19 Nisan 2024

Prof. Dr. Yücetürk’ten ağır eleştiri

07/01/2014 00:00

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Aday Adayı Prof. Dr. Elif Yücetürk, yaklaşan yerel seçimler öncesi üniversitenin mevcut yönetimi hakkında eleştirilerde bulundu, ardından rektör seçilmesi halindeki hedeflerini ortaya koydu.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Aday Adayı Prof. Dr. E. Elif Yücetürk, yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamasıyla, AİBÜ öğretim üyelerine, üniversite mensuplarına ve Bolululara ulaşmayı hedefleyen Prof. Dr. Yücetürk, “Üniversitemiz rektörlüğüne aday olmakla, ne kadar zor bir işe talip olduğumun farkındayım. Önümde bir kurum için aşılması gereken maddi ve manevi birçok zorluğun beni beklediğini biliyorum.

Üniversitemizde kurumsallaşma büyük ölçüde azalmış, kurumsal değerlerde uzlaşı ne yazık ki sağlanamamıştır. Kadrolar liyakate göre değil bir dahaki sefere nasıl başa gelirim diyerek doldurulmuştur. Bu süreci devam ettirebilmek için de seçime birkaç ay kala bile kadroların ilanına devam edilmiştir. İlana çıkılan kadrolardan ne ana bilim dallarının ne de bölüm başkanlıklarının haberi olmuştur. Gerçek öncelik ve ihtiyaçlardan uzak olarak çıkılan ilanlarda, hep alınması istenen kişilerin özellikleri tanımlanmıştır.

İyi ve başarılı yönetim, ekip çalışmasını gerektirdiği kadar ölçülülük ve kıyaslama niteliğini de gerektirir. Kurumdaki resmi ilişkiler, eş, dost, akrabalık, hemşehrilik ve diğer aidiyetlere göre şekillendirilmiştir. Kuruma ait olma duygusu derinden yara almış ve yerini başka duygulara bırakmıştır. Bireysel çıkarlar, kurumsal çıkarlara üstün hale gelmiştir. Başarısızlıklar, haksızlıklar savunulmuş ve kollanmıştır. Yetkiler ve sorumluluklar dağıtılmış ama asla denetlenmemiştir” dedi.

YÜCETÜRK’TEN MEVCUT YÖNETİME ELEŞTİRİ

Yücetürk, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Seçim çalışmalarım sırasında bir yönetim bilimi uzmanı olarak, yönetsel adalet anlamında mevcut yönetimleri utandıracak gelişmelerden haberdar oldum. Başların ayak, ayakların baş edildiği uygulamalar yanı sıra, profesör olma koşullarına sahip olduğu halde halen yardımcı doçent kadrosunda çalıştırılan bir akademisyenin varlığına tanık oldum. Bu süreçte yönetimin kulaklarını tıkadığı çeşitli bölümlerden ve birimlerden yükselen sessiz çığlıkları duydum. Akademik geleneklerin ve değerlerin yerle bir edildiğini gördüm.

Mevcut yöneticilerin etik konulardaki algı farklılığı, açıkça herkes tarafından gözlemlenebilen sorunlar ve duyarsızlık, üniversitemizin kurumsal imajını hızla bozmuştur. Etik olanla olmayan uygulamalar arasında farkındalık oluşturulmamış ve gereken hassasiyet sağlanmamıştır. Bu konularla ilgilenen bir akademisyen olarak geçen süreçlerde ve katıldığım kurullarda her fırsatta dilim döndüğünce, nefesim yettiğince bu sorunlara işaret etmiş olmama karşın yönetsel tutum ve davranışlarda bir değişiklik sağlanmamıştır.”

“REKTÖR SEÇİLİRSEM, BORÇLU BİR ÜNİVERSİTENİN BAŞINA GEÇECEĞİMİN FARKINDAYIM”

Açıklamalarının devamında, eleştirilerini sürdüren Prof. Dr. Yücetürk, şöyle devam etti: “Her çalışanla eşit mesafede durulmamış, istenmeyen kişilere randevu dahi verilmemiştir. İletişim, kurumların can suyunu oluşturur. Bu su, kurutulduğunda ortada kurumsal değerler adına herhangi bir şeyin kalmayacağı açıktır.

Üniversite kaynaklarının, arazilerinin çok iyi kullanılmadığını, döner sermaye gelirinin iyi yönetilmediğini ve adil olarak paylaşılmadığını da biliyorum. Ayrıca borçlu bir üniversitenin başına geçeceğimin de farkındayım.”

PROF. DR. YÜCETÜRK HEDEFLERİNİ AÇIKLADI

Prof. Dr. Yücetürk, rektör seçilmesi halindeki hedeflerini sıralayarak, şunları söyledi: “Ancak büyük ve gelir getirici projeler yapmaya karar veren, üniversitenin bu gidişini durdurmaya talip birisi olarak bu zorlukları hep birlikte, Bolu üniversite işbirliğiyle aşacağız. Kim hangi görüşten olursa olsun sadece üniversitenin çalışanı olarak değil, tüm mesai arkadaşlarımızı ailemizden birisi olarak göreceğiz. Kavgacı, korku salan bir örgüt iklimi yerine uzlaşmacı, farklılıklara saygı gösteren ve bilim ideolojisine sahip bir örgüt iklimi oluşturacağız. Bunu hiç kimseyi ayrıştırmadan, bölmeden, kırmadan, dağıtmadan hukuka ve kul hakkına saygı göstererek gerçekleştireceğiz.

Her çalışanın işiyle ilgileneceği huzurlu bir çalışma ortamı sağlamak, önceliklerimizin en başında gelmektedir. Üniversitemizin yayın kalitesini ve sayısını arttırmak için ciddi çalışmalar yapacağız. Bu amaçla akademisyen arkadaşlarımızın daha fazla proje hazırlamalarını teşvik edeceğiz. Çalışma ve bilim üretimi için kuşkusuz ilk koşul, huzurlu ve barışçıl çalışma ortamlarının oluşmasıdır.

Her konuda üniversitemizin kurucusu eşsiz insan, rahmetli İzzet Baysal Babamızın insan sevgisini ve çalışkanlığını örnek alacağız. Her şeyden önemlisi bilim ideolojisinden hiç ayrılmayacağız. Bu nedenlerle yeni yatırımlar, yeni araştırmalar ve yeni projelerimizi hayata geçirebilmek için desteklerinizi bekliyorum. Üniversitemizi gelin hep beraber hakka hukuka saygılı demokratik, katılımcı bir anlayışla yönetelim.”