26 Nisan 2024

Saadet’ten “İslami idam” isteği

23/11/2012 00:00

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Canbay, İsrail’in Filistin’e yönelik etnik saldırılarının altındaki nedenin yaklaşan seçimler öncesi İsrail hükümetinin seçmenlerine sempati dağıtmak olduğunu söyledi. Canbay, Filistin’e yönelik insani yardım girişimlerinin Mavi Marmara’da yaşanan katliama rağmen hız kesmeyeceğini, düzenlenecek eylemlerle yine dünyanın dikkatini bölgeye çevirmeyi planladıklarını belirtti. Canbay, ayrıca Türkiye’de geri getirilmesi konusunda tartışmaları süren idam cezasına partisinin bakışını ortaya koydu. Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

SP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Canbay, partisinin Bolu teşkilatlarına yaptığı sürpriz ziyarette Bolu Express’in sorularını yanıtlamış, açıklamalarının ilk bölümünü gazeteci Nermin Kaya dün okuyucularla paylaşmıştı. Canbay’la yaptığımız görüşmenin ikinci bölümünde öne çıkan ayrıntıları şöyle:

İsrail’in Filistin’e yönelik etnik saldırıları bir kez daha gündemde. Bölgede saldırılar sonrası yine sivil ölümleri gerçekleşiyor. Sizin bölgeye bakışınız ve son saldırılara ilişkin değerlendirmeleriniz neler?

Biz bu yıl Mayıs Ayı’nda 10 günlük Gazze gezisi yaptık, Uluslararası Filistin’le Yardımlaşma Platformu adı altında. Bölgeyi gezdik. Orada açlık, yoksulluk ve perişanlığın yaşandığına tanıklık ettik. Şimdi öyle zorluk ve sıkıntıların olduğu bölgede bir de bombardımanların yapıldığını düşündüğünüz zaman tüyleriniz diken diken olur. İsrail önceden beridir bunu yapıyor zaten. Daha önce 2008 yılında da bin 500 kişinin öldüğü bir saldırıda bulunmuştu. Şimdi durup dururken İsrail bu saldırıyı neden yaptı? İki şey üzerinde duruluyor. Birincisi; İsrail de bu yıl seçimler var. Seçimler öncesinde iç politikaya dönük olarak bu saldırılarla gündeme gelmek, kamuoyunun dikkatini çekmek ve seçimlerde başarılı olmak. Bu saldırıların İsrail’deki her seçim öncesi yapıldığı ifade ediliyor.

İkincisi de; İsrail ABD başkanlık seçimlerinde Obama’nın karşısında yer aldı. Seçim yatırımlarını Obama’dan yana değil de, rakibinin kazanması için yaptı. Seçimleri Obama kazanınca şimdi Obama’nın duruşunu test etmeye çalışıyorlar. Tabi Amerika her zaman İsrail’in yanında olmuştur. İsrail’in kuruluşunda en büyük destekçi ABD olmuştur. Ama ABD İsrail’i yine haklı çıkarıyor. Gerekçesi de güvenlik. Amerika ve birçok ülke yine İsrail’in yanında yer alıyor. Kısıtlı tepkiler ise, sadece kınama yayınlamakla kalıyor.

Önceki saldırılar sonrası büyük mitingler düzenlemiş, kamuoyu dikkatini bu bölgeye çekmeyi başardınız. Gündeminizde yine böyle bir protesto var mı?

Filistin, Irak ve diğer İslam ülkelerine saldırı olduğunda dünyanın en büyük mitinglerini bugüne dek Saadet Partisi yaptı. Geçmişte İstanbul’da Çağlayan Meydanı’nda yüz binlerce din kardeşimizin katılıyla protestolar yapıldı. 2 Aralık’ta bir kez daha İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı protestomuz olacak. Bu protestolarla dünya kamuoyunun dikkat çekmek mümkün. Saldırıya uğrayan mazlumların yanında olduğunu duyurabiliyorsunuz. Yardım kampanyaları başladı. Bildiğim kadarıyla Dış İşleri Bakanımızın Gazze’ye yapacağı yardıma bazı yardım kuruluşları da eşlik etmek istedi. Ancak başka ülkelerinde bu bölgeye dış işleri bakanları nezdinde ziyaretleri olmasından dolayı yardım kuruluşları ziyarete katılamadı. Ama şu anda pek çok yardım kuruluşumuzda yine Gazze’de insani yardım maksatlı kampanyalarını başlattılar. Ve bölgeye ilk ekiplerini gönderdiler.

Yardımlar hangi kanaldan gönderiliyor bölgeye?

Mısır üzerinden.

Mavi Marmara gemisinde İsrail askerlerinin yaptığı vahşet hala hafızalarda. Yardımların güvenlikle yürütülebilmesi için yapılan girişimler neler?

Gemilerle yapılan yardım girişimleri tamamen ablukayı kırmaya yönelik. Şu anda yapılacak yardımlar ise Mısır’dan Gazze’ye ulaşacak. Her seferinde İsrail saldırılarının ardından Birleşmiş Milletler’e çağrı yapılır. Oysaki Birleşmiş Milletler’in kuruluşu sonrası verdiği bir numaralı karar, “İsrail devleti kurulsun” şeklindedir. Bugüne kadar İsrail Birleşmiş Milletler’in yüzlerce ateşkes kararına, kınamasına uymayan bir tavır sergiledi. Buradaki insanlık dramını ve vahşetini Birleşmiş Milletler’in insafına bırakmak, bu kuruluşun önlemesini beklemek vahşete seyirci kalmaktır.

Şu anda evet bir barış görüşmesi yapılıyor. Bir arabuluculuk gündemde. Ateşkesin sağlanması için özellikle bölge ülkelerinin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Peki, bu süreçte Başbakan Erdoğan tarafından gerçekleştirilmesi beklenen arabuluculuğun başarıya ulaşacağını umuyor musunuz?

Başbakan Erdoğan milletin yüreğine adeta su serpecek açıklamalar yapıyor; ancak gerektiği zaman gereğini yerine getirebilecek bir planı var mı, biz bunu merak ediyoruz. Son konuşmalarında, “Bölge ülkeleri yaşananlara seyirci kalmayacak. Biz gereğini yapacağız” diyor. Siz bir İslam barış gücü oluşturup, bu gücü Gazze topraklarında konuşlandırıp, İsrail saldırılarını engelleyecek bir güç ortaya koymalısınız. Bizce asıl yapılması gereken budur.

Türkiye’de terörle mücadele konusunda idamın geri getirilmesi tartışılıyor. Sizin bu konuya parti olarak yaklaşımınız nedir?

Türkiye’de adil bir yargılama olmadıkça idam tekrar uygulansın demek çok sağlıklı olmayacak. Örneğin 1980 ihtilalinde adil yargılama olmadığı için hem sağdan hem soldan çok sayıda insan suçsuz günahsız yere idam edildi. Ancak adil bir yargılama sağlandığı zaman idamın geri gelmesi konuşulabilir. Biz, Saadet Partisi olarak konuya tamamen İslami bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Adil yargılama sağlandığı anda, haksız yere adam öldürme ve tecavüz suçlarında tekrar idamın gelmesinden yana taraf olabiliriz.