Bolu Eski Milletvekili yerel seçimler öncesi iktidara yüklendi

07/09/2013 00:00

Saadet partisi seçim startını Genel Merkezden gelen yöneticilerle verdi. Şehir merkezinin yanı sıra tüm ilçeleri ziyaret edecek olan Saadet Partisi Genel Merkez yetkilileri, yerel seçimler öncesi örgütlerde yapılan çalışmaları inceleyecek. Saadet Partisinin adeta seçim için start verdiği toplantıda tanıdık bir isim de vardı…

Haber: Nermin KAYA

Eski Bolu Milletvekili Fethi Görür, Genel İdare Kurulu Üyeleri Ahmet Kul, Ahmet Kavas ve Salih Berber 2014 yerel seçimler öncesi kendi deyimleri ile “Partinin röntgenini çekmek” için Bolu’ya geldi. Saadet Partisi İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında Bolu Eski Milletvekili Fethi Görür konuştu. Görür, konuşmasında yerel seçimler öncesi İl ve İlçe örgütleriyle değerlendirme yapacaklarını belirtirken, aday belirleme sürecinin ise genel merkez tarafından değil, il ve ilçe örgütleri tarafından yapılacağını vurguladı. Konuşmasında eski yoldaşlarının iktidarlarına çatan Görür, “Milli gelirin üç kat arttığı ülkemizde, bu artış dar gelirliye değil yabancı kaynaklı sermaye sahiplerine yaramıştır” dedi. Görür, ayrıca Ak Partinin dış politikasını da eleştirdi. İşte o konuşma:

2014 Mart seçimleri öncesi teşkilatlarımızı gözden geçirmek için böyle bir program belirledik. Teşkilatları teftiş etme ve teşkilatların adeta röntgenini çekmek için buradayız. İlçelerimiz tek tek yerinde ziyaret edilecek. Teşkilat yapısı, teşkilatların mevcut durumları ve şuana kadar yapmış oldukları faaliyetlerle alakalı değerlendirmeler yapılacak ve kısmet olursa 2014 Mart seçimlerine Bolu dinamik ve iddialı bir şekilde girecek.

Seçimden zaferle çıkacağız

Bolu örgütü, yerel seçimler için aday belirleme çalışmaları ve onun dışında il ve il genel meclisi üyeleri için adayların belirlenmesi konusunda ciddi çalışmalar yapıyor. İnşallah bu çalışmalarla Bolu’da seçimlerden zaferle çıkmış olacağız.

Gündemden hepimiz nasibimizi alıyoruz

Tabi bu meyanda aynı zamanda teşkilatlarımızda Türkiye ve dünya gündemi ile ilgili değerlendirmelerde yapıyoruz ve yapacağız.

Türkiye ve Dünya gündeminden hepimiz nasibimizi alıyoruz. 11 seneyi tamamlamak üzere olan Ak Partinin dış politika, ekonomik ve sosyal politikalarla ilgili icraatları var. Mutlaka bunlar çerçevesinde başarılı olanları da var. Ama genel olarak ülkemiz 11 senede nasıl etkilenmiştir. Asıl değerlendirilmesi gereken bana göre budur. Uygulanan ekonomik politikalar kapsamında Bolu’da yaşayan çiftçimiz, memurumuz, köylümüz, esnafımız nasıl etkilendi? Bizzat Sayın Başbakanın ifadesi ile 270 milyar dolar olan milli gelirimiz üç kat artarak 870 milyar dolara yükseldi. Ülkenin milli geliri üç kat artarken çiftçinin, köylünün, memurun, emeklinin geliri de üç kat arttı mı buna bakmak lazım.

Milli gelir artışı vatandaşa olumsuz yansıdı

Büyük bir fotoğrafta milli gelirin arttığını söylemek meseleyi tahlil etmiyor. Nedir mesele pasta üç kat büyürken, bu büyüyen pastadan kimler pay aldı? Bakıyorsunuz emekli, çalışan, memur, işçi yıllık enflasyonun üzerinde bir zam alamadı. Ama pasta üç kat büyüdü. Küçük esnaf her gün kepenk kapatıyor. Ama öte taraftan uluslararası sermaye kat be kat büyüyor. Çarşıda bir esnaf kepengi kapatırken asgari ücretle iş aramak zorunda kalıyor. Yanında çalışan işsiz kalıyor. Bir sürü insan mağdur oluyor. Türkiye’de milli gelirin artması sadece ve sadece gelir dağılımında ki adaletsizliği arttırmıştır. Bu gelir dağılımından düşük geliri olan olumsuz etkilenmiştir.

Burası Muz Cumhuriyeti mi?

Türkiye’de çok garip olaylar oluyor. Sayın Başbakan tuttu Gezi Olaylarını faiz lobisi yapıyor dedi. Arkasından çıktı, kredi kartı kullanmayın, dedi. Şimdi ben soruyorum, bu ülkede hangi bankanın kendi başına kredi kartı çıkarıp, kullandırma hakkı var. Burası muz cumhuriyeti değil. Bir ülkede bankalar kredi kartı çıkarıyorsa bunun kullanım koşullarını Maliye Bakanlığı tespit eder. Kendi bakanlığının kurallarını koyduğu bankaların kartlarına Sayın Başbakan çıkıp Süleyman Demirel mantığı ile nasılsa vatandaş mevzuatı bilmez diye düşünerek, kullanmayın diyor. Çıkıp gezi parkı olaylarını bunlar yaptı diyor. Bu olaylarla onların ne alakası var. Rantiyeyi hedef gösteriyorsun. Bakın 2012 yılında kurumlar vergisinin ilk on sırasında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez 8 adet banka yer almıştır. Demek ki bu ülkenin tarihinde rantiyeyi en güzel besleyen bu iktidar olmuştur. Yani üç kat artan o milli geliri yabancı sermaye ve bankalar alıyor. Vatandaş sürekli dezavantajlı durumda kalıyor. Bu şartlar altında ekonomide maalesef insanlarımız on yıldır sürünüyor.

Esma’ya ağlamadan önce BOP Eş Başkanlığından istifa etsin

Öte yandan dış politikaya bakıyorsunuz.  Sayın Başbakan geçenlerde Mısır’da hunharca öldürülen Esma kızımız için ağlıyor. Çok güzel bir duygu, günahsız bir insan için, özellikle bir ülkenin Başbakanının çıkıp ağlaması takdire şayan bir davranış. Ancak Sayın Başbakan, bugün Arap Baharı sahte ismiyle Ortadoğu’yu iç savaşlara sürükleyen bölen parçalayan Büyük Ortadoğu projesinin (BOP) eş başkanıdır. Sayın Başbakan keşke önce bu eş başkanlık görevinden istifa etse de sonra ağlasaydı. Sayın Başbakanın ve Ak Partinin Irak işgali esnasında ki politikasını biliyorsunuz. Kuzey Irak’ta ki Amerikan işgaline hava üssünü açarak yol verdiler. Orada bir buçuk milyon insan öldü, Sayın Başbakan hiç ağlamadı.

Bugün halen Libya bombalanacak. NATO devreye girecekti. Sayın Başbakan dedi ki NATO savunma paktı, saldırı paktı değil, ne işi var. Ama Başbakan’a sesini çıkartma dediler, geldiler İzmir’e üst kurdular. Gittik, batı emperyalistleri ile beraber Libya’yı, Irak’ı bombalattık. Mükafat olarak ise dostlarımızdan, müttefiklerimizden yanı başımızda bir Kürt Devleti aldık. Bunlar Ak Partinin kırmızı çizgileriydi. Bütün çizgiler yeşil oldu, Barzani eşkıyaydı, Ak Partinin kongresinde şeref misafiri oldu. Yani övündükleri dış politika budur.

 

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!

İsim

Email

Yorum

 1250 karakter yazabilirsiniz