Müftülükten anlamlı vaaz

20/07/2013 00:00

İl Müftülüğü tarafından aylık planlanan Cuma Hutbesi, Diyanet İşleri Başkanlığının bu yıl Ramazan Ayında “Helal Kazanç, Helal Lokma” teması işleme kararı nedeniyle değiştirildi.

Haber: Nermin KAYA

İl Müftülüklerince aylık belirlenen Cuma Hutbesi, bu hafta Diyanet İşleri Başkanlından gönderilen yazı ile değiştirildi. Müftülükçe oluşturulan komisyon tarafından Ramazan Ayının ikinci Cuma namazı için Bolu’da “Kur’an-ı anlayarak okumak” konulu hutbe okunmasına karar verilmişti. Ancak, Diyanet işleri Başkanlığından gelen yazılı açıklama gereğince ülke çapında “helal kazanç, Helal lokma” konusunda vaaz verilmesinin kararlaştırıldığı belirtildi.

Bir tarafta açlıktan kırılanlar, bir tarafta israf edenler

11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif vesilesiyle daha kalabalık kılınan Cuma namazında Helal Kazanca vurgu yapılırken hutbenin bazı bölümleri şöyle:

“Rabbimizin lütfuyla eriştiğimiz mübarek Ramazan ayı, her yıl olduğu gibi yine hanelerimizi şereflendirdi. Manevi iklimiyle bizleri diriltmek, kazancımızı bereketlendirmek, sofralarımızı haram lokmadan temizlemek için geldi. Biz mü’minlere helal-haram arasındaki o ince çizgiyi yeniden hatırlatmak, bizleri arındırmak, helal şuuruna ulaştırmak için geldi. Zira öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bir tarafta açlık ve sefalet içinde yaşam mücadelesi verenler, diğer tarafta sorumsuz ve ölçüsüz biçimde çılgınca tüketenler... Bir tarafta sokağa terk edilenler; diğer tarafta bitmek tükenmek bilmeyen istek ve arzuları için yaşayanlar… Bir tarafta gelecek endişesi taşıyanlar, çaresiz kalmışlar; diğer tarafta israf edenler, hızın ve hazzın peşinden sürüklenenler”

“Zenginlik mal çokluğun değil”

Oysa dilimizi yalandan, gönlümüzü küfürden temizleyen Allah Resûlü, kazancın da haramdan arınması gerektiğine işaret ediyor.  Bizlere gerçek zenginliğin mal çokluğu değil, gönül tokluğu olduğunu bildiriyor. Nasırlı ellerle, alın teriyle, göz nuruyla kazanılan emeğin insan için “en hayırlı lokma” olduğunu müjdeliyor. Böylece, hırsla, bencillikle, aç gözlülükle doymayan kalpler, rızkın Allah’tan geldiğine inanarak huzur buluyor. Dünya hazineleriyle doymayan nefisler kanaat hazinesini keşfederek mutmain oluyor. İnsanoğlu, dünya mülküne olan zaafından ancak mülkün gerçek sahibiyle tanışınca kurtulabiliyor.

“Mümin israf etmez”

“Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de, hutbemin başında okuduğum hadislerinde, “Mümin bal arısı gibidir. Bal arısı, hep güzel şeyler yer, hep güzel şeyler üretir. Her yere konar, ama hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder” buyuruyor.”

“Ramazan sofralarını israf sofrası yapmaz”

“Ramazanı idrak eden her mümin, hem üretirken hem de tüketirken Rabbimizin emir ve yasaklarını, O’nun belirlediği ölçüleri göz önünde bulundurur. Bereketli ramazan sofralarına kul hakkı karıştırmaz. Orucunu haram lokmayla açmaz. İftar sofralarını israf sofraları haline getirmez. Duaya kalkan ellerini haramla kirletmez.”

“Sahur,  zenginlik tutkusunu tedavi eder”

“İftar eden her mümin, geçimini temin ettiği kazancının; boğazından geçen lokmanın; çoluk çocuğuna ve ailesine sağladığı rızkın; ürettiği ve pazarladığı her malın helal olup olmadığının muhasebesini yapar. Sahura kalkan her mümin, açgözlülük ve doyumsuzluk duygusunu; lüks hayat, servet ve zenginlik tutkusunu Ramazanın manevi ikliminde tedavi eder. Kanaatin, tükenmez bir hazine olduğu inancını gönlüne iyice nakşeder.”

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz