• resmi ilanlar

İstismar ediliyor

12/12/2012 00:00

Türk Eğitim- Bolu Şube Başkanı Hüsnü Yaman’ın başörtüsü ile ilgili bir basın açıklaması yayınlayarak konunun istismar edildiğini söyledi.

 

Türk Eğitim- Bolu Şube Başkanı Hüsnü Yaman’ın başörtüsü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Yaman, konunun istismar edildiğini söyleyerek Birileri bu yasak kalksın diye eylem yaparken, diğerleri eğitimde dinsel ögelere hayır eylemleri yaparak varlıklarını başörtüsü üzerinden sürdürmeye devam edecekler” dedi.

Doğru olanı savunduk

Hüsnü Yaman’ın açıklaması şöyle:

“Öğrenci kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, imam hatiplerde okuyan kız öğrenciler ve seçmeli kuran dersinde başörtüsü yasağı kaldırılmıştı. Biz de bu uygulamanın yanlış olmadığını ifade etmiş, kamusal alanda da başörtüsü yasağının kaldırılmasını istemiştik. Samimiyet ile, istismar arasındaki farkı anlamak o kadar da zor olmasa gerek. Bugünlerde, başörtüsü yasağı kamusal alanda da kaldırılsın, eylemi yapan konfederasyonun genel başkanı, kendisini ziyaret eden ataması yapılmayan öğretmenlere, “Biz istediğimiz zaman Başbakanla görüşürüz, Başbakana ulaşmak gibi bir problemimiz yok.” Demişti. Bu ülkede her şeyin Başbakandan geçtiğini bilmeyen var mı, neden, görüşme probleminiz olmayan, sayın Başbakanla görüşerek başörtüsü yasağının kaldırılmasını kendisine iletmiyorsunuz? Böyle bir yaklaşım, başörtüsünü istismar etmeye engeldir de, bu sebeple istismar yolunu aşındırmak daha karlı bir yol olarak değerlendirilmiştir. “

“Ucuz kahramanlık”

“Bir başka tahmin de şu şekilde yapılabilir. Yakında memurların kıyafet yönetmeliği Hükümet tarafından değiştirilecektir. İşte o zaman bu muhteremler çıkıp “Biz istedik aldık.” diyerek, her zaman ki gibi ucuz kahramanlığa soyunacaklardır.  

Devlet memurları bu konfederasyonu çok yakından tanırlar. Bunların üyeleri dahi, bu sendikanın bir işe yaramayan, lüzumsuz işler sendikası olduğunu bilirler ama bunların şerrinden emin olmak için, yanlarında görünmenin, daha faydacı bir yaklaşım olduğundan hareketle, mücadele etmek yerine, teslim olmayı tercih edenlerden olmuşlardır. Bunların, memur hakları ile ilgili bir eylem yaptığını duyan varsa, beri gelsin. Bunlar, Toplu Sözleşmede yaşanan, rezalet sonuca rağmen dahi, eylem yapmaktan kaçmış, kerhen, iş bırakma eylemine destek vermek zorunda kalmamışlar mıydı? Sözleşmelilerin kadro talepleri ile ilgili, bunları bir kere alanlarda gören var mıdır? Eş, sağlık, öğrenim özrü eylemlerinde bunlar neredeydi? Ataması yapılmayan yüz binlerce gencimiz ızdırap için de iken, bir kere, bunlar için alanlara indiler mi, eylemlerinde yanlarında bulundular mı? Bunlar ucuz kahramanlık yapacak bir alan gördüklerinde, istismar etmek için balıklama atlarlar. “

“Saygı eksik”

“Diğer bir sendika da, eğitimde dinsel ögelere hayır, eylemleri yapmaya başladılar. Biri yüce dinimiz üzerinde sendikal rant sağlamaya çalışırken, diğeri de dini değerlerimize karşı durarak nemalanmaya çalışan iki farklı, ama esasen, aynı alanı istismara dayanan anlayış. Bu iki anlayışta da bir şey eksik. SAYGI. Biz, Türkiye Kamu Sen olarak insana saygıyı merkeze alan bir sendikacılık anlayışı temsil ettiğimize inanıyoruz. Belli yaşa gelmiş hiçbir insana ne giyeceğini dayatmanın öncelikle bir insan hakkı ihlali olduğuna inanıyoruz. Bir insanın giyinme tarzı bizi rahatsız ediyorsa, insan özgürlüğüne bakış açımızı sorgulamamız, ne kadar demokrat olduğumuzu, bir kere daha değerlendirmemiz gerekmektedir. Özgürlüğü sadece kendisi için isteyen insanlar, ancak başka insanlara nasıl giyinmesi gerektiğini dayatırlar. Bizim saçımıza, sakalımıza, bıyığımıza, eteğimizin, giyeceğimiz kıyafetin rengine bir şablon çizilmesi, bizi ne kadar rahatsız ediyorsa, başkalarının kıyafet hakkına bakış açımızın da aynı ölçüde olması gerekmez mi? Buradaki tek sınır, toplumsal ahlak ve değerlerimiz olmalıdır.

O halde, bu iki sendika aynı anlayışla, başörtüsü arkasına sığınarak neleri gizlemeye çalışıyorlar sorgulamasını yapmamız, her akıl sahibinin yapması gerekendir. Biri, sendikal başarısızlığını, memurlar için tek bir hak eylemi yapmadığını, teslim olmuşluğunu, söz de bir sendika olduğunu başörtüsü arkasına saklamaya çalışarak, bir şey yapıyor görüntüsü vermek, diğeri ise, görüntüler henüz hafızalarımızdadır, PKK terör örgütü mensuplarının yaptığı açlık grevlerinde başı çeken, her açlık grevi eyleminde başrolde olanlar, bölücü faaliyetlerin ve terör örgütünün sivil uzantısı olduğunu gölgelemek için başörtüsü arkasına sığınmayı tek çare olarak görmektedirler.

Üçüncü bir yol yo mudur?

“Ya ak ya da kara olmak, şart mıdır? Üçüncü bir yol yok mudur? Bu ülkenin bu tartışmalarla daha kaç yılları heba edilecektir? Biz, Türkiye Kamu Sen olarak hem Atatürkçüyüz, hem de başörtüsü yasağının artık kaldırılmasından yanayız. Yüce dinimize saldıranlara da, din bezirganlarına da istismar alanı bırakmak, bilerek ya da bilmeyerek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Başörtüsüne karşı olanlar, imam hatiplere karşı duranlar, yüce dinimizden nemalanan istismarcıların, 28 Şubat sonrasında her alanda zirve yaptıklarını hala görmüyorlar mı, hala ülkenin nereye gittiğinden habersiz, kendi dar dünyalarında yaşamaya devam mı edecekler? Bu değerlerimizi kaşıyarak, hiç de hak etmediği yerde olanların sorumluluğu kimlerdedir? “

“Siyasi görüşünüz, hayata bakış açınız ne olursa olsun, bu ülkede sahte kahramanlar oluşmasının bir parçası olmayın, sahte demokratlara, tatlı su özgürlükçülerine, sözde darbe karşıtlarına tepsi içinde yağlı börek sunmayın. Gerçek anlamda demokrat, gerçek anlamda insan haklarından yana olun, Atatürkçülüğün ise, millete karşı olmak değil, milletle beraber olmak, milletle beraber yürümek, milletin değerlerine saygı duymak olduğunu beyninize nakşedin. Baş örtüsünün ve yüce dinimizin arkasına sığınarak kendine yol açmaya, kendine başrol biçmeye çalışanlara da fırsat vermeyin, onlara istismar alanı yaratmayın. YETER ARTIK, BU ÜLKEYE BİRAZ HUZUR, MİLLETİMİZE BİRAZ SAYGI DİYORUZ.”    

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: