• resmi ilanlar

Bolu İl Müftülüğü Ramazan Özel Sayfası

25/07/2012 00:00

ORUÇ’UN, KUR’AN-I KERİM’İN İNDİRİLMESİNE BAKAN HİKMETLERİ

 

Bolu İl Müftüsü  Mehmet ŞAHİN’in Köşe yazısı

 Bilindiği gibi, yüce Kitabımız Kur’an, Ramazan ayında inmeğe başlamıştır. Tabi Kur’anın inmeğe başladığı andan itibaren, Ramazan’da oruç tutmak farz kılınmış değildir. Ancak Kur’anın indirilmesinde meydana gelen olağanüstü olaylar olmuştur. Ve bu olaylar, Kur’anın inmeğe başlamasının yıl dönümü olan Kadir Gecelerinde her yıl yeniden yeniye tekrarlandığını da yine Kur’an bildirmektedir. Ramazan ayında oruç tutmakla emrolunmanın en önde gelen hikmeti sanki Kur’anın bu ayda indirilmeğe başlamış olması gibi gösterilmektedir. Zira konuyla ilgili ayette yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı ki, onda (doğruyu yanlıştan ayıran, hak ve hakikati açıklayan) ve insanlar için doğruluk rehberi olan Kur’an indirildi. Öyleyse kim bu aya erişirse oruç tutsun…”(el- Bakara:184)

Burada, “Öyleyse” diye ifade ettiğimiz kısım, Kur’anın indirilmiş olması hikmetine bağlanmaktadır. Yani, “ Değilmi ki, Ramazan ayında, insanlar için hidayet rehberi olan ve doğruyu yanlıştan ayıran Kur’an indirildi. Bura da önemli hikmetler vardır. Sizin bu ayda, bu büyük olaya saygı ve ilginizden dolayı belli vakitlerde, yeme içme ve ailevi yakınlıktan uzak durma gibi nefsinize dönük işlere ara vermeniz, ilahi rızaya, o’na saygıya ve hatta insanlık makamına daha uygundur,” manasına gelmektedir.      

Görüldüğü gibi, böyle bir yorum emir vermenin ötesinde, işin hikmetini de izah etmektedir.

Ayrıca; Bilindiği üzere, Kur’an-ı Peygamberimize Hz. Cebrail getirmiştir. Ama yanına, sayısı binilmeyecek kadar çok melek katılmış ve yeryüzüne inmişlerdir. Bu iniş, öyle büyük bir merasimdir ki, İnsanlara doğru yolu gösteren Kur’an ile, bütün kainatın, kendi yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) in buluşmasının, Kainat çapında gerçekleşen büyük merasiminin kutlanmasıdır.

Bu, öyle önemli bir olaydır ki, Allah buna büyük önem vermekte, melekler ordusu, bu yüksek kutlamaya katılmaktadır. Bunlar yemezler, içmezler, ailevi yakınlık bilmezler. Tüm nazarları Allah’a ve Peygamber’e dönüktür.

İşte bütün melekler cemaatinin o tavrına Kur’an kendilerinin, iki cihan mutluluğunu sağlayacak olan insanlarda yeme-içme ve ailevi yakınlığı terk etme, tüm nazarlarıyla Allah ve Peygamber’e müteveccih olmaları hadisesidir. Bu yönüyle de oruç meleklere benzeme ve melekleşmedir.

İşte Ramazan-ı Şerifte oruç tutmanın Kur’anın bu ayda indirilmesine dönük böyle hikmetleri vardır.

Ramazanınız mübarek, oruç’unuz makbul olsun.      

 

 

*  *  *  *

 

 

RABBİMİZİ TANIYALIM

 

Selam;

Kullarına rahmet ve bereket ihsan eden, onları emin kılan.

Selâmette olan, selâmette kılan

Resulullah buyuruyor:

"Ey Allah'ım! Sen Selam'sın; Selâm yalnız sendedir. Ey ikram ve celâl sahibi olan! Sen ne yücesin."

 İslâm dinini indirerek selâmet yurdu olan Cennete davet eden, bu dünyada gönüller arasına köprü olan selâmı, nezaket kurallarını öğreten Rabbimiz Mü'minleri Cehennem azabından selâmette kılandır.          

 

 

*  *  *  *

 

KUR’AN DİLİYLE DUA

İbrahim a.s. şöyle dua ederdi: ““Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni sâlihler arasına dâhil et.” (Şu’ara, 26/83)

PEYGAMBER DİLİYLE DUA

“Allah’ım! Fakirlikten, yokluktan ve zilletten sana sığınırım; zulmetmekten ve zulme uğramaktan da sana sığınırım. ” (Buhârî, “Deavât”, 40; Ebû Dâvûd, “Vitr”, 32¸ Nesâî, “İstiâze”,7,8,25)

 

*  *  *  *

 

 

Hz.Peygamber(s.a.s.)'den

Ramazan Müjdeleri

 

Haydi… Ramazan bilinciyle müjdelere doğru yürüyelim!

 

Sahurun Bereketi                                                                                                    

Ramazan'da sahur vardır, iftar vardır, teravih vardır; sahurda bereket, iftarda hayır ve meleklerin duası, teravihte ise geçmiş günahların bağışlanacağı müjdesi vardır.

Evet… Sahurda bereket vardır.

Nebevî bir müjdede sahurda bereket olduğu güzel haberi bize veriliyor ve bu sebeple mümkün mertebe sahura kalkmamızın uygun olacağı öğütleniyor.

Bilindiği gibi seher ve sahur aynı kökten geliyor. Öteden beri seherlerde “Allah” demenin, kelimat-ı tesbihat ile Yüce Mevla’ya yalvarmanın bizi kemale eriştireceğini dinî geleneğimizden biliriz. İşte biz, bir yandan sahurda oruç için yemek yiyip niyetlenirken, bir yandan da Cenab-ı Hakk’a yalvarıp yakararak gecenin o enginliğini ve dinginliğini ruh âlemimize yansıtarak müjdelenen rahmet çiçeklerini dermeye çalışırız.

 

            *  *  *  *

 

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgilendirme, www.diyanet.gov.tr

[email protected]

 

Oruç ibadetiyle kanaat, tekrar kapımızdan evlerimize girer. Açlık çeken insan yoksulun, muhtacın durumunu anlar ve kanaat etmenin önemini daha iyi kavrar. Artık israf edemez olur. Allah Resulü’nün “Kanaat bitmeyen bir hazinedir (Beyhakî, Zühd, 2/88)” sözü müminin kulaklarında yankılanır. Nimetin eskisinden daha çok kadrini bilen insan, Allah’a olan şükrünü artırır. Hırsın mahrumiyete, kanaatin rahmete vesile olduğunu anlar. Allah Resulü’nün “iktisat eden geçim sıkıntısı çekmez” (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 5/331) müjdesi hayatında tezahür etmeye başlar.

 

**  Oruca Niyet Nasıl olmalıdır?

 -İbadetlerde niyet önemlidir. Asıl olan, lafzi niyetten çok, kalben niyet etmektir. Bu bakımdan oruca niyet etmek insanın oruç tutmanın bilincinde olması anlamına gelmektedir. Sahura kalkmak oruç için fiilî bir niyettir. Kişi sahura kalkmamış olsa bile sabah bu bilinç içinde ise niyetli sayılır.

Oruç için niyetin vakti, akşam namazı vaktinin girmesiyle birlikte başlar.

Ramazan, günü belirlenmiş adak ve nafile oruçlarda niyet, öğle namazına yaklaşık bir saat kalana kadar devam eder. Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise “imsak”ten önce niyet edilmesi gerekir.

** Akşamleyin Yatmadan Önce Yemek Yeyip Oruç Tutmaya Niyet Eden Kişi Gece Uyandığında Henüz İmsak Vakti Girmeden Yemek Yeyip Su İçebilir mi?

 -"İmsak", sabah namazının giriş ve orucun başlayış vaktini ifade eder. Oruç tutacak kişinin bu andan itibaren yeme içmeye son vermesi gerekir.

Bu itibarla, yatmadan önce yemek yeyip oruç tutmaya niyet eden kişi geceleyin uyandığında imsak vaktine kadar yeyip içebilir.

** Sahurda Ezan Bitene Kadar Yemek Yenilebilir mi?

 -Sahur vakti yemek yiyen kişinin-ezan okunmuş olsun olmasın-imsak vaktinin girmesiyle birlikte yemeye ve-içmeye son vermesi gerekir.

 

 

*  *  *  *

 

HADİSLER DERYASINDAN

İslam’ın beş temel hükmünden birisi olan orucu ve oruç ibadetinin farz olduğu tek zaman dilimi olan Ramazan-ı Şerifi, bir Müslüman olarak Allahın rızasını elde etmek için daha iyi nasıl değerlendirebiliriz sorusunun cevabını, Rasulullah Efendimiz s.a.s’in mübarek lisanından, hadisi şeriflerden öğreneceğiz inşallah.

Efendimiz s.a.s. deyim yerindeyse bir oruç standardından bahsediyor. Oruç sadece sahura kalkıp sahur yemeği yiyerek akşam ezanı okununcaya kadar aç kalmak şeklinde anlaşıldığında bu açlık eylemi olarak yorumlanabilir. Halbuki oruç aç kalma eğilimi değildir. Oruç bir ibadettir. Nasıl ki, namaz bir ibadet olduğu için öncesinde ve içinde bazı şartları vardır. Abdest alınıyor, setri avret, taharet sağlanıyor, kıbleye yöneliniyor, belli bir kıraat şekli var gibi, bunların toplamına namaz deniliyor. Eğilip kalkma ya da kıbleye yönelip ayakta bekleme şeklindeki bir eylemi namaz olarak adlandıramadığımız gibi asıl muhtevası göz önünde bulundurulduğunda Ramazan gününde akşama kadar aç kalmak da oruç sayılmıyor. İnsanın midesine hakim olması gerektiği gibi sinirlerine de hakim olması gereken; diline, gözüne, arzu ve isteklerine hakim olması gereken bir ibadetten bahsediyoruz.Ve benzeri şartların toplamından oruç atmosferi oluşuyor. Aksi takdirde oruç bir alem, Müslüman başka bir alem olur ki ona da Allah Teala, Rasulullah Efendimizin s.a.s. lisanında oruç için vaat ettiği sevabı vaat etmemiş oluyor.

Ebu Hureyre r.a. rivayet ediyor ki Rasulullah s.a.s. şöyle buyurdu:

Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim" buyurmuştur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin.Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa:'Ben oruçluyum' desin.

Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır." (Buharî, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

Burada efendimiz 4 hususu vurguluyor:

1.Orucun mükafatıyla ilgili özel bir bilgilendirme yapıyor.

2.Oruçlu bir mü’min kendisine sataşıldığında ben oruçluyum desin buyruluyor. Demek ki oruçlunun sinirlerine hakim olması gerekiyor.

3. Midenin boşalmasından dolayı ağzın kokmasından bahsediliyor. Bu koku hoş bir koku değilken oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusu olarak değerlendiriliyor.

4.Oruçlunun ulaşacağı iki mutluluktan bahsediliyor.

 Allahın emrettiği Peygamberimizin gösterdiği ibadetler Allah ve peygamberinin dikkat çektiği ayrıntılarla yapıldığında hem farz yerine getirilmiş olunur hem de faziletinin tadı alınır. Feyz ve berekete erişilebilir. Feyzine ve bereketine ulaşarak yaşayacağımız bir ramazan niyazımla…

 

Merve MURAT

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: