• resmi ilanlar

Ligde 3 beraberlik, 5 galibiyet alındı

28/08/2013 00:00

Boluspor PTT 1.Ligde 2.haftayı maç yapmadan geçirirken, ligde oynanan karşılaşmalar nefesleri kesti. Ligde 1 maçta çıkan olaylar nedeniyle tatil edilirken, diğer oynanan 8 karşılaşmada 3 beraberlik ve 5 galibiyet alındı.

 

PTT 1. Lig'de 2. haftayı da geride bıraktık. İki maçını da kazanan tek ekip olan İBB’nin biraz 'kısmetli' liderliği ile kapanan haftada, birbirinden çekişmeli maçlar oynandı. Fethiyespor'un sahasında oynadığı ilk maç olan Balıkesirspor müsabakasının tamamlanamaması ve çıkan tribün olayları, haftanın en olumsuz gelişmesiydi. Tavşanlı Linyitspor, Adanaspor ve Fethiyespor'un ligde henüz puanı bulunmazken, maçlarda oynanan mücadeleci ve taktiksel açıdan kuvvetli oyunlar, 1. Lig sevenlerini oldukça memnun etti. Dilerseniz ligde oynanan 9 maça biraz göz atalım.

Kahramanmaraşspor-Ankaraspor: 1-1

İlginç bir maçtı. Sanıyorum çocukluk yıllarımdan bu yana ilk defa Kahramanmaraş'ta oynanan bir maç izledim. Stadyum küçük ama destek güzel ve çok samimiydi. Ankaraspor ligin favorilerinden ve gerçekten de çok silahı var. Besim Durmuş'un bu maçı çok iyi incelediğini ve ön hazırlığını çok iyi yaptığını söyleyebilirim. Ankaraspor'un güçlü orta sahasının öne çıkmasını 3-6-1 gibi nitelendirebileceğimiz bir dizilişle engelledi. Maç sonunda Osman Özköylü'nün rakibi defansif oynamakla suçlamasının bir manası yok benim açımdan. Zayıf kadroya sahip olan kendisi olsaydı, böyle 3 hücumcuyla çıkar mıydı, onu da sormak lazım kendisine. Ayrıca, Maraş'ın attığı şut sayısı da Ankaraspor'dan fazla. Besim Durmuş'un Erhan-Serkan-Fahrettin üçlüsü, Pouga'nın maçın başında sakatlanmasının ardından Göksu ile bir hayli uğraştı. Göksu'nun bu takımda yeri var, Vizio'nun dahi yerine 11’de oynatılabilir. Ankaraspor'da Vizio ve Tisdell'in iyi günlerinde olmaması, geriden Emrullah ve Müslüm'ün içeriye koşular yapmasını gerektirecekti. Ancak, mağlup duruma düşmesine rağmen Maraş'ın direncinin sürekli artması ve orta alanda sürekli çok kalabalık olmaları, orta sahanın Maraş ceza sahasına rahatça girmesini engelledi. Maçın iyilerinden 35 yaşındaki Serkan Özsoy, kornerden gelen topa kule gibi yükselerek beraberliği getirdi. Maç boyunca Dabo'nun ileride top tutmaya çalışması ve onun yanında çoğalma çabalarıyla hücum etmeye çalışan Maraş, özellikle Emrullah-Ragıp İkilisine karşı inanılmaz savaştı ve orta sahayı vermedi. Sahalarında kendilerinden güçlü ekiplere karşı böyle iyi maçlar oynayacakları bence belli oldu. Maraş'ın sorunu hücumdaki renksizlik ve alternatifsizlik. Dabo'ya eşlik eden isimlerin daha fazla sorumluluk alması gerekir. Ankaraspor'un ise yolu zaten belli. Sezon boyunca zirveyi kovalayacaklardır.

İBB-Bucaspor: 2-1

Bucasporlu oyuncuların hem cesaret kazandığı hem de çok üzüldüğü bir müsabaka oynandı Olimpiyat Stadyumu'nda. Çok fazla gol pozisyonundan yararlanamayan Buca, Zafer-Atilla İkilisinin şanssız günlerinde olması sebebiyle İstanbul'dan puansız ayrıldı. Geniş hatta fazlaca şişkin kadrosuyla dikkat çeken İBB'de, Cihat Arslan'ın Cenk Şahin, İbrahim Yılmaz, Geraldes ve Zenke gibi oyuncuları ll'de düşünmemesi dikkat çekti. İleride tek bıraktıkları Batdal'ın arkasında Doka- Ömer Can-Visca ile pozisyon üreten İBB, beklerinin de hücuma çıktığı anlarda çok etkili oldu. Rızvan ve Alpaslan gibi hücumcu beklerle oynamaları, kuşkusuz takımın oynadığı oyuna renk katacaktır. Lâkin, orta sahanın ortasındaki Mahmut-Zeki İkilisinin çok düz oyuncular olması ve Ömer Can Sokullu'nun etkisiz oyunu, İBB'nin umduğu üretkenlikte oynamasına engel oldu. Özellikle 90 doğumlu Edin Visca'nın mükemmel oyunuyla maça tutunan İBB, çok organize olmayan iki golle üç puana ulaşmasını bildi. Kaleci Oğuzhan Bahadır da, kelimenin tam anlamıyla kalesinde devleşti. Bucaspor cephesine bakınca, sol bek Batuhan İşçilerin (95) oldukça dikkatsiz performansı dışında kötü oynayan bir oyuncu göremedim. Özellikle Zafer Çevik, gol noktalarını dışarıda tutarsak resmen döktürdü. Maçın sonlarında Alpaslan Erdem'e peş peşe attığı 5-6 çalım görülmeye değerdi. İleride tek adam olarak görev alan Atilla Yıldırım, son derece gayretli oyununa rağmen karambollerde kaçırdığı gol fırsatlarıyla üzdü. Bucaspor'da özellikle Nsalivva, Zafer, Taha ve Okan çok iyi oynadı. Durum 1-1 iken takımın iyilerinden Mehmet İncebacak'ın oyundan alınmasına ise bir mana veremedim. 1995 doğumlu Berkant, belli ki yetenekli bir oyuncu ama henüz oldukça ham ve takımın en yaratıcı oyuncularından biri olan İnce'nin de tam güven kazanmış biçimde oynadığı sırada oyundan çıkması, Buca'nın hücum aksiyonlarını çok zayıflattı. Nitekim kurnaz Doka, maçın sonlarında attığı golle İBB'yi zafere taşıdı. Maç boyunca Bucaspor'un en az 7-8 net fırsatı kullanamadığını eklemem gerekiyor. Maçı rahatlıkla kazanabilirlerdi ancak tek santrforları Atilla dahi tam bir 9 numara profilinde bir oyuncu değil. Santrforları değiştirsek, maçın sonucu da kesinlikle farklı olurdu.

Karşıyaka-Adanaspor: 1-0

İyi maç oldu. İki takımın hocasını da çok sever ve takdir ederim. Sait Reyiz'in Karşıyaka'ya Ercan Komutan'ın da Adana'ya elinin değdiği çok belliydi. Sait Karafırtınalar'ın Karşıyaka'ya getirdiği ilk şey pozitif futbol anlayışı olmuş. Geçen sene bu zamanlar yine 1-0 kazanıyorlardı ama oynadıkları oyun KSK taraftarı hariç kimsenin hoşuna gitmiyordu. Bu maçı da 1-0 aldılar ama maç genelinde son derece iyi niyetli ve tempolu bir oyun oynamaya gayret ettiler. Özellikle sağ bek Rıdvan Şimşek, efsanevi bir oyun sergiledi. Uzun zamandır böyle bir bek performansı görmemiştim. Rıdvan'ın sağ taraftan sürüklediği akınlar ve izleyenleri şaşkına çeviren inanılmaz seri driblingleri ve çalımları, gerçekten alışılagelmiş bir performans değildi. Stoper Tayfun Cora'nın erkenden sakatlanıp çıkması, emektar Muhammet Özdin'in savunmaya geçmesiyle neticelendi. Defansif orta saha bölgesinde 37 yaşındaki Hakan Bayraktar'ın ilk yarıdaki iyi oyunu, 'önce mücadele' prensibiyle maça çıkan Adana'nın oyununa çok engel oldu. Talha, Rahman Oğuz, Ergin ve İlkem gibi oyuncuların yedek kalmasının sanırım nedeni de bu mücadele etme arzusuydu. Ergin Keleş-Ümit Tütünci-Tiago üçlüsüyle zaman zaman etkili de olsalar, çok iyi bir maç çıkaran Bicik'i geçemediler ve verilmediğini iddia ettikleri bir penaltı pozisyonunun isyanıyla maçtan ayrıldılar. İki takım da iyi mücadele etti ve gol atan kazandı. Adanaspor'da ise Yiğitcan, oyuna girdikten sonra çok başarılı göründü. Genç Sami Can da oldukça iyi mücadele etti.

Tavşanlı Linyitspor-Samsunspor: 0-3

Malumun ilamı gerçekleşti. Hücumda etkisiz ve savunmada çok açık veren Tavşanlı Linyit,

Kütahya Dumlupınar Stadyumu'nda farklı yenilmekten kurtulamadı. Tavşanlı halkının ve takımının yaşadığı bu durum hiç adil değil. Sezon başında Tavşanlı kadrosunun pek güven vermediğini ve bu sezon bir hayli sıkıntı yaşamalarına kimsenin şaşırmayacağını söylemiştim. Nitekim özellikle santrfor pozisyonunda çok eksikler ve bu maçta da net fırsat yaratma konusunda çok zorlandılar. İleride tek adam bırakılan Ramazan son derece kötü bir oyun sergilerken, hücum kenarlarında görev yapan Agbetu-Sani İkilisi de sama alevi gibi ara ara sahne aldı. Cafercan'ın duran topları ve Sani- Agbetu İkilisinin zorlamalarıyla gol arayan Linyit, rakibini nadiren zorlayabildi. Ancak maçın hakkı da 0-3 müydü, orası tartışılır. Ekhigo, 9 numaraya en çok benzeyen oyuncu gibi görünürken, Aminu Umar, Musa Aydın ve Musa Sinan Yılmazer de deplase olarak gol fırsatları aradı. Bu oyuncuda gerçekten ciddi bir potansiyel var gibi, onu daha dikkatli izleyeceğim. 1-0 giden maç, sol bek Sakıb'ın sonradan oyuna giren Samsun oyuncusu Serkan Çalık'a yaptığı asist ile bitti. O gole dek durumun 1-1'e gelmesi mümkündü ama Sakıb Aytaç'ın yaptığı inanılmaz hata, Linyit'in moralini tümüyle çökertti. Günün etkili adamlarından Ekhigo'nun, yine Sakıbl rahatça geçerek attığı üçüncü gol de skoru belirledi. Tavşanlı çok kötü bir oyun oynamadı. Özellikle defanstaki Nduka, bir savunma oyuncusu için oldukça kısa boyuna rağmen inanılmaz çabukluğuyla dikkat çekti. Kaptan Mehmet Besler ve Agbetu da çok çabaladı ama yetmedi. Tavşanlı'nın acilen bir santrfora ve defansa banko oynayacak iki isme ihtiyacı var. Hüseyin Kalpar'ın öğrencileri, deplasmanda etkili olacak gibi görünüyor.

Adana Demirspor-Gaziantep BŞB: 4-1

İBB-Buca maçının daha 'realist' versiyonunu izledik. Deplasmanda neredeyse 10 pozisyon harcayan Antep Belediye, Bucaspor kadar şanslı ve dirençli değildi. Aslında 3-1 iken bile ezici bir Demirspor üstünlüğü yoktu. İlk yarıda Deumi'nin ADS oyuncusu gibi oynaması neticesinde, Juninho ve Yiğitcan Erdoğan ile 2-0'a geldi maç. Ancak Abdullah Halman, Sinan Özkan ve sonradan oyuna dahil olan Konan'ın becerikli bir günlerinde olmaması, Antep Belediye'nin tek golünün dahi Rostand tarafından ADS kalesine atılmasına neden oldu. 2-1'den sonra ADS'de bir panik görüldü. Ramazan, Sinan, Abdullah ve Konan ile defalarca geldiler ancak skor üretemediler. Savunmayı da iyice öne çıkardıklarından, ani gelişen ADS ataklarına engel olamadılar. Rostand ve Juninho ile maç 4-1'e gelirken, Antep Belediye maçın sonunda dahi gol kaçırmayı sürdürüyor olmalıydı.

Adana Demirspor'un zamana ihtiyacı var. Takım son derece iyi isimlerden kurulmuş ancak hala 'Toplama Takım' hüviyetinden sıyrılabilmiş değil. Juninho'nun neler yapabileceğini geçen sezon açık biçimde gördük. Ligde bu kadar tehlikeli çok az forvet var. Antep Belediye ise, savunmada korkunç bir maç çıkardı. Deumi-Cihan Can İkilisinin araya kaçanlara bakmaktan fazlasını yapması gerekiyor. Ayrıca, bu kadar iyi hücum oyuncusu ve bu kadar atak ile tek gol bulmaları, onu da rakip santrforun kendi kalesine atması resmen trajikomik bir durum. Abdullah Halman'ın derhal toparlanması lazım, takımın en potansiyelli forveti o benim gözümde. İki takım için de gelecek karanlık değil bence, iddiaları sürecektir.

Orduspor-Mersin İdman Yurdu: 0-0

Skor sizleri aldatmasın, şahane bir maçtı ve izlerken gerçekten keyif aldım. PTT 1. Lig'in yenilerinin Ordu'daki kapışmasından gol çıkmadı ancak son derece kaliteli bir futbol oynandı. İki takımın da hücum oyuncuları pek başarılı değildi ancak orta sahadaki direnç ve zaman zaman çok artan tempo, bırakın 'STSL'i aratmadı' klişesini, resmen yolda bıraktı. Orduspor'un hareketli 4-1- 4-1'ine, MİY düz 4-4-2 ile karşılık gelmişti. İlk yarıda sahada kesin bir Orduspor üstünlüğü vardı. Genellikle Eren ve Anıl'ın klas hareketleri ve Landel'in durdurulması oldukça zor driplingleriyle etkili de oldular ancak tek santrforları Subasic'in etkisiz oyunu neticesinde hücum çeşitlemeleri daha da artamadı. Mersin İdman Yurdu orta sahasındaki Lavval ve Murat Ceylan'ın rakibin peşinde koşmakla çok enerji harcaması, MİY akınlarının hep doğaçlama ve bireysel hatalardan doğmasına sebebiyet verdi. Erciyes'ten gelen Kenan-Emrah İkilisi, rakip stoperleri zorlasalar da, Nduka'nın çok kötü oyunu ve diğer kanattaki Gerçekten çok mücadeleci bir oyuncu ve takıma yararı da çok fazla. Üstelik stoperlerin de işini kolaylaştırıyor. Adana maçında çok iyi oynayan ve bir de gol atan Ufukhan Bayraktar'ın sakatlığının tekrarlaması nedeniyle oyundan çıkması, yerine Soro'nun alınmasına neden oldu. Golü kaçıran Kenan, ikinci yarıda yine topu gezdirmekte sorun yaşayan MİY orta sahasından uzatılan uzun bir pasa hareketlendi ve hatalı çıkan Ordu kalecisi Ferhat'ı çalımladı. Ancak ne olduysa birden duraklayan Kenan, Soro'nun kaleyi kapatacak zamanı bulmasına ve topu çizgiden çıkarmasına yol açtı. Anıl Taşdemir'in yorulmasıyla biraz duraksayan Ordu, teknik direktör Erkan Sözeri'nin diğer forveti Alex'i de oyuna sürmesiyle gol için umutlandı ancak hücumdaki üretkenlik artmayınca, iki takım da golsüz beraberliğe razı oldu. Mehmet Yıldız bu takımın derdine derman olmaz ama en azından bir alternatif olabilir. MİY'nun zamana ihtiyacı var, şu anki görüntü takım olamadıkları yönünde.

Fethiyespor-Balıkesirspor: 0-4 iken tatil edildi...

Geçtiğimiz sezonlarda birçok Fair-Play ödülü bulunan, taraftarının imrenilerek anlatıldığı Fethiyespor'un PTT 1. Lig'deki ilk maçı, çıkan olaylar nedeniyle tamamlanamadı. 68. dakikada Muhammet Reis'in durumu 0-4'e getirmesinin ardından çıkan olaylar nedeniyle maç tatil edildi ve çok büyük ihtimalle 0-4 olarak tescil edilecek. Muhtemelen de Fethiye'ye ağır bir ceza gelecek. Maçın hakemi Özkan Çeliker'in ideal bir yönetim gösterdiğini kesinlikle düşünmüyorum. En basitinden, kendisine çok kızgın Fethiye taraftarının tam önüne gidip, 4. golden sonra yan hakemle konuşması son derece mantıksızdı. Maraton tribününün önünde süren o sohbet esnasında başına bir cisim gelince de, bir saniye bile düşünmeden maçı tatil etti. Elbette, önce sporcu sağlığı ve can güvenliği gelir. Hakeme şiddet uygulanmasını da makul göstermeye çalışmıyorum. Ancak, hakemin de bu atmosferi düşürmek için hiçbir şey yapmadığı da ortada. Emre Öztürk'e şut çekerken rakiple çarpıştığı için ikinci sarıyı göstermesi, bu maça çok motive olmuş Fethiyelileri çılgına çevirdi. Tribünlerde ve takımda bu özel maça ayrı bir heyecanla hazırlanıldığı çok belli oluyordu keza. Belki de skorun ve oyunun tamamen Bal-Kes lehine olmasının da birinci sebebi buydu. Fethiyespor'un defansı çok açık veriyor, iki maçta 7 gol yemeleri hayra alamet değil. Çok mücadele ettikleri bir maçta, taçtan gelen topla gol yemeleri ve üzerine de 10 kişi kalmaları moral durumlarını sıfıra indirdi. Buna 'çok şey yapmak isterken hiçbir şey yapamamak' yani aşırı motivasyon da diyebiliriz. Aykut-Ertuğrul İkilisinin dirençli tuttuğu merkez orta sahanın önündeki 4 ofansif oyuncudan, özellikle Lalavvele ve Kankan çok etkili görünüyor. 2 gol atan Muhammet de dikkatleri çekti. Balıkesirspor, sezon önceki tahminimi yanlış çıkaracak gibi görünüyor.

Denizlispor-1461 Trabzon: 2-0

Kalecilerin oldukça ilgi çektiği bir müsabaka oldu diyebilirim. Bir de Denizlispor'un talihsiz formasının. Yeşil-Siyah renklerle doğmuş ve büyümüş bir Sakaryaspor sevdalısı olarak, o formayı bir an önce unutmak istiyorum açıkçası. Mustafa Tiryaki'nin yokluğunda ileride Taha'yı bırakan 1461, Taha'nın Tiryaki kadar kuvvetli ve ileride top tutabilme özelliğine sahip olmaması nedeniyle, daha ziyade duran toplarla ve ani ataklarla gol aradı. Maçın başında sol taraftan Serdar Dursun'un kestiği topa nefis vuran Kahe gol defterini açarken, ilk yarıda Taha ile iki kez iyi gelen 1461'e Ozan 'dur' dedi. Ozan Evrim Özenç, iki haftadır kalesinde gösterdiği performansla ve estetik kalecilik stiliyle gerçekten de dikkat çekiyor. Çıkışının sürmesini diliyorum. Kahe'nin ağır bir oyuncu olması, zaman zaman Denizliyi zorlayacak gibi görünüyor. Rakibin baskı kurduğu anlarda, muhakkak yardımcı bir oyuncunun ona destek vermesi gerekiyor. Bajram Fetai de çok atletik bir oyuncu olmadığından, iki yavaş ofansif oyuncuyla baskının daha da büyümesi muhtemel. İşte 1461'in baskısı dakikalar geçtikçe artarken, ikinci yarıda oyuna dahil olan 95 doğumlu Şevki, yaşından beklenmeyecek sakinlikte bir gol vuruşu yaparak takımına iki farklı üstünlüğü getirdi. Denizlispor'u çözmem biraz uzun sürecek gibi, bu konuda anlayış göstermenizi bekliyorum. Kadroda çok fazla genç oyuncu var ve onları da zaman içinde tanıyacağız. 1461'de ise Barış Memiş, Gökhan Alsan ve Jebrin'in skora daha fazla katkı vermesi gerekecek. Taha'nın Trabzon halkına kendisini kabul ettirmesi biraz sürecek gibi görünüyor keza. Genel çerçeveden bakarsak, iki takımın da zirve hedefinden uzak olduğu çok belli. Hakem Alper Ulusoy'un, ikinci yarıda Mehmet Kuruoğlu'na inanılmaz sert giren ve oyuncunun ayağını kıran Mert Çakar'ı oyundan atmaması ise akıl almaz bir karardı. Hakemi ve Denizlispor oyuncusunu da vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.

Manisaspor-Şanlıurfaspor: 0-0

 

Fazlaca taktik mücadeleye sahne olan bir maçtı. Urfa'da Raşit Çetiner Hoca, Sercan Yıldırım, Fotakis ve Sezer Badur'u yine kulübeden sahaya sürdü. İleride tek bıraktıkları İsmail Haktan'a sağ kenardan Yasin ve ortadan Sedat ve Sankoh gibi sürpriz adamlarla destek vermeye çalışan Urfa, özellikle ilk yarıda hiçbir hücum etkinliği ortaya koyamadı. Çetiner'in temkinli yaklaşımına, Manisa'nın hocası Kemal Özdeş de sahipti. Perovic'i soldan, Murat Gürbüzerol'u da sağdan içeri sokmaya çalışan Manisa, ileride tek bıraktığı yeni transfer Simonek'in lige acemi olması neticesinde çok üretken olamadı. Orta sahada çok sert ve sağlam adamların çarpışması şeklinde geçen ilk yarıda, özellikle Urfa'nın sol kanadında büyük kapışmalar izledik. Sercan'ın oyuna girmesi çok da büyük bir etki yaratmadı hatta-elbette sadece Sercan yüzünden değil-Manisa oyunu daha öne taşımaya çalıştı. Simonek'in çok silik oyunu neticesinde Perovic ileriye ve kulübeden gelen Haşan Ali de sol öne geçti ama maç boyunca Sercan'ın rakibi driblingle delme çabaları ve Manisa'nın bol bol duran top denemeleri dışında fazla bir icraat göremedim. Haftanın son maçında kazanmak için oynayan bir taraf yoktu ve nitekim kazanan da olmadı.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: