“İNSANLARIN ACI ÇEKTİĞİ YERDEYİZ”

11/06/2013 00:00

Türk Kızılay’ı 145. yıldönümünü kutluyor. Bolu’daki Afet Deposunda 5 bin kişiye anında ulaşabilecek yardım malzemesi, sosyal ve sağlık faaliyetleri, verdiği mesajlarla son 10 yılda büyük bir değişime uğradığını gösteren Türk Kızılayı Bolu Şubesi, bugün Bolu’da 600 üyesi ile ilimizde de büyük bir kitleye hitap ediyor. Türk Kızılay’ı Bolu Şube Başkanı Hüseyin İka, Bolu Ekspres’in sorularını yanıtladı.

 

Ebru EYVAZOĞLU

Türk Kızılay’ı 145. gurur yılını kutlarken, son 10 yılda geçirdiği büyük değişimle de yurtdışında da örnek gösterilen bir Türk kuruluşu haline geldi. Türkiye genelinde 11 binin üzerinde gönüllüsüyle insanlığın acı çektiği her yerde görev aldıklarını söyleyen Türk Kızılay’ı Bolu Şubesi Başkanı Hüseyin İka, bugün diğer illerdeki yardım kurumlarında imrendikleri tüm yardımları yaptıklarını söyledi. Bolu’daki Afet Deposunda 5 bin kişiye anında ulaşabilecek yardım malzemesinin hazır olduğunu dile getiren Hüseyin İka, ayrıca ilimizde de yaklaşık 5 bin ünite kan tüketilmesine rağmen 6 bin ünite kan toplandığını ifade etti.

Türk Kızılayı Bolu Şbesi Başkanı Hüseyin İka, Bolu Ekspres’in sorularını yanıtlayarak geçmişten günümüze değişen Kızılay’ın yeni yüzünü anlattı.

Kızılay’ın Türk dünyasındaki varlığı nasıl ortaya çıkmış?

Türk Kızılayı 1868 yılında savaşta yaralanan askerlere yardım etmek amacıyla kurulmuş Hilal-i Ahmer Cemiyetinin bugünlere gelen halidir. Osmanlı İmparatorluğunun özellikle parçalanma dönemlerinde cephede yaralanmış askerlere yardımcı olmak amacıyla kurulmuş olan bu büyük kuruluş, mevcut teşkilat yapısı ve geçirmiş olduğu tarihi süreçle halen ülkemizin en büyük sivil toplum örgütlerinden biridir. Türk Kızılayı’nın ülke genelinde 750’yi aşkın şubesi vardır. 11 binin üzerinde de gönüllü çalışanı vardır. Bu yapı itibariyle bir siyasi parti gibi de düşünecek olursak ciddi bir teşkilatlanma yapısı olan, ciddi bir üye yapısı olan bir kurumdur. Kızılay genel anlamda yalnızca afetlerde ortaya çıkan değil, sosyal yardımlarda da etkin hale gelmiştir. İnsanlığın acı çektiği her yerde Türk Kızılayı bulunur. Afetlerde, sosyal faaliyetler ve sağlık faaliyetlerinde bulunur. Bu yapısıyla milletimiz üzerinde çok büyük kabul görmüş ve milletimizin destekleriyle, bağışlarıyla ayakta kalmış bir kurum.

Günümüzdeki misyonu nedir?

Günümüze gelecek olursak biz özellikle Bolu Şubesi olarak ilimizdeki yapının afete son derece müsait bir yapı olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili hazırlıklarımız her zaman mevcut. İlimizin hemen dışında bir Afet Depomuz var. Olası bir afette 5 bin kişiye destek olunabilecek yardım malzemelerimiz hazırda bekletiliyor. Bunların dışında sosyal yardım kapsamında tüm faaliyetlerde bulunmaya gayret ediyoruz. Sivil toplum örgütleriyle de irtibat halinde hepsine yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Kızılay’ın ülkemizde üstlenmiş olduğu ayrı bir misyonu daha var. Kan bağışlarının tamamının Kızılay tarafından organize edilmesi. İlimizde de yaklaşık 5 bin ünite kan tüketilmesine rağmen 6 bin ünite kan toplayarak diğer illere de gönderen il konumundayız. Bölgemizde beklenenin üstünde kan toplayarak iyi bir noktaya geldik. Bu da ilimizdeki insan yapısının hayırsever özellikli insanlardan olmasından kaynaklanıyor. 3 gün sonra da Dünya kan bağışçılar günü için bir madalya töreni gerçekleştireceğiz.

Kızılay yardımlarını yaparken hangi kıstasları göz önünde tutar?

Kızlayın belli bir tüzüğü var. Prensiplerin dışına kesinlikle çıkmıyoruz. Bir hayır kurumu niteliği taşır, insanlık özelliği vardır, bağımsızdır, tarafsızdır, evrensel bir nitelik taşır, din dil ırk ayrımı yapmadan herkese ulaşabilir. Bu özellikleriyle de diğer yardım örgütlerinden biraz daha militan özelliği olan farklı bir yapısı vardır. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi de ilimize gelen mültecilere yaptığımız yardımlardır. Yalnızca Bolu halkına değil, Bolu’da yaşayan bizim ulaşabildiğimiz herhangi bir insana yardım etmeyi biz amaç olarak kabul ediyoruz. Bunları yaparken kişisel istismarlardan uzak durmaya çalışıyoruz. Onun için de kendi içimizde bir filtreleme özelliği var. Kızılay’ın toplum lideri olarak kabul ettiği belli bir kesim var. Yapacağımız tüm çalışmalarda az yada çok bu kesimlerle işbirliği içinde olmaya çalışıyoruz. Toplum lideri olarak kabul ettiğimiz kesim öğretmenler, imamlar,  muhtarlar ve en son yapılanmada da ortaya çıkan toplum polislerimiz. Bu gruplara ayrıca çeşitli eğitim ve seminerlerle bilgilendirme yapılıyor. Onların da hedef kitlesine ulaşmasını amaçlıyoruz.

Çalışma programınızda ne gibi faaliyetler var?

Bu yılki çalışmalarımızda geleceğin hayırseverlerini, geleceğin Kızılaycılarını yetiştirmek için yaptığımız özel çalışmalar var. Bunlar Kızılay’ı tanıtıcı özellikte faaliyetler. Özellikle okullarda ve üniversitelerdeki gençlerimize yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu kadar büyük bir kurumun yanlızca ülkemiz içinde değil, dünya çapında insanlığa büyük bir yardım operasyonu hareketi yaptığını anlatıyoruz. Bu bağlamda 20-30 yıl sonrasına yatırımlar yapıyoruz.

Ortak yaptığınız çalışmalar var mı?

Kızılay Kızılhaç federasyonun bir üyesi. Tüzük de ortak bir tüzüktür. Bu bağlamda yurtdışındaki diğer örgütlerle de beraber ortak çalışmalar yapmalarını arzu ediyoruz. 1999’da bir deprem geçirdiğimiz zaman yukarıdaki Devlet Hastanesi kullanılamaz duruma gelmişti. O dönemde en ufak ameliyatı dahi yapamıyor, çevre illere göndermek durumunda kalıyorduk. Türk kızılayı ve Alman Kızılhaçının ortak çalışması ile şu an Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin olduğu bina hemen inşa edildi. Bu binada ameliyatları yapar hale geldik. O zaman o çalışmayı gördüğümde son derece duygulanmıştım. Çünkü Alman Kızılhaçı böylesi bir afet durumunda kapısının kilitine kadar hepsini kodlamış ve üç tane hastaneyi bu şekilde deposunda bekletmekteymiş.Bunları öğrendik ve Türkiye’ye bu yardımları hemen getirip yaptılar. Aradan çok değil 12-13 yıl geçtikten sonra diğer çevre ülkelerde hepsine imrendiğimiz o yardımların hepsini yaptık. Şu anda Somali’de, Mogadişu’da yapılmakta olan bir Bakanlık hastanesi var ki, Afrika’nın en donanımlı hastanelerinden birisi olacak. Bunlar bizim gururumuzu okşayan şeyler. Kızılay yurt dışında da her dönem bizim göğsümüzü kabartan bir kurum niteliğinde.

Geçen yıl kamuoyuna duyurulan Yaşlılar Köyü Projesi ne aşamada?

Gelecek dönemde ülkemizin artan oranda bir yaşlı nüfusu olacak. 2050 yılında yaşlı nüfus bugünkü oranlara göre yaklaşık 2 buçuk katına çıkacak. Şimdiden yaşlılarımızı düşünerek Almanya’daki Neuss Belediyesi Kızılhaç ile birlikte Yaşlılar Köyü projesi yürütüyoruz. Bu proje zamana yayılmış bir proje. Yol alındı ancak daha önümüzde çok mesafe var. Ben yaptım oldu dememek için, sağlam bir proje hayata geçirebilmek için çok şeyi değerlendirmek lazım. Bence şu an gelinen nokta çok yeterli değil. Daha çok görüşme ve toplantılar yapmamız gerekiyor bu konuyla ilgili. Bolu Belediye Başkanımızın da özellikle yer tahsisi konusunda çok ciddi destekleri olduğunu söyleyebilirim.

Kızılay siyaset üstü bir kurum olarak tarafsız ve bağımsızlık ilkesinden de yola çıkarak Taksim’de Gezipark’ta bir takım eylemler var. Yaralananlar oldu. Gıda, su, yiyecek, çadır ihtiyaçları oldu. Kızılay bu tür olaylar içinde de görev alabilecek bir kurum mu?

Başta söylediğimiz gibi nerede bir acı varsa, nerede insanın çektiği bir sıkıntı varsa Kızılay oradadır dedik. Bu süreçte siyasi bir hareket olarak düşünülsün yada düşünülmesin Kızılay’a herhangi bir ihtiyaç olursa emin olun ki Kızılay orada olacaktır. Ama bize gelen böyle bir talep, böyle bir ihtiyaç olmamıştır. Ama Kızılay olarak Geziparkı’na çadır kurar mısınız derseniz, hayır kurmayız. Ancak orada ihtiyacı olan kimselere belli sınırlar dahilinde Kızılay olarak yardım edebiliriz.

Türk Kızılay’ı Bolu Şubesi bu tür halk hareketlerini nasıl değerlendiriyor?

 

Söylenebilecek çok şey var ama özellikle şu günlerde milli birliği sağlayıcı olmak durumundayız. Çünkü biz ülke içinde bütün Kızılay şubeleri tam bir birliktelik içinde hareket eden şubeleriz. Biz Türk Kızılay’ı adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ten almış bir kurumuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini ve dirliğini isteyen bir kurumuz. Bu cumhuriyet varsa, bizim var olacağımızın bilincindeyiz. Bu yüzden bizi bugünlere getiren, bugünlerdeki varlığımızın nedeni olan Atamıza da müteşekkiriz. Doğusuyla batısıyla milli birliğin en güzel görüntüsünü sergilemektedir.

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz