• resmi ilanlar

Bolu Belediyesi’nin yatırım kararına veto!

12/06/2014 00:00

Ziraat Mühendisleri İl Temsilcisi Niyazi Kalfa, Alaaddin Yılmaz başkanlığındaki Bolu Belediyesi’nin milyonlarca lira yatırım bedeli ile spor kompleksi oluşturmak istediği Karaçayır’ın mera alanı olduğunu belirterek, bölgede tarım dışı yatırım yapılmasına karşı çıktı. Bölgenin, günümüzde tarımsal ve hayvancılık üretimin olmamasına rağmen, korunması gerektiğine dikkat çeken Kalfa, “Belediye başkanı Karaçayır’a spor tesisleri yapmayı amaçladı. Karaçayır, birinci sınıf meradır. Tabi ki engel olunacak. Mera tarım toprağıdır ve verimli bir yerdir. Hayvancılık yapılsın ya da yapılmasın, o bölgenin korunması lazım. Bolu’da spor tesisi yapılacak başka yerler var. Ama gidip Berk’in ortasına veya da Karaçayır’ın ortasına böyle bir şey yapılması, hem kişisel, hem de kurumsal olarak bizce yanlıştır” dedi. Kalfa ayrıca, Türkiye’nin yılda 2 milyon ton GDO’lu soya ithalatı yaptığını belirtti. Devletin mısır ve soya fasulyesi yetiştiriciliği noktasında yerli üreticiyi desteklemesi gerektiğini savunan Kalfa, hükümetin tarım konusundaki bu politikasına eleştirilerde bulundu.

 

Haber: Mehmet KORKUSUZ

Bolu’da Toprak Koruma Kurulu üyelerinden Ziraat Mühendisleri İl Temsilcisi Niyazi Kalfa ile yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:

- Sayın Kalfa, Toprak Koruma Kurulu hakkında bilgi verebilir misiniz?

2005 yılında çıkan yasa ile kentlerde toprak koruma kurulları oluşturuldu. Yasa ilk çıktığı tarihten bu yana bazı değişikliklere uğradı. Örneğin ilk çıktığı tarihlerde ziraat odası ve üniversiteden de kurula üyelikler vardı. Şimdi bunlar kaldırıldı. Yerine il kültür ve turizm müdürlüğü, ticaret ve sanayi odası, çevre ve şehircilik il müdürlüğü geldi.

Toplamda 9 kurum ve kuruluşun yer aldığı bir kurul. Burada belediyeyi ilgilendiren bir proje olursa, belediyeden bir temsilci kurula dahil oluyor. Devlet Su İşleri’nin sulama alanlarıyla ilgili bir işlem söz konusu olup bu toprak koruma kuruluna gelirse, oradan yetkili biri kurula katılıyor. Yine il özel İdaresi ile ilgili bir işlem söz konusuysa, özel İdareden bir temsilci kurula katılabiliyor. Kurulda olumlu yönde karar alınabilmesi için asgari 6 oy gerekli. Bu 3/5’e tekabül ediyor. 6 oy alamayan gündem toprak koruma kurulundan kabul alamamış sayılıyor.

- Kurulda size düşen görevler nelerdir?

Biz kurumsal olarak Türk tarımının savunucusuyuz. Tarım topraklarının savunucusuyuz. Mesleğimizin ana nedeni tarım olması. Eğer tarım olmasa, ziraat mühendisi de olmaz, çiftçi de olmaz. Bizim ana verimiz toprak.

Tarım topraklarını biz ayrı bir yere koyuyoruz. Türkiye’de tarım arazileri tarım dışı amaçlar da kullanılıyor. Neden? Çünkü düz olan arazilerdir. Pek çoğunun ulaşım koşulları da elverişlidir.

Bolu’nun güney kısmındaki Büyük Berk, Küçük Berk, Okçular, Örencik, Çayırköy, Sultanbey, Sultanköy, Çampınar verimli arazilere sahip. Buraların tarım arazisi olarak planlamaları 1970-1975’li yıllarda yapılmış. Bu bölgelerden tarım dışı amaçlı bir yatırım talebiyle kurulumuza bir başvuru gelirse, biz karşı çıkıyoruz. Çünkü tarım alanıdır. Canlılara besin kaynağıdır. Eğer bu tarım alanlarımızı koruyamaz isek, kıraçın ortasında kalırız.

- Peki, tarım konusunda sizce gerekli yatırımlar ya da Bolu için özel desteklemeler yapılıyor mu?

Bolu Ovası, 1970’li yıllarda Gölköy Barajı yapılarak sulamaya açılmıştır. Sulama miktarı o zaman 7-8 bin hektardı. Ancak hesaplamaları 100 bin dönüm arazi üzerine yapılmış. Ve sulama kanallarının tamamı da bu hesaplamalar doğrultusunda yapılmıştır. Gölköy’de iki kanal vardır; Sol sahil, sağ sahil. Sol sahil, gider Bahçeköy’e kadar. Sağ sahil ise, gider Çaydurt’a kadar. Organize Sanayi Bölgesi’nin olduğu bölgeler hep sağ sahil. Demirciler, Çamyayla ve Çatakören’e kadar su gidiyor. Vatandaş tarım üretimini bu şekilde gerçekleştiriyor.

Bu baraj olmadan önce Bolu’da patates üretim miktarı daha düşüktü. Şimdi ise ikiye hatta üçe katladı. Böyle olunca da vatandaşın tarımdan elde ettiği gelir miktarı arttı. Yaşam düzeyi de buna paralel arttı.

70’li yıllarda yapılan sulama şebekesi 100 bin dönüm araziyi sulayabilecek bir planken, bu aşağı yukarı yarıya düştü. 50 bin dönüm civarında bir sulama alanı kaldı Bolu’da. Bunun nedeni de tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasından kaynaklandı. Konutlaşma ve sanayileşme bunun nedenleri. Böyle olunca da tarım alanları küçüldü. Eğer Bolu’da tarımdan bahsedeceksek bunun böyle olmaması gerekir.

Bolu için tarımdan bahsedebilirsiniz. Mengen, Yeniçağa, Dörtdivan, Gerede, Mudurnu ve Göynük’teki tarımsal faaliyetler Bolu Merkez’deki faaliyetler kadar yoğun değil. Çünkü Bolu Ovası gerçekten düzgün ve verimli bir ova. D-100’ün kuzeyi biraz daha verimsiz olsa bile D-100’ün güneyi oldukça verimli. Dekarda bir ton civarında buğday ya da 5 ton civarında patates alınabiliyor. Bu nedenle önemlidir Bolu Ovası. Eğer tarımdan bahsedilecekse Bolu’da tarım alanlarının korunması gerekiyor. Gerede’de de ova var; ancak sulama şansı az olduğu için ve tarımsal nüfus yoğunluğu az olduğu için Bolu kadar verimli değil. Keza Dörtdivan’da da aynı koşullar hakim. Mudurnu, Göynük, Kıbrıscık ve Seben’de de küçükte olsa yer yer ovalar var. Ama asıl önemli olan Bolu Ovası’dır. Bolu Ovası da D-100 karayolunun güneyidir. Biz Ziraat Mühendisleri Odası olarak D-100 Karayolu’nun güneyini mümkün olduğu kadar tarım dışı amaçlarda kullanılmasına karşıyız.

- Yatırımcı, tarım arazisinde farklı ve kent ekonomisi açısından daha kazançlı bir yatırıma imza atmayı planlasa girişimler nasıl gerçekleşiyor? Kurulun bu konudaki tavrı ne oluyor?

Yatırımcı, yatırım bölgesi belediye sınırları içerisinde belediyeye, belediye sınırları dışında ise il özel idaresine başvuruyor. Belediye ya da il özel idaresi bu başvuru üzerine tarım il müdürlüğüne resmi yazı gönderiyor ve diyor ki; “Şu parselde yatırımcı yatırım yapmak istiyor. Uygun mudur, değil midir?”

Bu yazı üzerine tarım il müdürlüğü parsel üzerinde incelemelerde bulunuyor ve sahaya iniyor. İncelemeler doğrultusunda etüt raporu hazırlıyor. Etüt raporuna göre, parselin tarımsal alan olup olmadığı kararı veriliyor. Eğer tapuda da tarım toprağı yazıyorsa, bu sefer konu toprak koruma kuruluna getiriliyor. Kurulda bu başvuru irdeleniyor. Eğer tarım il müdürlüğünün raporlarını kurul yeterli görmez ise ya da kafamızda canlandıramazsak, bu seferde yerinde incelemede bulunuyor. Parselin adresi neresi olursa olsun günümüzü ayırıp o arazi de inceleme de bulunuyoruz.

İncelemeler sonunda asgari çıkacak 6 oy kurulun kararını ortaya koyuyor. Daha sonra il müdürlüğü konuyu bakanlığa gönderiyor, bakanlık onay verirse, hayata geçebiliyor. Bu şekilde bir çalışması düzeni var.

- Deprem felaketi sonrası oluşturulan kalıcı konutlar tarım arazisi üzerinde yükseldi, keza çevre yolu da verimli tarım alanları üzerinden geçti. Bu uygulamaların hataları tartışma götürmeksizin ortada. Öte yandan yıllarca Karaçayır “mera alanı” olarak gösterildi. Bölgede hiçbir hayvansal üretim olmamasına rağmen bu karardan vazgeçilmedi. Ve bu bölgeye yapılması gündemde olan tüm yatırımlara bu engel olarak gösterildi. Alaaddin Yılmaz bu bölgede gerçekleştirmeyi planladığı tüm projelerde sadece “mera” şerhi nedeniyle engellendiğinden yakındı. Bir kıyaslama yaptığınız da siz bu engellemeyi nasıl karşılıyorsunuz?

Bahsettiğiniz bölge Küçük Berk’in merasıydı. Küçük Berk’te insanlar 4-5 ton patates alırlarken, 1 ton buğday elde ederken, niye meralarını bıraksınlar? Neden orayı ekip, biçmesinler? Demek ki mera olduğu için, atalarından öyle olduğu için mera olarak kalmış. Bence birinci sınıfta meradır. Yani 5 ton patates, 1 ton buğday alınan bir yere, ikinci ya da üçüncü sınıf mera denilemez. Birinci sınıf meradır. Şimdi belediye başkanı oraya spor tesisleri yapmayı amaçladı. Tabi ki engel olunacak. Mera da tarım toprağıdır. Orası da verimli bir yerdir. Hayvancılık yapılsın ya da yapılmasın, bence o bölgenin korunması lazım. Meralarında korunması lazım. Yarın öbür gün biz nasıl nefes alacağız? Diyelim ki oraya spor tesisleri yapıldı. Ardından o bölgeye yollar yapılacak. Binalar yapılacak. Tarım dışı işler yapılacak. Bu defa da tarımsal alanlar feda edilecek.

Bolu’da spor tesisi yapılacak başka yerlerde var. Fabrika yapılacak başka yerlerde var. Ama gidip de Berk’in ortasına veya da Karaçayır’ın ortasına böyle bir şey yapılması, hem kişisel, hem de kurumsal olarak bizce yanlıştır.

-          Yani siz hayvancılığın ya da tarımsal hiçbir üretimin artık yapılmadığı Karaçayır’ın mera olduğunu ve gelecekte de bölgenin bu statüde kalması gerektiğini savunuyorsunuz.

Hayvancılığın ya da tarımsal hiçbir üretimin artık yapılmadığı noktasındaki tespit ve değerlendirmeleriniz evet doğru. Mera olarak kullanılmayabilir.

Bürük Berk’in merası ıslah edildi, Çayırköy’ün merası ıslah edildi. Devlet bunlara para verdi. Oradaki vatandaşlar ne yapıyorlar? Köy buralar.

Amaç mümkün olduğunca meralara, tarım alanlarına az zarar vermek.

Ben size bir örnek vermek istiyorum. Türkiye’ye yılda 2 milyon ton GDO’lu soya geliyor. Bunlar yemlerde katkı maddesi olarak kullanılıyor. Şimdi devlet mısır ve soya fasulyesi üretimini destekleseydi de çiftçi üretseydi olmaz mıydı? Pekala, olurdu. Hem çiftçimiz kazanırdı, hem de gelecek nesiller kazanırdı.  Bizce tarım alanlarını bozmamak gerekiyor.

-          Görüşleriniz noktasında gelecek için önerileriniz nelerdir?

Bütün toplantılarda, D-100 Karayolu’nun kuzeyini artık tarımsal açıdan koruma şansımız kalmadığını söylüyorum. Bana bireysel bir başvuru gelse, ben yine de tarım alanı olduğu gerekçesiyle ret yanıtımı yazarım bu bölge içinde. Çünkü DSİ raporlarında buralarda kanallar var. Yani oralara sulama hizmetleri gidiyor. Ama orası artık kıyıdan köşeden gitti. Pek çok köy belediye sınırları içerisine girince, pek çok verimli tarım alanı gitti. O nedenle ileriye dönük olarak Bolu’nun güneyini, Okçular, Örencik, Büyük Berk, Küçük Berk, Seyitköy, Sultanbey, Sultanköy, Çampınar, Köprücüler, Çayırköy, birinci sınıf tarım arazilerinden oluşuyor. Burada ne ekersen ek, hepsi oluyor. Sulama kanalları da var. Devletin sulama kanallarını yeniden revize etmek üzere yeni bir projesi var. D-100’ün kuzeyini elden çıkarmışlar. Belki şehrin dışında kalan Bahçeköy taraflarında sulama şebekesi yapılacak. Diğer tarafları yapmayacak. Daha çok Bolu’nun güneyinde olacak. Bizde Ziraat Mühendisleri olarak her platformda, “Bolu’nun kuzeyi gitti. Tarım olacaksa Bolu’da kentin güneyini koruyalım” diyorum. “Oraya bir çivi çaktırmayalım” şeklinde görüşümü ortaya koyuyorum. Eğer tarım yapmayacaksak da alsın herkes yapsın istediğini. Ama tarımdan geçimini sağlayan insanlarda var. Bolu’nun güneyini korumalıyız. Birinci sınıf bir tarım arazisini nasıl inşaata vereceğiz ki? Yani bir defa verirsek, arkasını alamayız.

-           Geçmişte bunun için yapılmış bir akit ya da alınmış resmi bir karar var mıdır?

Yani öyle bağlayıcı bir karar yok. Sözlü bir şekilde gelişti, Bolu’nun güneyinin korunması fikri. Bolu’nun güneyinde tarım dışı hiçbir çalışma yapılmamasını her defasında savunuyorum ama benim bu fikrim ne derece doğrudur bilemeyiz. Valilik ve bakanlık toplantılarında bunu dillendiriyorum. Çünkü tarım arazilerinin değerini kaybolduktan sonra anlayacağız. Bu arazilerde insanlar ekmek yiyorlar. Artık Bolu patatesinin piyasalarda bir değeri, önceliği var.

Örneğin Kartalkaya’da otel işletmesi ve yol var. Ama orada patates yetiştiriciliği yapılamıyor. Birinci sınıf otel işletmeciliği burada da yapılabilir, Kartalkaya’da da yapılabilir. Ama ne patatesi, ne de buğdayı Kartalkaya’da yetiştiremezsin. Kıyaslamayı bu şekilde yapmalıyız.

Açıklamalarınızdan ötürü teşekkürler Sayın Kalfa.

YORUMLAR  (Toplam 2 yorum)

  • mehmet  (13.06.2014 03:35:50)

    Tarım gelecek demek toprak hayat vatan bayrak demek daha bunu mu tartışıyorsunuz. Yirmi sene sonra beton zeminli top sahasında aç çocuklarınız ekmek dilenirken kafanıza vuracaksınız. Verimsiz alan hep verimsiz kalacak, verimli toprağa beton dökene ne demeli bi düşünün. İçinizden bilgili olanları dinleyin.

  • ALİ ÇAKIR  (13.06.2014 02:42:04)

    SAÇMA ÜZERİNE SAÇMA. HEM ORANIN MERA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR, HEM TARIM YAPILMADIĞINI SÖYLÜYOR HEM DE ORAYA SPOR TESİSİ YAPILAMAYACAĞINI SÖYLÜYOR. BE KARDEŞİM YA ÇÖZÜM ÜRET YA DA GÖLGE ETME. BELLİ Kİ BİZİM GAZETECİ ARKADAŞLAR DA DAHA BAŞKA BİR HABER BULAMAMIŞLAR ALANLARINI DOLDURACAK. ORTAK YANLARIMIZ ÇOK, HEPİMİZ BOŞ BOŞ İNSANLARIZ. İŞ DEĞİL, LAF ÜRETİRİZ...

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: