• resmi ilanlar

ORUÇ

09/07/2013 00:00

Oruç; İslam'ın beş ana temelinden biridir. Ve müslüman, ergin, akıllı ve sağlıklı olan herkese farzdır. Farz olan oruçla, yılda bir kez gelen Ramazan Ayı orucu kastedilir. Oruç, ibadet kastıyla sahurdan akşama kadar yemeyi, içmeyi, yeme-içme sayılan şeyleri ve cinsel ilişkiyi terketmekle tutulmuş olur.

"Orucun sevabı Allah'tan başka kimsenin takdir edemeyeceği kadar büyüktür." (bk. el-Heytemî', ez-Zevâcir, 1/156.) "Oruçlunun, acıkmaktan doğan ağız kokusu Allah için miskten daha güzeldir." (Mûslim, savm 161.) "Oruç, ateşten koruyan bir kalkandır." (Müslim, savm 162-163.) "Oruçlu, duâsı geri çevrilmeyen üç gruptan biridir." (Beyhakî, Sünen NI/345, Tecrid NI/253. ) "Ramazan orucunu, -dünya ile ilgili faydalardan ötürü değil de- sadece Allah için tutanın geçmiş günahları bağışlanır." (Nesai, siyam 39; Tirmizî, savm 1.) "Özürsüz olarak tutulmayan bir günlük Ramazan orucunun kaçırılan sevabı bütün zaman süresini oruçlu geçirmekle dahi karşılanamaz." (Tirmizî, savm 27. )

 

Oruç insanın meleklik yönünü güçlendirir ve insanı meleklerden yüce yapar. Hayvanî duygularını köreltir. Nefsinin taşkınlığını önler. Insanı başıboş olmaktan kurtarır, ona Rabbini hatırlatır. Acıktıkça O'nun verdiği ‚ nimetlerin kadrini öğretir. Aç ve muhtaçların halini hatırlatır.

Oruç insana sabrı öğretir. Onu ilâhlaşmaktan ve zorbalıktan kurtarır. Vücudunu dinlendirir, sıhhatini artırır, psikolojisini ve sinirlerini düzeltir. Insana sırf midesi için yaratılmadığını hatırlatır.

Allah: "Oruç benim içindir, onun mükâfatını da ben veririm." (Müslim, savm 163. ) buyurur. Demek ki, diğer yararların hepsi bir yana, oruç, Allah'ın rızasını sağlar. Kur'ân-ı Kerîm'de de orucun farzediliş hikmeti olarak onun insanı takvaya götürdügü zikredilir." (K. Bakara (2) 183)

*   *    *

BÜYÜKLERİN SÖZLERİ, SÖZLERİN BÜYÜKLERİDİR...

 

-Elmas nasıl yontulmadan mükemmelleşmezse, insan da acı çekmeden olgunlaşmaz. Konfüçyüs

-Hayatta muvaffak olmak için üç şey lazımdır: Dikkat, intizam, çalışma. Mevlana

 

*   *    *

ESMA-ÜL HÜSNA

 er-REZZÂK

Yaratılmışlara, faydalanacakları şeyleri ihsân eden...

Rızık, Allah Teâlâ'nın bilhassa yaşayan mahlûkatına faydalanmalarını nasib ettiği her şeydir. Rızık yalnız yenilip içilecek şeylerden ibaret değildir. Kendisinden faydalanılan herşey'e rızık denir. Maddî rızık, her türlü yiyecek ve içecek, giyilecek ve kullanılacak eşya, para, mücevher, çoluk-çocuk, vücudun çalışma kudreti, bilgi, mal-mülk, servet v.s. gibi şeylerdir.

Mânevî rızık ise, ruhun ve kalbin gıdası olan şeylerdir. Başta îman olmak üzere insanın mânevî hayatına ait bütün duygular ve o duyguların ihtiyacı olan şeyler, hep mânevî rızıktır.

 

*   *    *

 KIRK HADİS

(Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ

Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah’a, Kitabına, Peygamberine,

Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, imân, 95.

 

İslâm, güzel ahlâktır.

Kenzü’l-Ummâl, 3/17, Hadis No: 5225.

 *   *    *

HZ. PEYGAMBER’DEN RAMAZAN MÜJDELERİ

 

Rahmet Ayı Ramazan

Ramazan ayı, sahuruyla, iftarıyla, teravihiyle bereketli bir aydır ve müjdeler yüklüdür.

Sevgili Peygamberimiz, "Ramazan olduğu zaman rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulurlar” buyurmak suretiyle bu müjdelerle bize ümit ve moral vermektedir.

Evet… Ramazan ayı girince rahmet kapılarının sonuna kadar açılacağı müjdesi veriliyor.

Açılmış olan rahmet kapılarından kanatlanarak geçmeyi elbette ki hepimiz isteriz ve bu müjdeye erişebilmek için olabildiğince duyarlı davranırız.

Ramazan ayı girince cehennem kapılarının kapanacağı haberi veriliyor, şeytanların zincire vurulacağı, insanlara vereceği zararların da ilahî bir lütufla engelleneceği bildiriliyor. Elbette ki şeytanlara zincir vurulunca, müminlere zarar ulaştırmaya gücü kalmaz. Şeytan, ramazan ayında inanç, ibadet ve ahlak bütünlüğünü sağlayan Müslüman’ı günah yollarında yürütemez. Çünkü bu ayda Müslüman, cennetin, yolundadır; kendisini cennete götürecek ibadetlerin, hayırların ve tövbelerin yürüyüşündedir.

Sahurun Bereketi

Ramazan'da sahur vardır, iftar vardır, teravih vardır; sahurda bereket, iftarda hayır ve meleklerin duası, teravihte ise geçmiş günahların bağışlanacağı müjdesi vardır.

Evet… Sahurda bereket vardır.

Nebevî bir müjdede sahurda bereket olduğu güzel haberi bize veriliyor ve bu sebeple mümkün mertebe sahura kalkmamızın uygun olacağı öğütleniyor.

Bilindiği gibi seher ve sahur aynı kökten geliyor. Öteden beri seherlerde “Allah” demenin, kelimat-ı tesbihat ile Yüce Mevla’ya yalvarmanın bizi kemale eriştireceğini dinî geleneğimizden biliriz. İşte biz, bir yandan sahurda oruç için yemek yiyip niyetlenirken, bir yandan da Cenab-ı Hakk’a yalvarıp yakararak gecenin o enginliğini ve dinginliğini ruh âlemimize yansıtarak müjdelenen rahmet çiçeklerini dermeye çalışırız.

İftarın Hayrı

İftarda hayır, bol ecir ve meleklerin istiğfarı vardır.

Bu sebeple ashab-ı kiramın nakline göre Peygamber Efendimiz, iftarda da, akşam namazında da acele ederdi, bunları tehir etmezdi/geciktirmezdi.

Bir gün Peygamber Efendimiz, Sa'd b. Ubâde Hazretlerinin yanına geldiğinde Hz. Sa'd bir parça ekmek ve zeytin çıkardı. Rasul-i Ekrem (s.a.s.) bunları yedi. Sonra, “Sofranızda oruçlular iftar etsin, yemeklerinizi iyi kimseler yesin, melekler de size dua etsin” buyurdu. Yine Sevgili Peygamberimiz, “Bir kişi oruçlu birine ikram ile iftar ettirirse oruçlunun sevabı gibi sevap kazanacağını, oruçlunun sevabından da hiçbir şeyin eksilmeyeceği”ni müjdeledi.

Evet… İftar müjdeleri bizi ne kadar ümitlendiriyor!

Çektiğimiz zahmetin karşılığını hemen rahmet olarak görebileceğimiz, hissedebileceğimiz, yaşayabileceğimiz bir mutlu an oluyor iftar sofrası. Aile fertleriyle, hayırlı insanlarla birlikte oluyoruz iftar sofrasında. Hayırlı insanlar soframıza iştirak etmişlerse kendi sevapları hiç eksilmeksizin sevaplarının bir benzeri bize yazılıyor… Ama soframızın görünmeyen konukları da var… Onlar melekler… Soframıza yemek için gelmiyorlar… Onlar, gün boyu Allah için aç kalıp “hû!” diyenlere istiğfar ediyorlar, günahlarının bağışlanması için Allah’a dua ediyorlar…

Haydi çok hoş bir iftar müjdesini daha okuyucu ile paylaşalım:

Dinî geleneğimizde yer alan gönül aydınlatıcı bir habere göre iftar vakti oruçlunun ağzındaki açlık kokusu, Allah katında misk kokusundan daha değerli sayılmaktadır. Çünkü o, Allah için aç kalmanın kokusudur.

 

*   *    *

 

KISSADAN HİSSELER

Yemekte Besmele ve Şeytan

Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor:

Peygamber aleyhisselâm ile beraber yemek etrafında hazır olduğumuz vakit.. Allah’ın Resulü başlamadan önce ellerimizi yemeğe uzatmazdık. Bir defa Resulüllah aleyhisselâm ile beraber yemek etrafında toplanmıştık. Bir cariye, biri tarafından itilircesine gelip elini yemeğe uzatınca, Peygamber aleyhisselâm cariyenin elini tutup onu durdurdu. Ondan sonra bir Arâbî de aynı şekilde itilircesine geldi. Allah’ın Resulü bununda elinden tutup yemeğe başlamasına mani oldu ve şöyle buyurdu:

— Muhakkak ki şeytan, Allah’ın ismi anılmamak, yani besmele çekilmemek suretiyle yemeği kendisine helâl kılmaya gayret eder. Bu sebeple bu cariyeyi getirdi ve besmele çektirmeden yemeğe başlatarak, bunun vasıtasıyla yemeği kendisine helâl kılmak istedi. Bunun için cariyenin elinden tutup yemeğe başlamasını önledim. Sonra, aynı sebeple şu ârâbiyi getirdi. Onun da elinden tutup yemeğe başlamasına mani oldum. Hayatımı kudreti ile tutan Allah’a yemin ederim ki, cariyenin eli ile birlikte şeytanın da eli elimde idi.

(Müslim, Ebû Davud, Neseî)

Hazreti Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:

Resülullah aleyhisselâm sahabîlerinden altı kişi ile beraber yemek yiyordu. Bu arada bu ârâbî geldi ve iki lokma yedi. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm:

— Eğer şu ârâbî besmele ile yemiş olsaydı yemek hepinize yeterdi, buyurdular.

(Tirmizî)

 

*   *    *

ORUÇLA İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER

1- Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi oruç size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (2/183)

(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır. (2/184)

 

*   *    *

~KUR`AN-I KERİMDEN DUA AYETLERİ~

"Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin." ( Bakara- 28 )

 

"Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahirette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

 

 

*   *    *

PAYLAŞMA MEVSİMİ RAMAZAN

 

İradeleri merhametle eğiten ve özgürleştiren oruç ibadetinin yerine getirildiği evrensel mesajını anlamak ve içselleştirmek üzere Kur`an-ı Kerim`in daha çok okunduğu, insani ve ahlaki erdemlerin daha güçlü bir şekilde hayata yansıdığı, sosyal yardımlaşmanın ve paylaşmanın arttığı, birlik ve beraberlik ruhunun canlandığı müstesna bir zaman dilimi olan ramazan ayına erişmenin hazzını yaşıyoruz.

 

Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı ramazan ayı; eskimez öğüt ve çağrısıyla her dönem insanlığı aydınlatan, rehberliğiyle insanlığı mutluluğa ve huzura götüren, taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlak ve erdem ilkeleriyle daima taze ve yeni kalan Kur’an’ın indirildiği bir aydır.

 

Ramazan, İslam’ın rahmetle yoğrulmuş adaletini, bilgi ve hikmetle bütünleşmiş ahlakını bütün insanlığa gösteren Allah Rasulü’nün, “İnanarak ve karşılığını yalnız Allah\'tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır" müjdesinin gerçekleşeceği rahmet ve bağışlanma ayıdır.

 

Ramazan, dünyanın sayısız nimetleri içinde Allah’ın lütfuna mazhar olan insanın belli bir süre zarfında bunlardan kendini uzak tutarak, bir bakıma nimetin kadrini daha yakından bildiği, nimete ulaşamayan insanların halini anladığı ve paylaşmayı öğrendiği oruç ayıdır.

 

Baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket mevsimi olan bu günlerde iradeleri güçlendiren oruç, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftar, ibadetin neşe ve coşkusunu bütün topluma yayan teravih, hayır ve bereketin ne olduğunu gösteren sahur, bütün bu yüksek değerlerin manevi dünyamızı kuşattığı Kadir Gecesi, akıl ve gönülleri manevi bir atmosferde zirveye taşıyan ve dinî duygunun kolektif olarak paylaşılmasını sağlayan hatim ve mukabeleler, toplumun sosyal yaralarını saran zekât ve fitreler, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bayram ile ramazan ayı, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşanmasına ve Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelenmesine vesile olur.

 

Asırlardır din ile bağını koparmadan sürdüren ve onu hayatına rehber edinen milletimiz, ramazan ayının esenliğini, insanlığı mutluluğa erdiren manevi atmosferini nefislerinde, ailelerinde ve toplumlarında yaşamış ve yaşatmış, sevinçleri ve üzüntülerini birlikte paylaşmış, sofralarını ve gönüllerini muhtaçlara açmış, ramazan ayını sadece dinî değil, sosyal ve kültürel hayatları için de canlı bir dönem haline getirmişlerdir.

 

Fert ve toplum olarak merhamete, sevgi ve saygıya ve birbirimizi anlamaya muhtaç olduğumuz günümüzde, ramazan ayının insanların yalnız kendi dünyalarında, kendi hanelerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir neşe olarak kalmaması, güzelliklerin yoksullarla, yetimlerle, kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanlarla paylaşıldığı bir ay olması dileğiyle ramazan ayınızı tebrik ediyor, ülkemiz ve bütün insanlık için hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

 

 

Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Dergi Ağustos 2009 sayısında yayınlanmıştır.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: