• resmi ilanlar

SON VİRAJ

15/05/2013 00:00

...

 

 Boluspor Basketbol takımı bugün final grubunun ilk maçına çıkıyor…

Bundan 3 sene önce Kaptan Çağdaş’ın talebiyle bu işe başlarken tek amacımız vardı:

“Bolu’daki basketbol kültürünü ve sevgisini bütün şehre yayabilmek…”

Başardık mı?..

Evet ! Başardık…

Çünkü perşembe ve cumartesi günü kapalı spor salonundaki manzara bunu kanıtlıyor...

Başta Fatih YAMANER olmak üzere, YAMANER ailesinin büyük maddi destekleriyle,

Sevgili Fatih ve Sacit’in bitmez tükenmez enerji ve emekleriyle,

Basketbol Yürütme kurulundaki arkadaşların maddi ve manevi duruşlarıyla,

BOLUSPOR Kulüp Başkanı sevgili Abdullah ABAT’ın katkılarıyla,

BOLUSPOR armasını futboldan sonra, basketbolda da marka haline getirmeyi başardık.

Sezon başında bize şans tanımayanlar, bugün bizi konuşuyorlar…

Sevgili Fatih YAMANER’in dediği gibi bu işler bütçe değil yürek işidir.

Sanırım aşağıdaki hikâye BOLUSPOR Basketbol takımını özetleyecektir:

“Bir adamın on iki erkek evladı varmış. Yıllarca çalışmış, didinmiş evlatlarını yetiştirmiş. Evlatlarına iyiyi, doğruyu, güzel ahlakı aşılamaya çalışmış. Ne yazık ki oğlanlar sürekli birbirleriyle didişiyorlarmış. Elbette ki kimseye kalmayan dünya ona da kalmayacakmış. Baba hastalanıp ölüm döşeğine düşmüş. Evlatları, babalarının başından bir an olsun ayrılmıyor; bir ihtiyacı, arzusu olursa yerine getirmek için birbirleriyle yarışıyorlarmış. Ancak birbirleriyle didinmeden de duramıyorlarmış.

Baba içlerinden birini çağırıp kardeşlerini toplamasını istemiş. Kısa sürede on iki evlat babalarının başına toplanmış. Baba, her birinin bahçeye çıkıp, birer tane odun getirmesini istemiş. Ne çok ince ne çok kalın. Evlatlar babalarının isteğine bir anlam veremese de; bahçeye çıkıp birer tane odun bularak getirmişler. Tam ihtiyar adamın istediği gibi "Ne çok ince ne çok kalın". Baba bir de ip isteyip; on iki evlattan gelen on iki odunu üst üste koyup birbirine gücü yettiğince bağlamış.

"Şimdi" demiş, "Söyleyin bakalım bunu hanginiz kırabilir?" Evlatlar sırayla birbirine bağlı bu odunları kırmayı denemiş. En güçlüleri de kendisini en sona saklamış. En güçlüleri de odunları kıramayınca baba; "O odunları geri verin bakalım beceriksizler" demiş. Odunları alıp tüm gücünü toplayarak yatakta doğrulmuş. Odunları bağlayan ipi çözüp, hepsini teker teker kırmış. Evlatlar içlerinden "Bu şekilde biz de kırardık" diye geçirse de, saygılı birer birey olarak yetiştirildiklerinden ses çıkarmamışlar. Baba saygıyla kendisine bakan evlatlarını teker teker süzüp, son öğüdünü vermeye başlamış:

Bakın evlatlarım! Sizi her anlamda iyi birer evlat olarak yetiştirdim. Ama şu birbirinizle geçinememenize çok kızıyorum. Odun meselesine gelince; "Odunları bu şekilde biz de kırardık" diye düşündünüz değil mi? Evlatlarım hayat bir sınavdır bu da size, babanızın son sınavıydı. Gördüğünüz gibi birbirine bağlı odunları en güçlünüz bile kıramadı. Ancak odunları çözünce ne de kolay kırıldılar değil mi? İşte siz de hayatta bu odunlar gibi birbirinize tutunursanız sizi kimse ezemez, kıramaz. Ancak birbirinize sahip çıkmazsanız ipi çözülen odunlar gibi teker kırılırsınız. İşte bu babanızın size son öğüdüdür!”

 

Bir takımdan çok aile olmayı başaran basketbolcu kardeşlerime final yolunda başarılar diliyorum…

NOT: Yüz yüze konuşmayı beceremeyen, sosyal medyadan ona buna yalan yanlış hakaret eden, her şeyin para ile olabileceğini zanneden bazı müsveddelere de umarım ders olur.

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: