• resmi ilanlar

YOLSUZLUKLARIN ÜSTÜ MÜ ÖRTÜLECEK?

23/12/2013 00:00

Bolu Baro Başkanı Ferit Atalay, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan son değişikliğin anlamını yorumlayarak, “Değişiklik siyasi otoritenin, bakanlarının veya bürokratlarının yaptığı hiçbir yolsuzluğun soruşturulamayacağı anlamına gelir” ifadelerini kullandı. Keyfi yönetimin tescili ile adamına göre soruşturma dönemine girildiğini söyleyen Atalay, “Bu değişikliğin anlamı her soruşturmanın Başbakanın veya Bakanın izni ile yapılabileceği dolayısıyla Hükümet edenlerin soruşturulamayacağı, delillerin gizleneceği ve bütün hukuksuzluğun, yolsuzluğun kolayca örtülebileceği demektir” dedi.

 

Haber: Ebru EYVAZOĞLU

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nca ‘Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre Emniyet ve Jandarma görevlilerinin, adli olaylarda amirlerine bilgi verme zorunluluğu getirildi. Resmi Gazete'nin yeni sayısındaki değişikliğe göre, en üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirecek.

Son yolsuzluk operasyonları birlikte Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki değişiklik “manidar” olarak nitelendirilirken, özellikle hukukçuların bu konudaki tepkisi de sürüyor. Yönetmelikteki değişikliğe ilk tepki veren isimlerden biri Bolu Baro Başkanı Ferit Atalay oldu. Facebook hesabından yaptığı açıklamayı yayınlayan Atalay, yönetmelik değişikliğine sert tepki gösterdi. Av. Ferit Atalay, yönetmelikteki değişikliğin anlamını şöyle yorumladı:

“Resmi Gazete'de yayınlanan değişiklikle, 1/6/2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Adli Kolluk Yönetmeliğinin 3. maddesinin birinci fıkrasında yer alan adli kolluk sorumlusu deyimi ‘Mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından görevlendirilen adli kolluğun komutanını, amirini veya sorumlusunu’ ifade eder şeklinde düzenlenmiştir.

Aynı Yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan ‘savcıları’ ibaresi de ‘başsavcılığı’ ibaresi olarak değiştirilerek ve aynı fıkraya ‘En üst dereceli kolluk amiri adli olayları, suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumakla ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevli ve yetkili olan mülki idare amirine derhal bildirir’ ifadesi eklenmiştir.

Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişiklik Anayasaya ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) Soruşturmanın gizliliği ve Bağımsızlık ilkelerine açıkça aykırıdır.

Adli kolluk soruşturma görevini yürütürken amirlerine değil yalnız ve yalnız soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmelidir. Bu durum yargı bağımsızlığının önemli bir unsurudur. Adli kolluğa soruşturma esnasında kendi birim amirlerine veya mülki amire dolaylı yoldan da olsa bilgi verme yükümlülüğünün getirilmesi YARGI’ya açık bir müdahale olup yargıyı yürütmenin emrine tahsis sonucunu doğuracaktır.

5271 sayılı CMK nın 157 maddesinde tanımlanan soruşturmanın gizliliği ortadan kalkmakta, Yürütmenin soruşturmaya doğrudan veya dolaylı katılımın önü açılmaktadır”

ADAMINA GÖRE SORUŞTURURUM DÖNEMİ

Bu ifadenin siyasi otoriteye yargı üzerinde güç kazandırdığını söyleyen Ferit Atalay, “Bu pratikte ne anlama gelmektedir? Bunun anlamı şudur: Yürütme organının veya onun onaylamayacağı bir suç soruşturulamaz. Soruşturmada savcının hakimiyetinin sona ermesi, yani adli soruşturmaların artık yürütmenin istemine göre biçimlenmesi demektir.

Bu Yürütmenin Yargılamaya en açık müdahalesi olup Kuvvetler ayrılığının, Yargı Bağımsızlığının ve Hukuk Devletinin fiilen ortadan kalktığının tescilidir.

Her soruşturmanın Başbakanın veya Bakanın izni ile yapılabileceği dolayısıyla Hükümet edenlerin soruşturulamayacağı, delillerin gizleneceği ve bütün hukuksuzluğun, yolsuzluğun kolayca örtülebileceği demektir.

Bu değişiklik Siyasi otoritenin, bakanlarının veya bürokratlarının yaptığı hiçbir yolsuzluğun soruşturulamayacağı anlamına gelir.

Bu değişiklik keyfi yönetimin tescilidir. Adamına göre soruştururum demektir.

Bu değişiklik Hukuk Devletinin defterinin dürülerek yerine OTORİTER VE FAŞİZAN devlet anlayışının her şeyi ile egemen kılındığının tescilidir.

 

Bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak da yine Yargı’nın görevidir. Söz Yüksek Mahkemeye geldiğinde (Danıştay’a ) Hukuk Devleti adına nasıl karar vereceğini doğrusu merak ediyorum. Devletlü ne derse haklıdır mı diyecek? Göreceğiz……” ifadelerini kullandı. 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: