Her şey kontrol altında!

Bolu İl Halk Sağlığı Müdürlüğü kürtaj oranlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, istatistiklerdeki rakamların artışı yansıtmadığını açıklayarak, 2010 yılından itibaren özel muayenehanelerin kapanmasıyla kürtajın hastanelerde yapılmaya başlanmasının rakamlarda artışa neden olduğuna dikkat çekti.

Son günlerde çıkan Bolu’daki kürtaj vakalarının çokluğuna ilişkin haberlere İl Halk Sağlığı Müdürlüğü cevap verdi. Kürtaj oranlarındaki artışın aslında gerçeği yansıtmadığı dile getirilerek, “İlimizde 2010, 2011, 2012 yılları kürtaj sayıları incelendiğinde; yıllara oranla artış varmış gibi görülmekle beraber bu gerçek bir artış değildir. 2010 yılı sonlarında özel muayenehanelerin kapanmasıyla önceden muayenehanelerde olan dolayısıyla kayıt altına alınamayan kürtaj vakaları, artık hastanelerde yapılır olmuş ve kayıtlara geçmiştir” ifadelerine yer verildi.

Rakamların yüksekliği dikkat çekiyor

Bolu’da aile planlamasına ilişkin yöntemlerin de yoğun şekilde kullanıldığı ifade edilen açıklamada; “İsteyerek düşük ve kürtajların kadın sağlığı üzerine olumsuz etkileri vardır. Aile planlaması yöntemlerinin etkin kullanımı, istenmeyen gebelikleri önlediği için anne sağlığı üzerinde büyük önem taşımaktadır. Tüm ilçelerimizde; aile hekimlikleri başta olmak üzere toplum sağlığı merkezleri, Ana Çocuk Sağlığı Merkezi ve hastanelerimizde aile planlaması hizmetleri ücretsiz olarak sunulmaktadır. 2012 yılında ilimizde 15 bin 384 doğum kontrol hapı, 270 bin 542 kondom ve 5 bin 802 hormonal enjeksiyon yöntemleri sağlık kuruluşlarımız tarafından dağıtılmış olup, 1074 kişiye 10 yıl süreyle kullanılabilen rahim içi araç (spiral) takılmıştır. Tüm bu yöntemler geri dönüşlü olup kullanımı bırakıldıktan sonra istenildiğinde gebe kalınabilmektedir. İlimizde 351 çiftte geri dönüşümsüz bir yöntem olan tüplerin bağlanması yöntemini tercih ederek, hastanelerimizde buna yönelik hizmet almışlardır. Aile planlaması polikliniklerimize başvuran ve buralarda hizmet alan kişi sayısı 2012 yılı için; 47 555'dir” denildi.

Son çare kürtaj

Kürtajın bir aile planlaması yöntemi olmadığına dikkat çekilerek, “Kürtaj bir aile planlaması yöntemi değildir. İstenmeyen gebeliklerde son çare olarak düşünülmelidir. Uygunsuz koşullarda yapılan düşükler anne ölüm riskini artırmaktadır. Bu nedenle uygun sağlık koşullarında yapılması çok önemlidir. En güvenilir sağlık istatistiklerimizden biri olan ve 5 yılda bir yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2008 raporuna göre; ülkemizde her yüz gebelikten sadece biri ölü doğumla sonuçlanırken, 10'u isteyerek düşük olmak üzere toplam 21'i düşükle sonuçlanmaktadır. Araştırmadan önceki 5 yıllık dönemde düşük yapan 5 kadından yaklaşık 4'ü düşüğü özel doktor muayenehanesi, özel hastane ya da klinikte (yüzde 70) yaptığını ifade etmiştir. Aynı araştırmada kentsel alanlardaki isteyerek düşüklerin kırsal alandakine göre daha çok olduğu görülmektedir” ifadelerine yer verildi.