• resmi ilanlar

Döner sermaye tartışmalarına yanıt

28/01/2014 00:00

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, Bolu Express Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamada, üniversite hakkındaki döner sermaye tartışmalarına yanıt verdi. Mevzuatlar haricinde üniversitede herhangi bir adım atılmasının söz konusu olmadığını savunan Prof. Dr. Coşkun; “Bu yaklaşımlar karşısında, Sayıştay tarafından oluşturulan 2012 yılı denetim raporlarına bakılabilir” diyerek, şeffaf yönetim anlayışı sergilediklerini belirtti. Prof. Dr. Coşkun ayrıca, AİBÜ’nün kente entegrasyonu hakkındaki hedefleri aktardı ve üniversiteye sınavsız giriş formülü hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 

Röportaj: Mehmet KORKUSUZ

9 Ocak’ta yapılan ve AİBÜ akademisyenlerinin oy kullandığı seçimde 289 oy alarak 1’inci aday çıkan ve ardından YÖK’ün hazırladığı sıralama listesinde 1’inci aday olarak Çankaya’ya sunulan Prof. Dr. Hayri Coşkun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayıyla AİBÜ’ye yeniden rektör olarak atandı. İkinci kez rektör seçilen ilk isim olan Prof. Dr. Coşkun, bu yönüyle AİBÜ tarihine geçen isim oldu.

Prof. Dr. Coşkun, Bolu Express Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamalarının dün yayınlanan ilk bölümünde kendisini ikinci kez rektörlüğe taşıyan başarılı çalışmalarının ayrıntıları anlattı. Prof. Dr. Coşkun ile yaptığımız röportajın ikinci ve son bölümünün ayrıntıları şöyle:

 

Sayın Coşkun, ikinci kez rektör seçildiniz. Bu bir ilk. Geçmiş yıllardaki seçim sonuçları hakkında bilgiler verir misiniz?

İlk seçim 13 Ekim 1994’te yapılmış. Bu seçimde 33 oyla birinci sırada oy alan Prof. Dr. Kemal Güçlüol rektör olarak atanmış. İkinci sıradaki rektör adayı ise Prof. Dr. Yahya Kemal Kaya ise 11 oy almış.

Bir sonraki seçim ise 9 Şubat 1998 tarihinde gerçekleşmiş. İlk sırada Prof. Dr. Ahmet Ali Karaca 47 oy almış, ikinci sırada 19 oyla Prof. Dr. Nihat Bilgen yer almış ve Prof. Dr. Bilgen rektör olarak atanmış. Diğer takip eden seçim 28 Ocak 2002 yılında yapılmış. Ve bu seçimde de birinci sırada Prof. Dr. Yaşar Akbıyık 75 oy almış. İkinci sırada Prof. Dr. Oğuz Yücel 45 oy almış ve birinci sıra adayı Prof. Dr. Akbıyık rektör olarak atanmış. Bir sonraki seçim 20 Ocak 2006 yılında yapılmış. Birinci sırada Prof. Dr. Yaşar Akbıyık 171 oy almış, ikinci sırada Prof. Dr. Atilla Kılıç 97 oy almış ve bu seçim sonrasında da Prof. Dr. Kılıç rektör olarak atanmış.

7 Ocak 2010 tarihindeki seçimlerde ise, Prof. Dr. Atilla Kılıç 171 oy, ikinci sırada ise Prof. Dr. Hayri Coşkun olarak şahsım 129 oy aldı. İkinci sıradan rektör olarak atanmıştım.

Son yapılan seçimde ise 289 oy alarak birinci sıradan yeniden rektör seçildim.

Atılan adımlar, yapılan çalışmaların tamamlanması ve bunun yanında da kalite temelli konuların çalışılması ve üniversitenin belli bir düzeye getirilmesi konusunda inşallah hayırlı bir sonuç olmuş diye düşünüyorum. Bu çerçevede üniversitemizde her alan da barış ve huzur içerisinde geleceğe taşıma amacımız olduğunu da ifade etmeliyim. İnşallah bu saydığımız çalışmaları, önümüze koyduğumuz hedefleri başarabiliriz. Tüm isteğimiz arzumuz bu yönde. İnşallah hep birlikte başarırız.

 

Sayın Coşkun, AİBÜ’de döner sermaye tartışmaları uzun bir süredir gündemde. Rektör adaylığı sürecinde de bu konu ana gündem konusu olarak basında sıkça yer buldu. Sizin eleştirilere vereceğiniz yanıt nedir?

Bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları basın yayın aracılığıyla da yapmıştık. Ama şunun üzerinde önemle durmak isterim. Hiçbir şekilde üniversitemizde yapılan her iş, atılan her adım, yapılan her uygulama mevzuat neyse mevzuata göre yürütülür. Mevzuat haricinde herhangi bir adım atılması söz konusu değildir. Üniversitemizde yönetim kademesinde yapılan her çalışmalar, atılan her adımlar mevcut kanun kural yönetmeliğe göre yapılır. Bunun dışına kesinlikle taşınmaz. Ve üniversiteler bugün bir mevzuatla yönetilir. Hemen her işin bir mevzuatı vardır. Devlet tarafından konmuş ya anayasaya dayanan, ya kanunlara ya da yönetmeliklere dayanan kaide ve kurallar temelinde yönetilir. Hiçbir şey keyfi değildir. O açıdan burası koca bir üniversite 25 bin öğrencisi, 2 bin personeli var. Ayrıca üniversitemiz sürekli denetim altındadır. Sayıştay denetimine tabidir. Her sene Sayıştay denetiminden geçer. 2012 yılı denetim raporlarına bakılabilir bu yaklaşımlar karşısında. Bu haliyle yükseköğretim kurulu denetleme kurulu gelip denetler. Üniversite olarak kendi başına hareket eden bir kurum değiliz. Pek çok mevzuatla yönetilen bir kurumuz. Burada hemen her türlü işlem muhakkak manada mevzuata tabidir. Genel anlamda böyle bir açıklama yapmam mümkün.

 

AİBÜ’nün kente entegrasyonu konusunda gelecek planlamalarınız nelerdir?

Her kurum şehirle entegrasyonunda, bölgeyle ilişkilerinde sahip olduğu kapasiteyle şüphesiz iş yapar. Bizde bu manada sahip olduğumuz birimlerin imkanları ölçüsünde hem şehirle, hem sanayimizle, hem bölgemizle yakın ilişkiler geliştirmiş durumdayız. Bundan sonrada bu ilişkilerimizi arttırarak sürdürme çabasındayız. Bunlar çok farklı kategorilerde olabiliyor. Bazıları sosyal alanlarda, bazıları eğitim alanında… Örneğin Yeniçağa’daki inşaat programımızın uygulamalı derslerini Bolu Çimento sanayi A.Ş. ile yaptığımız bir protokolle doğrudan sanayide öğrencilerimiz eğitim ve öğretimlerini alıyor. Gerede’de bulunan tekstil bölümümüzün şu anda bizim organize sanayi bölgesi içerisinde faaliyet gösteren Elginkan Vakfı’yla ortaklaşa yaptıkları protokol çerçevesinde yine öğrencilerimiz uygulamalı olarak sanayide gerçekleştiriyor. Bunları biz biraz daha arttırmak istiyoruz. Gıda Mühendisliği bölümü öğrencilerimiz zaman zaman kanatlı sektördeki faaliyetleri yakından izleyebiliyor. Yine elektrik-elektronik bölümlerimizin bu türde faaliyetleri var. Zaman zaman sanayiyle birlikte yapılan, kamu hizmetleri anlamında yapılan ya da sosyal sorumluluk içerisinde özellikle eğitim fakültemiz tarafından yapılan pek çok proje var. Dolayısıyla Bolu’da bulunan pek çok kurumla emniyet müdürlüğümüz, valiliğimiz, belediye başkanlığımız, milli eğitim müdürlüğümüzle beraber yaptığımız pek çok proje var. Bağışçılar Vakfı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ortaklaşa yürüttüğü bir proje var. Bu ne? Okul Öncesi Araştırma ve Uygulama Merkezi.  Bu merkezin binasını Bağışçılar Vakfı yaptı. Ve bu merkez içerisinde okul öncesi çağlardaki çocuklarımızın eğitim ve öğretimleri sürdürülmekte ve yapılmakta. 0-3 yaş grlerini bunu üniversitemiz doğrudan uhtesinde eğitim ve öğretim götürüyor. Okul öncesi çağda kayıtlı bulunan çocuklarımızın aynı zamanda anne ve babalarına da eğitimler verilmek suretiyle iyi ve eğitimli bir aile ortamı yetiştirme programı var. Aynı program içerisinde 3-6 yaş grubu çocuklar anaokulu mahiyetinde bu çatı altında eğitimlerini sürdürüyor. Bu çok güzel bir örnektir. Üniversite, vakıf ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliği ile böyle güzel bir faaliyet şu an başarıyla yürütülüyor. Bu ve buna benzer adımlarla hem şehrimize, hem bölgeye entegrasyonumuzu sağlamış bulunmaktayız. Yeterli mi? Hayır. İnşallah bu dönem içerisinde de teknokentle beraber bilhassa sanayimiz ile iç içe daha büyük ve daha fazla çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Birazda teknokentimiz sanayiyle ortaklaşa iş yapabileceğimiz bir nokta ve bir alan. Ama teknokentimiz şu an çok küçük ve şu an az sayıda proje yürütülmekte. Hedefimizi teknokenti daha da büyütmek. Hem öğretim üyelerimizin, hem de sanayimizin burada projeler yapmasında, hem de prototif ürünler geliştirmesinde olanak sağlamak olacak. Aynı zamanda da sanayi-üniversite işbirliğini geliştirecek bir merkez haline gelecektir. Ama bunlar gayret gerektiriyor, zaman gerektiriyor. İlgi gerektiriyor. Ama zaman içerisinde bir bakıyorsunuz önemli bir noktaya gelinmiş durumda.

Özetleyecek olursak, hem eğitim alanında, hem proje alanında, hem de diğer bizim halkımıza sunmak durumunda olduğumuz hizmetler alanında iyi bir seviye yakalamış durumdayız. İnşallah tüm hedefimiz bu yakalanan potansiyelin nihayette çok daha etkin bir noktaya getirilmesi için gayretlerimiz devam edecek. Buna gücümüz var.

 

YÖK Başkanı’nın sınavsız üniversiteye giriş formülünü gündeme getirişini nasıl karşıladınız? Sizce bu uygulamanın Türkiye’de hayata geçirilebilirliği ne durumdadır?

Eğitim sıfır yaştan alınmalı. Ve üniversite sonuna kadar eğitim politikası süreci sonuna kadar kapsamalı. Ülkemizde yüksek öğretime talep çok fazla. Üniversiteli olarak alabileceğimiz öğrenci kapasitesi belli sayıda. Ama bu kapasiteye müracaat edenlerin sayısı kapasitenin üç katı. Öyle onuca da mecburen bir eleme yapmak durumundasınız. Bu elemeyi mevzuatımız, mevcut kurumlarımız yapıp üniversiteye öğrenci yerleştiriyor. Tabi bunun eleştirilebilen yönleri de var, avantajlı yönleri de var. Zaman içerisinde özellikle bu hükümet döneminde çok sayıda üniversite açıldı ve hükümet bu üniversitelere müthiş kaynaklar ayırdı. Devlet üniversiteleri sayısı belki 110’lara yaklaşmış durumda. Bunların kurulması kolay değil. Hakkari’ye kadar üniversite açıldı. Bu üniversitelerin gelişmeleri, büyümeleri için ayrılan kaynaklar fevkalade kaynaklar. Yeni kurulan üniversitelere ayrılan kaynakların yanı sıra bizim gibi eski üniversitelere de önemli kaynaklar ayrıldı. Ayrıca eski üniversitelerde kapasitelerini arttırdılar. Yeni fakülteler, yeni bölümler açıldı. Dolayısıyla bugün dünkü gibi değiliz. Ve gençliğimize sunacağımız fakülte sayısı, bölüm sayısı ve program sayısı epey artmış durumda. Bu sayı artarken zaman içerisinde Türkiye’de böyle bir şeyde gerçekleşiyor. Nüfusumuz ona göre artmıyor. Nüfusumuzdaki artış biraz yavaşlamış durumda. Bu yavaşlamayla beraber belli bir noktaya gelecektir. O noktada artık dengelenebilecektir. O dengelenen noktada üniversiteye giriş şartları ve kuralları daha farklı olabilecektir.

Türkiye’de her zaman en iyisini yapmak durumunda. Sayın YÖK Başkanı, Amerika’da uygulanan yöntemin Türkiye’de yükseköğretime geçişte uygulanabilirliği konusunda çalışmalarda bahsetti. Tabi Türkiye geliştikçe, imkanlar arttıkça bu şartlarda yenilenecektir. Ama Türkiye bir noktada bu konuda belli bir noktaya gelecek ve dışarıda genç bırakmaksızın yükseköğretim sunuyor hale bir gün gelecektir.

 

Açıklamalarınız için teşekkürler Sayın Coşkun.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: