19 Nisan 2024

Unutmayın! Herkes engelli olmaya adaydır

29/12/2012 00:00

Bolunun tecrübeli Mimarlarından aynı zamanda benimde arkadaşım olan Mehtap Özcan Mısırlıoğlu ile Bolu’daki engeller ve mimari üstüne kısa bir söyleşi yapmaya karar verdik Bizim için çok keyifli bir sohbetti. Umarım sizde beğenirsiniz.

Röportaj: Onur Ustaoğlu

Mehtap başlıyoruz. Bu arada samimiyetine güvenerek sana isminle hitap etmek istiyorum.

Tabi ki Onur

Bize kısaca kendini tanıtır mısın?

1979 Bolu doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimi mi Bolu’da tamamladıktan sonra 1996-2000 yılları arasında üniversite eğitimimi İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde tamamladım.2000 yılında memleketim olan Bolu’ ya döndüm. 18 ay özel bir firmada çalıştım. Yaklaşık 10 yıldır kendi işyerimde mimarlık, mühendislik, inşaat taahhüt işleri yapmaktayım.

Evliyim. 1 kız, 1 de erkek çocuğum var.

Siyasi hayatıma 2009 yılında CHP Belediye meclisine aday olarak başladım. Sonrasında 2 dönem CHP il yönetiminde çalıştım. 2011 genel seçimlerinde 2. sıra milletvekili adayı oldum. Halen de CHP il yönetim kurulu üyesiyim.

Peki, sen Bolunun tecrübeli Mimarlarından birisin ve mimarlar olarak aslında yaptığınız iş çok önemli. İnsanların yaşayacağı belki de hayatını geçireceği yerler sizin ellerinizde şekilleniyor. Ben bir şey merak ediyorum, bir mimar olarak çizimlerini yaparken benim gibi farklı kişileri de göz önüne alıyor musun? Yani bizim önümüzden engelleri kaldırmak için neler yapıyorsun?

Çok önemli bir konu, öncelikle bu soruya izninle başka bir noktadan gelmek istiyorum. Evet, biz mimarlar olarak yaşadığımız şehre farklı bir bakışla, gerek görsel, gerek işlevsel, gerekse güvenilirlik yönünden bakıyoruz.

İstiyoruz ki tasarladığımız konutlarda ya da işyerlerin de her yaştan, engelli olsun ve ya olmasın gelen kişi hiçbir engeli olmadan dairesine çıkabilsin, bahçesine inebilsin. Lakin bu tasarımları yaparken imar parsellerin konumu, büyüklüğü ve komşu parselle olan çekme mesafeleri önemli. Özellikle son yıllarda engelleri kaldırmak adına kullandığımız asansör ebatlarının tekerlekli sandalyenin girebileceği ebatları seçmeye, binaların girişlerinde merdivenden dolayı girilememesi halinde, bodrum kattan asansör ile katlara ulaşılabilmesi konusunda dikkat ediyoruz.

Bu saydıkların gayet güzelde… Bazı arkadaşlar masraf olmasın diye 3 katlı bir binaya asansör koymayı istemiyorlar. Sonrada ben gidip “niye burayı böyle yaptınız. Giriş çıkış rampası koymamışsınız. Asansörünüzde yok” diyince “Onur sen mi oturacaksın diyorlar.”

Aslında bu bakış açısı maalesef bizim insanımızda çok var. Tamam, belki o evde ben oturmayacağım. Ama bir arkadaşım oturuyor olabilir veya orada oturanların bir gün engelli olmayacağının garantisi var mı?

Peki, sen bir mimar olarak Bolu’yu bu konularda nasıl görüyorsun?

Evet, bahsettiğin konu da çok haklısın. Bizlerde birer engelli adayı olarak hareket etmeli ve gerek vatandaşı, gerekse müteahhitleri bu konuda bilinçlendirmeliyiz.

Sen konuşurken kafama bir şey takıldı. Acaba bizim okullarımızda, mimarlarımıza bu tür şeylere dikkat etmeleri, yaptıkları her işte engellileri de düşünmeleri ve bizlerin önünden mümkün olduğunca engelleri kaldırmaları gerektiği öğretiliyor mu?

Ben Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. 12 yıl oldu mezun olalı, ama bu bilinç benim hocalarımda vardı ve bize engellilere göre tasarım yapmamız konusunun önemini anlattılar.

Peki, bildiğim kadarıyla bir mimarlık ofisiniz var. Örneğin bir gün gelsem sohbet etmeye ya da ne bileyim kendime özel bir ev yaptırmaya kalksam ve çizimleri Mehtap yapsın istiyorum diyip ofisine gelmeye kalksam gelebilir miyim? Benim için orada gerekli düzenlemeler var mı? Ofiste engelli biriyle çalışma fırsatın oldu mu?

Doğrudan bir engelli müşterim olmadı. Açık konuşmak gerekirse engelliler için tüm şartları barındıran bir ofisim yok, ama engelleri en aza indirmeye çalışıyorum.

Bu arada bir şey dikkatimi çekti gözün devamlı telefonda biraz özel olacak ama bu kadar yoğun olmak ve 2 çocuk büyütmek bir anne için zor olmuyor mu? İşlerden afacanlara zaman ayıra biliyor musun?

Evet, 2 çocuğum var, anlayışlı bir eşim var. Gerek yoğun iş temposunda, gerek siyasette bütün zamanımı ayırmış olmam, eşimin ciddi desteği sayesinde oluyor. Ailemin, büyüklerimin desteği sayesinde oluyor. Evet, yoğun tempo sonucu eve gittiğimde benim tüm yorgunluğumu alan 2 tane güzel yavrum var. Çocuklarımla kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum.

Peki, bu güzel sohbetin yavaş yavaş sonuna geliyoruz umarım sorularımla seni sıkmamışımdır.

Senin son olarak okuyucularımıza ve bana söylemek istediğin bir şey var mı?

Seninle sohbette çok mutlu oldum. Her zaman tekrarlamak isterim. Sevgiyle kal...

Bu keyifli ve samimi sohbet için ve bana vakit ayırdığın için teşekkürler.