Abdullah Ceyhan
Herkesin yazacak bir şeyi var ama benim söyleyecek çok sözüm var,
Yarım kalan, bitmeyen beraberin de götürdüğün ve yüreğimde biriktirdiğim…
Öncelikle hiç tanımadığım bir memlekette; okumak için geldiğim Bolu’da, baba diyarımdan sıcak bir selam alabileceğim birinin yaşadığını öğrendim telefonunun ucunda. Yıllardır göremediğim memleketimden bir ses.. ; “ Bolu’da bizim hemşerimiz var gazeteci yanına git bir şey olursa”
Not defteri kalem kağıt adres telefon…
Detay Gazetesi’nden adımımı ilk attığım anda Ebru Eyvazoğlu ve Özgür Günaydın ile Fatma ablamın aynı meraklı gözlerle bana baktığı anı anımsıyorum.
Hala…
O acı dolu haberi ilk aldığım anda başladı ve film şeridini geriye doğru sarmaya başladım. Bolu’ya ayak bastığım ilk ana..
“Buyurun” denildi buyurduk . Meraklı gözler önce “Akraba” sandı bizi. “Yok, aynı toprakta yetiştik, suyu ve havasının benzerliğidir” dedim. Sonraları tanıştığım birçok kişi bu benzerlik nedeniyle akraba zannetti bizi. İçim içime sığmıyordu. Gazeteci olmayı düşlerken kendimi Bolu’da Türkçe okuyor bulmanın sersemliğini “Detay Gazetesi”ne yaptığım okul sonrası uğramalarla gideriyordum. Dile kolay tam 4 ay ses çıkarmadan işleyen bir mekanizmayı seyreder gibi gözlem yapıyordum. Hayat, iş okul Bitlis.. Oturduğu koltuktan bir anda çıkıp odaya gelen ve , “ Özel Haberin Var Mı ?” diyen bir ses.. Hastaneye gelirken o sesi duydum.
Hiçbir zaman patron olarak görmedim, göremedim. Alındıysam kırdıysam kırıldıysam hep bu minval nedeniyleydi… Çıkıp gittiğim zamanda helalleşip gittim. “Helal olsun” dedi.
En son bir iki ay önce görüştük. “İkimiz öldüğümüz zaman cenazemizin gideceği yer bellidir” dedi.
Geriye dönüp baktığım zaman böyle olmamalıydı diyorum. Ne olursa olsun böyle olmamalıydı. Güneşin çatlattığı toprak gibiydi yüreği, birkaç damla göz yaşıyla ıslandığı zaman filiz verirdi. İnanamadım ve hala o inançtayım.
Musallada, mezarlıkta sana bakamadım. Bakamazdım da..
.Sen aklımda her zaman “ Özel Haberin Var Mı “ diyen biri olarak kalacaksın. Söyleye bildiğim Ahmet Arif’ten birkaç hece . sadece
Gördüler
Yedi cihan,
in, cin Kaf dağının ardındakiler,
Kıtlık da kıran da olsa
Gördüler analar neler doğurur
Aman aman hey...
Bir bilsen kimlere tasa, kedersin,
Anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki?
Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı ,
Macera değil,
Serabın bir sonu vardır,
Ufkun, sıradağın sonu.
Uçarın, kaçarın bir sonu vardır Senin sonun yok.
MAHŞERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE …. GÜLE GÜLE