BOLU’YU YÖNETEN KADIN

12/04/2013 00:00

Bolu’nun tek kadın Belediye Başkan Yardımcısı olan Emine Davarcıoğlu, göreve geldiğinden bu yana 2 buçuk yıldır Bolu Belediyesi’nde Kültür Sosyal İşlerden sorumlu başkan yardımcılığı yapıyor. Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ile çalışmanın zor olduğu şeklindeki ifadelere karşılık Davarcıoğlu, 2 buçuk yıldır uyumlu bir çalışma sergilediklerini söyleyerek, bir iki kırgınlık dışında hiçbir sorun yaşamadığını ifade etti.

 

 

Ebru EYVAZOĞLU

Bolu Belediyesi’nin tek kadın Belediye Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu, kadın olmanın zorluğunu ve avantajını yaşadıklarını dile getirerek, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın da desteği ile güzel işlere imza attıklarını söyledi. Kadın Belediye Başkan Yardımcısı olmaktan çok, herkes gibi kadın olmanın zorluğunu yaşadığını ifade eden Emine Davarcıoğlu, 2 buçuk yıldır da Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ile çalışabilme rekoruna erişti.

Başkanın kendi tabiriyle “Birlikte çalışması güç insanlar” kategorisinde bulunan Yılmaz ile bir iki kez yaşanan kırgınlıkların dışında ciddi anlamda bir tartışma yaşamadıklarını ve Başkan’ın kendilerine de projelerini hayata geçirme noktasında açık çek sunduğunu söyleyen Davarcıoğlu, vatandaşlara hizmet veriyor olmanın da manevi hazzını yaşadığını dile getirdi.

Bolu’da kadın Belediye Başkan Yardımcılığı yapmak zor mu?

Öncelikle kadın olmak zor. Erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadın olarak birşeyleri başarmak çok zorken, kendinizi bu ortama kabul ettirmek çok zor. Hayatın başından bakacak olursak, yani henüz belli bir konuma gelmeden öncesine dönecek olursak hayat, kadınların önüne erkeklerden daha zor şeyler koyuyor. Kadın belki askerlik yapmıyor ama ömür boyu asker gibi çalışıyor. Evden ve çocuklardan sorumlusunuz, bunun yanı sıra iş hayatınız varsa iş hayatından da sorumlusunuz. Bunların hepsini de mükemmel yapmak durumundasınız. Dolayısıyla her kadın için olduğu gibi benim için de hiç kolay değil.

Görevinizi yaparken zorlanıyor musunuz?

Zorlanmıyorum diyemem, zorlanıyorum. Ama bazen de şükrediyorum güzel şeyler yapıldığı zaman, insanlara hizmet ettiğimiz için “Allahım bana bunları yaşattığın için yüzbinlerce kere şükrederim” diye dua ettiğim zamanlar oluyor. İnsanlara hizmet etmek, insanları mutlu etmek, onlara birşeyler verebilmek insanı zaman zaman da mutlu ediyor. Böylece eksisini artısı götürüyor ve hayat devam ediyor. Ben çalışmayı da çok seviyorum. Ben mutlaka birşeyler üretmek istiyorum.

Bu mutluluğun kaynağı insanlara hizmet etmiş olmanın verdiği manevi hazzı olabilir mi?

Yaptıklarınızı çok fazla deşifre etmek istemiyorsunuz. Nelerde emeğiniz olduğunu görüyorsunuz. Belediyeden önceki yaşamımda çok sosyal bir insandım. Birçok şeyde emeğim ve fikrim vardır. Ama kendimi çok anlatamam. O olayın gizli kahramanı olmayı tercih ettim bugüne kadar. İyi fikirlerimi insanlarla paylaşırım. Belki insanlar da bu fikri devam ettiyordur. Ama olsun beni ben biliyorum. Mutlu oluyorum. Birşeyleri yapmak, birşeyleri başarmak hoşuma gidiyor. Yaşadığım kente birşeyler verebilmek beni mutlu ediyor. Bazı insanlar “aman ne yaptı?” da diyebilir. Ama ben de bunları yapıyorum. Benim kapasitem de bu.

Şunu iyi ki yapmışım, bu projeyi iyi ki yapmışım diyebileceğiniz örnekler var mı?

Burada aslında Başkanın tavrını es geçmek olmaz. Başkan beyin şöyle bir tavrı var: çalıştığınız sürece size hiçbir şekilde müdahale etmiyor. Güzel şeyler yapıp götürdüğünüzde bundan hoşlanır ve sizi teşvik eder. Kültür Sosyal İşler tabi daha dışa dönük bir birim. Dolayısıyla yapılanlar daha çok göze görünüyor. Bu durumda iyi ki Umut Evini açmışız. İyi ki çocuklara kurslar düzenlemişiz. İyi ki çocukların ders çalışabilecekleri bir etüt merkezi kurmuşuz. İyi ki bir kütüphane oluşturmuşuz. İyi ki eski Nikah Salonunun restorasyonunda biraz da olsa payım olmuş. İyi ki kent müzesi için adımlar atmışız. İyi ki Akpınar’daki muhtarlığı Bolu evi şeklinde düzenlemişiz. Bunlar sadece benim yaptığım şeyler değil. Fakat içinde payım olan şeyler. Bunların tamamı Başkan beyin bizleri rahat bırakması, bize destek olmasından, tamam yapabilirsiniz demesinden kaynaklanıyor. Kent Müzesi dediğimiz zaman nerde açılmış, nerde kurulmuş ise şeklindeki teşviki, bizi kısıtlamamasından dolayı biz de birşeyler yapıyoruz. Tabii bunlar ekip işi. Başkan bana yön veriyor, ben de arkadaşlarıma yön veriyorum.  Arkadaşlarımı da bunu kavrayıp yapabildikleri için tebrik etmek gerekiyor.

Başkan kendisiyle çalışması zor bir insan. Kendisi de dile getiriyor. Siz nasıl anlaşıyorsunuz?

2 buçuk yıldan beri Başkan ile çalışıyorum, hiçbir konuda zorlanmadım. Bir iki kez kırılmış olabilirim ama çalışırken hiç zorlanmadım. Ben çalışıyorum ve işimi yapıyorum.

Şu an en önemli çalışmanız nedir?

Sanat Merkezini Kent Müzesine dönüştürmeye çalışıyoruz. Bunula ilgili proje aşamasındayız. Bolu ile ilgili ne kadar eşya varsa topluyoruz. Elinde olup da bir yerde aile hatırası, aile yadigarını sergilemek isteyen kişiler varsa bize bunları getirebilirler. Ücreti mukabilinde veya gerekirse bunları bağış olarak kabul ederiz. Hatta isim yazılarak “Şu kişi tarafından annesi anısına bağışlanmıştır” ifadesiyle sergileyebiliriz. Önemli olan Bolu’ya gelen insanların şehrinem merkezine de girerek müzeyi gezmeleri, parka gitmeleri, şehirde de para bırakmalarını sağlamak istiyoruz. Bunları yaparken de hem şehrin ekonomisine katkı sağlamak, hem de tanıtımını yapmayı hedefliyoruz. Toplanan eşyalar da tabiki var. Kültür Sosyal İşler bünyesindeki arkadaşlarımız belli günlerde müzayede yapılan yerlerden veya toplandığı yerlerden bunları tedarik etmeye çalışıyor.

Peki uzun vadede siyaseti düşünüyor musunuz?

Ben en nihayetinde burada devlet memuru olarak çalışıyorum. İyi şeyler herkesin düşüncesi vardır. Ama zamanın insanlara ne getireceği belli olmaz. Kader diyelim. Daha iyi hizmet edebileceğim yada şehrim için daha iyi çalışabileceğim birşeyler önüme gelirse belki. Memuriyetim bittikten sonra zamana bırakıyorum. 

 

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz