• resmi ilanlar

Ünlü siyasetçiden olay yaratacak sözler!

18/09/2013 00:00

Yerel siyasete Milli Görüş çizgisindeki 25 yıllık siyasi geçmişiyle damga vuran ve Ak Parti çatısı altında siyasi faaliyetlerini sürdüren Abdullah Uzun, geçmişte Ak Partili yerel siyasilere yönelik basın aracılığıyla yaptığı eleştirilerin yadırgayan ifadelerle sıkça gündeme getirilmesi karşısında samimi ifadeler kullandı. “Beklentiler doğrultusunda hiçbir zaman siyaset yapmadım” diyen Uzun, Ak Parti çatısı altında il başkanlığına, milletvekillerine ve belediye başkanlığına yüz yüze ortamlarda eleştirilerini halen çözüm yöntemleriyle birlikte sunmaya devam ettiğini söyledi.

 

“Ak Parti belediyeciliğinin temeli 1994’teki Milli Görüş belediyeciliğidir. Bunun da en büyük mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır” diyen ünlü siyasetçi Uzun, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki başarılı çalışmalarının günümüzde Ak Partili belediyelere ilham kaynağı olduğunu söyledi. Yerel seçimlerde en ciddi rakip olarak gösterilen CHP’nin Ak Parti karşısında tutunamayacağını savunan Uzun, “CHP, belediyecilikte Ak Parti’den fark yedi. Önce aradaki farkın kapanması lazım” sözleriyle CHP’yi zorlu yarış öncesi saf dışı bıraktı. Uzun, ayrıca hükümet politikalarına paralel olarak Bolu’nun da 2023 hedeflerini bir an önce oluşturması gerektiğine vurgu yaptı.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

 

Neden Abdullah Uzun?

Bolu siyasetinde 25 yıllık siyasi geçmişi ve birikimiyle tanınan Abdullah Uzun, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi’nde Milli Görüş çizgisinde sürdürdüğü siyasi yaşantısını HAS Parti’nin ardından şimdilerde Ak Parti çatısı altında sürdürüyor.

Numan Kurtulmuş’la birlikte HAS Parti kurucuları arasında yer alan ve Kurtulmuş’la birlikteliklerini Ak Parti’de de sürdüren Abdullah Uzun, yerel siyasette Ak Parti’yi yakından ilgilendiren hemen hemen tüm konularda kısa süre içerisinde muhatap haline geldi.

Siyasi geçmişinde oluşturduğu olumlu tablonun bunda elbette ki etkisi oldukça fazla. Ancak onun son dönemde gündemde sıkça yer almasının bir başka gerekçesi de kendisi için kamuoyunda artan belediye başkan aday adaylığı beklentisi.

Şu ana kadar bu yönde net bir adım Abdullah Uzun cephesinden gelmedi. Ancak kendisinin siyasetteki başarısının nedenleri, kamuoyunda açıklamalarının bu denli kabul görüşünün gerekçeleri siyasetin masaya yatırıldığı her ortamda tartışıldı.

Abdullah Uzun’la ilgili hem bu konuları konuşmak, hem de kendisinin belediyecilik faaliyetlerine dair görüşlerini ve ideallerini öğrenmek üzere bir araya geldik.

 

Bolu kamuoyunun son dönemde sıkça telaffuz ettiği isimler arasında gelen Abdullah Uzun’la Bolu Express Gazetesi’nde yaptığımız ve iki gün sürmesini planladığımız röportajın ilk günkü bölümünü siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.

 

Kamuoyunu yakından ilgilendiren konulara dair Ak Parti üyesi sıfatıyla onlarca kez görüşlerinizi açıkladınız. Yerel siyasete Milli Görüş çizgisindeki 25 yıllık siyasi geçmişiyle damga vuran biri olarak sadece Ak Parti üyeliği sıfatı ile kitleleri etkilemekte size artık yeterli geliyor mu?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Ak Parti geniş bir camia. Bolu’da da 26 binin üzerinde üyesi var. Bu üyelerin içinde aktif çalışanlar var, çalışmayanlar var. Ben bu 26 bin üyenin içerisinde kendimi özel bir yere konumlandırmıyorum. Böyle bir şey yok. Dava bazlı baktığımızda ise, biz zaferle sorumlu değil, seferle sorumluyuz.

Ben kendimi diğer üyelerin üstünde görmüyorum. Kendimi bu hareketin içinde bir nefer olarak görüyorum. Bugün bulunduğum noktada siyasi bir etiket olmadan da inandığım doğruları, hedeflerimi, davamı, dilimin döndüğü kadar her ortamda anlatırım. Bolu’da bazen yanlış bir algı var.

 

Nedir o?

Mesela toplumsal bir olay karşısında insanlar tepki verirken, insanlar tepki gösteren kişiye diyorlar ki; ‘Sen niye tepki veriyorsun? Sen il başkanı ya da ilçe başkanı mısın?’ Bence bu yaklaşım oldukça yanlış.  

 

Bende işte bu noktaya gelmek istiyordum. Ak Parti’yi yakından ilgilendiren konularda medyanın doğal adresi haline geldiniz. Bunun nedenleri sizce neler olabilir?

Tepki vermenin birinci şartı Müslüman olma şartıdır. Ben bu tepkiyi verirken, Müslüman olma kimliğimle veriyorum. İslami literatürde, ‘Zulmün karşısında sessiz kalanda zalimdir’ görüşü yer alır. Bir yerde bir yanlış görürseniz onu önce elinizle, elinizle gücünüz yetmiyorsa dilinizle, dilinizle de gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğz edin. El, yetkili olmak demektir. Ben kendime şahıs bazlı baktığımda elimde bir yetki yok. Ben milletvekili değilim, belediye başkanı değilim, il başkanı değilim. Bu nedenle elimle düzeltemiyorum. Ama dilim var benim. Dilimle bunu söylüyorum. Kalkıp, ‘Bu yanlıştır’ diyebiliyorum.

Siyasi hayatım boyunca çeşitli olaylar görmüş, badireler atlatmış biri olarak, Refah Partisi döneminde iktidarı da gördük, 28 Şubat’ı da gördük, daha sonraki dönemde parti kapatmalara şahit olduk, 27 Nisan e-muhtırasını da gördük. Bir siyasetçi için bunlar birer tecrübe. Bir siyasetçi geçmiş dönemde bu olayları yaşadığı zaman geçmişe bakarak bugün yaşanan olaylar karşısında, ‘Nereye varılmak isteniyor?’ sorusunun yanıtını gayet doğru bulabilir. Benim yapmış olduğumda işte bu. Geçmişte yapılan hataları, geçmişte Türkiye üzerinde oynanmak istenen olayları değerlendirdiğimde, bugün yapılmak istenenleri rahatlıkla okuyabiliyorum. Bunu okuyabilmek içinde bir il başkanı ya da ilçe başkanı olmaya gerek yok.

Ben Ak Parti’nin bir üyesi olarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın ekibinin içinde olmaktan gurur duyuyorum. Başbakanımızın özellikle son 3 yıldır ne yaptığını, ne yapmak istediğini bilenlerden olarak gurur duyuyorum. Benim tek gayem, Başbakan’ın Bolu’da elinin yere düşmemesidir. Bugün Türkiye’de yaşananlar, yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi, yeni anayasa ve milletvekilliği seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu bilenlerden ve bununda önemini kavrayanlardan biri olarak, bir nefer olarak çalışmaktan gurur duyarım. Ben beklentiler doğrultusunda hiçbir zaman siyaset yapmadım. Ben ekip adamıyım, dava adamıyım. Yola çıktığım kişiler için sorgulama yapmam. Üzerime ne düşerse, er olarak, çavuş olarak, alay komutanı olarak, tabur komutanı olarak, elimden gelen ne varsa görevi alır, hakkıyla da yerine getiririm.

 

Peki, Abdullah Uzun ve açıklamaları sizce kamuoyunda neden bu denli kabul görüyor?

Benlikten Allah’a sığınmalıyız. Bir kişi ben, ben, ben dediği zaman o kişi uçurumdan aşağı gitmiştir. Ya da yuvarlanıyor farkında değildir. Bizim Bolu’da kabul görmüşlüğümüz karşısında ilk söyleyeceğimiz, Elhamdülillah! Yani sokakta yürürken, sağ partili seçmen, sol partili seçmen, milliyetçi seçmen Abdullah Uzun’a gözleri gülerek selam veriyorsa, illa çay teklifinde bulunuyorsa, Elhamdülillah bu bizim için büyük bir rütbedir. Yani bu şahsımızın, aile yaşantımızın, ticari hayatımızın doğruluğuyla alakalıdır. Bu benle alakalı bir şey değil, bizim savunduğumuz doğruların, fikirlerin karşılık bulması ile alakalıdır. Bir şehirde siyasi birini gördüğünde yolunu değiştirmiyorsa bir vatandaş, üstelik çay davetinde bulunuyorsa, bu bence en büyük rütbedir.

 

Açıklamalarınızda, dava adamı, görev adamı olduğunuzu, ayrıca Başbakan’a sıkı sıkıya bağlı olduğunuzu vurguladınız. Yerelde sizi bünyesine dahil edebilecek veya sizin kendi ekibinizi oluşturabileceğiniz bir atmosfer var mı?

Ben sürekli il başkanımız, milletvekillerimiz ve belediye başkanımızla da görüşürüm. Muhalefetteki pozisyonumu halen göz önünde bulunduran insanlar, ‘Siz açıklamalarınızla belediye başkanını milletvekillerini eleştiriyordunuz. Peki, bugün Ak Partili olarak, Ak Parti’nin içinde bir nefer olarak ve muhtemel belediye başkan aday adayı olarak geçmişte yapmış olduğunuz eleştirilerin yine arkasında olacak mısınız? Bu kişilerin yapmış oldukları yanlışlar varsa, doğrusunu da göstererek eleştirilerinizi sürdürecek misiniz?’ şeklinde insanların zihinlerinde birtakım sorular var.

Muhalefet partisinde iken, aynı siyasi partide olmadığımız için belediye başkanımızın yapmış olduğu doğru işleri de, yanlış işleri de ona aracı olan basın üzerinden yaptık. Bu doğaldır. Hükümet Meydanı’ndaki çalışmalar olsun, parklarla veya yollarla ilgili olsun, teşekkürümüzü de, tenkitimizi de basın aracılığıyla yaptık. Keza hükümetin yapmış olduğu genel politikalarla ilgili tebrik ve tenkit açıklamalarımızı da yine basın aracılığıyla yaptık. Bugün gelmiş olduğumuz noktada insanlar sanki yine Abdullah Uzun gazetelerde açıklama yapsın, belediye başkanını, il başkanını ya da milletvekillerini eleştirsin diye düşünüyorlar. Ama artık ben Ak Parti’deyim. Ben Ak Parti’de siyaset yapan gerek il başkanımız, gerek milletvekilimiz, gerek belediye başkanımızla oturup, ‘Şu konuda yanlış yapıyoruz. Bu konuda şöyle yapmamız lazım’ diye, yine eleştirilerimi de yapıyorum, çözüm önerilerimi de sunuyorum. Şehir olarak baktığım zaman hepimiz aynı şehirde yaşıyoruz. Ülke olarak baktığımızda da hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Bende bu partinin bir neferi olarak şehrin idarecilerinden seçilmişlerine, parti üst yöneticilerine, bu genel merkezde olabilir, doğru olanın ne olduğunu açıkça söyleyebilirim. Bunun karşısında da karşı taraftaki yöneticilerde gerekli izahatları yapıyorlar.

 

Ak Parti ülke genelinde önce 2023 hedeflerini ortaya koydu, ardından da 2071 hedeflerinin oluşturulmasının startını verdi. Sizce Bolu’da 2023 hedefleri neler olmalı? Çünkü halen somut bir hedef yok ortada.

Eğer Allah nasip ederse, 2023’ü biyolojik anlamda görme imkanımız var. Ama 2071’i bizden sonraki nesiller yaşayacak. Bizleri 2071 için, bizden sonraki nesiller için perspektifler ortaya koymamız lazım. Ben Türkiye’de belediyecilik çıtasının Ak Parti ile yükseldiğini savunanlardanım. Türkiye’nin hangi iline giderseniz gidin, Ak Parti ile yönetilmiş bir belediyenin çıtası eski Türkiye belediyeciliğine nazaran kat ve kat yukarılara çıkmıştır. 2023 vizyonuyla Ak Parti o çıtayı daha da yukarı çıkarmayı hedefliyor. Önceden illerde hava kirliliği, su sorunları, çöp yığınları vardı. Şehirleşme adına imarla ilgili sorunlar vardı.

Ak Parti belediyeciliğinin temeli 1994’teki Milli Görüş belediyeciliğidir. Bunun da en büyük mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Nurettin Sözen’den sonra belediye başkanı olduğunda İstanbul’un hava, su ve trafik sorunlarını çözmüştür. Çöp yığınlarını ortadan kaldırmıştır. Bu çıta artık öyle bir hale geldi ki, trafik, çöp, altyapı hizmetleri, su ve kanalizasyon hizmetleri artık sıradan hizmetler haline geldi. Ve artık vatandaşlar bu hizmetleri sıradan hizmetler olarak görmeye başlamışlardır.

Oysaki 15-20 yıl öncesinde çöpler düzenli toplandığında, o belediye başkanı başarılı sayılıyordu. Kanalizasyonlar sokaktan değil de, yeraltından akıyorsa, o belediye başkanı mükemmel bir belediye başkanı olarak tanımlanırdı. İşte bu aşamaya Sayın Başbakanımız sayesinde gelindi. İşte bugün sadece Bolu’da değil, diğer kentlerde de 2023 hedefleri doğrultusunda bir belediye anlayışı olacak.

Benim Bolu şehriyle alakalı düşüncelerime gelince. 2023 yılında Bolu’da nüfusu ne tahmin ediyoruz? 2023’te Bolu bir turizm şehri olacaksa Bolu nerelerde, hangi yatırımlar olacak? 2023 yılında Bolu’da yaşayan bizler olarak ne kadar göç alacağız? Ankara ve İstanbul metropolleri ortasındaki konumumuz ne olacak? Büyük bir şehir olma yolunda mı ilerleyeceğiz, yoksa doğa harikası olarak ve butik bir şehir mi olacağız? Artık ‘Ben gelirsem daha çok yol yapacağım. Ben gelirsem kaldırım taşlarını sarıya boyayacağım’ şeklindeki vaatlerin devri bitti. Ak Parti çıtayı işte böyle yükseltti. Bu görüşleri de bir CHP’li siyasetçi düşünemez. Ve bu yarışın içine artık giremez. Bunu yapabilmesi için merdivenleri sırasıyla çıkması lazım. CHP, şu anda Nurettin Sözen döneminde suların akmadığı, göllerin kuruduğu, çöp yığınlarının sokaklarda kümelendiği aşamada kaldı. Ak Parti belediyecilikte 20’nci basamakta ise, CHP 2’nci basamaktadır. CHP’nin önce oluşan bu farkı kapatması lazım. Ak Parti ise 20’nci basamaktan 40’ıncı basamağı kendisine hedef koyuyor. Ak Parti kuşağı artık 2023’e odaklanmış durumda, CHP ise 1990 öncesindeki Murat Karayalçın döneminde takılı kalmış vaziyette. Ak Parti belediyeciliğinin hedeflerini CHP hayal bile edemez.

 

 

(Röportajımız yarın devam edecek)

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: