
Takvimler Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarını göstermekteydi. Koca Cihan İmparatorluğu'ndan geriye kalan topraklar İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunan işgali altındaydı. Genci yaşlısı bütün bir Anadolu elinden gelenin en iyisini yaparak işgale karşı koymaktaydı. Yunan ordusu ilerlemiş. Sakarya Bölgesine kadar gelmişti. Türk Ordusu bu ilerleme karşısında Polatlı civarında karargah kurmuş bütün bir ordunun gözü kulağı karşı cepheden gelecek en ufak bir bilgideydi. İşte o hayati önem taşıyan ve bir milletin kaderini değiştirecek bilgiler Teşkilat-ı Mahsusa için çalışan ve Rumcayı anadili gibi bilen köy imamına bağlıydı. Görev yaptığı köy, Yunan çizmeleri altında kalan Yusuf Çelik, Kurtuluş Savaşı'nın o çetin şartları altında Yunan karargahından edindiği bilgileri her gece at sırtında süren saatlerce yolculuk sonunda Türk Karargahına taşıyor, Yunan askerleri ise onun varlığından haberdar olup yakalanması için uçaklarla bilgi notu dağıtıyordu. Ta ki Yunanlılar tarafından yakalanıp şehit edilene kadar.
Yunan askerleri tarafından 1922 yılında Sivrihisar’da yakalanıp şehit edilince Çelik ailesinin hanımı çocukları ile birlikte bir başlarına kaldı. Yusuf Çelik’in 91 yıl önce hak ettiği İstiklal Madalyası, babasının ve ninesinin anlattığı kahramanlık hikayelerini Genelkurmay arşivleri ile kanıtlayan ve belgeleyen torunu Fevzi Özçelik'e (75) verildi. Babasının 1950 yılında dedesinin mezarını aradığını söyleyen Fevzi Özçelik, “Babam 1950’li yıllarda arıyor babasının mezarını. Fazla bir bilgiye ulaşamıyor. Uzun yıllar ben de bu hikaye ile büyüdüğüm için 1972 yılında dedemin mezarını buldum.” dedi.
Eskişehir’in Beylikova ilçesine bağlı Doğanay köyünde dedesinin mezarına ulaşan Özçelik sözlerini şu şekilde sürdürdü: “1972 yılında dedemin mezarını buldum. Şehitlere yakışır bir mezar yaptırdık. Daha sonra Genelkurmay'a müracaat ettim. Dedemin şu tarihlerde görevli iken şehit düştüğünü bildirdim. Akıbeti hakkında bilgi istedim. Gerçekten de dedemin görevli olduğu sırada Yunanlılar tarafından şehit edildiği bilgisini verdiler. Madalya almak için müracaat ettik. Genelkurmay arşivlerinde dedemin Yunanlılar tarafından şehit edildiği ortaya çıktı. İstiklal madalyasını aldık. Madalyayı da ailenin en büyüğü olarak verdiler.”
“MADALYAYI DÜKKANININ DUVARINA ASTI”
Köy imamı olarak görev yaptığı sırada birçok bilgiyi Türk karargahına taşıyan dedesinin hikayesini anlatırken duygulanan Fevzi Çelik dedesini şu hikayelerle hatırlıyor: "Dedem Kurtuluş Savaşı yıllarında Eskişehir'in Sakarya Bölgesi'nde görevliydi. Rum lisanını çok iyi bilirdi. Sakarya bölgesinde Yunan Ordusu karargah kurduğu sırada ben ninemin anlattıklarını aktarıyorum. Temas kurma imkanı sağlıyordu. Oradan aldığı bilgileri Polatlı civarında kurulu olan karargaha bilgileri atı ile birlikte götürüp getirdiği anlatılırdı. Zamanla bu anlaşıldı ve bu kişinin öldürülmesine karar verdiler. Aldığı havadisleri ordu mensuplarına taşıdığı anlaşılıyor ve öldürülüyor. Türk ordusu Ankara'ya geri çekildiğinde dedem köy deymiş. Yunanlılar Sakarya boyunda karargah kurmuş köy halkı dağlarda saklanmış. Dedem bir arkadaşıma gidiyorum diye köyden ayrılır. Sabaha doğru geldiğinde atı kan ter içerisinde avluda gezdirirken görülürdü. Ninem bunları tanırdı. Teşkilatı-ı Mahsusa denen oluşumun üyeleriydi bunlar. Yunanlıların köyün üzerine uçakla kağıt atarak dedemin arandığını anlatıyorlardı. Köylüler dedemin mezarına sahiplenmiş. Aradık bulduk isimlerini koyduk. Genelkurmay'a müracaat ettik. Uzun uğraşlar sonucu çıktı ortaya.”
Dedesinin hak ettiği İstiklal Madalyası'nı alan Fevzi Özçelik, madalyayı kendilerine ait dükkanın duvarına asmış durumda.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!