Duygularını yazıya döken Demirel, Bolunun Babası İzzet Baysal’a ithaf ettiği yazısında, bir Bolulunun doğumundan vefatına kadar, bu hayırlardan nasıl yararlandığından ve bu hayırların öneminden bahsediyor. Baysal’a yazılan bu yazı, yeğeni Ahmet Baysal’ın da büyük ilgisini çekti. Yaklaşık üç yıl önce kaleme alınan yazı, son olarak bizzat Muharrem Demirel tarafından Bolu İl Kültür Müdürlüğü salonunda yapılan anma etkinliklerinde seslendirildi. Muharrem Demirel, halen Boluspor’da İdari Menajer olarak görev yapıyor. İşte Demirel’in kaleme aldığı o yazı:
ŞÜKRANLARIMIZ SANA İZZET BABA!
Popoya vurulan küçük bir şaplak,
Ardından gelen bir ağlama.
Ve dünyaya merhaba!
İlk çığlığın ardından,
Anasının sımsıcak kolları arasında
Şefkat arayan bir bebek, bir can.
Can ile canan arasında ki ilk heyecan…
Ardından dünyaya ilk merhaba gülücüğü…
Kime kimlere gülüyor bilmem ki…
Belki de biri anasına, biri meleklere,
Binlercesi sana, İZZET BABA!
Bir el;
Parmakları arasına aldığı kalemi ile
Bir şeyler yazmaya çalışıyor
Kendisi gibi tertemiz olan ak kâğıt üzerine.
Harflerin ardı ardına gelmesi ile
Düşünceler akıyor kaleminin ince ucundan.
Sonra, sonra…
Büyüyor, gelişiyor, yazıyor, okuyor, anlıyor, yorumluyor.
Türkiye aydınlanıp değişiyor.
İnsanlığa kazandırdıklarının her biri öğretmenlerine,
Binlercesi sana, İZZET BABA!
Bir çınar,
Yıllar geçmiş, geçmişte…
Yaşamış mı yaşamamış mı doyunca bilinmez.
Ama nice fidanlar büyütmüş, sonra sevgilere susamış,
Sevdiklerinin yollarını gözlemiş.
Ömürlerinin sonuna doğru sığındıkları,
Sıcacık huzur dolu son limanda,
“Meçhule giden gemi”yi beklemekte olan yaşlılarımızın,
Son teşekkürlerinden biri hemşirelerimize,
Binlercesi sana, İZZET BABA!
Gevşemekte olan bir el...
Kapanmakta olan bir göz,
Yavaşlamakta olan bir nabız
Ve susmakta olan bir kalp.
Bir ömrün beklenmedik vedasının işaretleri bunlar.
Yani büsbütün terk edilişi eldekilerin,
Elinde olmadan “elveda” demenin resmi.
Kısacası,
“Hicranlı hayatın son matemidir bu.”
Demeye ramak kalmışken,
Hayatla memat arasında gidip gelen bir canın,
Gözlerini açtığında
Sunduğu şükranlardan biri doktorlarımıza,
Binlercesi sana, İZZET BABA!
Kimi; bakıyor, göremiyor,
Kimi; anlıyor, konuşamıyor.
Kimi; konuşuyor, anlatamıyor…
Ama yaşıyor, hayata bakıyor.
Atsan atılmaz, satsan satılmaz,
Ama bir köşeye de bırakılamaz canlar;
Seninle tutunuyor hayata,
Seninle avunuyor çaresiz ana baba.
Anlasa da anlamasa da, anlatsa da anlatamasa da,
Allah’ın verdiği canın, aldığı her nefesin biri kendine,
Binlercesi sana, İZZET BABA!
Okul oldun, yurt oldun, burs oldun,
Hastane, sağlık ocağı, derman oldun,
Kalem tutan el, nefes alan beden, gülen yüz oldun.
Bolu ya, Bolululara çok şey oldun.
Dünyaya, Bolu’dan yayılan ışık oldun,
İşte bunun için BOLULULARA BABA oldun. İZZET BABA!
Göğe açılmış eller,
Başlar eğik, diller mırıldanmada…
Bizlere seni kazandırdığı için, hamd-ü senalarımız “Allah”a
Bolumuza kazandırdıkların için, şükranlarımız “Sana”.
Dua… Dua… Dua…
Mekânın cennet olsun İZZET BABA!