki konuşmaları tek başına suç oluşturmadığından, hakkında konuşulan kişinin, bu telefon tapeleri deşifre edildiğinde yasal olarak konuşmayı yapan kişiler hakkında şikâyette bulunması mümkün değildir. Çünkü TCK'nun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun gıyapta oluşabilmesi için en az üç kişi ile huzurunda yapılması durumunda suçun oluşacağı düzenlenmiştir.

"TEMEL İNSAN HAKKI GİBİ ALGILANMALI"

Kişilerin özel hayatlarının korunması ve haklarının hukuk eliyle çiğnenmemesi için Cumhuriyet Savcılarının telefon dinlemelerinin içeriklerini yasaya uygun tasnif etmeleri gerekir. Yıllardır büyük soruşturmaların iddianameleri açıklandıktan sonra üçüncü kişilere ait telefon konuşmalarının içeriği hep tartışma konusu olmuş ve bu husus bir çözüme kavuşturulmadan devam etmiştir. Bu durum temel insan hakkı olarak algılanmalı. Soruşturmayla ilgisi olmayan kişilere ilişkin konuşmaların ayıklanmadan tapelerin yayınlanması TCK'da ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmeli. Ayrı bir düzenleme yapılmadan görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirildiğinde suç faillerinin cezalandırılması mümkün olmayacağı gibi caydırıcı nitelikte cezalar verilmemiş olur.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: