• resmi ilanlar

Mavi Marmara saldırısının gazeteci tanığı konuştu!

22/07/2013 00:00

Ouassima Ibn Salah, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in video görüntülerini ve yaptığı açıklamayı yayınlayarak özellikle 2001 yılında dünya çapında dikkat çeken uluslararası basın kuruluşu Al Jazeera’nın Türkiye’de görevlendirdiği gazetecilerden biri. İsrail askerlerinin kanlı saldırı düzenlediği Mavi Marmara’da yer alan bir gazeteci. 5 yıldan bu yana Türkiye hakkında Al Jazeera’da yayınlanan haberlerde imzası bulunan Ouassima Ibn Salah, geçtiğimiz günlerde görev mesaisinin bir bölümünü sessiz sedasız geçirdiği Bolu’da Express Gazetesi’ne konuştu.

 

Ouassima Ibn Salah, Türkiye’yi son dönemde dünya gündemine taşıyan konuların, barış süreci, Gezi Parkı olayları ve Mısır’daki askeri darbeye karşı sergilenen tavır olduğunu belirterek, Al Jazeera takipçisi ülkelerin bu yaşanan gelişmeler sonrası Türkiye’ye yönelik bakışlarını aktardı. Ouassima Ibn Salah, “Türkiye’yi son dönemde uluslararası alanda öne çıkaran gelişmeler ve sıkı takibi yapılan konular neler?”, “Türkiye gündemindeki konular uluslararası kamuoyunda nasıl yankı uyandırdı?”, “Al Jazeera’nın Gezi Parkı mesaisinin ayrıntıları neler?”, “Türkiye Gezi parkı sonrası uluslararası arenada kan kaybı yaşadı mı?”, “Türkiye’nin Orta Doğu’daki liderliğine Arap ülkeleri inancını sürdürüyor mu?” sorularını yanıtladı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

Katar merkezli uluslar arası basın kuruluşu Al Jazeera, 1996 yılında ilk olarak yalnızca Arap dünyasına ilişkin güncel haberlerle yayına başlamış olsa da, o zamandan günümüze gelene dek başka tematik kanalları da bünyesinde bulunduran bir ağ hâline geldi. Televizyon ekranlarının yanı sıra Al Jazeera, www.aljazeera.com ve www.aljazeera.net adresli internet siteleriyle de takipçilerini bilgilendirmeyi sürdürüyor.

Al Jazeera, özellikle El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in video görüntülerini ve yaptığı açıklamayı yayınlayarak özellikle 2001 yılında ABD'nin ikiz kulelerine yapılan 11 Eylül saldırılarının ardından dünya çapında dikkat çekmişti.

Uluslarası basın kuruluşunun www.aljazeera.net sitesinin Türkiye’deki temsilcilerinden gazeteci Ouassima Ibn Salah geçtiğimiz Perşembe günü Bolu’ya geldi. Bolu’da F Tipi Cezaevi önünde mahkum yakınlarının düzenlediği gösterileri yakından takip eden Ouassima Ibn Salah, ardından Bolu Express Gazetesi’nde görev yapan gazeteciler ile bir araya geldi.

5 yıldır Türkiye’de gazetecilik yapan Ouassima Ibn Salah, Fas vatandaşlığına sahip. 2005 yılında Suriye’de gazetecilik eğitimini tamamlamış. Arapça, Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve Türkçe dillerini oldukça iyi düzeyde bilen Ouassima Ibn Salah, Türkiye’deki görev mesaisinin ayrıntılarını ve uluslar arasında Türkiye’ye yönelik bakış hakkında yaptığı analizlerini anlattı. Bolu Express Gazetesi okuyucularının dikkatini çekeceği düşüncesi ile Ouassima Ibn Salah’ın açıklamalarının ayrıntılarını sizlerle paylaşıyoruz.

 

Ouassima Ibn Salah, öncelik Bolu’ya hoş geldin demek istiyoruz. Uluslar arası basın kuruluşu Al Jazeera’nın Türkiye’deki temsilcilerinden birisin. Al Jazeera’da Türkiye hakkında öne çıkan gelişmeler neler? Bize bahseder misin?

Bana Wassi diyebilirsiniz, ismimi söylemenin zor olduğunu söyledikleri için Türkiye’de daha çok bu ismi kullanıyorum. ‏

Türkiye’de yaşanan; ancak uluslar arası politikayı etkileyen gelişmeler bizlerin yakın takibinde olan konuları oluşturuyor. Bazen de sadece Türkiye’ye ait bir konu olsa da Arap ülkeleri Türkiye’deki tüm gelişmelere ilgi gösteriyorlar. Türkiye’deki kültür, turizm ve siyaset uluslar arası alanda en çok dikkat çeken konular arasında.

 

Pekâlâ Wassi. Al Jazeera’nın habercilikte Türkiye’yle ilgili konularda zaman zaman öne çıkmasındaki etkenler neler?

Türkiye’de gündem çok hızlı şekilde değişebiliyor. Bunun takibini en iyi şekilde yaptığımıza inanıyoruz.

Türkiye’deki yaygın basının yüzde 90’ı Türkçe. O nedenle yabancı basın Türkiye’yi çok iyi tanıyamayabiliyor. Çünkü Türkiye’deki basının neredeyse tamamına yakını Türkçe yayın yapıyor. İngilizce kaynaklara bakıyorsunuz, bu da Todays Zaman’la sınırlı. Bizler Türkiye’yle ilgili gelişmeleri farklı dillerle dünyanın dört bir yanındaki takipçilerimize ulaştırıyoruz. Bu sanırım bizim öne çıkmamızdaki etkenlerden biri.

 

El cezire aracılığıyla son dönemde yurt dışında Türkiye’yle ilgili sıkı takibi yapılan konular neler oldu?

Hiç kuşkusuz bu konuda hükümetin teröre çözüm olarak başlattığı barış süreci ilk sırada yer alır.

Ardından ise, Türkiye’yi dünya gündemine taşıyan Gezi olayları oldu. Üçüncü önemli gelişme ise Mısır’daki darbe oldu.

 

Peki, Mısır’da yaşanan darbeyle ilgili olarak Türkiye’yi yayınlarınızda öne çıkaran etkenler neler oldu?

Türkiye geçmişi itibariyle çok defa darbelerle sarsılan bir ülke. Mısır’da yaşanan müdahaleyi “darbe” olarak tanımlayan ve kamuoyunda bu şekilde tanımlayan ilk ülke Türkiye oldu. Pek çok ülke de halen Mısır’da darbe olduğu konuşulmuyor. Birçok ülkede Mısır halkının güç durumda olduğu, bu nedenle askerden yardım istediği ve askerinde bu yardım çağrısına kayıtsız kalmadığı düşünülüyor. Az önce de belirttiğim gibi, Türkiye müdahaleyi ilk anlardan itibaren darbe olarak tanımladı.

Türkiye uluslararası alanda son zamanların en aktif ülkesi oldu. Türkiye’nin adeta odaklandığı Gezi Parkı olayları sırasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Böylesine önemli bir süreçte Erdoğan’ın sadece Orta Doğu’yla değil, Kuzey Afrika’yla da bağlantılar kurması bu bölgede de kendisine bakışın olumlu yönde artmasına katkı sağladı.

Hala dünyanın çeşitli ülkelerinden askeri müdahaleler sonucu gerçekleşmiş darbe haberleri gelirken, Türkiye demokratikleşme anlamında son yıllarda önemli adımlar attı. Türkiye’de yapımı konusunda görüşmeleri devam eden yeni anayasa çalışmaları da bunun bir örneği. Bu faktörler Mısır darbesi sonrası Türkiye’yi öne çıkaran faktörler oldu. Örnek ülke olarak dünya kamuoyuna lanse edildi.

 

Wassi, Gezi Parkı olaylarına değinelim dilersen. O atmosferi teneffüs eden gazetecilerden biri oldun, öyle değil mi?

Gezi Parkı olaylarının yaşandığı esnada hem İngilizce, hem de Arapça yayınlar yapmak üzere bölgede görev başındaydık.

Gezi olayları hakkında işlediğimiz konuların başında, “Gezi Parkı olaylarında yer alanlar kimler? Ne istiyorlar? Protesto karşıtlarını kimler oluşturuyor? Onlar neden karşılar?” sorularının yanıtlarını aradık.

Daha sonra Gezi Parkı olaylarını farklı perspektiflerden ele aldık. Örneğin, şu soruların yanıtını aradık; “Barış süreci Gezi olaylarını etkiledi mi? Gezi Parkı’na kadınların katılımı nasıldı? Azınlıkların olaylara bakışı nasıl gerçekleşti?”

Ayrıca, Türkiye’deki Alevilerin konuya dair yaklaşımlarını da ele aldık. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Esed’e karşı olduğu için Alevilerin Gezi Parkı’nda yoğun çalışma yaptıkları düşünülüyordu.

Arap dünyasında Türkiye’deki Alevilerin Suriye’deki gibi oldukları, İran’a bağlı bulundukları düşünülüyor.

Bizim yayınlarımız için yaptığımız çalışmalar bu düşünceyi desteklemedi. Çünkü Türkiye’deki Aleviler Arap dünyasındaki Aleviler gibi değil. Türkiye’deki Aleviler ile Arap dünyasındaki Alevilerin sorunları aynı değil. Türkiye’deki Aleviler sadece kendi sorunlarının çözümünden yana taleplerde bulunuyorlar.

 

Gezi Parkı eylemlerini takip eden uluslararası basın kuruluşlarından bazıları Türkiye’de oldukça tartışıldı. Başbakan Erdoğan tarafından CNN ve CNBC-e eleştirildi. Al Jazeera bu süreçte tartışmalarda yer almadı; fakat Al Jazeera’nın karşılaştığı sorunlar oldu mu Gezi Parkı olayları sürecinde?

 

Gezi Parkı olaylarında kurumsal olarak değil ama bireysel anlamda benim bir takım sorunlarım oldu.

El cezire’nin İslami bir basın kuruluşu olduğu yaklaşımı ve benim başörtülü olmam Gezi olayları esnasında alanda sorunlar yaşamama neden oldu. Özellikle de Türkiye’deki ana muhalefet bu süreçte bizlere süreç hakkında bilgi vermek istemedi. Bizlerle konuşmadılar, konuştuklarında da kısa cevaplarla geçiştirdiler. Ama biz gazeteci olarak tüm bu zorluklara rağmen yaşanan süreci en iyi şekilde duyurmaya çalıştığımıza inanıyorum.

 

Peki, Türkiye’deki Gezi Parkı olayları hakkındaki haberleriniz sonrası özellikle Arap dünyasındaki takipçi halkların geri dönüşü nasıl oldu?

Arap dünyasında, özellikle de Gezi Parkı olayları sonrası Türkiye hakkında şöyle bir yaklaşım oluştu: Türkiye güçlü ve Müslüman bir ülke. Her geçen gün gücüne güç katıyor, bölgede söz sahipliğini yükseltiyor. O nedenle batı ve Esed’e destek veren ülkeler, Türkiye’nin bu gelişiminin ve liderliğinin önüne geçmek istiyor. İşte bu nedenlerle Türkiye birtakım sorunlarla karşı karşıya kalıyor!

 

Peki, son dönemde yaşanan olaylar sonrası, Arap dünyasında Türkiye’nin bölgedeki lider ülke olduğu yönündeki yaklaşımlarında bir değişim yaşandı mı?

Araplar Türkiye’nin lider ülke olduğuna inançları halen devam ediyor. Bunda halen hiçbir değişim yaşanmadı. Gerek Türkiye’ye, gerekse Erdoğan’a olan ilgileri ve beklentileri sürüyor.

 

Wassi, tanışmamız sonrası hakkındaki kısa bir internet araştırmasında, senin İsrail askerlerinin saldırı düzenlediği Mavi Marmara’da görevli bulunan gazeteciler arasında yer aldığını öğrendim.

Evet. Mavi Marmara’da İngilizce, Arapça televizyon yayını için bulunan bir ekiple birlikte Al Jazeera internet sitesinin görevlisi olarak ben de vardım. Toplam 7 gazeteci oradaydık.

 

Mavi Marmara’ya ve kanlı saldırıya dair sana binlerce kez soru muhakkak yöneltilmiştir. Nereden başlamalıyız ben de bilemiyorum açıkçası. Bu konuda bizlere neler söylemek istersin?

İnsanlara Mavi Marmara’yı anlatmak, insani yardım çalışmaları hakkında insanlara bilgi vermek üzere bizler Mavi Marmara’da yer aldık. İsrail askerlerinin saldırıları yaşandı. O an gazeteciliğimi bir kenara bıraktım. Sadece zarar gören insanlara yardım etme duygusu oluşuyor üzerinizde. Başka hiçbir şey aklınıza gelmiyor. 

Yaşanan olayları anlatmak istemiyorum. Saldırı anında tanıklık ettiklerimi Al Jazeera tarafından hazırlanan kitapta bir kez olmak üzere yer verdim.

O an şehit düşen insanların son anlarına tanıklık ettik. Aralarında arkadaşım olanlarda vardı. O anları anlatmam defalarca istendi. Bu konudaki yaklaşımımı Al Jazeera yönetimine de ilettim. Bunu kullanmak istemediğimi söyledim.

Şehit ailelerinin acılarını kullanmamak, onların acılarına acı katmamak için yapmadım. Lütfen beni anlayın.

 

Peki Wassi, sana gazetecilik hayatında başarılar diliyoruz.

 

Teşekkür ediyorum. Sizlerin aracılığıyla okuyucularınıza ve doğasıyla mükemmel bulduğum Bolulu insanlara selamlarımı göndermek istiyorum.

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • deniz  (11.11.2013 05:51:36)

    sevgili wassima seninle mazlum der de tanışmıştım ve o günden beri seni çok seviyorum sen çok güzel ve ayrıca çok iyi bir insansın herşey gönlünce olsun kendine iyi bak birtanem seni unutmaıyorum ve seni çok özledim görüşürüz canım by .

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: