Milletvekili bu oyunlara tenezzül etmez

06/08/2013 00:00

Yarım bıraktığım işi tamamlamak için görev istiyorum diyen CHP’nin Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Yıkılmaz, aday olduğu düşen Merkez İlçe Yönetiminin Tanju Özcan’ın müdahaleleri ile düşürüldüğü iddialarına net yanıt verdi: “Sayın Milletvekilinin böyle oyunlara tenezzül edeceğini düşünmüyorum.”

Röportaj: Nermin KAYA

Cumhuriyet Halk Partisinde düşen Merkez İlçe Yönetiminin başkanlığına aday olan Hüseyin Yıkılmaz gazetemiz muhabirinin sorularını yanıtladı. Yıkılmaz, partide son dönemlerde yaşanılanlara dair yaptığı çarpıcı açıklamaların yanı sıra, taraf/tarafsızlık polemiğine de yanıt verdi. İşte Cumhuriyet Halk Partisinin deneyimli siyasetçisi ile röportajımız…

Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanı adayı Hüseyin Yıkılmaz, aday olduğu yönetimin düşmesi sonrası çıkan iddialara yanıt verdi. Yıkılmaz, “Tanju Özcan gibi deneyimli bir siyasetçinin bunlara tenezzül edeceğini düşünmüyorum” dedi. Yıkılmaz ayrıca 2009 yılında Tanju Özcan’ın Belediye Başkanlığı adaylığında “yarım bıraktığım işi tamamlamak için adayım” şeklinde konuştu.

Siyasi geçmişinizi öğrenebilir miyiz?

1967 Kıbrısçık doğumluyum. Doğduğum yıl ailem mesleki nedenlerle geçim sıkıntısı yüzünden Ankara’ya gitmiş. İşçi bir babanın oğluyum, annem ev hanımı. 1967’den bu yana Ankara Mamak’ta yaşarız. Mamak, Kemal Burkay’ın türküsünde ki Mamak cezaevinin bulunduğu mahalledir. Ben orada büyüdüm, oradan bu sol bilinci edindim. Orada ki abilerimden ablalarımdan aldığım bu sol bilinci, tabiri caizse bu bayrağı elimden geldiğince taşımaya çalıştım. 12 Eylül faşizminin olduğu o furya da benim o abilerim, evlerinin karşısında ki o cezaevlerinde 15 yıl hapis yattı. O felsefeyi bugüne taşımaya çalıştım. İnandıklarım doğrultusunda doğru bildiğimi söylemekten hiç çekinmedim. Ticaretim bozulur, işim bozulur, sosyal çevrem bozulur diye düşünmedim.

O zamanlar Gazi Üniversitesine bağlı olan Bolu İktisadi İdari Bilimler fakültesini bitirdim. Üniversite öğrenciliğim boyunca öğrenci derneği sekreterliği yaptım. Mezun olduktan sonra Sağlık Bakanlığına bağlı bir vakıfta Vakıf Müdürü olarak çalıştım. O yıllarda devlet memuru olmama rağmen Cumhuriyet halk partisi ilçe teşkilatlarında gönüllü olarak çalıştım. Daha sonra çocuklarımın eğitimi, İstanbul’un o keşmekeşliği nedeniyle istifa ederek Bolu’ya yerleştim. Bolu’da ticarete başladım. Halen o işimi sürdürüyorum. Çok uzun yıllar Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinde görev yaptım. Döndüğüm yıldan itibaren de siyasete Cumhuriyet Halk Partisinde devam ettim. İlçe sekreterliğinin ardından 2009 yılında Tanju beyin il başkanı seçildiği yıl il yönetimine girdim. İl sekreteri olarak görev yaptım. Ardından Tanju Beyin Belediye Başkanlığına aday olması nedeniyle o zamanki tüzüğümüz gereği vekaleten il başkanlığı görevini yürütmek durumunda kaldım. Belki de Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en kapsamlı en şanlı seçim kampanyasını yürüttük ve çok az bir farkla seçimi kaybettik. Benim o nedenle o dönemden kalma yarım bıraktığım bir işim var. O nedenle ben o yarım bıraktığım işi tamamlamak, ileri de çocuklarıma, torunlarıma anlatacağım bir anım olsun istiyorum. Ben bu görev bilinciyle yola çıktım, o nedenle delegenin de teveccüh göstereceğine inanıyorum. 

Yarım bıraktığınız iş aslında İl Başkanlığı idi. İl yönetimi de düşmüşken neden İl Başkanlığına aday olmadınız?

Benim il başkanlığı görevim, o dönemki tüzük gereğince olmuştu. O tüzükte, İl sekreterinin görevi İl Başkanı olmadığı durumda onun yerine vekalet etmekti. Yani benim il başkanlığım görevin devamı esasındaydı.

Ama il yönetim kurulundaydınız. İl yöneticiliğinde tecrübelisiniz…

Evet, ancak Cumhuriyet Halk Partisinde merkez ilçe örgütleri, il örgütünden daha etkindir. İl yönetimleri daha çok protokol ve temsil anlamında görevlidir. Merkez ilçe ise tüm organizasyonu yapan, seçim kampanyalarını yürüten, sahada olan ekiptir. O nedenle Merkez ilçede daha etkili olabileceğimi düşündüğüm için aday oldum. Benimle birlikte yönetim kurulumda yer alacak arkadaşlarımda bir an önce sahaya inmek için sabırsızlanıyor.

Yönetim kurulunuzu belirlediniz o zaman…

Yönetim kurulum tamamıyla şekillendi. Tüzüğün ön gördüğü kadınlar ve gençler için kotalar var. %33 olarak belirlenen bu kotaları %50 olarak belirledik. Zorunlu gençlik kotasını şekillendirdik. Cumhuriyet Halk Partisine gönül verenlerin ya da kamuoyunun tanıyabileceği birkaç isim var bu listede. Onun dışındaki isimlerin tamamı bu tür çalışmalara hevesli, ancak şimdiye kadar görev almamış partili arkadaşlarımız. Yaş ortalaması Cumhuriyet Halk partisi kotalarına göre oldukça düşük. Belki de şimdiye kadar ki en genç, dinamik ekibi oluşturduğuma inanıyorum.

Tecrübesiz bir ekiple seçime gitmek doğru mu peki?

Biz son üç seçimde aşağı yukarı hep aynı yüzlerle çalışma yaptık ve yaş ortalaması çok yüksekti. 2009 seçiminde çok ağır bir kış vardı. Sonra ki genel seçim ve referandumda da çok sıcak yaz koşullarında çalıştık. Biz o dönem gençleri zaman açısından burada olmaması nedeniyle seçime katamadık. O insanlar yine hevesliler ama yeni insanları da bu kadrolara katarak çalışmalıyız. Çünkü yine çok ağır bir kış geliyor. Aday belirlemesi ile ilgili süreçte sıkıntı var, zaman daralıyor. Bizim önümüzde sadece 5 ay gibi bir süre kalacak. O nedenle bu güne kadar o çalışmalarda görev almış abi ve ablalarımızı bu seferlik dinlendirip, daha genç, dinamik, yüksek eğitimli, bu işe gerçekten gönül vermiş insanlarla yola çıkmayı uygun gördüm.

Bir diğer rakibiniz olan, aynı sektörde çalıştığınız Mehmet Özdemir ile ilgili “Benim karşımda aday olmaz” şeklinde bir açıklama yaptınız…

Aslında ben orada manşete çekileceğini bilerek kasıtlı olarak konuştum. Maalesef bizim insanımız sadece başlıkları okuyor. Ben aslında içeride Mehmet’e hak ettiği övgüyü yaptım. Çünkü Mehmet benim hem dediğiniz gibi meslektaşım, her gün görüştüğüm, şakalaştığım, benim emsalim bir arkadaşım.

Haberle ilgili başlığı okuyup tepkilerini gösterenlerin “Bizi takip eden insanların Cumhuriyet Halk Partisinde kavga istemediğini” de net bir şekilde gösterdi.

Ben bunu neden yaptığımı kendisine de anlattım. Kırgınlık olmaz, ben kimseyi kendimden geri görmem. Cumhuriyet Halk Partisinde herkes eşittir. Sadece Genel Başkan herkesten bir adım öndedir.

Peki, özellikle aday adaylıkları açıklandıktan sonra, gerek sosyal medyada ki açıklamalarınız, gerek basın açıklamalarında bulunup bulunmamanızdan Mehtap hanıma olan desteğiniz açıkça ortada. Merkez İlçe Başkanı olduğunuzda diğer adaylara karşı tarafsız olabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Benim Mehtap hanımla görülme sebebim şudur. 2008 yılında partiye kazandıran insanım. Kendisi genç dinamik bir mimar olarak bende bu taşın altına elimi koymak istiyorum dediğinde İl Başkanımız Tanju Bey ile İlçe Başkanımız Cemal Özsoy ile tanıştırdım. O anlamda benim Mehtap hanıma karşı bir ağabey sorumluluğum var.

Ancak benim Merkez İlçe Başkanlığına aday olurken, sorumluluğum partiye aday belirlemek değil. Ben Cumhuriyet Halk Partili Bolu Belediye Başkanını arıyorum. Bu partinin yaklaşık 4 bin üyesi kim için buyurun adayınız budur dediğinde, benim o iradeye ipotek koyma şansım yok. Benim yapacağım şey kim aday olursa olsun sırtımda, gerekirse başımın üzerinde taşıyıp o makam koltuğuna oturtmaktır.

Ben Bolu’ya ilk geldiğimde Necdet Gören için çalıştım. Ardından Sayın Yüksel Ceylan için çalıştım. Onun arkasından Sayın Tanju Özcan için çalıştım. Ama hiçbir adayın arkasından çalışmadım. Cumhuriyet Halk Partili olarak, örgüt disiplini neyi gerektiriyorsa onu yaptım.

Merkez İlçe Yönetiminin düşmesinin ardından Tanju Bey suçlandı. Siz bu konuda ne söyleyeceksiniz? Sizce ilçe yönetimini Tanju Beyin oyunları mı düşürdü?

Aslına bakarsanız il ve ilçe yönetimlerinde olmadığım için bende süreci medyadan ve partili ağabeylerimden öğrendim. Ancak bu durumu düşürülme, kimi arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi darbe falan olarak nitelendirmek doğru olmaz. Çünkü CHP içinde herkes kendini çok iyi konumda görür ve bu şekilde gören arkadaşlarımın kendilerini il genel meclis, belediye meclis adaylığına yakıştırmaları çok doğaldır. Burada bir handikabı da söylemeden geçmek haksızlık olur. Özellikle ilçe ve il kongresinde bildiğiniz gibi çarşaf liste ile seçim yapıldı. Küçük bir farkla Faruk İyigün öğretmenim kazandı. Fakat bizim gibi küçük illerde çarşaf liste sıkıntıya neden oluyor. Çünkü biz akrabalık, komşuluk, dostluk bazında birbirini tanıyan insanlarız. O seçimde üç değerli adayımızın listesinden de kişiler yönetimlerde yer aldı. Kendi başkan adayını görememek de ister istemez bir sıkıntı yarattı. Bu aslında Bolu için de ilk defa olan bir şeydi. Bu güne kadar hep blok listelerle seçime gidilmişti. Ancak çarşaf listede gördük ki bizim gibi küçük illerde bir katma değer yaratmıyor. Özellikle Faruk İyigün öğretmenimin sağlık sorunlarından sonra iyice ayyuka çıktı. Sağlık sebeplerinden dolayı partide olamaması bir boşluğa neden oldu. Zaten istifalara bakarsanız birçoğu adaylık için başvuru yaptı. Onun dışındakilerde bu yapısal bozukluğa son vermek için istifa edenler. Mehmet Özdemir arkadaşımızın açıklamalarında da var bu. Dolayısıyla ben bu sürecin oyun, darbe olduğunu düşünmüyorum. Burada da ben Sayın Milletvekilinin böyle oyunlara tenezzül edeceğini düşünmüyorum. Ama tabi ki kendisine fikir sorulduğunda fikir beyan edecektir. Sonuçta Sayın Özcan Bolu Milletvekilidir.   Sonuçta kendisi bir yıl sonra tekrar örgütün karşısına çıkacak. Eğer böyle bir şey varsa örgüt onun cezasını kesecektir. Bunları bilen deneyimli bir siyasetçinin de denildiği gibi böylesi oyunlar düşüneceğine asla inanmıyorum.

Son olarak ne söyleyeceksiniz?

Ben özellikle bu süreçte diğer aday arkadaşlarıma, bütün örgütüme büyük bir iyi niyetle başarılar diliyorum. Özellikle 381 delegemizin kongrede oylarını kullanmak için partiye teşrif etmelerini istiyorum. Çünkü bugün dünden çok daha farklı bir gün. Yeni bir şeyler söylemek lazım. Bir olmak lazım.

Yorum yazın!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz